"Ekonomik, Sosyal ve Kütürel Boyutlarıyla Suriyeli Mülteciler" Paneli

İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren, "Mülteciler farklı ülkeye geldiğinde, o ülkede asgari gelir seviyesini yakalayabilmeleri için istihdam gereklidir" dedi.

Ekren, İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde düzenlenen "Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Boyutlarıyla Suriyeli Mülteciler" panelinin açılışında yaptığı konuşmada, komşu ve çevre ülkelerle Türkiye'nin çok boyutlu ilişkilerinin, hem çok derin, hem de çok yaygın olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, her zaman komşu ve çevre ülkelerle farklı süreçleri birlikte yaşadığını, bu kapsamda, Suriye'de olup bitenlerle ilgilenmemenin mümkün olmadığını vurgulayan Ekren, Suriye'den komşu ülkelere milyonlarca Suriyeli göç etti.

Devetin bu süreci çok yakından izlediğini bildiren Ekren, bu yaklaşımın, komşusu ve çevresiyle ilgilenen, duyarlı olan üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının anlayışını da yansıttığını dile getirdi.

Yaşanan gelişmelerde en önemli sorunun istihdam konusununda ortaya çıkacağını belirten Ekren, şöyle konuştu:

"Mülteciler farklı ülkeye geldiğinde, o ülkede asgari gelir seviyesini yakalayabilmeleri için istihdam gereklidir. Bu gibi olağanüstü durumlarda ortaya çıkan sorunları, tabloları dikkate almak için sorunları çözecek bir modele ihtiyaç vardır. Bu panelden sonra mültecilerle ilgili strateji dökümanı ve eylem planı oluşturulur. Sadece akademik değil siyasi yaklaşımın, sivil toplum kuruluşlarının ve üniversitelerin konuya nasıl bakması gerektiğini gösterecek bir doküman gereklidir."

İstanbul Ticaret Üniversitesi Komşu ve Çevre Ülkeler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. M. Sait Yazıcıoğlu da, Suriye'de yaşananlarda asıl üzerinde durulması gerekenin sonuç değil, sebepler olduğunu bildirdi.

Orada çarpışan tarafların büyük  oranda Müslüman olduğunu belirten Yazıcıoğlu, "Bizim dinimiz, insan hayatına çok büyük değer verir. İnanmış insanlar olarak biz nasıl davranıyoruz" diye konuştu.

Sadece Suriye değil, İslam dünyasının durumunun tekrar analiz edilmesi gerektiğini vurgulayan Yazıcıoğlu, "Çünkü işin özü buradadır. Barıştan, adaletten, huzurdan ismini alan dinimiz, nasıl olur da böyle sonuçlar ortaya çıkarır" değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul Ticaret Odası Başkanı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı İbrahim Çağlar ise 2010 yılı sonlarında başlayan halk hareketlerinde en sancılı yerlerden birisinin Suriye olduğunu söyledi.

"Bir ülke düşünün kendi vatandaşını öldürüyor, vatandaşına sahip çıkmıyor, evladını, anasını, babasını öldüren bir toplum" diyen Çağlar, dünyanın bu olayı seyrettiğini ifade etti. Bu ülkeden büyük bir göçün başladığını ve yaklaşık 2 milyon insanın farklı ülkelere gittiğini dile getiren Çağlar, "Bizim ülkemize de gelen yaklaşık 650 bin insan var. Bir insanın başka ülkede yaşamaya alışması çok zor. Fakat bir taraftan baktığımızda da Türkiye'ye gelmelerinin bir şans olduğunu düşünüyoruz. Bizim misafirperverliğimiz, ağırlama kültürümüz var. Sivil toplum kuruluşlarımız da bu konuda çok duyarlı. Fakat sayının büyüklüğü var. Bu insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması lazım. Çocuklara eğitim verilmeli, bu çocuklar hayattan kopmamalı" diye konuştu.

Birçok ülkenin bu konuda duyarsız kaldığını ve mültecilerin, bir esir kampında kalmasının bile onlar için bir şey ifade etmediğine işaret eden Çağlar, "Ancak biz buna böyle bakmayacağız. Hepimizi duygulandıran bir durum ama biz bunlar için ne yaparız, bunu düşünüyoruz. Kaçak işçilik yapmak ve uygunsuz şartlarda çalışmak zorunda kalıyorlar. Onun için bu çok boyutlu yaklaşımla ele almamız gereken bir konu" ifadelerine yer verdi. - İstanbul