1996-1997 eğitim öğretim yılında Fen Bilimleri Merkezi Dershanesi'ni devraldı. Tek şube olarak aldığı dershaneyi 2004 yılına kadar geçen sürede 100 şubeye çıkardı. 2011-2012 döneminden bu yana başta İstanbul olmak üzere farklı illerde 10 okul açarak eğitim çalışmalarını devam ettiriyor. Fen Bilimleri Eğitim Kurumları kuruculuğunu yapıyor. Şimdi üç-beş yıl içinde tüm işlerini iki oğluna devredip en çok sevdiği şey olan toprağa dönüp, kendi çiftliğinde çiftçilik yapmayı hedefliyor. Eğitimin hemen her kademesinde yaklaşık 45 yıldır bulunan Nazmi Arıkan ile sektörü konuştuk:
Öğretmenlikte kalite sorunu
Öğretmen okullarında iyi yetiştik. Bir müzik aleti çalmayan öğretmen olamazdı. Şimdi öğretmen arkadaşlarım kusura bakmasın ama öğretmenlerde kalite diye bir derdimiz var. Dershanecilik yaparken 1978'de MEF'te bir öğrencimiz Türkiye birincisi oldu. O zamanlar sobalı binadan kaloriferli binaya terfi ettik, çağ atladık. Ondan sonra öğrenci profilimiz değişti. Artık reklam şirketleri ile çalışmaya başladık. Bu arada öğretmenlik yaparken, ben de makine mühendisliğinde okudum ve orayı bitirince de dershanede genel müdür yardımcılığı yaptım. 1996-1997 öğretim yılında da İbrahim Arıkan'ın teşviki ve desteği ile Fen Bilimleri Dershanesi'ni devraldım. 2004'te kendi adımıza açtığımız 10 şubemiz vardı, 2008'e kadar şube sayısını 70'e çıkarttık. Hızlı büyümenin kendi içinde sıkıntıları vardır. Hak etmeyen insanlar da sistemin içine girer. Dershanelerin kapatılması, dönüştürülmesi süreci içeriye girmiş yanlışların düzeltilmesi bizim için bir fırsat oldu. Bunu fırsat olarak değerlendirdik. Birlikte yola çıkmış olduğumuz insanlarla yollarımızı ayırmak zorunda kaldığımız anlar oldu. Dönüşüm başlarken üç okul açmıştık. Dershanelerin kapanma sürecinde şubelerimizin 60'ını temel liseye, geri kalanını da özel öğretim kursu, etüt eğitim merkezi, ortaokul ve liseye dönüştürdük.
10 bin kişi çalışıyordu
2014'te yasa çıktığı tarihte bizim bütçeden maaş alan 5 bin, isim hakkı kullandığımız yerlerde de 5 bin kişi vardı. Yani bize bağlı toplam 10 bin kişi çalışıyordu. Dönüşme sürecinde bazı öğretmenler devlete geçti, bazıları sektör değiştirdi. Şu anda 3 bin 500 kişi ile çalışıyoruz. Önümüzdeki yıl yeniden 6 bin kişi olacak. Biz dershanecilik yaparken öğretmen akademisi gibi çalıştık. Her yıl bölümlerinde iyi derece ile mezun olmuş 250-300 stajyer öğretmen işe alıyorduk. Onları iki yıl derse sokmadan öğretmenliğe hazırlayıp, sonra sınıfa alıyorduk.
***
Yakında bazı özel okullar kapanırsa şaşırmamalı
Bana göre sağlıklı büyüyen kurumlarımızın yanı sıra "kasa hesabı" yapanlar da var. Bunlar hem kaliteyi düşürüyor, hem de velilerde hayal kırıklığı yaratıyorlar. Yakında bazı özel okullar kapanırsa şaşırmamalı. Öğrencilerin ortalıkta Kalmalarından korkuyorum. Bazı özel okullar el değiştirdi, satıldı. El altından birçok okul devrediliyor. Mutlaka özel öğretim kurumları odası yapılmalı. O da sektörde yetkili olmalı. Yani baştan sona özel öğretimin planlanması lazım. Okul kurucusu olmak için standartlar yükseltilmeli. Okul açacak insanlar teminat gösterecek durumda olmalı.
Veliler, aman okulların kurucularına dikkat!
Veliler çok ucuz okullara gitmesin. 8 bin liraya okulculuk zor. Bu durumda ya öğrenciye verilen hizmette, ya öğretmene verilen maaşta ya da vergide bazı eksiklikler var demektir. Eğitim pahalıdır. Ayrıca okulların kurucularına, başarılarına da bakılmalı. Kurucunun eğitimle ilişkisi iyi araştırılmalı.
Son Dakika › Güncel › Eğitimci Nazmi Arıkan - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?