Bursa Kent Konseyi (BKK) tarafından ülkeyi ve şehri ilgilendiren önemli konuların konuşulması amacıyla düzenlenen 'Bursa Konuşuyor' toplantılarında, son olarak Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi'nde (DOSAB) yapılması planlanan santral tüm tarafların katılımıyla konuşuldu.
Atatürk Kongre Kültür Merkezi (Merinos AKKM) Başkanlık Salonu'nda düzenlenen 'Bursa Konuşuyor-DOSAB Santrali' toplantısı, tüm kurumsal tarafların katılımıyla yapıldı. Toplantının Divan Başkanlığı'nı BKK Başkanı Semih Pala, Divan üyeliklerini ise BKK Genel Sekreteri Enes Battal Keskin ve BKK Başkanvekili Şuayip Toprak yaptı.
BKK tanıtım videosu gösteriminin ardından konuşan BKK Başkanı Semih Pala, ülkeye ve Bursa'ya örnek bir toplantı düzenlediklerini söyledi. Bursa insanının hoşgörüsü sayesinde farklı görüşteki insanların bir araya gelebildiğini, aynı konuda farklı görüşlerin medeni bir şekilde dile getirildiğini belirten Pala, "Bursa Kent Konseyi, Türkiye'nin en büyük ve en güçlü kent konseyidir. Köklü yerel gündem 21 geleneği sayesinde Bursa Kent Konseyi örnek işlere imza atıyor. BKK olarak 16 tane büyük konsey toplantısı düzenledik. Yılda ortalama 1500 faaliyete de imza atıyoruz" dedi.
"'Dosab Santrali' konulu toplantıyı birilerini ikna etmek için değil, herkesin birbirini dinlemesi ve bilgilendirmesi için düzenledik" diyen Pala, aynı konuda birkaç toplantı daha organize edeceklerini dile getirdi. Farklı görüşteki insanları Bursa Kent Konseyi'nden başka kurumun bir araya getiremeyeceğini söyleyen Pala, "Bu tür ortamlara Bursalılar olarak sahip çıkmalıyız. Bursa bir dünya şehridir. 25 tane sanayi bölgesi bulunmaktadır. Üretimin yapıldığı, Türkiye'nin büyümesine büyük katkı koyan bir şehirdir. Sanayinin gelişmesi ve tarım topraklarının korunması dünyada her zaman konuşulmuştur. Önemli bir sanayi tesisi olan Dosab'ta büyük bir projeyi hayata geçirmek istiyor" diye konuştu.
"440 firma, daha çok istihdam yapacak"
DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Feridun Kahraman, Dosab'ın buhar ve elektrik tesisi projesinin kamuoyuna anlatılması ve fikir alışverişinde bulunulması imkanı veren Bursa Kent Konseyi'ne teşekkür etti. Eski santral örnekleri gibi olumsuzluk oluşturmayacak yeni nesil bir proje ortaya koyduklarını belirten Kahraman, projede çevre ve insan sağlığını koruma adına hiç bir yatırımdan kaçmadıklarını, teknoloji seçimi, uygulaması ve denetimi anlamında Türkiye'de ilk ve olumlu örnek olacağını söyledi. Projeyle yurt dışına yılda 100 milyon dolar, 10 yıllık bir projeksiyonda ise 1 milyar dolar daha az doğalgaz faturası ödeneceğine dikkat çeken Kahraman, "DOSAB'daki 440 firma, rekabetçi fiyatlarla enerji temini sayesinde daha çok istihdam yapacak, ihracat yapacak ve vergi ödeyecek. Proje DOSAB'ın yüzde yüz yatırım, işletme ve kontrolünde olacak. Kömür tesislerinde, çevre ve insan sağlığına olumsuz etkiler yapan tüm noktalarda yatırımdan kaçınılmadı. En son teknoloji seçildi" dedi.
Kömür ve kireç taşının nakliyesinden, depolanması ve kazanlara taşınmasına kadar tamamen kapalı ortamda olacağını vurgulayan Kahraman, Bursa'da kurulacak bir komisyon aracılığıyla komisyonun seçeceği uluslar arası bir bağımsız denetim kuruluşunun denetim yapmasını da önerdi. Tesislerin çevre ve insan sağlığına zarar vermesi halinde tesisin derhal kapatılacağını, bunun garantisini DOSAB'ın kurumsal olarak verdiğini ifade etti. Tesiste yer altı veya baraj suyu kullanılmayacağını da açıklayan Kahraman, "Santralin ihtiyacı olan su, DOSAB Atık Su Arıtma Tesisi'nde arıtılıp dereye dökülen sulardan, ileri arıtma sistemi ile temiz su olarak geri kazanılacaktır. Bu sistem, dünya ve Türkiye'de bir ilktir. Uçucu baca külleri yüzde 99,95 oranında yeni nesil torba filtrelerle tutulup, kapalı siloda depolanıp, kapalı silobaslarla taşınacak. Küllerin havayla teması ve etrafa yayılması mümkün olmayacaktır. DOSAB'da, bizim tesisimizin üreteceği kadar buhar, hali hazırda 100 civarında fabrika tarafından buhar kazanlarında üretiliyor. Doğalgaz ve kömür kullanan buhar kazanı bacalarının tamamı, DOSAB'ın tek merkezli yatırımı sayesinde kapatılacak. DOSAB, bu projeye 4 yıldan bu yana onlarca mühendis ve uzmanla titizlik içinde çalıştı. Yurt içi ve yurt dışında onlarca santral incelendi.
Bunların sonucunda santrallerin en güçlü yönleri belirlenip alındı. Neticede en son nesil bir buhar ve elektrik santrali projesi ortaya konuldu. Biz çevre ve insan sağlığını koruma anlamında hiçbir maliyetten kaçınmadık, kaçınmayacağız. Bu sistemlerimizi yüzde yüz yedekli kuruyoruz. Bursa merkezde bazı kömür santrallerinde yapıldığı gibi çevre katliamı yapmayacağız. Her türlü denetim garantisini ve taahhüdünü gerek burada, gerekse resmi dosyamızda veriyoruz. Çünkü biz doğru ve çevreci bir proje yapıyoruz" diye konuştu.
"Santralin toplam kapasitesi 390 ton/saat buhardır"
DOSAB Santrali'nin tanıtım filminin gösterilmesinin ardından söz alan DOSAB Müdürü Serhat Şengül ise, DOSAB'ın 348 sanayi parselinde 41 binin üzerinde çalışan, 4 milyar dolar ihracat yapan tüketimde Türkiye'de ilk üçte yer alan sanayi bölgesi olduğunu açıkladı. Sanayicilerin en büyük ihtiyacının elektrik ve doğal olduğunu hatırlatan Şengül, tamamen bölgenin buhar ihtiyacını ve elektriğin üçte birini karşılama amacıyla projenin yapıldığını kaydetti. Türkiye'de organize sanayi bölgelerinin tamamında 4 milyar Smetreküp doğalgazın tüketildiğini, projeyle 200 milyon Smetreküp tüketilmemesinin bölgede yüzde 65, ülke genelinde yüzde 5'i ifade ettiğini anlatan Şengül, "Yılda 100 milyon dolar, 10 yılda 1 milyar dolar tasarruf sağlıyor. Santralin toplam kapasitesi 390 ton/saat buhardır. Bu toplam buhardan 49.9 megavat elektrik elde ediyoruz. Santral, ful kapasitede yılın bin saati çalışıyor. 280 ton/saatini bölgeye buhar olarak yolluyor. Yani yılın yüzde 90'ında elektrik için sadece 110 ton/saat buhar üretimi var. Üzerine çıkan bir yapı yok. Kömür santrallerinde sadece elektrik ürettiğinizde yüzde 32 verimleri zor yakalarken, bizim yıl ortalamasındaki rakamımız yüzde 72'dir" diye konuştu.
Buharı en fazla 4-5 kilometre öteye taşıyabildiklerini, bu yüzden projeyi Dosab'ta yapmayı planladıklarını anlatan Şengül, "Santral alanının 32 bin metrekaresi santral sahası, 20 bin metrekaresi de stok sahasıdır. Kömürler tamamen Çevre Yolu kullanılarak bölgeye getirilecek. 90 kamyonluk bir trafik oluşacak. Otoyol için binde bir kapasitedir. Santralin bitiş tarihi 2017 yılının sonudur. Su sistemi ise santralden bir yıl önce devreye girecek" dedi.
"Temiz enerji kaynaklarına yatırım yapılması ve tercih edilmesi gerekir"
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Bursa İl Temsilcisi Efsun Dindar ise 'Dosab Termik Santral Gerçeği' başlıklı bir sunum yaptı. Santralin buhar kapasitesinin 390 ton/saat, yıllık 8 bin 250 çalışma saatiyle toplam 3 milyon 217 bin ton/yıl olacağının öngörüldüğünü, DOSAB işletmelerinde en fazla buhar tüketiminin 280 ton/saat öngörülmesi halinde yıllık buhar tüketiminin 2 milyon 310 bin ton/yıl olacağını kaydeden Dindar, buhar üretim kapasitesinin, tüketimin ve gereksinimin çok üzerinde olduğunun görüldüğünü anlattı. Düşük kalorili kömür yakıldığında açığa çıkan külün civa, arsenik ve kurşun içeriğinin yüksek olabileceğini ifade eden Dindar, "Temiz enerji kaynaklarına yatırım yapılması ve tercih edilmesi gerekir. DOSAB Buhar ve Enerji Üretim Tesisi'nin çevresel etkilerinin değerlendirilmesi raporunun kalitesi önem taşımaktadır. Alanın ova bölgesinde yer alıyor olması, büyük ilçelere olan yakınlığı düşünülürse tesisin riskleri çok büyük oranda artıracaktır. Yüz binlerce insanın yaşam alanına bu derece yakın bir alanda bulunan tesiste, meydana gelebilecek en küçük problem gelecekte telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Hakim rüzgar yönü kuzey-doğu olan şehirde, santral faaliyetleri sonucu oluşacak toz, duman gibi maddeler rüzgarın etkisiyle nüfus yoğun ilçelere taşınacağı açıktır" diye konuştu.
Baca gazı sıcaklığının 170 derece olarak belirtilen tesisin, şehrin ve özellikle en önemli su kaynağı olan Uludağ'ın yağış rejimini olumsuz etkileyeceğini, kar yağışı miktarını azaltacağını ileri süren Dindar, tesisin faaliyete geçmesiyle DOSAB'ta çalışan 45 bin kişinin, civar köylerin ve otobüs terminalindeki binlerce vatandaşın partikül madde, azot oksit, kükürt oksit, karbondioksit ve diğer iz gazların kirliliğine maruz kalacağını kaydetti. Dindar, gelecek kuşakların yeterli, güvenli ve kaliteli gıdalara erişmelerinin sağlanması, toprağın, suyun ve havanın kirletilmemesi adına yatırımdan vazgeçilmesini istedi.
"Sanayicinin en büyük girdisi enerjidir"
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Enerji Konseyi Başkanı Erol Dağlıoğlu, dünyadaki bütün savaşların enerjiye sahip olma adına çıktığını hatırlattı. Kömürün kötü olmadığını, kömürün yakılma sisteminin, yandıktan sonra çıkan gazın tehlikeli olduğuna dikkat çeken Dağlıoğlu, şunları söyledi;
"Sanayicinin en büyük girdisi enerjidir. Bizler sanayimizin gelişmesini, daha fazla iş alanı istiyoruz. Dünyayla rekabet edebilmemiz için girdilerimizi kontrol edebilmeliyiz. Dünyada enerji kavramının yüzde 55'i buhar, ısıtma ve soğutmadır. Yalnızca yüzde 21'i elektrik enerjisidir. Bu santrale termik santral denmesi hoş değil. Çünkü termik santraller kaynağında yapılır. Bu santral bir buhar santrali olduğu, buharın taşınma ihtimali de olmadığı için buharın kullanılacağı yerde yani sanayide yapılması tercih edilmiş. Tek enerji kaynağına bağımlılık bu ülkeyi her geçen gün biraz daha zorluyor. Türkiye'nin cari açığının en büyük sebebi de enerji ithalatıdır. Bunu en aza indirmemiz gerekiyor. Güneş enerjisi konusunda Türkiye bir cennet ancak teknolojinin daha çok değişmesi gerekiyor. Dosab'ta kullanılacak teknoloji doğru kullanıldığında mutlaka bütün önlemler alınmış olacaktır".
"Termik santral civarında erken doğumlarda artış görülmektedir"
Bursa Tabip Odası Temsilcisi Dr. Kayıhan Pala, insanların bilgi alması için toplantıyı düzenleyen Bursa Kent Konseyi'ne teşekkür etti. Yapılan yatırımın insan sağlığına karşı etkilerini anlatan Kayıhan Pala, meselenin sadece Dosab'ı değil, şehri ve ülkeyi ilgilendirdiğini belirtti. Bursa'da zaten havanın kirliği olduğunu, DSÖ'nün 2013 yılında hava kirliliğini kanser yapan maddeler listesine koyduğunu söyledi. Termik santrallerinin bilimsel makalelere göre akciğer hastalıklarında ve akciğer kanserinde artışa sebebiyet verdiğini dile getiren Pala, termik santral çalışanlarında genetik hasarın bile oluşabileceğini kaydetti. Yüzey ve yeraltı sularına ağır metallerin karışması sonucu cilt kanserlerini tetiklediğini anlatan Pala, "Termik santral civarında erken doğumlarda artış görülmektedir. Bir yerde kömürlü termik santraller varsa orada mutlaka erken ölümler oluyor. Eski teknolojilerde çok yüksek ölümler oluyordu. Yeni teknolojilerde ise ölümler azalıyor. Ama buna bağlı ölümlerde bir devamlılık var. Emisyonların sıfıra indirildiği bir sistem söz konusu değil. Doğalgaz yerine kömür kullanarak enerji maliyetlerin düşürülmesi arzulanıyor. Ancak hastalananların ve ölenlerin maliyetlerini düşünmüyoruz. Ölümün bir maliyeti zaten olmaz. ABD resmi ajansının verilerine göre, her sene kömürlü termik santraller nedeniyle 24 bin kişi ölüyor. 28 milyonun üstünde kömürlü termik santraller yüzünden solunum yolu hastalığı belirtili olgu var. 4 milyonun üzerinde kayıp iş günü var" dedi.
AB komisyonunun Türkiye'nin de içinde olduğu 30 ülkeyi kapsayan araştırmasına göre, 250 bin yaşam yılı kaybı olduğu, her yıl 23 bin kişinin kömürlü termik santraller yüzünden erken öldüğünü belirten Pala, "Aynı araştırmaya göre, kömürlü termik santrallerin yıllık sağlık maliyeti 15,5 ile 42,8 milyar Avro arasında değişiyor. Bunun Türkiye'ye izdüşümü, yapılan çalışmalara göre 2,4 ile 6,7 milyar Avro'dur. Bu da Türkiye'nin toplam sağlık harcamasının yüzde 7 ile 20'si arasındadır. Türkiye'de kömürlü termik santrallerin sebep olduğu erken ölüm sayısı 7 bin 900'dür. Santraller yüzünden 800 bin astım krizi yaşandığı, 8 milyon güne yayılan solunum yolu hastalıkları olduğu hesaplanıyor" diye konuştu.
"Bizlerde de herkes gibi hassasiyet taşıyoruz"
Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu Yönetim Kurulu üyesi ve Bursa OSB'ler Platform Başkanı Selim Yedikardeş ise, kendi fabrikasının da Dosab'ta bulunduğunu, Bursa'da toplam 2 bin 175 işletme bulunduğunu, 234 bin kişinin istihdam edildiğini aktardı. İş dünyasının daha fazla çalışmak ve üretmek istediğini belirten Yedikardeş, "Bizler doğaya karşı daha duyarlıyız. Çünkü bizler bazılarından daha fazla para kazandık, iş adamı olduk. Bursa, çok şükür ithalatından fazla ihracat yapıyor. Ben bu santralin tam göbeğinde olan sanayiciyim. Bizler fabrikaların içerisinde yaşıyoruz. Evlatlarımız da yaşanacak. Bizlerde de herkes gibi hassasiyet taşıyoruz. O yüzden terminale onay veriyoruz" diye konuştu.
Enerji Verimliliği Derneği (Enverder) Bursa Şubesi Başkanı Mustafa Uysal, Bursa için önemli konunun görüşüldüğü bir toplantıyı düzenleyen Bursa Kent Konseyi'ne teşekkür etti. Sürekli büyüyen Türkiye'nin ihtiyaçlarının da artığını, Bursa'nın da bir mihenk taşı olacağını aktaran Uysal, yurtdışından örnekler vererek enerji ihtiyaçlarının nasıl karşılandığını anlattı. Dünyada yüzde 30'ları aşan kömür kaynaklarının kullanımı olduğunu söyleyen Uysal, dünyada kömür tüketiminin önümüzdeki yıllarda azalmayacağını, giderek artacağını belirtti. Yapılacak santralin Avrupa disiplininin üzerinde öngörüleri olduğunu anlatan Uysal, Türkiye'ye kömür santrali yapılmasın diyen ülkelerin yeni kömür santrallerini devreye soktuğunu vurguladı.
Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Proje danışmanı Prof. Dr. Gülen Güllü, tesisin bilimsel normlara uygun olarak çevreye etkilerini belirlemeye yönelik yapılmış çalışma hakkında bilgi verdi. Güllü, çalışmanın henüz sonuçlanmadığını, tamamlanmış CED raporunun da halkın bilgisine sunulacağını söyledi.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Bursa Şube Başkanı Remzi Çınar, meselenin kömürlü termik santral olmadığını, santralin yerini doğru bulmadıklarını söyledi. Çınar, milyonlarca vatandaşın yaşadığı şehrin göbeğine kurulacağına dikkat çekti.
Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Hakan Karademir, Dosab'ın başka yere taşınmasının tartışılması gerektiğini belirtti. Bölgedeki işletmelerin Ar-Ge'ye yönelmesini isteyen Karadeniz, hergün tonlarca kömürün ve kireçtaşının şehir merkezine taşınacağını sözlerine ekledi.
Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Doç. Dr. Ertuğrul Aksoy ise, yaşamı devam ettirmek için temiz havaya ve temiz gıdalara ihtiyaç olduğunu, OSB'lerin birçoğunun da tarım arazisi üzerine kurulduğunu ifade etti. OSB'nin ihtiyacı olan suyun yeniden kazanımla arıtacak tesise karşı olmadıklarını anlatan Aksoy, ancak son rapora göre o alanda enerji üretim tesisinin kömür kırma, karıştırma tesisinin yapılacağını öğrendiklerini, ilgili kurumları göreve davet ettiklerini dile getirdi.
Doğader Genel Sekreteri Caner Gökbayrak, sanayicilerin maliyetleri aşağı çekmek amacıyla buhar santralini kurmayı planladığını, tarım arazisine kurulan Dosab'ın Bursa ovasının havasını ve suyunu kullanarak değiştirdiğini iddia etti. Vatandaşın tepkisine rağmen yatırımı anlamlı bulmadıklarını söyleyen Gökbayrak, Dosab'ta kurulacak termik santralin mihenk taşı olacağını, diğer OSB'lerin de kurmak için harekete geçeceğini ileri sürdü.
Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr Kamil Salihoğlu ise, santralin domino etkisi yapacağını, diğer sanayi bölgelerinin de sıraya gireceğini ileri sürdü. Bu tesisin Demirtaş Barajı'nın sulama havzası içerisinde yapılacağını belirten Salihoğlu, birçok sıkıntının planlamadan ve yerinden çıktığını kaydetti.
Panayır Mahallesi Muhtarı Dursun Kara da vatandaşların çok tedirgin ve sıkıntılı olduğunu, yerleşim yerine bu kadar yakın bir yerde termik santral kurulmasını tasvip etmediklerini vurguladı.
Toplantı sonunda BKK Başkanı Semih Pala, "DOSAB Santrali konulu, dört saat süren gerilimli Bursa Kent Konseyi 'Bursa Konuşuyor' Genel Konsey toplantısını katılımcıların katkısıyla yüzümüzün akıyla bitirdik. Bursa, Türkiye´de yapılamayanı yaptı ve en zor konuyu bile medenice, olgunlukla konuştu. Hayatımın en zor ve riskli toplantılarından birini yönettim. Bursa Kent Konseyi adına tüm katılımcılara teşekkür ediyorum" dedi.
Son Dakika › Güncel › DOSAB Santrali 'Bursa Konuşuyor' Toplantısında Ele Alındı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?