'BİZİ SUÇSUZ YERE CEZALANDIRANLARI AFFETMEYECEĞİZ'
İHD Diyarbakır Şubesi, taş atan çocukların durumuna dikkat çekmek amacıyla Avrupa Birliği'nin (AB) desteklediği 'Kanunla İhtilafa Düşmüş ve Adalete Erişemeyen Çocukların Haklarını Savunma" adıyla proje başlattı. İHD'ye mektup gönderen cezaevindeki S.D adlı bir çocuk, "Beni ailemden, arkadaşlarımdan koparan, beton duvarlara mahkum eden insandan elbet bir gün adalet hesap soracaktır. Önce suçsuz yere bizi buraya getirip, sonra sanki mükafatmış gibi bizi bırakacaklarını söyleyen insanları hiç affetmeyeceğim" dedi.
İHD Diyarbakır Şubesi, Güneydoğu'da çıkan toplumsal olaylarda polise taş attıkları gerekçesiyle çeşitli cezalara çarptırılan çocukların durumuna dikkat çekmek için, AB destekli 'Kanunla İhtilafa Düşmüş ve Adalete Erişemeyen Çocukların Haklarını Savunma' projesini başlattıklarını açıkladı. Konuya ilişkin basın toplantısı düzenleyen İHD yöneticileri Halil Bayhan, avukatlar Keziban Yılmaz, Serdar Çelebi, Rehşan Bataray ve Pınar Dalkuş projeyi anlattı. Proje hakkında bilgi veren Halil Bayhan, sivil toplum örgütlerinden oluşan ortak çalışma grubu, dava izleme ve gözleme grubu, rehabilitasyon birimi, çocuklara adalet konulu konferansların düzenleneceğini söyledi. Proje kapsamında Diyarbakır ve Van'da iki büyük konferans düzenleyeceklerini kaydeden Bayhan, 8 ilde ise seminerler düzenleneceğini belirtti.
ÇOCUK, ÇOCUK OLARAK GÖRÜLMÜYOR
Avukat Rehşan Bataray ise, çocukların yaşları ve bilinç düzeyleri nedeniyle Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında yargılanamayacaklarını ifade ederek, "Taş atan çocuklar örgütün ideolojisini benimseyecek bilinçte değiller. 18 yaşını doldurmayan bir genç nasıl oy kullanamıyorsa, 18 yaşın altındaki çocuklar da devletin birliğine karşı nasıl suç işlemiş olabilirler. Çocuk, çocuk olarak görülmüyor" diye konuştu.
Taş atan çocukları 'TMK mağduru çocuklar' olarak tanımlayan İHD yöneticisi avukat Keziban Yılmaz da, TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşülerek kabul edilen tasarıyı eksik bulduklarını belirterek, tepki gösterdi. Çocukların yine TMK'ya göre, 'terör suçlusu' olarak yargılanacaklarını savunan Yılmaz, yasa tasarısında mağduriyeti ortadan kaldırmaya yönelik bir gelişmenin olmadığını iddia ederek, "Yasada ayrımcılık söz konusu. Yasa sadece çocukları cezaevinden çıkarmaya yöneliktir. Ancak cezaevinden çıktıktan sonraki durumlarına ilişkin bir düzenleme yoktur. Tasarı eksik. Bir an önce ek düzenleme yapılmalıdır. Terörle mücadele kapsamında yargılanamazlar. Yasa tasarısı hedef saptırmadır. Çocuk taş atmışsa yine örgüt üyeliğinden yargılanacak. 7.5 yıl ceza yerine, 5 yıl ceza verilerek cezası ertelenecek. Ancak, ikinci kez tekrar ederse yeniden hapis cezasına çarptırılacak. Taş, halen silah olarak değerlendiriliyor. Kürt sorunun faturası çocuklara çıkarılmasın. Devlet çocuğu çocuk olarak görsün" diye konuştu.
ÇOCUKLARIN MEKTUPLARI OKUNDU
Yılmaz, Diyarbakır cezaevi'nden Muş Cezaevine sevk edilen çocuklardan H.T ve S.T'nin mektuplarını da okudu. Yılmaz'ın okuduğu mektuplarda şu ifadelere yer verildi:
"Diyarbakır'dan apar topar buraya getirildik. Sabah 06.00-07.00 sıralarında 'Elazığ'a götürülüyoruz' denilerek Muş'a getirildik. Tüm eşyalarımız Diyarbakır'da kaldı. Eşyalarımızı torbalara koyduk ve elimize aldık. Ancak, kapıda askerler ellerimizi bükerek bizi cazevi nakil aracına attı. Eşyalarımızın tümü orada kaldı. Şu anda birçok arkadaşımızın elbiseleri bulunmamaktadır. Askerler bizi sevk ederken sert davranışlarda bulundular. Kolumuzu büktüler, sert konuştular, hakaret ettiler. Bizi tehdit ettiler, ellerindeki copu göstererek 'Akıllı olun' diyorlardı. Muş cezaevinden yönetim bize battaniye verdi. Ancak, battaniyeler idrar kokuyordu. Bu nedenle geri gönderdik. Diğer koğuştaki arkadaşlar bu ihtiyaçlarımızı karşıladı. Babam Bingöl cezaevinde. Bu nedenle sevkimi istedim. Ancak gelen cevapta 'Cezalı olduğum' şeklinde bir gerekçe ile talebim reddedildi. Halay çekmek istiyoruz ama engellemeler ile karşılaşıyoruz. Ben lise ikinci sınıfta okuyorum. Ancak sınavlara alınmadım."
'BİZİ CEZALANDIRANLARI AFFETMEYECEĞİM'
S.D adlı başka bir çocuğun gönderdiği ve Başbakan Erdoğan'a tepki gösterdiği mektupta ise şunlar yer aldı:
"Aylardır devletin dilinden düşmeyen sözde çocuk yasası sadece bir oyalamaktan ibarettir. Biz kimseden af istemiyoruz. Af istemenin suç işleyenlerin yaptığı bir eylem olarak biliyorum. Yalan ifadelerle, mahkemede uyuyan hakim ve savcılarla, olmayan delillerle, sözde bilirkişilerle bin insanı nasıl suçlayabilirsiniz ki? Şimdi yargılanan tüm Kürt çocuklarının başına gelen budur. En çok zoruma giden Başbakanın bu kadar barış havarisi kesilmesi. Filistin'i ağzından düşürmüyor. Burnunun dibindeki acıları görmeyen bir insanın, acıları anlaması imkansızdır. Beni ailemden, arkadaşlarımdan koparan, beton duvarlara mahkum eden insandan elbet bir gün 'adalet' hesap soracaktır. Önce suçsuz yere bizi buraya getirip, sonra sanki mükafatmış gibi bizi bırakacaklarını söyleyen insanları hiç affetmeyeceğim."
Son Dakika › Güncel › Diyarbakır - İhd'den Ab Destekli 'Taş Atan Çocuklar' Projesi - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?