1)ÇAVUŞOĞLU, RUS BAKAN LAVROV İLE GÖRÜŞÜYOR
ANTALYA'da bulunan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun görüşmesi başladı.Türkiye- Rusya Ortak Stratejik Planlama Grubu 5'inci Toplantısı için Antalya'nın Alanya İlçesi'nde bulunan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile toplantının gerçekleştirildiği Rubi Platinum Otel'de buluştu. İki lider toplantı öncesi otelin lobisinde gazetecilerin karşısına çıkarak görüntü verdi. Çavuşoğlu, mevkidaşını Rusça 'günaydın' diyerek selamladı. İkili İngilizce kısa bir süre sohbet ettikten sonra baş başa görüşmek için otelin başka bir bölümüne geçti.
Basına kapalı gerçekleşecek toplantının ardından ikili basın açıklaması yapacak. Toplantıda iki ülkenin dışişleri bakanları Suriye'de yaşanan savaşın yanı sıra iki ülke arasındaki ekonomik gelişmeleri ele alacak.
Görüntü Dökümü
----------------------
İki bakanın tokalaşması
Haber: Hasan DEMİRBAŞ- Kamera: Emrah GÜL- Engin ANAK/ANTALYA,
===============================================================
2)ALADAĞ'DAKİ YURTTA ÖNCE KANEPE TUTUŞTU
ADANA'nın Aladağ İlçesi'nde 11'i çocuk 12 kişiye mezar olan özel öğrenci yurdundaki facianın nedenleri ve yangın sırasında yaşananlarla ilgili detaylar, 'olay yeri inceleme tutanağı' ile açıklığa kavuşurken birçok karanlık nokta da aydınlanmış oldu. Yangına eskimiş olan elektrik şalterinin yol açtığı; uzun tartışmalara neden olan yangın merdiveni kapısının kilitli değil ama kapı kolunun olmadığı, ayrıca yönetmelik dışına çıkılıp ısıya dayanıklı olmayan PVC kapı takıldığı; binanın Bayındırlık şartnamelerine uygun olmadığı, acil çıkış kapıları bulunmadığı, camların demirler kesilerek açılabildiği bu tutanakta yer aldı.
3 SAVCI BİLİRKİŞİLERLE İNCELEDİ
Aladağ Cumhuriyet Savcısı Şerife Ayaz ve beraberinde 2 savcı, bilirkişiler Ahmet Bülbül, Muharem Eşsizoğlu, Kazım Şimşek, Hasan İhsan Pepdil, tarafların avukatları Adem Metik ve Mümtaz Şahin'in dün yaptığı inceleme ile hazırlanan Olay Yeri İnceleme Tutanağı tamamlandı. Tutanakta her 3 bilirkişi de elektrik panosunun arkasındaki şartellerin eski ve özelliğini kaybetmesi olduğunu, ark yapmış olabileceğini, halının üzerine düşen kıvılcımın kanepeyi tutuşturduğunu yangının çıkış nedeni olarak belirleyip teknik detayları anlatıyor.
İnşaat bilirkişisi ayrıca binanın şartnamelere göre yapılmadığı, iç yapı itibarıyla da yangını hızla yaymaya uygun olduğunu belirtiyor. Elektrik bilirkişisi elektrik panosuna dikkat çekmenin yanısıra "binanın elektrik sisteminde herhangi bir kaçak olması durumunda elektriğini kesecek kaçak akım rölesinin olmadığını tespit ettim"diyor.
PANONUN ALTINDAKİ HALI VE KANEPE TUTUŞMUŞ
İş güvenliği ve elektrik bilirkişisi de yangının şartellerin eskimesinden kaynaklı ark oluşması ve alev almasından çıkmış olabileceğini, panonun hemen alt kısmında bulunan kanepenin, halının ve duvarlardaki ahşap kaplamaların tutuşmasından kaynaklandığını düşündüğünü belirtiyor.
ACİL ÇIKIŞ YÖNLENDİRMESİ YOK
Makine ve A sınıfı iş güvenliği uzmanı bilirkişisi ise görüşünü şöyle ifade etti:
"Ben yangının binanın elektrik sisteminden kaynaklanan aksaklıktan kaynaklandığı, binanın acil çıkış ve acil kapılarının ve yönlendirmelerinin olmadığını, yangın merdiven kapılarının yangına en az 90 dakika dayanması gerekirken kapıların PVC şeklinde olduğunu, binanın yangından korunma yönetmeliğine uygun olarak yapılmadığı kanısındayım."
MERDİVEN BOŞLUĞU BACA GÖREVİ YAPTI
Olay Yeri İnceleme Tutanağı'nda yangının hızla yayılması ve cah kaybının artması ile ilgili şöyle deniliyor:
"Olay yerinin giriş katının sağ kısmında bulunan holdeki elektrik panosunun yanmış şekilde olduğu, kablolarının yanmış halde bulunduğu, yangının muhtemelen bu elektrik panosundan çıkan kıvılcımların panonun hemen altındaki kanepeye ulaşması sonucu çıktığı, buradan başlayan yangının giriş kısmındaki ahşaptan ve yerde bulunan halıflekslerden yukarıya doğru yayıldığı, yangın sonucu oluşan dumanın merdiven boşluğunun baca vazifesi görmesi sebebiyle üst katlara ulaştığı, binanın girişindeki mutfakta bulunan plastik sandalyeler ve malzemelerde herhangi bir yanmanın bulunmadığı, binanın dış girişindeki elektrik panosunda herhangi bir yanmanın bulunmadığı, binanın içinde bulunan ikinci panodan yangının meydana geldiği, mutfağın yan tarafında bulunan çamaşırhanede herhangi bir yanmanın olmadığı, çamaşırhanedeki panonun ana elektrik panosuna bağlı olduğu, yangının başladığı, panonun priz ve lambaların yanmasını sağladığı ancak güçlü eşyalı çalıştırmaya yetecek özellikte olmadığı görüldü.2
KIZ YURDUNA DÖNÜŞÜNCE KAMERALAR KAPATILMIŞ
Tutanakta daha sonra kamera sisteminin çalışmadığına da değinilirek şöyle deniliyor:
"Binanın girişinde kamera kaydı yapmaya yönelik sistemin bulunduğu, erkek öğrenci yurdundan kız öğrenci yurduna çevrildiğinde kamera sisteminin iptal edilip herhangi bir kamera kaydı yapılmadığı, yangının başladığı, panoda kaçak akım rölesi denilen elektrik akımının giriş ve çıkışı arasındaki farkı hesaplayan sistemin bulunmadığı, kaçak akım rölesi olduğunda elektrik akımının giriş ile çıkışı arasında fark varsa sistemi tamamen kapattığı, ancak bu durumun binada bulunmadığı, binanın birinci katındaki yangın merdivenin plastik yapıya sahip PVC şenlinde olduğu, yangın merdivenin kapı kollarının bulunmadığı muhtemelen olaydan önce çıkarıldığı, yangın kapısının dışa doğru açılır şekilde yapıldığı ancak kapı kolları olmadığından ve açılamadığından buradan çıkıp kurtulan kimsenin olmadığı, kapının yapılan incelemesinde kapı dilinin çalışıyor şekilde olduğu, ancak yukarıda da belirtildiği gibi kapı kollarının olmadığı görüldü.
YANGIN KAPISI YANINDA 4 CESET
Birinci katta bulunan mutfaktaki kabloların dışarıdan yandığı prizlerin içindeki kablolarda herhangi bir yanmanın olmadığı. Yangın merdiveninin ikinci kattan giriş katına kadar yapılan incelemesinde herhangi bir sıkıntısının olmadığı, giriş katındaki yangın merdiveni başlangıcı bölümünün açık olduğu, bu kısma ise kimsenin ulaşamadığı görüldü."
Tutanakta ayrıca ilk cesedin 1'inci katın girişindeki yatak odasının önünde, 2'inci kat girişinin sağındaki etüt salonunda 7 kişinin, yangın merdivenin yanındaki odada ise 4 kişinin cesetlerinin bulunduğu vurgulandı.
Murat KİBRİTOĞLU/ALADAĞ(Adana), -
=========================================================
3)BATAKLIKTA MAHSUR KALAN GENÇ KIZI JANDARMA BULDU
MUĞLA'nın Fethiye İlçesi'ndeki bir kreşte çalışırken işinden ayrılan, Bodrum'daki yakınlarının yanına gitmek için yola çıkmasına rağmen, Gökova yakınlarındaki Akçapınar Mahallesi'nde minibüsten inen ve yürüyerek sahile doğru giderken yolunu kaybederek sazlık ve bataklık alanda mahsur kalan 24 yaşındaki Yeliz Şahin, jandarma ekiplerinin 3 saat süren arama kurtarma çalışmaları sonrası kurtarıldı.
Fethiye'de özel bir kreşte çalışan, yaşadığı bir tartışma sonrası işinden ayrıldığı öğrenilen Yeliz Şahin, dün (çarşamba) Bodrum'da yaşayan halasının yanına gitmek için otobüs terminalinden minibüse bindi. Marmaris Kavşağı'nda ani bir kararla minibüsten inen Şahin, Akçapınar Mahallesi'ne doğru yürümeye başladı. Canının sıkkın olduğu öğrenilen ve sahile doğru yürüyen Şahin, havanın kararmasıyla yolunu kaybetti. Telefonunu da suya düşürdüğü öğrenilen Şahin, sazlık ve bataklık bölgede mahsur kaldı. Uzun süre "imdat, kurtarın beni" diye bağıran Yeliz Şahin'in sesini duyanlar, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirdi. Saat 18.30'da bölgeye giden Akyaka Jandarma Karakol Komutanlığı ekipleri, Şahin'in sesinin duyulduğu bölgede arama kurtarma çalışması başlattı. Jandarma ekipleri, vatandaşların da yardımcı olmasıyla 3 saat sonra Yeliz Şahin'e ulaştı. Korktuğu gözlenen, sürekli çığlık atan ve gözyaşlarına hakim olamayan Şahin'i, jandarma ekipleri sakinleştirmeye çalıştı. Ayakkabılarının da çamurda kaybolduğunu öğrenilen Şahin, askeri personelin yardımıyla mahsur kaldığı alandan çıkartıldı. Olay yerine çağrılan ambulansta yapılan kontrolde herhangi bir sağlık sorunun olmadığı belirlenen Şahin, daha sonra ifadesine başvurulmak üzere karakola götürüldü. Şahin, jandarmadaki ifadesinin ardından Fethiye'den gelen ailesiyle birlikte evine döndü.
Görüntü Dökümü
----------------------
Sazlık ve bataklık içerisinde mahsur kalan genç kızın bulunma anı
Haber: Cavit AKGÜN- Kamera: MUĞLA,
=========================================================
4)BEBEĞE 'YANLIŞ KAN' DAVASINDA TANIKLARDAN ŞOK İDDİALAR
ANTALYA'da 3 aylık bebeklerinin, ameliyat sırasında yanlış kan verildiği için çoklu organ yetmezliğine bağlı hayatını kaybettiğini iddia eden ailenin özel hastane ve doktorlar hakkında açtığı 1 milyon liralık tazminat davasının görülmesine devam edildi. Duruşmada olay tarihinde doğum yapan bir anne ile hasta yakınları bebeğe yanlış kan verildiğini ve bebeğin aç bırakıldığını iddia etti.
Antalya'da geçen yıl geçirdiği bir dizi ameliyatın ardından sevk edildiği bir başka hastanede 1 Aralık'ta yaşamını yitiren 3 aylık İzzet Emre Tunçer adlı bebeğin ölümüyle ilgili ailenin açtığı 1 milyon liralık tazminat davasının görülmesine devam edildi. Antalya 3'üncü Tüketici Mahkemesi'nde görülen davanın üçüncü duruşmasında İzzet Emre Tunçer'in babası Mehmet Tunçer, annesi Derya Tunçer ile tarafların avukatları hazır bulundu. Duruşmada bebeğe yanlış kan verildiği iddia edilen dönemde hastanede doğum yapan bir anne ile hasta yakınları tanık olarak dinlendi.
ANNEYİ SÜREKLİ AZARLIYORLARDI
Tanıklardan Ayşe Yöntem, geçen yıl 2 Ekim tarihinde Emre Tunçer'in dünyaya geldiği hastanede kendisinin de doğum yaptığını söyledi. Kendi bebeğinin de Emre Tunçer gibi yoğun bakımda tedaviye alındığını anlatan Ayşe Yöntem, "Ben 3 Ekim'de bebeğime yoğun bakımda süt vermeye gittiğimde davacılarla karşılaştım. Doktorlar, İzzet Emre Tunçer'in annesiyle babasına bebekten ümitlerini kesmeleri gerektiğini söylüyordu. 'Hastaneye gelmenize gerek yok. Gece 3'te bile olsa bebek vefat ettiğinde biz size haber veririz' diyorlardı. Çok acımasızca konuşuyorlardı. Aile bebeklerini kurtarabilmek için bir ümit arıyordu. Çocuğun bir ayağı kangren olmuştu. Kesileceği söylendi. Çocuğun kan grubu 0 Rh negatifmiş. Buna rağmen A grubu kan vermişler. Doktorlar önce bu hususu kabul etmedi. Sonra 'Verdik. reaksiyon gösterince bir daha vermedik' dediler" iddiasında bulundu. Ayşe Yöntem, daha sonra ailenin bebeği İstanbul'a götürdüğünü söyledi.
A GRUBU KAN İSTEDİLER
Olay tarihinde bir yakınını ziyaret için hastaneye gittiğini belirten tanık Sinem Kurşun ise kendisinin İzzet Tunçer bebek için bizzat A grubu kan aradığını söyledi. Sinem Kurşun, "Ben 18 Eylül 2015 tarihinde ilik nakli olacak bir çocuğu ziyarete gitmiştim. Bu sırada yeni doğum yapan Derya Tunçer ile karşılaştım. Bebeğinin ameliyat olması gerektiğini, bunun için A grubu kan ihtiyaçları olduğunu söylemişti. Ben de fecebook'tan bu bebek için ilan verdim. İki arkadaşım geldi. Birinin kan değeri düşük olduğu için kan alınamadı. Diğeri verdi. Benim kan grubum ise tutmuyordu. Ben de kan grubum B olmasına rağmen verip bunun A grubu kan ile değiştirilmesini istedim. Bu kabul edildi. Ben de verdim. Ama bebeğin kan grubu A değilmiş" diye konuştu.
Hastanedeki doktorların aileyle de bebekle de ilgilenmediğini öne süren Sinem Kurşun, "Bebeğin öleceğini kafalarına koymuşlardı. 'Başka bir şey yapılamaz' düşüncesindeydiler. Bebeğe anneden hiç süt de vermemişlerdi. Bunun nedenini bir hemşireye sorduğumda beni de terslemişlerdi. Aile kendi imkanlarıyla bebeği İstanbul'a sevk ettirdi. İstanbul'a gidince bebeğe hemen anneden süt istediler. Buradan anlaşılıyor ki çocuğu Antalya'da beslememişlerdedi.
Olay tarihinde oğlu yoğun bakımda tedavi gören Ömer Yavuz da Tunçer bebek için A grubu kan arandığını söyledi. Hatta kendisinin kan grubu da aynı olduğu için vermek istediğini ancak tansiyon sorunu çıktığı için veremediğini anlatan Ömer Yavuz, yoğun bakıma her gittiğinde Tunçer bebeğin durumunu daha da kötüleşmiş gördüğünü söyledi. Doktorların ise aileyi azarladığını iddia eden Yavuz, diğer hasta yakınlarına da iyi davranılmadığını söyledi.
ÖZEL GÜVENLİKÇİLER DIŞARIYA ATTI
O dönemde kendi bebeğinin de yoğun bakımda olduğunu söyleyen Serkan Yöntem adlı tanık da yoğun bakımın önünde karşılaştığı aileye bebeklerinin öleceğinin söylendiğini anlattı. Duruşmada hastanenin avukatı Gözde Öncü, aleyhte tanık beyanlarını kabul etmediklerini söyledi. Anne Derya Tunçer ise bebeğinin durumunu sormak için gittiği yoğun bakımda çağrılan özel güvenlikçiler tarafından dışarı atıldığını ileri sürdü. Tunçer, "Bana çocuğum ameliyat olduktan sonra 48 saati atlatırsa yaşama ihtimali var demişlerdi. Ben 48 saat bekleyemeadim. Hastaneye gittim. Çocuğumun durumunu sordum. Bunu dahi söylemediler. Güvenlik çağırıp bizi dışarı attırdılar" dedi. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
Duruşma çıkışı ailenin avukatı Fırat Kılıç, yaşanan olayları tanıkların bütün çıplaklığıyla anlattığını söyledi. Tanıklar da vicdani olarak duruşmaya gelip şahitlik yaptıklarını söyledi. Anne Derya ile baba Mehmet Tunçer ise adaletin yerini bulmasını istediklerini kaydetti.
Görüntü Dökümü
----------------------
Duruşma sonrasi ailenin ve tanıkların davayla ilgili konuşurken görüntüleri
Tanıklardan Serkan Yöntem'in
Tanıklardan Sinem Kurşun'un
Tanıklardan Ayşe Yöntem'in
Avukat Fırat Kılıç'ın
Anne derya Tunçer'in
Ve baba Mehmet Tunçer'in konuşmaları
176 MB// 05.32"
Haber- Kamera: Mustafa KOZAK/ANTALYA,
=========================================================
5)İSLAHİYE'DE, EV YANGININI İTFAİYE SÖNDÜRDÜ
GAZİANTEP'in İslahiye İlçesi'nde, Suriyelilerin oturduğu evde çıkan yangın, itfaiyenin müdahalesiyle söndürüldü.
Olay, dün gece Hürriyet Mahallesi'nde bulunan tek katlı evde meydana geldi. 1 yıl önce Suriye'nin İdlib kentinden kaçarak İslahiye'ye yerleşen Ahmed İsa ve ailesinin yaşadığı evde yangın çıktı. Gece sobanın alev almasıyla çıkan yangında kendilerini dışarı atan Suriyelileri görenler, durumu itfaiyeye bildirdi. İhbar üzerine gelen itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle yangın söndürülürken, evde hasar oluştu. Sobadaki alevin sıçrayarak odadaki perdeyi tutuşturmasıyla yangının başladığını anlatan Ahmed İsa, tüm eşyalarının kullanılamaz hale geldiğini ancak kimsenin yaralanmamasına sevindiklerini söyledi.
Görüntü Dökümü
----------------------
Yangın çıkan ev
Evdeki yanan eşyaların dışarı taşınması
Suriyelileri ziyaret eden komşuları
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Kadir ÇELİK-GAZİANTEP-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 33 MB
=========================================================
6)ARABULUCULAR ANTALYA'DA BULUŞTU
ADALET Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından Antalya ve çevre illerdeki arabuluculara yönelik seminer düzenlendi.
Antalya Adliyesi konferans salonunda gerçekleşen 'Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Atölye Çalışmaları' seminerine, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, Adalet Komisyonu Başkanı Orhan Özdemir ile Cumhuriyet Başsavcı Vekili Adnan Tabar da katıldı. Seminerde arabulucu avukatlar Hilal Çalkın, Buket Saran, İrfan Medet Akpınar, Neyir Şeyda Musal, Hilmi Erkin Sevin, Antalya ve çevre illerden gelen arabuluculara bilgi verdi. Arabuluculuk Daire Başkanlığı'ndan sosyolog Murat Akbal'ın da katıldığı seminerde, arabuluculukla ilgili örnekler gösterildi.
Görüntü Dökümü
-------------------
Antalya adliyesinden genel görüntü
Antalya adlilesi konferans salonunda arabuluculuk semninerinden görüntüler
52 MB/// 01.38"
Haber- Kamera: Mustafa KOZAK/ANTALYA,
=========================================================
KAYSERİ'DE PKK/KCK OPERASYONU: 7 GÖZALTI (2)
7)CEZAEVİNDEKİ ÖRGÜT ÜYELERİNİN MEKTUPLAR ELE GEÇİRİLDİ
Gözaltına alınan şüpheliler, Adli Tıp Kurumu'na getirilerek sağlık kontrolünden geçirildi. Öte yandan, polisin şüphelilerin evlerinde yaptığı aramada, çok sayıda örgütsel doküman, av tüfeği, kuru sıkı tabanca ve cezaevindeki örgüt üyelerinden gelen mektuplar bulundu.
KAYSERİ/DHA
===================================================
8)ALKOL ALDIKLARI BİRAHANEDE KİLİTLİ KALDILAR
ANTALYA'da dört arkadaş kepenklerini kapatıp alkol aldıkları birahanenin kepenk motoru arızalanınca içerde mahsur kaldı.
Olay, Muratpaşa ilçesi Şarampol Caddesi üzerindeki bir birahanede saat 04.00'te meydana geldi. Birahane sahibi Hüseyin Özmert ve üç arkadaşı, gece geç saatlerde kepenkleri kapatıp içerde alkol almaya başladı. Aşırı alkollü 4 arkadaş, sabaha karşı evlerine gitmek için çıkmak istedi. Özmert, kepenkleri kaldıran motorun arızalanması nedeniyle arkadaşlarıyla birlikte içerde mahsur kaldı. İtfaiye ve polis ekiplerinden yardım isteyen Özmert'in imdadına yetişen ekipler, kepengi keserek çıkış için kapıyı bir miktar açabildi. Aralıktan sürünerek çıkan Özmert ve arkadaşları aşırı alkolün etkisiyle yaşadıkları duruma gülerek "Alkol aldık, muhabbet güzeldi. Kepengin motoru bozuldu çıkmak zor oldu" dedi.
Görüntü Dökümü
----------------------
İtfaiye detay
Hüseyin özmert ve arkadaşları detay
Açık kepenk detay
Hüseyin özmert röp
54 MB////// 1.42 DK
Haber- Kamera: Alparslan ÇINAR/ANTALYA,
==========================================================
9)MENDERES'TE DUVARLARI TUVAL YAPTI
İZMİR'in Menderes İlçesi'nde kötü görünümlü duvar ve trafoları tuval gibi kullanarak resim çizip boyayan belediye çalışanı 37 yaşındaki Nazmiye Dikmen Şen, çocukluk hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi. Belediye Fen İşleri Müdürlüğü'nde masa başında çalışan Şen'in yaşamı, bir anaokulundan gelen "Duvarlarımıza resim çizip boyar mısınız" istemi ile değişti. Menderes Belediye Başkanı AK Partili Bülent Soylu, bu istemi yerine getirecek personeli ararken Güzel Sanatlar Fakültesi'ni bitiren Şen'i buldu. Masa başından kalkan Şen, artık ilçenin duvarlarına sanat eserlerine dönüştürüyor.
Menderes Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü'nde görevli Nazmiye Dikmen Şen, ilçedeki kötü görünümlü duvarları, boş trafoları tuval gibi kullanıyor. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimari ve Çevre Tasarım Bölümü mezunu Şen'in sanatsal yönü Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu'nun göreve gelmesiyle ortaya çıktı. Başkan Soylu döneminde belediyeye gelen bir dilekçe ile hayatı değişen Şen, o süreden sonra Menderes'in çehresini değiştiren kişi oldu. Dilekçede bir anaokulunun duvarına resim çalışması yapılması istenince bu işi yapacak kişinin arayışına girildi. Başkan Soylu, Şen'in sanatçı yönünü ve bu işi yapabileceğini öğrenince Fen İşleri'nde masa başı görevine son verip dışarıda görevlendirdi.
"ÇOCUKLUK HAYALİM GERÇEKLEŞTİ"
Çocukluk hayalinin gerçek olduğunu belirten Nazmiye Dikmen Şen, şunları söyledi:
"Çocukluğumda hobi olarak başladığım resim çizme merakım lise ve üniversite yıllarında aldığım eğitim ile profesyonelleşti. Menderes Belediyesi'nde çalışmaya başlayınca resim ile olan bağımı koparmadım. 3 buçuk yıldır çalıştığım Menderes Belediyesi'nde başkanımız Bülent Soylu'nun göreve gelmesiyle hayallerime kavuştum. Menderesli biri olarak doğup büyüdüğüm yere bir eser kazandırmak hep hayalimdi. Belediyemize gelen bir dilekçe ile hayalim gerçek oldu. Dilekçede bir anaokulunun duvarlarına resim çizilmesi isteniyordu. Başkanımız Bülent Soylu da beni bu işe uygun görerek masa başı işinden alarak sahalara yönlendirdi. O gün bugündür güzel ilçemin dört bir noktasında resim çalışmalarını gerçekleştiriyorum. Belediyemizde boyacı olarak çalışan Mete Kerem adlı arkadaşımızı da eğiterek kendisiyle birlikte güzel işlere imza atıyoruz. Yaptığımız çalışmaları vatandaşlarımız da çok beğeniyor. Özellikle ilçemizin kültürel ve tarihsel yanını ortaya çıkaran çalışmalara ağırlık vermeye çalışıyorum."
"RESİMLERİ HANGİ ŞİRKETE ÇİZDİRDİĞİMİZİ SORDULAR"
Nazmiye Dikmen Şen'in ilçede önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini ifade eden Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu belediyelerden arayıp resimleri hangi şirkete çizdirdiklerini sorduklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Göreve geldiğimiz günden itibaren ilçemizin farklı noktalarında yeni projeleri hayata geçirirken yenileme, düzenleme çalışmalarımızı da yapıyoruz. Bu çalışmalar da vatandaşlarımızdan gelen talepleri de yerine getirmeye çalışıyoruz. Belediyemize yapılan bir müracaatı değerlendirirken Nazmiye arkadaşımızın bu işe uygun olduğunu öğrendik ve kendisine hayali olan işi yapma imkanını sağladık. O günden itibaren Menderes'te çok güzel işlere imza atıyor. Sanatçı yönüyle ilçemizde birçok alanda sanatsal çalışmalar gerçekleştirdi ve gerçekleştirmeyi de sürdürüyor. Kendisinin bu başarısı başka belediyelerin de dikkatin çekmiş. İzmir Büyükşehir Belediyesi Milli Parklar Müdürlüğü yetkilileri belediyemizi arayarak bu çalışmaları yaptırdığımız şirketi öğrenmek istedi. Kendi çalışma arkadaşımızın yaptığını öğrendiklerinde ise ne kadar şanslı olduğumuzu dile getirdiler. Herkes tarafından takdir gören işlere imza atıyoruz. Sanatsal çalışmalarımızla Menderesimiz'i güzelleştirmeye devam edeceğiz."
Görüntü Dökümü
----------------------
37 yaşındaki Nazmiye Dikmen Şen'in trafoları, duvarları boyamasından resim çizmesinden genel ve detay görüntüler
MENDERES/DHA
=========================================================
10)DOĞU'DA KAR KÖY YOLLARINI KAPATTI
BİTLİS'te dün öğle saatlerinde yağmaya başlayan ve gece boyunca süren karın kalınlığı kent merkezinde 20 santimetreye ulaştı.
Kar yağışı doğuda etkisini göstermeye başladı. Dün öğlen saatlerinde Bitlis'te başlayan kar yağışı akşam saatlerinde etkisini arttırak sabaha kadar sürdü. İl merkezinde 20 santimetreyi bulan kar kalınlığı, yüksek kesimlerde yarım metreyi aştı. Kar yağışı nedeniyle 67 köye ulaşım sağlanamadığı belirtilirken, İl Özel İdaresi ve Karayolları ekipleri kapanan yolları açmak için çalışma başlattı.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Kar yağışı
-Karda yürüyenler ve kar altında kalan araçlar
-Çevreden detaylar
Özcan ÇİRİŞ/BİTLİS,
============================================================
11)PALANDÖKEN'DE MEŞALELİ AÇILIŞ
Dünyanın önemli kayak merkezleri arasında gösterilen Palandöken kayak merkezi, görkemli açılışla yeni sezona 'Merhaba' dedi. Gece kayağını başlatan Sway Otelin geleneksel hale getirdiği meşaleli kayak ve havai fişek gösterisi izleyenleri büyüledi. Dünya Üniversiteler Kış Oyunlarını 2011'de yapan, yapay kar sistemleri ile donatılmış Palandöken ve Konaklı Kayak Merkezleri, Türkiye'nin ilk ve tek atlama kuleleri, buz hokeyi, paten, Curling, Short Track salonları, Kandilli Biatlon ve Kayaklı Koşu merkezleri ile kış sporlarında iddialı olarak yeni bir sezona daha girdi. 'Palandöken'de 1 Aralık'tan itibaren gece- gündüz kayak yapılır' parolasını sahiplenen Sway Otele ait 4 kilometre uzunluğundaki aydınlatılmış pistlerde sezonun ilk kayağı yapıldı. Meşaleli kayak ve havai fişek gösterisi altında yapılan gösteri, büyük alkış topladı.
Kayak sezonunun açılışında Vali Seyfettin Azizoğlu, Palandöken'de 1 Aralık'ta başlayan kayak sezonunun Nisan ayının son günlerine kadar devam edeceğini bildirdi. Şubat ayında 2017 Avrupa Gençlik Olimpik Kış Oyunlarının (EYOF) Erzurum'da düzenleneceğini, bu konudaki hazırlıkların tamamlandığına dikkati çeken Vali Azizoğlu, "Kayak merkezlerimiz hazır hale getirildi. Yerli ve yabancı misafirlerimiz güzel bir kayak sezonu geçirecek" diye konuştu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ise yeni sezonun hayırlı ve uğurlu olması dileğinde bulundu. Pistlerin hazır olduğuna işaret eden Mehmet Sekmen, ulusal ve uluslararası düzeyde olan tüm kayakçıları Erzurum'a davet etti. 'Kış ve kayak' deyince insanların aklına Erzurum'un geldiğini hatırlatan Başkan Sekmen, "Anadolu'muzun bu serhat şehrine bütün sporseverleri davet ediyoruz. Gelsinler tatillerini burada geçirsinler" dedi.
Palandöken Sway Otel Genel Müdür Yardımcısı Ömer Akca,Türkiye'de ilk kayak sezonunu Palandökten'de açmanın gururunu yaşadıklarını bildirdi. Ömer Akça, şunları söyledi:
"Palandöken'in ayrıcalığı aydınlatılmış pistleri her şeyi güzel. Suni karlama sayesinde pistlerimiz tamam. Bütün kayak severleri Palandöken'in doğal güzelliğine kayak yapmaya bekliyoruz. Palandöken'in en büyük özelliği Türkiye'nin ve Avrupa'nın en uzun doğal pistlerine sahip olması. Kesintisiz kayak yapılması ve en önemlisi kar garantisi verilmesi. Hava limanına şehir ve kayak merkezi çok yakın. Türkiye'nin neresinden gelirseniz gelin Erzurum'a indikten yarım saat sonra kayak yapmaya başlarsınız. Erzurum'da 120 günlük kayak sezonunda 100 gün hava güneşli ve açıktır."
Görüntü Dökümü
----------------------
-Kayak pistleri
-Açılışa gelen kayakseverler
-Meşaleli kayak gösterisi
-Havai fişek gösterisi
-Seyfettin Azizoğlunun konuşması
-Mehmet Sekmenin konuşması
-Ömer Akcanın konuşması
Haber: Turgay İPEK - Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,
SÜRE: 04.57 BOYUT: 228 MB
=========================================================
12)HAYVAN HASTALIKLARI MERKEZİ AÇILDI
BATI Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) tarafından desteklenen Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Hayvan Hastalıkları Tanı Teknolojileri Merkezi'nin açılışı gerçekleştirildi.BAKA'nın 2015 Yılı Yenilikçi Teknolojiler Mali Destek Programı kapsamında oluşturulan Hayvan Hastalıkları Tanı Teknolojileri Merkezi'nin açılışına BAKA Yönetim Kurulu Dönem Başkanı Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Burdur Valisi Şerif Yılmaz, Isparta Valisi Şehmus Günaydın, Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, İl Emniyet Müdürü Saim Akpınar, İl Genel Meclisi Başkanı Muzaffer Bağcı, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Servet Olpak, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Proje Koordinatörü Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aynur Başalp, Hayvan Hastalıkları Tanı Teknolojileri Merkezi'nin iki laboratuvardan oluştuğunu söyledi. Başalp, "Birinde tanı kitleri ve antikor çalışmalarını yapacağız, diğerinde ise kitlerde kullanacağımız antikorları steril ortamda geliştireceğimiz steril hücre kültür laboratuvarı. Bu projedeki temel hedefimiz önce bölgemiz ve ülkemiz için çok önemli olan hayvan hastalıklarının hızlı ve erken teşhisi için tanı kitlerini geliştirmek. Bu tanı kitleri hem laboratuvar ortamında kullanılacak daha kesin ve doğru tanı için aynı zamanda da üreticilerin, çiftlik sahiplerini ya da sahada hizmet veren veteriner hekimlerin hızlı tanı için kullanacağı strip tanı kitleri olacak" dedi.
Projenin 915 bin liralık maliyetinin yüzde 80'inin BAKA tarafından karşılandığını aktaran Başalp, şunları söyledi:
"Veteriner Fakültesi'ndeki hocalarımızla birlikte bölgemizdeki önemli hastalıkları belirledik. Zaten projemizi önce hayvan yetiştiricilerine sunduk ve onların istekleri doğrultusunda bu bölge için çok önemli olduğuna karar vererek hazırlamıştık. Tanı teknolojilerine ülkemizde özellikle son yıllarda çok büyük bir ilgi var. Gerek insan sağlığı, gerek hayvan sağlığına yönelik bütün tanı kitleri tamamıyla yurtdışından temin ediliyor ve ülkemize maliyeti oldukça yüksek. Hayvan yetiştiricilerimiz yerli tanı kitlerimizi özlemle bekliyorlar."
Başalp, genç akademisyenleri yetiştirip çalışmalara başladıktan sonra tanı kitleri yaklaşık 1-1.5 yıl içerisinde prototipleri çıkartmayı hedeflediklerini de kaydetti.
Konuşmaların ardından merkez protokol üyeleri tarafından açılarak gezildi.
Görüntü Dökümü
----------------------
Laboratuvardan detay,
Aynur Başalp ile röportaj,
Kurdele kesilmesi
200 MB/// 06.16"
Haber-Kamera: Mesut MADAN/BURDUR,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-5 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?