Sarıyer'de düzenlenen terör operasyonu sırasında polisin silahından çıkan kurşunla yaralanarak kaldırıldığı hastanede dün gece yaşamını yitiren 25 yaşındaki Dilek Doğan düzenlenen cenaze töreni ve yürüyüşün ardından memleketine gönderildi. Doğan'ın cenazesi, yürüyüş sırasında uzun süre kadınlar tarafından omuzlarda taşındı.
Dilek Doğan için Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Boğaziçi Cemevi'nde düzenlenen cenaze törenine baba Metin, anne Aysel ve ağabeyleri Mazlum ve Emrah Doğan'ın yanı sıra yakınları ve sevenleri katıldı. Törenin ardından Doğan'ın ailesi ve avukatı cemevi önünde basın mensuplarına açıklama yaptı.
"DOSYAYA ULAŞMAMIZI ENGELLEMEK İÇİN SORUŞTURMAYI GİZLEDİLER"
Avukat Oya Aslan, şunları söyledi:
"Dilek'in katili var ve saklanıyor. Çatışma çıktı yalanlarına, canlı bomba süsüyle katletmelere karşı bunun hesabı sorulacak. Katil er ya da geç yargılanacak ve cezalandırılacaktır. Kimse yapmazsa, yargı yapmazsa halk bunun hesabını soracak. Sözüm ona bir arama kararıyla gelmişlerdi bu mahalleye. Birini aradıklarını söylediklerinde 19 adrese baskın yaptılar. Ne olduğu belirsiz bir arama kararıyla onlarca evi bastılar. Vurulduğu anda vuranın polis olduğu açık belliydi. Tutuklanması gerekiyordu. İki ayrı soruşturma açtılar. Bir tanesi Dilek Doğan ve ailesi hakkında. Hastanedeydi ve ablukaya almak gerekiyordu. Ailesinden kaçırmak, delilleri gizlemek gerekiyordu. Dosyaya ulaşmamızı engellemek için soruşturmayı gizlediler. Sonra polis hakkında bir soruşturma açıldı. Bu da gizlendi."
"YATAĞINDAN KALKAN CEYLANA KIYMAZ KİMSE"
Yakınlarının yardımıyla güçlükle ayakta durabilen anne Aysel Doğan ise şöyle konuştu:
"Cuma günü kızımı makineden çıkarmışlar. 'Kızım ölmüş herhalde' dedim, doktor başını salladı. Sonra dışarı çıktık, 'bir şey olmadı' dediler. Bütün gün bizi beklettiler. Oyaladılar, bizimle oynadılar. Yavruma 'ne süsü vermek istiyorlar' bilmiyorum. Kuru ekmekle büyüttüm. Benim çocuğumu evime gelip de vuracak bir hakkı kimse vermez ona. Onu yapamazdı ben bilemedim. Beni vururdu onu vuramazdı bilemedim. Yavrum önüne duramadım senin. Öpmeye kıyamazdım ben onu. O çıksın karşıma niye yapmış söylesin. İçeri atlamasıyla silahın patlaması bir oldu. Havaya ateş etti sandım. Çocuğuma gitmiş. Bir de baktım ayağımın önüne düştü yavrum. Aramaya başlayacaklardı. O anda hızla geldi girdi içeriye vurdu çocuğumu. Ben onun yüzünü tanıyorum. Getirsinler. Getirmezler, o cesaret onlarda yok. Korktular panikledi kaçtılar. Cesaretli insan onu yapmaz. Bu yavruya kıymaz. Yatağından kalkan ceylana kıymaz kimse."
"BİZİM CENAZEMİZE BİLE SAYGILARI YOK"
Dilek Doğan'ın ağabeyi Emrah Doğan da " Dünkü bizi bekletmeleri doktorların suç işlemesidir. Demek ki bu devlet hekimlere de el atmış. Günlerce aileyi beklettiler. Biz ölü de olsa sağ da olsa durumunun nasıl gittiğini asla öğrenemedik. 7 gün boyunca bize hep yalan söylediler. Dün de bize söylediklerinde saatler önce ölmüştü. 'Hastanız burada yok, öldü morga gönderdik' dediler. Adli Tıp önüne gittik 'savcıyı bekliyoruz' dediler, saatlerce savcı bekledik. Savcı gelmiş otopsi yapılmış bize orada 'nereye gömeceksiniz' diyorlar. Bizim cenazemize bile saygıları yok " dedi.
MEMLEKETİNDE TOPRAĞA VERİLECEK
Yapılan basın açıklamalarının ardından Dilek Doğan'ın cenazesi kortej eşliğinde sloganlar atılarak helallik alınması evinin önüne getirildi. Grubun içindeki kırmızı flamalı ve tek tip kıyafetli kadınlar dikkat çekti. Burada Dilek Doğan'ın aile fertleri, yakınları tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Doğan'ın ağabeyi Mazlum Doğan tabut başında, "Ben yaşadığım sürece hesap sorulacak. Bilsinler benim adım Mazlum Doğan" diye bağırdı. Dilek Doğan'ın cenazesi daha sonra cenaze nakil aracına konularak toprağa verilmek üzere memleketi Kahramanmaraş'a gönderildi. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Dilek Doğan'ın Cenazesi Memleketi Kahramanmaraş'a Gönderildi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?