Dünyaya Üçüncü Kez Geldim Sayıyorum"

TUĞBA YARDIMCI - Henüz 7 yaşındayken elinde patlayan dinamit yüzünden bilek altından iki elini kaybeden Ahmet Özen, yaklaşık bir ay önce ardı ardına 4 kalp krizi geçirdi. Yaklaşık 40 dakika süren müdahale ile kalbi yeniden çalıştırılan 63 yaşındaki Özen, vücut ısısının normal değerin altına düşürüldüğü "Hipotermi" tedavisi sayesinde beyin fonksiyonları zarar görmeden sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor.

Evinde 12 Aralık 2016'da kalp krizi geçiren Özen, yakınları tarafından Gümüşhane Devlet Hastanesi Acil Servisine kaldırıldı. Özen, burada yapılan müdahalenin ardından ambulansla Trabzon Kamu Hastaneleri Birliğine bağlı Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ahi Evren Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.

Ambulansta iki kriz daha geçiren Özen'in kalbi, hastanenin acil servisine alındığı sırada yeni bir kriz geçirince durdu. Özen, sağlık personeli tarafından yaklaşık 40 dakika uygulanan kalp masajı ile yeniden hayata döndü.

Hastanenin kalp damar cerrahisi koroner yoğun bakım servisinde tedavi altına alınan Özen'e, beyin fonksiyonlarının zarar görmemesi için vücut ısısının belirli bir değerin altına düşürülerek metabolizmanın yavaşlatılması esasına dayalı "hipotermi" tedavisi uygulandı.

İki çocuk babası Özen, 9'u yoğun bakımda olmak üzere 15 günlük tedavi sürecinde beyin fonksiyonları zarar görmeden sağlığına kavuştu ve ardından taburcu edildi.

Özen, kontrol için geldiği hastanede Başhekim Doç. Dr. İsmet Durmuş ve tedavisini yürüten sağlık personelini ziyaret etti ve duygularının yazılı olduğu teşekkür plaketi sundu.

"Yeni hayatımın yaklaşık 1 aylık dönemindeyim"

Özen, yaşadığı sağlık sorununun ardından, kamu hastanesinden üst düzeyde nitelikli hizmet almanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.

Başhekimden doktora, hemşireden hasta bakıcıya kadar herkese teşekkür eden Özen, uygulanan tedavinin ardından hiçbir kalıcı rahatsızlığı bulunmadığını belirtti.

Özen, doktorlar sayesinde yeni bir hayata başladığını ve yeni hayatının yaklaşık 1 aylık döneminde olduğunu ifade etti.

Çocukluk döneminde de büyük bir badire atlattığını dile getiren Özen, Gümüşhane'nin Torul ilçesine bağlı Altınpınar köyünde ikamet ettikleri 10 Ekim 1959'da bir şenlikte kullanılmak üzere hazırlanan ancak patlatılmayan dinamitin, babası tarafından taş çıkartmada kullanmak amacıyla eve getirildiğini anlattı.

Özen, yiyecek bir şeyler aradığı sırada dinamiti bulduğunu ve fitilini yaktığını belirterek, "Dinamit sağ elimde patladı. Kopan kemikler yanımda bulunan 2,5 yaşındaki kız kardeşimin yüzüne ve vücuduna adeta kurşun gibi saplandı. Benim ise ellerim parçalandı, sağ kulağımda ve sol gözümde hasar oluştu." dedi.

Engeline rağmen eğitim hayatına devam ettiğini dile getiren Özen, liseyi bitirdikten sonra devlet memuru olarak iş hayatına başladığını söyledi.

Özen, çalıştığı sırada Ankara Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesine devam ettiğini aktararak, "Üniversite diplomasını aldıktan sonra amirlik kadrosuna yükseldim. DSİ'de 20 yıl çalıştıktan sonra ekonomik nedenler dolayısıyla malulen emekli olmak durumunda kaldım. 24 yıl önce emekli olmama rağmen 11 yıl da özel sektörde yöneticilik yaptım. Son olarak ise 6 şirketin bağlı olduğu bir holdingin genel müdürlüğü görevinde bulundum." diye konuştu.

Hayatının hep mücadeleyle geçtiğini kaydeden Özen, duygularını şu sözlerle ifade etti:

"Hiçbir zaman 'engelim var' deyip bunun arkasına sığınmadım. Bunu gerekçe gösterip bir yardım talebinde bulunmadım. Sağlam insanlarla yarıştım hep. Sağlam insanların geçtiği bütün yerlerden geçtim. Şimdi ise mükemmel bir sağlık merkezinde gördüğüm tedavinin ardından kendimi çok iyi hissediyorum. Bu benim üçüncü hayatım, tabiri caizse hep direkten dönüyorum."

"Hastamızın vücut ısısını ilk gün 33'e kadar düşürdük"

Hastanenin Anestezi ve Reanimasyon Bölümünde görevli uzman doktor Esengül Keleş, hipotermi tedavisi erken müdahale gerektirdiği için kalp durması yaşanan seçilmiş hastalara uygulanabildiğini söyledi.

Kalp durduğu zaman en çok beynin etkilendiğini vurgulayan Keleş, "Beynin bir dayanma süreci var ve süreci geçtikten sonra böyle bir tedavi uygulamanın bir anlamı yok. Müdahale yapılmadığı durumda hastanın beyin fonksiyonları ve hücreleri 3-4 dakikada etkilenmeye başlar. Ahmet bey sürekli müdahale edilerek getirildi. Acilde de kalbin vücuda kan pompalanması devam ettirildiği için beyin de o haliyle korundu. Biz buna dayanarak beynin etkilenmediğini düşündük ve tedavisine başladık." diye konuştu.

Özen'in vücut ısısının, vücuduna yapıştırılan ped bantlar yardımıyla dış müdahale ile yavaş yavaş soğutulduğunu belirten Özen, "Ahmet beyin hipotermi tedavisi 3 gün sürdü. Soğutma tedavisinin ardından diğer tedavilerine devam ettik ve yavaş yavaş uyandırmaya başladık. Hastamızın vücut ısısını ilk gün 33 dereceye kadar düşürdük sonrasında 35'te takip ettik ve yavaş yavaş ısıttık." değerlendirmesinde bulundu.

Keleş, hastada herhangi bir hasar kalmadığını ifade ederek, "Hastamız uyanır uyanmaz bizden, daha önce okumayı planladığını söylediği bir kitabı istedi." dedi.

Doktor Esengül Keleş, tüm ekip olarak hastanın sağlığına kavuşmasının mutluluğunu yaşadıklarını sözlerine ekledi.