Donanma Komutanlığı'ndaki Darbe Girişimi Davasında Karar

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlerine ilişkin davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına duruşmalara katılan avukat Halit Çokan, "Demokratik düzene zorbaca tasallut etmeye çalışan ve aklında demokratik düzeni lağvetmeye çalışan birileri varsa veya gelecekte olacaksa, bugün gerçekleşen sonuçların onlar için çarpıcı bir ders olmasını temenni ediyorum." dedi.

Çokan, karara ilişkin gazetecilere yaptığı açıklamada, 15 Temmuz 2016'da milli iradeye yönelik menfur bir saldırı gerçekleştiğini anımsatarak, saldırının her ne kadar darbe olarak addedilse de aslında ülkenin işgal ve parçalanma girişimi olduğunu söyledi.

Milletin kahramanlığı ve fedakarlığı sayesinde bu olayın atlatıldığını ve bugün bu ihaneti gerçekleştirenlerin adil yargının huzurunda hesap verdiğini belirten Çokan, darbe girişiminde deniz kuvvetleri ayağını oluşturan Donanma Komutanlığı'nda birtakım hareketlenmeler olduğunu, bazı gemilerin seyre kaldırıldığını ve Donanma Komutanlığı bünyesinde de kimi faaliyetler gerçekleştirildiğini hatırlattı.

Çokan, Donanma Komutanlığı'nda meydana gelen olaylara ilişkin 7 Eylül 2017'den bugüne süren uzun yargılama süreci içerisinde mahkemenin son derece adil, titiz ve şeffaf bir yargılama yaptığını vurgulayarak, bu yargılamaya söylenecek hiçbir sözün bulunmadığını aktardı.

Mahkemenin son derece titiz bir araştırmayla bir sonuca varmaya çalıştığını dile getiren Çokan, mahkemenin hukuk devleti ilkelerine riayet ederek, demokratik ve şeffaf bir şekilde vicdani kanısını bugün ortaya koyduğunu dile getirdi.

Avukat Halit Çokan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"15 Temmuz 2016'da meydana gelen olaylarda Fetullahçı Terör Örgütü ile darbe arasındaki ilişkiyi doğrudan ortaya koyan iki dava var. Birisi Akıncı davası, ikincisi de Donanma davası. Donanma davası, mahrem yapıyla darbeyi gerçekleştiren askerler arasındaki ilişkiyi doğrudan ortaya koyan bir dava olması hasebiyle fevkalade önemli bir davadır ve Fetullahçı Terör Örgütü'nün parmak izini ortaya koyması bakımından değerli bir davadır. Bunun dikkatle takip edilmesinde fayda vardır.

Bugün görülen yargılamada sayın mahkemenin vicdani kanısının eseri olarak 23 ağırlaştırılmış müebbet, 13 müebbet, 3 yardım eden, 8 beraat ve bu hapislerle beraber veya bağımsız olarak 1 yıldan 26,5 yıla kadar değişen oranlarda ve miktarlarda hapis cezalarına hükmetti. Demokratik düzene zorbaca tasallut etmeye çalışan ve aklında demokratik düzeni lağvetmeye çalışan birileri varsa veya gelecekte olacaksa bugün gerçekleşen sonuçların onlar için çarpıcı bir ders olmasını temenni ediyorum. Ortaya çıkan kararın milletimize ve demokratik hayatımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum."