1)GAFFAR OKKAN VE SİLAH ARKADAŞLARI ANILDI
DİYARBAKIR Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okan ile 5 silah arkadaşının saldırı sonucu şehit edilmelerinin 16'ncı yıldönümde düzenlenen törenle anıldı. Anma töreninde konuşan Diyarbakır Emniyet Müdürü Tacettin Aslan, Okkan'ın yolunda gideceklerin söyledi. Diyarbakır'da, 24 Ocak 2001 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucu şehit edilen Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okan, polis memurları Mehmet Kamalı, Selahattin Baysoy, Mehmet Sepetçi, Attila Durmuş ve Sabri Kün, Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen anma töreniyle anıldı. Okkan ve silah arkadaşının şehit olduğu merkez Yenişehir İlçesi'ndeki Sezai Karakoç Bulvar'ında yapılan anma törenine Diyarbakır Emniyet Müdürü Tacettin Aslan, emniyet teşkilatı, gazi ve şehit aileleri yakınları ile Okkan'ın şehit olmasının ardından adlıları Ali Gaffar bırakılan çocuklar katıldı.
"KENDİSİ BİZİM İÇİN ÖRNEKTİR"
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nını okunmasın ardından şehitler için dualar okundu. Törende Emniyet Müdürü Aslan, Okkan ve silah arkadaşları için kurulan anı defterini imzaldı. Aslan, anma töreninde gazeticilere yaptığı açıklamada, Ali Gaffar Okkan'ın yolunda gideceklerini ifade ederek, "Ali Gaffar Okkan, bugün hala anılıyorsa, demek ki sayın mdürüm buraya çok şeyler vermiş. Bizlerde inşallah onun yolunda gideceğiz. Kendisi bizim için örnektir"dedi.
"ONUN İSMİNİ TAŞIMAK ÇOK GÜZEL BİR DUYGU"
Ali Gaffar adlı çocuklar ise, Okkan'ın adını taşımaktan gurur duydukların dile getirerek, "Ali Gaffar Okkan, bize çok büyük değerler bıraktı. O vefat ettikten sonra, babam onun hatırası için benim adımı Ali Gaffar bıraktı. Diyarbakır'ı hepsi onu seviyordu. Onun ismini taşımak, çok güzel bir duydu. Bu ismin hakkını vermek için onun yolunda gikmek gerekiyor"diye konuştular. Konuşmaların ardıdan Okkan ve silah arkadaşlarını öldürüldüğü yerde dikilen anıta karanfil bırakılmasıyla tören son buldu.
Görüntü Dökümü
-------------------
-Anma törenin yapıldığı yer
-Törene katılanlar
-Emniyet Müdürü'nün defter imzalaması
-Duaların okunması
-Karanfil bırakılması
-Konuşmalar
-Güvenlik önlemleri
-Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Ahmet ÜN/DİYARBAKIR,
========================================================
2)KAZADA ÖLEN POLİS MEMURU İÇİN TÖREN DÜZENLENDİ
ŞANLIURFA'da, 3 otomobilin karıştığı zincirleme trafik kazasında yaşamını yitiren 43 yaşındaki polis memuru Recep Yanmaz için Emniyet Müdürlüğü'nde tören düzenlendi.
Karaköprü İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Recep Yanmaz, dün akşam mesai bitiminin ardından yürüyerek evine dönerken, Bilal Bayram yönetimindeki 79 DZ 656 plakalı otomobil, aynı yönde ilerleyen Yücel Demir'in kullandığı 63 DE 514 plakalı otomobile çarptı. Çarpışmanın etkisiyle karşı şeride geçen Yücel Demir'in kullandığı otomobil karşı yönden gelen Turgut Arca yönetimindeki 21 BR 251 plakalı otomobile ve ardından kaldırımda yürüyen polis memuruna çarparak durabildi. Kazada polis memuru Yanmaz olay yerinde yaşamını yitirirken, sürücülerden Bilal Bayram ve Yücel Demir yaralandı.
2 yıl önce eşini kanser nedeniyle kaybettiği öğrenilen 2 çocuk babası polis memuru Yanmaz için Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü'nde tören düzenlendi. Burada düzenlenen tören; Şanlıurfa Vali Yardımcısı Tarık Açıkgöz, Büyükşehir Belediye Başkanı Vekili İsa Kızıldemir, Emniyet Müdürü Veysal Tipioğlu, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Kemal Timuroğlu, şehit polisin kardeşi Seyfi Yanmaz ile silah arkadaşları katıldı.
Törende konuşan Emniyet Müdürü Veysal Tipioğlu, polis memuruna rahmet diledi ve çocukları Yağız Efe ile Damla Nur'a sahip çıkacaklarını ifade etti.
Tipioğlu'nun konuşmasının ardından İl Müftüsü İhsan Açık tarafından Yanmaz için Kur'an-ı Kerim okunup helallik alındı.
TABUTA KAPANIP, GÖZYAŞI DÖKTÜLER
Cenaze törenine katılan şehidin yakınları ise tabutuna kapanarak gözyaşı döktü. Meslektaşlarının da gözyaşı döktüğü tören sonunda Recep Yanmaz'ın cenazesi, omuzlara alınarak cenaze aracına taşındı. Yanmaz'ın cenazesi toprağa verilmek üzere Ankara'nın Polatlı ilçesine gönderildi.
Görüntü Dökümü
-------------------
- Emniyet Müdürlüğü ve törene katılanlar
Cenaze aracının gelmesi
Şehidin naşının araçtan indirilmesi
Emniyet Müdürü Veysal Tipioğlu'nun konuşması
İl Müftüsü İhsan Açık'ın dua okuması
Şehidin bir yakınının tabuta sarılıp ağlaması
Polisin kızı teselli etmeye çalışması
Cenazenin omuzlarda taşınması
Genel ve detay görüntüler
(Haber: Ali LEYLAK-Kamera: Ömer PINAR-ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 346 MB
=========================================================
(GENİŞ HABERİ)
3)ADANA'DA SİLAHLI ÇATIŞMA: 4 YARALI
ADANA'da aralarında tarla meselesi yüzünden husumet bulunan Demir ailesi adliye çıkışında Denizhan ailesine kurşun yağdırdı. 2'si ağır 4 kişi yaralanırken 5 şüpheli de gözaltına alındı.
Merkez Yüreğir İlçesi'ne bağlı Yunusoğlu Mahallesi'nde 15 Aralık 2015'te tarla meselesi yüzünden Demir Ailesi ile Denizhan Ailesi arasında tartışma çıktı. İddiaya göre Seyhan Demir, Yusuf ve Hüseyin Denizhan'a küfür ederek av tüfeğiyle ateş açtı. Yaralanan Hüseyin Denizhan da tabancasıyla ateş ederek Seyhan Demir'i yaraladı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sonrası Seyhan Demir ile Hüseyin ve Yusuf Denizhan hakkında silahla yaralama, hakaret ve tehdit suçlarından 14'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı.
ADLİYE ÇIKIŞI KURŞUN YAĞDIRDILAR
Bugün 14'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi. Duruşmadan çıkan taraflar adliye binasının yan tarafındaki İnönü Parkı'na geçip bir cay ocağındaki farklı noktalara oturdu. Bu sırada birbirlerine laf atınca taraflar arasında silahlı çatışma çıktı. Parkta oturan vatandaşlar panik halinde kaçarken bölgede bulunan polis ekipleri olaya müdahale etti. Havaya ateş açan polis ekipleri, silah kullanan şüphelileri yere yatırıp kelepçeledi. Vücutlarının çeşitli yerlerine isabet eden mermilerle yaralanan Yusuf, Hüseyin, Recep ve Hasan Denizhan ambulanslarla Numune Eğitim ve Araştırma, Adana Devlet ve Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastaneleri'ne kaldırıldı.
Çatışmayla ilgili 5 kişi gözaltına alındı. Adliye çevresinde büyük paniğe neden olan saldırganlar, sorgulanmak üzere emniyet müdürlüğüne götürüldü.
Görüntü Dökümü
------------------------
Yerdeki yaralılar
Olay yerindeki kalabalık ve polis ekiplerinin görüntüsü
Sağlık ekiplerinin yaralılara müdahale etmesi
Tarafların kavga etmesi
Polislerin tarafları etkisiz hale getirmesi
Yerdeki kan izi
Gözaltına alınanların polis aracına bindirilmesi
Olay yerinin güvenlik şeridi çekilmiş hali
Yerdeki boş kovanlar
Yaralının ambulansa taşınması
Ambulansın gidişi
Olay yeri inceleme ekibinin çalışması
Yerdeki boş kovanlar
Yerdeki silah
Olay yerindeki masa ve sandalyeler
Görüntü Dökümü
------------------------
Silahlı saldırganın karakola getirilmesi
Yaralı şahsın acil servise götürülmesi
Havaya ateş açılması
Yerdeki yaralı
SÜRE: 05'34" BOYUT: 622 MB
SÜRE: 02'01" BOYUT: 226 MB
Haber: Salih ÜÇTEPE-Fatih KARAÇALI Kamera: Salih ÜÇTEPE -Çağlar ÖZTÜRK/ ADANA,
=====================================================
4)YOL KARDAN KAPANINCA SAĞLIK GÖREVLİSİ, HASTAYI AMBULANSA KADAR SIRTINDA TAŞIDI
KONYA'nın Hadim İlçesi'nde sağlık görevlileri, sokakların karla kapanması nedeniyle yüksek tansiyon ve şeker hastası 66 yaşındaki Mevlüt Çakmak'ı, yaklaşık 30 metre ilerideki ambulansa kadar sırtında taşıdı.
Konya'da Orta Toroslar'da yer alan ve kent merkezine 128 kilometre uzaklıktaki, 1510 metre rakıma sahip Hadim İlçesi'nde karın yüksekliği yer yer 2 ve 3 metreyi aştı. Hadim Belediyesi ekipleri günlerdir kar temizleme çalışmasını sürdürse de bazı mahallelerde evlere, sokakların karla kaplı olması nedeniyle ulaşılamıyor. Kar nedeniyle de 112 Acil Servis ekipleri de, hastalara ulaşmakta güçlük çekiyor.
İstanbul'da oturan ve bir aylık ziyaret için eşiyle birlikte memleketi Hadim İlçesi'ne gelen 66 yaşındaki Mevlüt Çakmak, rahatsızlandı. Hocalar Mahallesi'nde oturan yüksek tansiyon ve şeker hastası Çakmak, 112 acil servis ekiplerini arayarak yardım istedi. İhbar üzerine paletli ambulansla yola çıkan ekipler, 2 metreyi aşan kar nedeniyle yolda kaldı. Bölgede yol açma çalışması yapan Hadim Belediyesi'ne ait kepçe yardımıyla kara saplandığı yerden kurtarılan paletli ambulans, evin bulunduğu tepelik bölgeye yaklaşık 30 metre yaklaşabildi. Biran önce hastaya müdahale etmek isteyen sağlık ekipleri yürüyerek eve ulaştı. Çakmak'ı evin bahçesinde yatarken bulan sağlık ekipleri, ilk müdahaleyi olay yerinde yaptı. Ardından hastayı sedye ile ambulansa kadar taşımak istedi. Ancak 2 metreyi bulan kar nedeniyle hasta sedyede taşınamadı. Bunun üzerine sağlık görevlilerinden paramedik Samet Kuz, hasta Çakmak'ı, yaklaşık 30 metre ilerideki ambulansa kadar sırtında taşıdı. Hasta Çakmak, daha sonra paletli ambulansla Hadim Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedavi altına alınan Çakmak'ın, sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.
Görüntü Dökümü
---------------
Paletli ambulansın hastayı almaya gitmesi
Kara saplanması
Kepçe ile ambulansın kurtarılması
Sağlık görevlilerin hastaya ulaşması
Sırtında taşıması
Hastanın ambulansa alınması
(Haber- Kamera: KONYA DHA)
=================================================
5)TIR KABİNİNDE KARBONMONOKSİTTEN ZEHİRLENİP ÖLDÜLER
SİVAS merkeze bağlı Köklüce köyü yakınlarındaki bir akaryakıt istasyonunda TIR'da uyurken ısıtma sisteminden sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen İran uyruklu 2 kişi yaşamını yitirdi. İran'dan Kütahya'ya kimyevi madde taşıyan İran plakalı 2 TIR, sabaha karşı Sivas-Ankara karayolu üzerinde bulunan Köklüce köyü yakınlarındaki bir akaryakıt istasyonunda durdu. TIR sürücüleri soğuk hava nedeniyle araçlarını çalışır vaziyette bırakıp sabaha kadar burada uyudu. TIR sahiplerinden Ferheng Parsa sabah uyandığında diğer TIR'daki kardeşi Syamek Parsa (33) ve şoförleri Hafız Kavendi (52)'yi uyandırmak istedi ancak başaramadı. Bunun üzerine TIR'ın camını kıran Ferheng Parsa, ön koltukta uyuyan kardeşi Syamek Parsa ve arkada yatan şoförleri Hafız Kavendi'nin öldüğünü fark etti. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri İran uyruklu kişilerin karbonmonoksit gazından zehirlendiğini tespit etti. Parsa ve Kavendi'nin cenazeleri jandarma ekiplerinin olay yerinde yaptığı inceleme sonrası otopsi yapılmak üzere Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morguna kaldırıldı. Olayla ilgili inceleme başlatıldı.
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Olay yerinden görüntüler
-TIR'ların görüntüsü
-Jandarmanın incelemesi
-Cenazelerin çıkarılıp götürülüşü
Haber-Kamera: Gökhan CEYLAN-Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS,
===================================================
6))KÜRE DAĞLARI MİLLİ PARKI'NDA İLK KEZ SİYAH YABAN KEDİSİ GÖRÜNTÜLENDİ
BARTIN ile Kastamonu sınırlarında bulunan Küre Dağları Milli Parkı'nda ilk kez siyah yaban kedisi görüntülendi. Yaban kedisinin tür ve ırkının belirlenmesi için çalışma başlatıldı.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı 10'uncu Bölge Müdürlüğü Bartın Şubesi, Küre Dağları Milli Park Müdürlüğü ve Bartın Üniversitesi arasında 2 yıl önce 'Küre Dağları Milli Parkı Fauna Çeşitliliğinin Arşivlenmesi Projesi' başlatıldı. Küre Dağları Milli Parkı'nda 37 bin 753 hektar alanda kurulan 50 fotokapanla şimdiye kadar boynuzlu engerek yılanı, karaleylek, çakal, kurt, tilki, su samuru, erkek ve dişi karaca, yaban domuzu ve ayı görüntülendi. Milli parkta kurulan fotokapanlara ilk kez siyah morfta yaban kedisi yansıdı. Ender rastlanan siyah yaban kedisinin tür ve ırkının belirlenmesi için çalışma başlatıldı.
YABAN KEDİSİ KAFESLE YAKALANACAK
Çalışma kapsamında yaban kedisi yakalanarak DNA örneği alınacak. Bunun için de yaban kedisinin fotokapanla görüntülendiği yere üstü ve yan tarafları kapalı, girişi ve çıkışı açık kafes konuldu. İçine kedi otu konulan kafesten geçen yaban kedisi, fotokapanla tekrar görüntülendi. Küre Dağları Milli Park Müdürü Ahat Deliorman, kafese alışması sağlanan yaban kedisini şimdi kış mevsiminin ardından nisan ayında yakalayacaklarını söyledi. Deliorman, şöyle konuştu:
"Milli parkta ilk kez siyah morfta bir yaban kedisi görüntüledik. Bu bizim için çok önemli bir gelişme. Çünkü daha önce siyah morfta yaban kedisini görüntülemedik. Bunun orjinal safkan siyah yaban kedisi olup olmadığını öğrenmek için araştırmalarımız başladı. Yaban kedisini yakaladıktan sonra DNA örneği alıp tekrar doğaya bırakacağız. Milli parktaki biyolojik çeşitlilik açısından bu tür yaban hayvanlarının görüntülenmesi çok önemli. Aldığımız bu görüntüler milli parkın fauna çeşitliliğini görmemize ve bilimsel araştırmalar yapmamıza katkıda bulunmaya devam ediyor."
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Siyah yaban kedisi
-Kedi için kurulan tuzak fotoları
-Diğer yaban hayvanları görüntüleri
Süre: 4.44 Boyut: 151 MB
Haber-Kamera: Ayhan ACAR/BARTIN,
=============================================================
7)UĞUR ACAR'IN 5'İNCİ NAKİL YAŞINA PASTALI KUTLAMA
UŞAK'ta 5 yıl önce beyin ölümü gerçekleşen Ahmet Kaya'nın yüzünün nakledildiği 24 yaşındaki Uğur Acar için Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi'nde, kutlama düzenlendi. 5'inci nakil yaşını kutlayan Türkiye'nin ilk yüz nakillisi Uğur Acar'ı, Türkiye'nin 4'üncü yüz nakillisi Turan Çolak, çift kol nakilli Mustafa Sağır da yalnız bırakmadı. Kutlamaya Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, ameliyatı gerçekleştiren ekibin başındaki Prof. Dr. Ömer Özkan, Hastane Başhekimi ve Organ Nakli Merkez Müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı, Akdeniz Üniversitesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özlenen Özkan, Anesteziyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Necmiye Hadimioğlu, Koordinasyon Birim Sorumlusu Uzman Nilgün Keçecioğlu katıldı.
Doğum gününü pasta keserek kutlayan Uğur Acar, 5 yıl önce 21 Ocak günü yeni yüzüyle yeni bir hayata başladığını, acı ve tatlı anılarla geçen 5 yılı hep güzel yönleriyle hatırlamak istediğini söyledi. Acar, "5 yılın nasıl geçtiğine inanın ben bile şaşırıyorum. 5 yılımı kelimelere sığdıramam. Bir günüm diğerine uymuyordu. Psikolojim de değişik olabiliyordu. Bu durumu çok iyi atlattım. Tüm nakilli hastalarda bu durumlar yaşanmıştır ama ben çok inişli çıkışlı zamanlar geçirdim. Sıkıntılar da yaşadım ancak şu an mutluyum, sağlıklıyım, huzurluyum. Başta Ömer Özkan hocam olmak üzere tüm hocalarıma teşekkür ediyorum" diye konuştu. Rektör Prof. Dr. Mustafa Ünal ise güzel bir toplantı vesilesi ile bir araya geldiklerini belirterek, "Bildiğiniz gibi üniversitemiz ve Tıp Fakültemiz Organ Nakli Merkezi çok büyük başarılara imza atan bir merkez. Bugün itibarıyla böbrek nakli sayısında Türkiye'de üniversite hastaneleri arasında birinci durumdayız. Türkiye'de ilk yüz nakli yapılan Uğur Acar ile beraberiz. Bugün itibarı ile beşinci yılını sağlıklı bir şekilde tamamlamış bulunmakta. Bu başarıdan dolayı oldukça mutlu olduğumuzu söyleyebilirim. Nakilde emeği geçen tüm transplant ekibine bir kez daha teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Yüz nakli operasyonunun başındaki Prof. Dr. Ömer Özkan ise 5 yılın nasıl geçtiğini anlayamadıklarını belirterek, şöyle dedi:
"Önemli bir zaman 5 yıl, insan ömründe az bir zaman değil, bunu tamamladık. Ben gururla söylüyorum Akdeniz Üniversitesi dünyada, Türkiye'de en çeşitli nakillerin yapıldığı tek merkezdir. Pankreas, karaciğer, böbrek, kol, rahim ve yüz naklini de sayarsanız bu çeşitlilikte nakil yapabilen başka bir merkez yok. Bize düşen bu merkezi daha üst seviyelere taşıyabilmektir. Bizi her zaman bu nakilleri yaparken şov yapmakla suçladılar. Ama az lafla çok iş yaparak götürdük. 2010 yılında çift kol naklini yapmıştık, Cihan'ı hatırlarsınız. Cihan'ın 7'nci yılı tamamlanmak üzere. Rahim naklinde 6'ncı yılı tamamladık. En önemlisi sağlıklı bir çocuk eline almasını sağlamak, onunla ilgili çalışmalarımız sürüyor. Türkiye'nin sağlıklı iki kol nakli bu merkezde yapıldı. Çift kol nakli olan Mustafa da fizik tedavisine devam ediyor, ellerini kullanmaya başladı. Türkiye'nin en kapsamlı yüz nakllilerinden biridir Turan Çolak burada, o da yaklaşık 4.5 senesini tamamladı."
Doç. Dr. Özlenen Özkan da acısıyla tatlısıyla 5 yılı geride bıraktıklarını belirterek, "Ama biz bir aile olduk, organ nakli ekibi ve hastalarımızla. Bizim hedefimiz onları hayata karıştırmaktı, en azından buna vesile olmaktı. Uğur'u, Turan'ı, Recep'i görünce hayata ne kadar karıştıklarını görüyorum. Hatta bazen çok coşkulu karışıyorlar, bu da beni çok mutlu ediyor. Onlara aileleriyle birlikte çok güzel bir ömür diliyorum" dedi.
Görüntü Dökümü:
---------------------
Rektör Mustafa Ünal'ın konuşması
Prof. Dr. Ömer Özkan'ın konuşması
Doç. Dr.Özlenen Özkan'ın konuşması
Prof. Dr. Bülent Aydınlı konuşması
Koordinatör Nilgün Keçecioğlu konuşması
Nakil olan Uğur Acar, Turan Çolak ve Mustafa Sağır'ın konuşması
Acar'ın mum söndürmesi ve kesmesi
397 MB/// 12.27
HABER-KAMERA: Erol AKKIR/ANTALYA,
======================================================
8)49 HANELİK KÖYDE SATRANÇ ŞAMPİYONLARI YETİŞTİRİYOR
ŞANLIURFA'nın Siverek İlçesine bağlı Taşan Köyüne beden eğitim öğretmeni olarak atanan 27 yaşındaki Melih Özcan, Kocaeli'nin Darıca Belediyesi'nden gönderilen satranç takımlarıyla öğrencilerine bu oyunu sevdirdi. İl genelinde dereceye giren öğrencilerden 6'sı Antalya'da düzenlenen Türkiye Şampiyonası'nda köylerini temsil ediyor.
Tekirdağlı beden öğretmeni Melih Özcan, iki yıl önce Şanlıurfa'nın Siverek İlçesine bağlı Taşan Köyüne atandı. İlçeye 35 kilometre uzaklıktaki köy okulunda yeteri kadar spor malzemesi bulamayınca öğretmen Özcan, kendi satranç takımıyla çocukların ilgisini çekti. Çocuklardaki yeteneği fark eden Melih Özcan, Okul Müdürü Mustafa Karadağlı'nın vasıtasıyla Darıca Belediyesi'nden 50 satranç takımı istedi. İş Bankası'ndan da satranç sınıfı için gerekli malzemeyi tedarik eden Melih Özcan, 49 hanelik köyde satranç akımı başlattı.
'İNEKLERİN YANINDAN KOŞTURARAK GELİYORLAR'
Çocukların yazın mevsimlik işçi olarak başka şehirlerde çalıştığını belirten Özcan, "Çocuklar yazın domates tarlalarında çalışıyor. Kışın ise hayvancılık yapan ailelerine yardım ediyor. Yaşlarına göre oldukça zor işlerle meşguller. Bazen hayvanlarla ilgilendikleri için okula gelemiyorlar. Bu zorluklar arasında satranç onların kurtarıcısı oldu. Okulda açtığım kursa onların deyimiyle 'ineklerin yanından' koşturarak geldiler, hiç ders kaçırmadılar. Bazıları okula gelmediği halde okuldan sonraki kurslara katılmayı ihmal etmedi. Böylece köyde herkes biraz ucundan satrancı kabullendi" dedi. Bazı ailelerin satrancı kumar oyunu zannederek karşı çıktığını dile getiren Melih Özcan, çocuklardaki değişimi gören ailelerin de satranca ilgi gösterdiğini söyledi.
TURNUVALARDAN ÖDÜLLERLE DÖNÜYORLAR
Bu zamana kadar köylerinden dışarı sadece çalışmak için çıkan çocukların artık birer sporcu olarak turnuvalara katıldığını dile getiren Melih öğretmen, "İlk turnuvada derece yapamadık. Çünkü alışveriş merkezinde yapılan turnuvada yürüyen merdivenler, oyun salonları, restoranlar onların dikkatini çok dağıtmıştı. İkinci turnuvamız Şanlıurfa'daki şampiyonaydı ve iki öğrencimiz madalya kazandı. 8 yaşındaki Mustafa Akfırat il birincisi, 12 yaşındaki Sabri Beyaztoprak il üçüncüsü oldu. Köy okulumuzun kazandığı ilk ödüllerdi bunlar. Benim de öğretmenlik hayatımın ilk ödülleri oldu" diye konuştu.
MUTLU VE ŞAŞKINLAR
Yaşadıklarını sosyal medyada paylaştıktan sonra Satranç Milli Takımı'nda yer alan Kıvanç Haznedaroğlu'nun kendisiyle iletişim kurduğunu aktaran Özcan, onun aracılığıyla Antalya'daki şampiyonaya katıldıklarını söyledi. Özcan, "Burada belki de hayatlarında bir daha göremeyecekleri bir ortamdalar. Çok mutlu ve bir o kadar şaşkınlar. 6 öğrencimiz burada yarışıyor. Öğrenciler ile ilgilenmek benim için çok yorucu oluyor ama onların yüzündeki gülümsemeyi görmek paha biçilemez" dedi.
TARLADA BİLE SATRANÇ OYNUYORLAR
8 kardeşi olan Urfalı minik satranç oyuncusu 8 yaşındaki Mustafa Akfırat, ilk defa satrancı okulda öğretmeni sayesinde gördüğünü söyledi. En sevdiği oyunun artık satranç olduğunu belirten Akfırat, oyunu evde ağabeyiyle sürekli oynadığını söyledi.
Furkan Akfırat ise Melih öğretmenlerinin satrancı kendileriyle tanıştırdığını anlatarak, artık bu oyunu çok sevdiğini kaydetti. Akfırat, "Evde ve okulda her zaman bu oyunu oynar olduk" dedi. Şanlıurfa'da il birincisi olan Sabri Beyaztoprak da satrancın en sevdiği oyun haline geldiğini dile getirdi. Beyaztoprak, "Eskiden köyde saklambaç, futbol oynardık. Şimdi ise sürekli satranç oynuyoruz. Zeka oyunu olduğu için bu oyunu tercih ediyoruz. Tarlaya ineklerin girmemesi için beklerken bile satranç oynuyoruz" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
---------------------
Çocukların öğretmenleriyle röp
Çocuklarla röp
Çocuklardan detay görüntüler
Satranç oynarken detay görüntü
256 MB/// 06.33
HABER: Hasan DEMİRBAŞ- KAMERA: Emrah GÜL/ANTALYA,
====================================================
9)ÇEŞME'DE 3 AYRI OPERASYONDA 94 MÜLTECİ YAKALANDI
İZMİR'in Çeşme İlçesi'nden yasa dışı yollarla Yunanistan'ın Sakız Adası'na geçmeye çalışan 3 ayrı gruptaki 94 mülteci, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı TCG Karşıyaka gemisi ile sahil güvenlik botu tarafından yakalandı.
Çeşme'de 42 gün aradan sonra tekrar yasa dışı yollarla mülteci geçişi görüldü. İlk olarak devriye görevi yapan sahil güvenlik botu, bugün saat 03.00'te, Dalyan Mahallesi Uç Burun açıklarında bir lastik bot belirledi. Müdahale eden ekipler, 34 mülteciyi sahil güvenlik botuna alarak Çeşme İskelesi'ne getirdi. Ardından mülteciler, emniyete teslim edildi.
İkinci olayda; Foça İlçesi'ne doğru ilerleyen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı TCG Karşıyaka gemisi, yine Uçburun açıklarında, bu kez saat 06.30'da içinde 30 mültecinin bulunan lastik botu belirledi. Su alan ve batmak üzere olan bottaki mültecileri kurtaran askerler, gemiye aldı. Kurtarma sırasında denize düşen bir mülteci de askerlerin müdahalesiyle kurtarıldı. Islanan mültecilere, gemide battaniye dağıtılarak ısınmaları sağlandı. Gemide acil ihtiyaçları da karşılanan mülteciler, Ulusoy İskelesi'ne getirildi. Kurtarma operasyonu sırasında denize düşen mülteci ise sağlık kontrolü için Çeşme Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Diğer mülteciler, otobüsle Çeşme İskelesi'ne getirildi, işlemlerinin sürdüğü bildirildi.
Üçüncü kurtarma operasyonu ise sabah 07.30'da yaşandı. Sahil Güvenlik Botu TCSG 109, Kara Ada'da 30 kişilik mülteci grubunun olduğunu belirleyince operasyon yaptı. Yakalanan mülteciler de Çeşme İskelesi'ne getirildi. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çoğunluğu Suriyeli, Afganistan, Irak, İran, Kongo ve Kamerun uyruklu mültecilerin üşmemeleri için sahil güvenlik ekipleri tüplü soba yaktı. Mültecilerin işlemlerinin tamamlanmalarının ardından İzmir Göç İdaresi Müdürlüğü'ne gönderilecekleri öğrenildi.
Görüntü Dökümü
---------------------------------
Mültecilerin getirilişi
Gemiden iskeleye indirilişleri
İskeledeki çadıra götürülüşleri
Çadırdaki sobanın yakılışı
(Haber- Kamera: Güneş ATAGÖZ/ ÇEŞME (İzmir),
=================================================
10)GAZİANTEP'TE 2016 YILINDA 21 BİN 359 KİŞİ İŞ BULDU
GAZİANTEP İş-Kur Müdürü Sıraç Ekin, 2016 yılında 67 bin 9 kişinin iş başvurusunda bulunduğunu 21 bin 359 kişinin işe yerleştiğini söyledi.
İl İstihdam Kurulu ve Mesleki Eğitim Kurulu olağan toplantısı Gaziantep Ticaret Odası Meclis Salonunda yapıldı. Toplantıya Vali Yardımcısı Uğur Aladağ, İş-Kur İl Müdürü Sıraç Ekin ve İl İstihdam Kurulu üyeleri katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Uğur Aladağ, dünyada ortaya çıkan ekonomik dalgalanmaların istihdamı olumsuz etkilediğini belirterek, "Bu dalgalanmaya ekonomik kriz de diyebiliriz. Bu kriz iş gücü piyasasında da büyük dalgalanmalara neden oldu. İş-Kur kurulduğu günden bu yana iş gücü piyasası ve çalışma alanıyla ilgili çok değerli çalışmaları yerine getirdi. 2016 yılına baktığımız zaman belirlenen hedeflerin çok üzerinde sonuçlar alındı. Tabi Gaziantep önemli bir dönem içerisinde, İş-Kur'un işgücü piyasası içerisindeki bu performansı bize çok büyük bir değer veriyor" dedi.
İş Kur İl Müdürü Sıraç Ekin ise kendilerine başvuranların işe yerleştirilmeleri için çabaladıklarını belirterek, şöyle dedi:
"2016 yılında müdürlüğümüze 67 bin 9 kişi iş başvurusunda bulundu. Bunların 21 bin 359'u müdürlüğümüz tarafından bir işe yerleştirildi. İşverenler ise 51 bin 816 açık iş talebinde bulundu. 194 bin 868 defa iş başvurusunda bulunanlar işverenlere yönlendirildi. Yine yıl sonu itibari ile 16 bin 975 kişi kurs ve eğitim faaliyetlerimizden yararlandı. 27 bin 787 kişi işsizlik sigortasından faydalanırken, 4 bin 396 kişi ise Toplum Yararına Çalışma Program çerçevesinde aktif olarak hizmet vermiş vermeye devam etmektedir."
Görüntü Dökümü
---------------------------------
Toplantıya katılanlar
Siraç Ekin'nin konuşması
Genel ve detay görüntüler
( Haber: Eyyüp BURUN - Kamera: Ahmet SOYDOĞAN-GAZİANTEP-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 230 MB
======================================================
11)BURSA'DA ACİL SERVİSLERDE GRİP VE NEZLE YOĞUNLUĞU
BURSA'da, soğuk hava nedeniyle kamu hastanelerinin çocuk acil servisleri nezle, grip ve solunum yolu enfeksiyonu rahatsızlığı bulunanların akınına uğradı.
Bursa'da mevsim nedeni ile bilhassa çocuk acillerde nezle, grip ve solunum yolu enfeksiyonlarında bir artış gözlenirken, Bursa Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof.Dr. Rüstem Aşkın acil servislerde incelemelerde bulundu. Acil servislerde yaşanan yoğunlukla ilgili açıklama yapan Bursa Dörtçelik Çocuk Hastalıkları Hastane Yöneticisi ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. İsmail Özcan, "Normal şartlarda acil servislere 600-700 hasta gelirken, kış aylarında bu sayı 1000-1300 hastaya kadar çıkabiliyor. Bu hastalıkların büyük çoğunluğu acil değil. Normalde aile hekimine gitmesi gereken hastalar. Bu tür hastaların acilimize müracaatı gerçekten acil hastalara olan hastalara müdahale edilmesini geciktirmekte güçleştirmekte, dolayısıyla gerçek acil hastaların mağduriyetine neden olmaktadırö dedi.
Halk arasında 'Rota Virüsü' diye bilinen hastalıkta bir ishal etkeni de olduğunu söyleyen Dr.İsmail Özcan, "Hastanemizde yapılan tetkiklerde yoğun olarak rota virüsü çıkmamaktadır. Özellikle nezle ile birlikte ishalde görülebilir. Mide bağırsak sistemine bağlı bulaşıcı bir hastalık olmadığı, ishallerin nezleye bağlı olduğunu düşündükleriniö ifade etti.
"Grip ve nezle birbirine karıştırılıyorö diyen Dr.Özcan, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Grip hastalığı biraz daha hızlı seyreder. Grip hızlı bulaşır ve iyileşme süresi uzundur 2-3 hafta sürer. Nezlede 4-5 günde hasta rahatlayabilir. Öncelikle hastalığın bulaşmaması için kreş okul gibi yoğun temasın bulunduğu ortamlardan, hasta olan birinin yanından uzak durmak lazım. Öksürük ve hapşırmalar da muhakkak el ile kapatmaları lazım. Eller sık sık yıkanmalıdır. Nezle ve girip dediğimiz hastalıkların etkeni virüstür. Bunlar damlacık enfeksiyonuyla insandan insana bulaşır. Elleriyle de bulaşabilir bu dönemde el yıkama çok önemli, bu yüzden mutlaka ellerimizi yıkamalıyız. Tedavi olurken antibiyotikle iyileşmeyeceğini faydası olmadığını belirten Dr.Özcan, hekim tavsiye etmediği sürece antibiyotik kullanılmamalıdır. Mutlaka istirahat, mevsime uygun sebze ve meyve tüketilmesi, bol sıvı tüketilmesi gerekiyor. Hastanın ağır yemekler yerine, hafif ve sulu gıdalar alınması daha çabuk iyileşmesini sağlar.ö
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Prof. Dr. Rüstem Aşkın hastane ziyaretçi
-Acil servislerden görüntü
-Uzman doktorun açıklaması
BOYUT 114 MB
BURSA/DHA
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-6 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?