Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, yarın Ankara'ya gelecek olan Suriye Kürt Ulusal Konseyi (SUKUK) temsilcilerine ilişkin olarak, "Konuşmamızda, görüşmemizde hiçbir olağanüstülük yoktur. Aksine konuşmamız ve görüşmemiz bir zarurettir" dedi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Kosta Rika Dışişleri Bakanı Enrique Castillo Barrantes'le düzenlediği ortak basın toplantısında, soruları yanıtladı.
Davutoğlu, bir gazetecinin yarın Türkiye'ye gelecek olan SUKUK temsilcilerine ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine, Türkiye'nin komşu ülkeler söz konusu olduğunda etnik ve mezhebi ayrım gözetmediğini, özellikle Suriye gibi çok uzun bir sınıra sahip olduğu dost ve kardeş bir ülkede bulunan her etnik ve mezhebi unsurun Türkiye için aynı ölçüde saygın dost, akraba ve kardeş olduğunu vurguladı.
Suriye'de etnik ve mezhebi barışın sağlanmasını istediklerini söyleyen Davutoğlu, herhangi bir mezhebin veya etnik grubun diğerleri üzerinde hakimiyet kurması ya da bir çatışma çıkarmasına karşı durduklarını ifade etti. Davutoğlu, "Bu çerçevede Suriye'deki Kürt kardeşlerimizin de Suriye ile ilişkilerimizde yakın diyaloğun sürdüğü ve rejimin halkına zulmetmediği dönemlerde Suriye'de hak ettikleri yerleri almaları ve haklarının tanınması için büyük çaba sarf ettik" diye konuştu.
Suriye'de rejimin uyguladığı baskı sonrasında, bütün gruplarla olduğu gibi, Kürt unsurlarla da ilişkilerin sürdürüldüğünün altını çizen Davutoğlu, geçen sene Suriye Kürt Ulusal Konseyi'nin temsilcileriyle Erbil'de görüştüklerini ve birçok muhalefet toplantısında da bir araya geldiklerini hatırlattı.
Türkiye'nin Suriye'deki diğer unsurlarda olduğu gibi Kürt unsurlarla görüşmesinde hiçbir olağanüstülük olmadığını vurgulayan Davutoğlu, Ankara'ya yarın gelecek olan heyette de eskiden beri ilkesel olarak Suriye rejimine karşı tavır koymuş ve muhalefette yer alma iradesi göstermiş liderlerin bulunduğunu anlattı.
Suriye konusundaki ilkelerden birisinin tüm etnik gruplara aynı yakınlık içinde yaklaşmak olduğunu söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"İkinci ilke ise Suriye rejimi karşısında Suriye halkının haklı mücadelesinin içinde yer almaktır. Suriye Kürt Ulusal Konseyi ve yarın gelecek olanlar benim Erbil'de de görüştüğüm ve muhalefet içinde rejime karşı tavır almak konusunda hiçbir tereddüt göstermemiş olanlar. Son dönemde de gerek Suriye Ulusal Koalisyonu ile yaptığımız görüşmelerde, gerek Kürt gruplarla yaptığımız görüşmelerde, bu grupların Suriye muhalefetine katılması yönünde teşvikte bulunduk. Önümüzdeki sürdürülebilecek Cenevre konferansı hazırlıklarında da biz isteriz ki tüm gruplar Suriye Ulusal Koalisyonu çatısı altında müzakerelere ortak bir vatandaşlık bilinciyle gitsinler. Bu konuda görüşmeler yapmak üzere gelecekler. Suriye Ulusal Koalisyonu ile bu konuda daha önce mutabakata varmışlardı onları da yakından takip ediyoruz. Görüşmeler bu çerçevede olacak.
PYD'ye gelince, daha önce defaatle vurguladık, biz Suriye'deki gruplar arasında bir ayrım gözetmeyiz. Ancak beklediğimiz ve talep ettiğimiz üç husus vardır. Suriye rejimine karşı net tutum takınmak, rejimle işbirliği halinde Suriye'deki diğer unsurlara yönelik herhangi bir faaliyet içinde yer almamak, ki maalesef geçmişte rejim, terk ettiği yerlerdeki ağır silahlar da dahil birçok silahı PYD unsurlarına ve bazı unsurlara bırakma gibi bir tutum sergilemişti. Bu konuda net bir tutum bekliyoruz. İkincisi, Suriye muhalefeti içinde yer almak, büyük Suriye çatısı altında, toprak bütünlüğü içinde yer alacağına dair güçlü bir irade sergilemek. Üçüncü olarak da bütün gruplara dönük olarak aynı talepte bulunduk, Suriye'nin seçilmiş parlamentosu devreye girip halkın kaderi konusunda meşru bir şekilde karar alana kadar "de facto" herhangi bir adım atmama konusunda da irade sergilemek. Bu konularda inandırıcı adımlar geldiğinde, arkadaşlarımız PYD ile daha önce görüştüler, bundan sonra da görüşmekte bir beis yoktur. Ama, görmek istediğimiz bu kararlı ve net, açık tutumdur. Yoksa, sürekli değişen tavırlarla Suriye muhalefetinde ikircikli bir tutum sergilemek doğru olmaz. Yarın gelen grup içinde, dolayısıyla PYD temsilcileri yok ama daha önce eşbaşkanı Salih Müslim ile arkadaşlarımız görüştü. Bunda da bir olağanüstülük yok."
Kürt nüfusun yoğun olduğu şehirlere dönük olarak da insani yardımlara son dönemde hız verdiklerini bildiren Davutoğlu, Arap, Kürt, Türkmen, Sünni, Nusayri, Hristiyan tüm Suriyelilere de yardımların ulaşması için her türlü desteği sağlayacaklarını belirtti. Davutoğlu, "Yeter ki Suriye'nin geleceği konusunda ortak bir vizyonda buluşulsun ve ikircikli bir tutum takınılmasın" dedi.
Bakan Davutoğlu, yarınki görüşmeye kendisinin katılıp katılmayacağının sorulması üzerine de bu gruplarla daha önce Erbil, Kahire ve İstanbul'da görüştüğünü hatırlattı. Görüşmede hiçbir yanlışlık olmadığını ve programı elverdiği takdirde görüşebileceğini söyleyen Davutoğlu, "Hiçbir fark gözetmeyiz biz. Yarın da programıma bakacağım. Elverirse görüşürüz ama şu anda konuya ilişkin olarak teknik çalışmalar yürütülüyor" şeklinde konuştu.
Suriye'den gelen Nusayrilerle de yakında tekrar temasların olacağını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Tüm Suriyeliler bizim hiçbir fark gözetmediğimiz kardeşlerimizdir. Kürt kesime, Nusayri kesime dönük bir baskı olduğunda da onların haklarını savunacak olan da biziz. Geçen sene bütün Türkiye'deki dini liderleri ziyaret ettim. Hristiyan dostlarımız için de aynı imkanları seferber etmeye hazır olduğumuzu hep vurguladık ve Midyat'ta, gelen Süryani kardeşlerimiz için de kamplar kurduk. Yani, bu konularda hiçbir fark gözetmeyiz. Konuşmamızda, görüşmemizde de hiçbir olağanüstülük yoktur. Aksine konuşmamız ve görüşmemiz bir zarurettir." - Ankara
Son Dakika › Güncel › Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Soruları Yanıtladı Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?