Entelektüel Bakış Derneği (EBADER) Kurucu Üyesi Dr. Gülten Erdem Ünlü, farklı kültürlere ve dinlere sahip olan, farklı dilleri konuşan insanların, birbirlerini tanımak ve anlamak yerine, birbirleriyle çatışmaya girmeleri sonucunda, milyonlarca insanın hayatını kaybettiğini belirtti.
EBADER'in Borsa İstanbul Konferans Salonu'nda düzenlediği "Dünya Ülkelerinde Barış İsteyen Kadınlar Kongresi"nin açılışında konuşan Ünlü, dünyadaki en önemli konunun barış olduğunu söyledi.
Terör, nefret ve ayrılıkların ölüm sayısını sürekli arttırdığını anlatan Ünlü, "Farklı kültürlere ve dinlere sahip olan, farklı dilleri konuşan insanların, birbirlerini tanımak ve anlamak yerine, birbirleriyle çatışmaya girmeleri sonucunda, milyonlarca insan hayatını kaybetmektedir" dedi.
Sevgi, şefkat, anlayış ve hoşgörünün birlik ve beraberliğin temelini oluşturduğunu aktaran Ünlü, "Orta Doğu ve dünyada en çok ihtiyaç duyulan şey, sevgi birliğidir. Bu birlik, düşmanlık yapmak, intikam almak ya da bir tehdit unsuru haline gelmek için değil, barışı tesis etmek üzerine olmalıdır" diye konuştu.
Nefret ortamının kaldırılması ve sevgi birliğinin oluşturulmasında kadınlara önemli görevler düştüğünü bildiren Ünlü, toplumda yaşanan çatışmaların en önemli nedeninin kadının toplumsal hayatta etkin rol almaması olduğunu dile getirdi. Ünlü, Orta Doğu ülkelerindeki sıkıntıların temel sebebinin ise kadının kültürel, sosyal ve manevi durumunun etkin olarak yerine getirilememesi olduğunu kaydetti.
" Türkiye'de Kadının Rolü: Neler Değişti, Neler Değişmeli?"
Kongrede, moderatörlüğünü gazeteci yazar ve Akil İnsanlar Heyeti üyesi Fadime Özkan'ın yaptığı "Türkiye'de Kadının Rolü: Neler Değişti, Neler Değişmeli?" oturumu gerçekleştirdi.
Oturumda konuşan Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Başkanı Gülden Türktan, kadın olarak yapılan herşeyi desteklediklerini ve mutluluk duyduklarını söyledi.
Türkiye'de kadının toplumsal hayattaki durumunun genel olarak kötü olduğunu savunan Türktan, Meclis'teki kadın oranının yüzde 14, akademisyen oranının yüzde 36, belediye başkanı oranının yüzde 1 olduğuna anlattı.
Türktan, Türkiye'de kadın girişimci oranında da gelişmiş ülkelere kıyasla oldukça az olduğunu ifade etti.
KADİGER'in yaptığı çalışmalara değinen Türktan, "Ben Kadın Girişimciyim" yarışmasına 23 bin kadının başvurmasını, gurur verici bir gelişme olarak değerlendirdi.
Türktan, devletten ve özel sektörden kadınların hayatın her alanında yer almasına yönelik çalışmalar yapmasını beklediklerini dile getirdi.
Süvarioğlu: "Tek bir ruhun, yaradanın parçalarıyız"
Pusula Eğitim ve Danışmanlık Kurucu Üyesi Dr. Sema Süvarioğlu da uzun yıllardan beri zor bir yol olan tasavvufta öğrenci olduğunu söyledi.
Toplumda bir kadın-erkek algısı olduğunu belirten Süvarioğlu, "Tek bir ruhun, yaradanın parçalarıyız. Kadın nefsi, erkek ruhu temsil ediyor. Her birimizin içinde de nefsani ve akli yanlar var. Önemli olan nefsimizin tekamülü. Yani akıl ve ruh, bir araya geldiği zaman tekamül ediyor. Ancak o zaman olgunlaşıyor" dedi.
Kadının iş hayatındaki konumunun gün geçtikçe güçlendiğini anlatan Süvarioğlu, "Ancak kadın, kadınsı yanıyla iş hayatında yer alırsa çok daha etkili olacağını düşünüyorum. Halbuki mevcut duruma baktığımızda, iş hayatındaki kadınlar giyimlerinden başlayarak erkekliğe oynamaya çalışıyoruz" diye konuştu.
Özkan: "Bizim çocuklarımız ölüyor"
Gazeteci yazar ve Akil İnsanlar Heyeti Üyesi Fadime Özkan ise "Yeni Orta Doğu: Kürt Meselesinin Çözümünde Kadının Rolü" başlıklı konuşmasında, sorunun bir asır sürdüğünü ve eksik demokrasiden kaynaklandığını ifade ederek, çözüm sürecinin herşeye rağmen bir yıla yakın süredir devam ettiğini söyledi.
Son 30 yılda ülkenin her tarafında ocağına ateş düşen insanlar olduğunu belirten Özkan, "Çözüm sürecinde, birbirimizin acılarını kabul ederek, birbirimize saygı duyarak, mesafe katedebiliriz. Biz, bu süreci selametle nihayete eriştirmek zorundayız" dedi.
Sorunun çözülmemesi durumunda tekrar bombaların patlayacağı, çatışma çıkacağı ve ailelerin ocaklarına ateş düşeceği endişesi taşıdığını aktaran Özkan, "Kimliğine bakmadan çocuklarımızın hayatını kurtarmalı ve yaralarımızı sarmalıyız" ifadesini kullandı.
Özkan, kadının koruyucu, kollayıcı, yaşatıcı özellikleriyle çözüm sürecinde rol alabileceğini belirterek, kadının barış için, başarı için yapabilecekleri olduğunu vurguladı.
Sürecin başarıya ulaşacağına inandığını ifade eden Özkan, "Bu mesele bizim meselemiz, çünkü bizim çocuklarımız ölüyor" dedi.
Özkan, Akil İnsanlar Heyeti'nde yaptığı çalışmalarda evlatlarını kaybeden ailelerle görüşme imkanı bulduğunu, çözüm sürecinin başarıya ulaşmasının ortak istek olduğunu sözlerine ekledi.
Tunay: "Başörtüsü ayıbı geride kaldı"
CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay ise "Kadın ve Barış" konulu konuşmasında, barış için çok ağır bedeller ödendiğini belirterek, barış kelimesiyle yan yana gelecek en anlamlı kelimenin kadın olduğunu anlattı.
Farklılığın bir zenginlik olarak değerlendirilip saygı duyulması gerektiğini vurgulayan Tunay, farklılıkların yıllarca bir tehdit olarak algılandığını ifade etti.
İnancı, kimliği ve düşüncesinden dolayı farklı olanların tehdit gibi görülmesi anlayışından vazgeçilmesi gerektiğini bildiren Tunay, "Korku ve tehdit algısını yenebilmek için cesaretli, kararlı ve ezber bozucu olmalı" dedi.
Tunay, farklı inanç ve düşüncede olanların birbirinin inancını, kültürünü, kimliğini, değerlerini yaşamasını savunmasının, barış açısından önemli olduğunu kaydetti.
Benjamin Franklin'in "Savaşın iyisi, barışın kötüsü yoktur" sözünü anımsatan Tunay, savaşın en büyük mağdurlarından olan kadınların barış için birçok konuda roller üstlenebileceğini söyledi.
Toplumsal bilinç ve hak arama düşüncesinin geliştirilmesinin önemine değinen Tunay, barışın sadece kadınların eliyle olacağını savundu.
Kadın hakları, inanç özgürlüğü, eşitlik ve insan hakları konusunda kayda değer mesafeler katedildiğini belirten Tunay, başörtüsü ayıbının geride kaldığını ancak daha kurtulunması gereken ayıplar olduğunu dile getirdi.
Acı, gözyaşı, çatışma ve savaşların en aza indirilebileceğine olan inancını ifade eden Tunay, dünya barışının da Orta Doğu'dan geçtiğini sözlerine ekledi.
Erbakan: "Temeli şefkat olan bir dünya kurulmalı"
Saadet Partisi GİK Üyesi Elif Erbakan da "Dünyada Kadına Bakış" adlı konuşmasında, dünyadaki güzellikleri paylaşmak için bir araya gelmeyi arzu ettiklerini, ancak gerçeğin bunun tam tersi olduğunu söyledi.
Özellikle Müslüman nüfusun yoğun olduğu bölgelerde kan, gözyaşı ve zulüm olduğuna işaret eden Erbakan, "Savaş ve kadın, çocuk ve ölüm, insan ve vahşet birbirine zıt kelimeler, asla yan yana gelmemesi gereken kelimelerdir" dedi.
Anne sıfatından dolayı kadınların daha şefkatli olduğunu belirten Erbakan, dünya barışında kadınların oynayabileceği roller olduğunu kaydetti.
Aile içi şiddette asıl mağdurun kadınlar olduğunu söyleyen Erbakan, dünyada boşanmaların son 10 yılda yaklaşık yüzde 40 artış gösterdiğine dikkati çekti.
Barış ve kadın ile ilgili sorunlara temel çözümler bulunması için, mevcut anlayış ve düzenden kurtulmak gerektiğini anlatan Erbakan, "Temeli şefkat olan bir dünya kurulmalı. Kuvveti hak sebebi değil, hakkı hak sebebi saymalıyız" diye konuştu.
Erbakan, her insanın insanca yaşama hakkı olduğunu dile getirerek, tüm insanlığın saadeti için yeni bir dünya düzeninin gerekli olduğunu söyledi.
Programın ilk oturumundaki konuşmaların ardından, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, konuşmacılara plaket takdim etti. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Dünya Ülkelerinde Barış İsteyen Kadınlar Kongresi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?