Dostları ve Sevenleri Hrant Dink İçin Yürüyor

Siyasetçilerin de destek verdiği yürüyüşe Trabzonspor taraftarlarının da katıldığı görüldü. Hrant Dink'in ölümünün 7. yıldönümünde Taksim'de toplanan yüzlerce kişi, Agos gazetesine doğru yürümeye başladı. Taksim Meydana izin verilmediği için Talimhane girişinden başlayan yürüyüşe, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Ertuğrul Kürkçü, gazeteci arkadaşları ve yüzlerce seveni katıldı. Yürüyüşe katılan en dikkat çekici grup ise Trabzonspor taraftarları oldu. Yürüyüşe destek veren Trabzonspor taraftarları ellerinde karanfil taşıdı. Talimhane'de yürümeye başlayan yüzlerce kişinin "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeni'yiz" dövizleri taşıdığı görüldü. ERHAN YILMAZ - ZAFER HALATCI

GAZETECİ HRANT DİNK, MEZARI BAŞINDA ANILDI

Gazeteci Hrant Dink, ölümünün 7. yıldönümünde mezarı başında anıldı. Hrant Dink’in eşi ve oğlunun da katıldığı törende dua ve ilahiler okundu.

Gazeteci Hrant Dink için ölümünün 7. yılındaki ilk anma töreni mezarı başında düzenledi. Balıklı Ermeni Mezarlığı’nda düzenlenen törene, Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, oğlu Arat, kardeşi Orhan, akrabaları ve sevenleri katıldı. Anma törenine katılanlar Dink’in mezarını çiçekleri donattı. Törende ilahiler okunurken, Dink için dua edildi. Anma töreni Hrant Dink’in arkadaşı Malik Yalçın’ın okuduğu bir şiirle son buldu. MEHMET ALTUNIŞIK

SERTEL: "HRANT'I SAYGI VE ÖZLEMLE ANIYORUZ"

Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Atilla Sertel, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülüşünün 7’nci yılı nedeniyle bir anma mesajı yayımladı.

Sertel, mesajında şunları söyledi: “7 yıl önce sokak ortasında katledilen meslektaşımız Hrant Dink’i saygı ve özlemle anıyoruz. Bugün gelinen noktada davanın tanıkları, sanıkları, savcıları en önemlisi de verilen kararlar yeniden sorgulanmaktadır. Bu ülkede çok sayıda meslektaşımız karanlık cinayetlere kurban gitti. Bu cinayetlerin hemen hiçbiri tam anlamıyla aydınlatılamadı. Yine bizim ülkemizde çok sayıda meslektaşımız sahte ve düzmece delillerle zindanlara atıldı, çürütülmeye çalışıldı. Bugün ülkemizde yaşananlar bir kez daha göstermiştir ki, adalete olan güven en temelden sarsıntıya uğramıştır. Hak, hukuk, adalet sallanmaktadır. Böylesine bir yapıda geçmişten günümüze verilen bütün cezalar şaibeli hale gelmiş ve bütün bunlar tarihe kara bir leke olarak geçmiştir. Nefret Suçları ve Ayrımcılıkla Mücadele Günü olarak ilan edilen bugünde başta hükümet edenler olmak üzere toplumun tüm kesimlerini, ayrımcılığa, ayrıştırmaya, ötekileştirmeye karşı durmaya, birlik beraberliğe katkı koymaya davet ediyoruz. Ayrımcılığın, nefretin, şiddetin olmadığı, yazdıkları nedeniyle hiçbir gazetecinin, düşünce insanının cezalandırılmadığı özgür ve adil bir ülkede yaşamak istediğimizi bir kez daha vurguluyoruz.”

HRANT DİNK KİMDİR?

Hrant Dink, 15 Eylül 1954’te Malatya’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde zooloji, ardından felsefe eğitimi aldı. Mesleğe 1990’lı yıllarda Ermenice yayımlanan günlük Marmara Gazetesi’nde “Çutak” rumuzuyla, kitaplara yönelik eleştiri yazıları yazarak başladı. Haftalık Türkçe ve Ermenice Agos gazetesini kurdu ve Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yaptı. Yeni Yüzyıl ve Birgün’de yazdı. Türk ve yabancı basında dile getirdiği görüşleriyle dikkat çekti. Almanya, Hollanda ve Norveç’te düşünce özgürlüğü alanında önemli üç ödülün sahibi oldu. Yazıları nedeniyle çok sık gözaltına alındı, hakkında çok sayıda dava açıldı. Kurucusu olduğu Agos gazetesi önünde, 19 Ocak 2007’de uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü.

'ADALET TALEBİMİZ VAR'

“Adalet Talebimiz Var” insiyatifi, Hrant Dink’in ölüm yıl dönümünde bir basın açıklaması yaptı. İnyisatif adına basın açıklamasını okuyan Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, “6 Ağustos 2012’de, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ile yaptığımız görüşmede, Hrant Dink cinayetinin gerçek faillerinin cezalandırılamaması ile ilgili ilgili şikayetlerimizi dile getirmiştik. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, samimi bir üzüntü ve sitem içinde ‘Cumhurbaşkanlığı makamının hazırlattığı raporlar rafta kalmaz’ diyerek konunun bizzat takipçisi olacağını beyan etmişti. Ancak, aradan geçen 18 ay içinde , ne yazık ki hiçbir ilerleme sağlanmadığı gibi umutlarımızı tüketecek gelişmeler yaşandı. Açılmasını beklediğimiz davayı açmayan Savcının, gözaltına almak istediği zaman nasıl cevval olduğunu gözlemledik. Hakkında dava açılmasını ve görevden alınmasını beklediğimiz ve fakat sürekli terfi eden Emniyet müdürlerinin nasıl bir gecede yeni yönetmelikler çıkarılarak görevden alındığını gördük. Yargının kararlarının siyasi hesaplarla nasıl değişebileceğini ve silah gibi kullanılabileceğini izledik ve yıllardır Dink davasında gerçek adaletin ortaya çıkmamasının sebebinin ve kolektif biçimde işlenen bu cinayetin failinin tüm kurumlarıyla dökülen devlet olduğunu İyice anladık” dedi.

Gazeteci ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Cemal Uşak ise bu cinayeti bireysel bir cinayet gibi gösterme çabaları olduğuna dikkat çekerek, “Mahşeri vicdan şunu biliyor ki bu ve diğer cinayetler bireyselliğe indirilemeyecek kadar erin köklere sahip. Asıl mahkum edilmesi gereken bu faili meçhulleri gerçekleştiren o zihniyet. Biz o zihniyeti mahkum edemediğimiz müddetçe korkulur ki gelecek dönemde de benzer cinayetlerle toplumumuz yüz yüze kalacaktır” diye konuştu.