Diyarbakırlı Yazar 'Hüzünlü Hayat'ı İle Dikkat Çekiyor

Diyarbakır Yazarlar Birliği Genel Başkanı Fatma Öztürk, genç yaşına rağmen yazdığı 'Hüzünlü Hayat' isimli romanı çok dikkat çekiyor. Kültür Bakanlığı'nın 81 ildeki tüm kütüphanelerde olmasını istediği Diyarbakırlı yazarın romanı şimdiden best oflar arasına girmeyi başardı bile. Kitabı değerlendiren yazarlar, Fatma Öztürk'ün 'Hüzünlü Hayat'ının romanlarıyla üç-beş kuşağı ağlamayı başaran Kemalettin Tuğçu'nun görevini alabileceğini ifade ediyorlar.

Diyarbakır'da sona eren 'Amed Kitap Fuarı'nda en büyük ilgiyi görenler arasında kentin yetiştirdiği genç ancak yetenekli yazar Fatma Öztürk yer aldı. Aynı zamanda Diyarbakır Yazarlar Birliği Genel Başkanı olan Fatma Öztürk, "Gençliğimi verdim" dediği ilk romanı 'Hüzünlü Hayat' müthiş dikkat çekiyor.

Kadınlar ve Güçlü İrade

Üç Bakanlıktan romanıyla ilgili tebrik alan Öztürk, Kültür Bakanlığı'nın talimatıyla roman kitabı 'Hüzünlü Hayat' 81 ildeki tüm kütüphanelerde olması gerektiği vurgulandı. Romanda özellikle kadınların çektiği zorlukları ve yaşamındaki zorluklar en ince ayrıntılarına kadar kaleme alınıyor. Haksızlıklarla hapse giren bir babanın yaşantısının da ustalıkla anlatıldığı kitapta, güçlü iradenin en sonunda galip gelişi anlatılmış. Romanda ayrıca bir kadının bilgi sahibi olmadan yol almasının ne kadar büyük zorluklar getirdiği, en başında zorla evlilikler olmak üzere, diğer zorluklar ustaca anlatılıyor.

Yazar Aydın: İlk Okuduğumda Aklıma 'Açlık' Geldi

Stantta kitabı göz ucuyla inceleyen yazarların ilk yorumları da farklı değil. Üç beş kuşağın ağlamayı Kemalettin Tuğçu'nun romanlarından öğrendiğini anlatan yazarlar, bundan böyle bu görevi Fatma Öztürk'ün alacağını ifade ediyorlar. Diyarbakır Yazarlar Birliği Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Aydın'da, Fatma Öztürk'ün romanıyla ilgili şunları söylüyor:
"Fatma Öztürk'ün romanını okuduğumda aklıma başucu kitabım, Norveçli Yazar Knut Hamsun'un 'Açlık' adlı romanı geldi. Doğaçlama bir romandı. Öztürk'ün romanında da aynı duygular hakimdi. Sanki yaşaya yaşaya yazılmış. Soyutluktan ziyade doğallığın hakim olduğu, içtenlikle yazıldığı apaçık ortada. Zorluklarla geçen bir hayatı anlatırken de ustalığını ortaya koymuş. Yunus bey'in durumunu anlatırken, cezaevinden çıktıktan sonraki süreçte göstermiş olduğu vefa örneğini okuduğum zaman bölgenin yardımseverliğini anlamamam için bir neden yoktu. Değerlendirmemin başında da belirttiğim gibi sanki Fatma Öztürk, 'Öyle bir hayat yaşayacağım ve kesitlerden yararlanarak bir roman oluşturacağım' düşüncesini gütmüş.. Fedakarlık, güzel duygular, tesadüfen ortaya çıkmış bir aşkı da zikretmemek olmaz. Başarılı olacağını ümit ediyorum"

Öztürk: Bütün Gençliğimi 'Hüzünlü Hayat'a Verdim

Kitabını yazarken o günleri adeta yaşadığını, o anları hissettiğini ve öyle aksettiğini anlatan Yazar Fatma Öztürk, kendi kitabı için, "Benim için 'Hüzünlü Hayat' dünyanın en iyi ve en güzel kitabıdır. Çünkü, bütün gençliğimi bu kitaba verdim" dedi.

Okuyarak Araştırmacı Olunur Ancak Yazarlık Başka Şey

Yazarken günler ve saatlerin anlamsızlığını ifade eden Yazar Fatma Öztürk, "Gerçekten yazarken saatler ve zaman çok farklıdır. Örneğin okuyarak, araştırarak büyük ve başarılı bir araştırmacı olunur ancak, okuyarak veya tahsil derecesini yükselterek yazar olunacağını sanmıyorum. Birbirinden çok farklı şeylerdir" diye konuştu.

Kitaba İlgi Oldukça Yoğun

Fuarda da oldukça olumlu tepkiler aldığını, küçükte olsa bir hayran kitlesine sahip olmaya başladığını anlatan Öztürk, "Gördüğüm ilgiden oldukça memnunum. Diyarbakır halkı gerçekten sanatı ve sanatçıyı, kültürü çok iyi biliyor. Diyarbakır geçmişte kültürün başkenti idi ve gelecekte de yine kültürün başkenti olacağını düşünüyorum. Şu an yeni romanım var ve baskıya hazır. Tek eksiği kitabın ismine henüz karar verememiş olmak. Kısmet olursa yeni kitabımı kısa süre içinde çıkarmış olacağım. Onun dışında yeniden henüz ilk satırlarını yazdığım bir eser daha olacak ne zaman biteceğini bende bilmiyorum" şeklinde konuştu.

KAYNAK: Özgür Haber Gazetesi/Engin ÖZTÜRK