Ahlat'ta şehit acısı
FIRAT Kalkanı Harekatı'nın 93'üncü gününde El Bab bölgesine saldırıda ağır yaralanan ve Gaziantep'teki hastanede tedaviye alınan 25 yaşındaki Astsubay Kıdemli Çavuş Halit Topuz'un dün gece şehit olduğu haberi, memleketi Ahlat'ı yasa boğdu. Şehit Halit Topuz'un cenazesinin Gaziantep'te düzenlenecek askeri törenin ardından memleketi olan Bitlis'in Ahlat ilçesinde defnedileceği belirtildi.
Haber: Halil ÜLKER/ AHLAT,(Bitlis),-
===========================================
Taciz mağduru küçük kızın kalbi, duruşma stresine dayanamadı
İZMİR'in Bornova İlçesi'nde, evinde fenalaştıktan sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden ilkokul öğrencisi 9 yaşındaki Y.K.'nin ölümünün ardından yaşadığı dram ortaya çıktı. 4 ay önce arkadaşının dedesinin tacizine uğradığı öne sürülen, o günden sonra okula gitmeyen, psikolojik tedavi gören Y.K.'nin, duruşmada tacizcisiyle karşılaşacağı için yaşadığı stres ve korkuya minik kalbinin dayanmaması sonucu, kalp krizinden hayatını kaybettiği ileri sürüldü. Cinsel istismarla suçlanan sanık 56 yaşındaki T.Ç. ise tutuksuz yargılanıyor.
Bornova'nın Kızılay Mahallesi'nde geçen 29 Temmuz akşamı meydana geldiği belirtilen olayda, ilkokul öğrencisi Y.K., babasından izin alıp komşularının kızıyla balkonlarında oynamaya başladı. Oyunda yaşadıkları tartışma sırasında arkadaşı küsüp yanından ayrıldı. Bunun üzerine tek kalan Y.K.'nin yanına gelen, arkadaşının dedesi T.Ç., iddiaya göre bebek alacağı vaadiyle küçük kızı, torununun odasına götürdü. Hem bu odada, hem de evin salonunda torunu olmadığı sırada T.Ç.'nin tacizine uğradığı öne sürülen Y.K., bu durumdan rahatsız olup dışarı çıkarak, karşıdaki evlerine gitti.
Yaşadıklarını annesine anlatması üzerine ailesi polise şikayette bulundu. Gözaltına alınan T.Ç., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Savcılık soruşturmasından sonra da T.Ç., hakkında İzmir 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'çocuğa cinsel istismarda bulunmak'tan dava açıldı.
KÜÇÜK KIZ OLAYIN TRAVAMASINI ATLAMADI
Yaşadığı travmanın ve büyük korkunun etkisinden kurtulamayan Y.K., o günden sonra okula gitmedi, psikolojik tedavi gördü, tek başına kalamayıp, altını ıslatmaya başladı. Ailesinin sürekli yanında bulunduğu Y.K., davanın ilk duruşması öncesinde büyük stres yaşadı. Duruşma günü pedagog eşliğinde ifade vermesi beklenen Y.K., bunun neden olduğu stres ve tacizcisiyle karşılaşacak olmanın yarattığı korkuyu yaşamaya başladı.
DURUŞMADAN 2 GÜN ÖNCE FENALAŞTI
Yaşadığı strese minik kalbinin dayanamadığı öne sürülen Y.K., duruşmadan iki gün önce geçen pazartesi günü evinde fenalaştı. Kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Göz yaşlarıyla toprağa verilen Y.K.'nin tacizden sonra ve dava gününün yaklaşmasından dolayı yaşadığı ağır stres ortamından dolayı kalp krizi geçirdiği ileri sürüldü.
Davanın geçen çarşamba günü yapılan duruşması ertelenirken, olayın peşini bırakmayacaklarını söyleyen baba T.K., "Tacizden sonra kızım çok korktu. Biz olaydan kısa süre önce bu sokağa taşınmıştık. Meğer bütün komşularımız biliyormuş adamın öyle olduğunu. Kızı da hatta uyarmış komşularımız. Kızım tacize uğradığını söylediğinde bize saldırdılar. Şimdi kızım hayatını kaybetti. Şimdi taşınıp gittiler ama ben ceza alması için elimden geleni yapacağım" dedi.
Haber: Taylan YILDIRIM/ İZMİR, -
============================================
Kara Kuvvetleri Komutanı yaralı askerleri ziyaret etti
KARA Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Fırat Kalkanı Harekatı'nda yaralanan askerleri, Gaziantep'te hastanede ziyaret etti.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Zeki Çolak, 2'nci Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel, Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı, 6'ncı Mekanize Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç ve Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya ile birlikte Fırat Kalkanı Harekatı'nda yaralanan askerleri, Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde ziyaret etti. Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, komutanlara yaralı askerlerin durumuna ilişkin bilgi verdi. Orgeneral Çolak ve beraberindekiler servislerde ziyaret ettikleri yaralı askerlere geçmiş olsun dileklerini iletti.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Fotoğraf
Haber: GAZİANTEP, -
===========================================
Çiğli Hava Üssü'nün 'Paşa'sı itirafçı oldu
15 TEMMİZ darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan'ın kaldığı Muğla'nın Marmaris ilçesindeki otele düzenlenen saldırıyı Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'le organize ettiği öne sürülen, Çiğli 2'nci Ana Jet Üs Komutanlığı'nın imamı Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu, etkin pişmanlık yasasından yararlanmak için itirafçı oldu. Muğla'da tutuklanıp İzmir F Tipi Cezaevi'ne gönderilen 'Çiğli Paşası' Zekeriya Kuzu'nun zaman zaman ifadesine başvurulduğu ortaya çıktı.
Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi askerlerin darbe girişiminde bulunduğu gece, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te tatilini geçirip, ayrıldığı otele, hala orada bulunduğu düşünülerek saldırı düzenlendi. Çiğli 2'nci Ana Jet Üs Komutanlığı'ndan Marmaris'e helikopterlerle gelen Özel Kuvvetler ile Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timleri, başarısız girişimleri sonrasında, 2 şehit veren polisin karşı ateşi sayesinde kaçtı.
Cumhurbaşkanının kaldığı otele yönelik saldırının en önemli isimlerden birisi Hava Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu, oldu. Saldırıyı Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'le birlikte, İzmir'deki Çiğli 2'nci Ana Jet Üs Komutanlığı'nın imamı olan MAK timi komutanı Astsubay Zekeriya Kuzu'nun organize ettiği ortaya çıktı. Saldırıya katılacak özel eğitimli MAK timlerini bizzat kendisi seçen Zekeriya Kuzu'nun, rütbesi düşük olmasına rağmen ana jet üssündeki FETÖ/PDY üyesi askerlerin başında olduğu ortaya çıktı. Astsubay Zekeriya Kuzu'nun üsteki lakabının da 'paşa' olduğu, MAK timi komutanlığının yanı sıra diğer birimlerden de sorumlu olduğu, personele ilişkin kararlarda etkili olduğu da öne sürüldü.
SALDIRIDAN 11 GÜN SONRA MENFEZ İÇERİSİNDE YAKALANDI
En tehlikeli firari olarak aranan Zekeriya Kuzu ve yanındaki diğer askerler, günlerce Marmaris ormanlarında komando birliklerince arandı. Zekeriya Kuzu, saldırıdan 11 gün sonra, Marmaris Çetibeli bölgesinde karayolu altındaki menfezde, Cumhurbaşkanı'nın kaldığı otele yönelik saldırıya katılan diğer askerlerle bitkin halde bulundu. Saçı sakalı birbirine karışan Zekeriya Kuzu'nun ve yakalanan askerlerin, FETÖ'yle bağlantıları sayesinde bulundukları görevlere atandıkları, eğitim almadan da almış gibi gösterildiği ileri sürüldü. Zekeriya Kuzu ile Binbaşı Taner Berber, Astsubay İlyas Yaşar, Astsubay Gökhan Güçlü, Hava Piyade Kıdemli Çavuş Erkan Çıkat, Hava Piyade Kıdemli Çavuş, Ömer Faruk Göçmen ile Hava Piyade Kıdemli Çavuş Abdülhamit Gül Erdem, diğer askerler gibi Muğla'da tutuklandı, ardından İzmir F Tipi Cezaevi'ne gönderildi.
ETKİN PİŞMANLIKTAN YARARLANDI
Yakalanan Zekeriya Kuzu, daha az ceza almak amacıyla etkin pişmanlık yasasından yararlanmak için başvuruda bulundu. FETÖ/PDY soruşturmasını yürüten İzmir Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin zaman zaman, halen İzmir F Tipi Cezaevi'nde tutulan ve itirafçı olan Kuzu'nun ifadesine başvurduğu ortaya çıktı. Kuzu'nun, FETÖ/PDY'ye yönelik araştırmalarında elde edilen yeni bilgiler doğrultusunda terör polisinin, sorularını yanıtladığı ifade edildi. Zekeriya Kuzu'nun, hem Çiğli Ana Jet Üs Komutanlığı'nda yaşananlarla, hem de bağlantıda olduğu kişilere yönelik bilgiler verdiği öğrenildi.
Üssün 'paşa'sı olarak bilinen Zekeriya Kuzu, yakalandıktan sonra poliste ve mahkemede verdiği ifadesinde, Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik saldırının ayrıntılarını anlatmıştı. Zekeriya Kuzu, saldırı yerinden kaçtıktan sonra bir süre dinlendikleri yerde Yüzbaşı İsmail Yiğit'in kendilerine "Buradaki herkes hizmet hareketinden mi?" sorusunu yönelttiğini, kimsenin itiraz etmediğini, timdeki herkesin hizmet hareketinden olduğunu tahmin ettiğini ifade etmişti. FETÖ'yle ilgili sorularını da yanıtlayan Zekeriya Kuzu, "2007 yılında yapı ile temasım oldu. Bu kişiyle zaman zaman personel ile ilgili benden bilgi alıyordu. Benim ya da onun evinde buluşuyorduk. Astsubaylar isteklerini ve şikayetlerini bana söylüyorlardı. Ben de bunları üs komutanına iletiyordum. FETÖ içerisinde bağlantıda olduğum kişinin bana verdiği bilgilerin çoğu doğru çıkıyordu. Bana 'Dışarıda birbirimizi görsek bile tanımamazlıktan geleceğiz' diyordu. 'Telefon sıkıntılı, görüşmeler yüz yüze olacak' diyordu. Üs komutanı bana 'Bir personelin yerini değiştir' dediği zaman ben de bu kişiye soruyordum. ve onun önerdiği kişiyi atıyordum. Sadece Tosun Albay direniyordu. Bana 'İşyerinde fazla sivrilme rengini beli etme' diye tavsiyelerde bulunuyordu. Üste olan her türlü durumu o kişiye anlatıyordum" demişti.
Görüntü Dökümü
----------------------
-ARŞİV
-Zekeriya Kuzu'nun görüntüsü
Haber: Taylan YILDIRIM/ İZMİR -
======================================
Üçok: Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı ifade versin
ESKİ Hava Kuvvetleri Komutanlığı Başsavcısı emekli Albay Ahmet Zeki Üçok, darbe girişimi sürecinin en önemli sorumlularının, TSK'daki komuta kademesi ve MİT Müsteşarı olduğunu söyledi. Bu kişilerin hala görevde tutulmalarının halk arasında farklı algılar oluşturduğunu savunan Üçok, "250 kişinin ölümüne, binlerce kişinin yaralanmasına yol açan ordunun komutanları TBMM Darbe Komisyonu'nda dinlenmelidir. Yoksa bu durum karanlık kalır ve toplumun vicdanı kanar" dedi.
Kamuoyunda 'Hipnoz davası' olarak bilinen ve Anayasa Mahkemesi'nin yeniden görülmesine karar verdiği davada tutuksuz yargılanan eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Başsavcısı Ahmet Zeki Üçok, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili gelişmeleri değerlendirdi. 40 yıl askerlik yaptığını ve 2013'de emekli olduğunu belirten Üçok, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın izniyle TSK nin üst kademesindeki komutanlar ve MİT müsteşarının TBMM Araştırma Komisyonu'na ifade vermesi gerektiğini söyledi. Üçok, bu konuda şunları söyledi: "TSK'daki emir-komuta kademesinin, bu sürece gelinceye kadarki yapmış olduğu hatalar zinciri de gündeme gelmeli. Genelkurmay Başkanı'nın emir subayı, Hava Kuvvetleri eski Komutanı'nın güvenlik görevlisi FETÖ'cü çıkıyor ve bu komutanları esir alıyor. Yine düşünün ki, 5 uçak Ankara üzerinde, 2 uçak da İstanbul'da uçuyor ve bombalıyor. Bizim 140 uçağımız var ve kimse müdahale etmiyor. Sabah saat 04.30'da ilk uçağı kaldırabiliyoruz. Yine Deniz Kuvvetleri Komutanımıza bakıyorsunuz, İstanbul'un ara sokaklarında kayboluyor. Jandarma Genel Komutanı'nın nerede olduğunu bugüne kadar hiç kimse öğrenemedi. Kara Kuvvetleri Komutanı emir subayları tarafından esir alınıyor. Bence ortada bir suç var. Düşünün 250 kişi ölüyor ve siz bu 250 kişiyi öldüren ordunun komutanısınız. Ama siz hala hiçbir şey olmamış gibi Genelkurmay Başkanı olarak devam ediyorsunuz. Meclisi bombalayan uçakların komutanı Hava Kuvvetleri Komutanı hala o görevini sürdürüyor."
'MİT MÜSTEŞARI NE İŞ YAPAR?'
Cumhurbaşkanının 'Darbe girişimini ben eniştemden öğrendim' sözünü hatırlatarak konuyu MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a getiren Ahmet Zeki Üçok, şöyle devam etti: :
"O zaman bu MİT Müsteşarı bizim ülkemizde ne iş yapar? Böylesine uluslararası güven sağladığını düşündüğümüz bir kuruluş, 7- 8 aya yayılabilecek bir darbe girişimi sürecinden hiç haberdar olmaz mı? Bu sürecin en önemli sorumluları, işte bu saydığım komuta kademesi ve MİT Müsteşarıdır. Bunlar ne yazık ki hala görevdeler ve bunların hala görevde olmaları, halk arasında da artık farklı algılar oluşturmakta. Bu nedenle, bence en kısa sürede bu komuta kademesi ve MİT Müsteşarı görevden alınıp, yargı karşısında hesap vermelidir. Bunların yerine, ordumuza komuta edecek ve MİT Müsteşarlığı yapabilecek çok değerli insanlarımız var."
Ahmet Zeki Üçok 4 yıl 10 ay süren tutuklulum döneminde Metris, Hasdal, Mamak, Maltepe, ve Sincan cezaevlerinde geçirdiği günleri ve başına gelenler ile TSK'da FETÖ'ye karışanları isim isim, tarih sırasına göre 'Tek Başına' adıyla yayımlayacağı kitapta yazacağını sözlerine ekledi.
Görüntü Dökümü
-Emekli Askeri Başsavcı Albay Ahmet Zeki Üçok'un açıklamaları
-Detay
Haber: Oktay ENSARİ-Kamera: Zafer BARIŞ/KAYSERİ, DHA)
======================================
Şirvan'daki göçük altında kalan Murat Ant'ın evi de çatladı
SİİRT'in Şirvan İlçesi'ne bağlı Maden Köyü'nde meydana gelen göçükte toprak altında kalan 16 kişiden biri olan ve cansız bedeni çıkarılan 20 günlük evli Murat Ant'ın, 16 kişiden oluşan ailesinin kaldığı 2 katlı evin duvarının da çatladığı ve yıkılma riski olduğu iddia edildi. Murat Ant'ın ağabeyi Nizamettin Ant, "Göçükte kardeşimi kaybettim ama ailemi kaybetmek istemiyorum" dedi.
Şirvan İlçesi'ne bağlı Maden Köyü'nde 17 Kasım Perşembe günü meydana gelen göçük altında kalan 16 işçiden 8'inin cesedi toprak altından çıkarıldı. Toprak altından cesetleri çıkarılan 8 işçiden biri olan 20 günlük evli Murat Ant'ın ağabeyi Nizamettin Ant, kardeşini toprak altında kaybettiğini ancak halen heyelan ve göçüklerin devam ettiğini söyledi.
"TEHLİKE ALTINDAYIZ"
Heyelan ve göçük tehlikesinin bu kez kendi evi civarında yaşandığını iddia eden ağabey Ant, "Gördüğünüz gibi burada iki ev var ve ikisi alındı. Ancak bizimki alınmadı. Şuan sadece bizim ev kalmıştır ve şuan tehlike içerisindeyiz. Konuyu gerekli yetkililere bildirdik gerekenin yapılacağını belirttiler ancak halen bakan soran yok. Daha önce Pazar günleri hariç her gün patlama oluyordu ve evimiz toz duman oluyordu ve çocuklarımız korkuyorlar ve şuanda tehlike içerisindeyiz" dedi.
"HER GÜN 40-45 TON DİNAMİT PATLATILDI"
Şirvan İlçesine bağlı Maden köyünde yapılan maden çalışmaları nedeniyle Pazar günleri hariç hergün 40 ila 45 ton patlaycının patlatıldığını iddia eden Nizamettin Ant, "Her gün 40-45 ton dinamit patlatılıyordu. 3 ay önce bir göçük oldu ve evime 200-300 metre mesafedeydi ve şuan bizim evimiz risklidir. Bu şekilde gitse evimiz ciddi tehlike altındadır ve her gün bir yerde göçük meydana geliyor. Bizim evin altında patlatmalar yapılıyor. Evime 50-100 metre arasında patlatmalar meydana geliyordu ailem büyük tehlike altındadır. Uyardığımızda ise şirket yetkileri, 'şuan bu arsa bize lazım değil' diyorlar peki, lazım olmayana kadar bu evi yıkılır ise bu derdimizi kime anlatacağız? Onu bile bilmiyoruz ve bu evde toplam net 16 kişi yaşıyor" diye konuştu.
EVDEKİ ÇATLAKLARI GÖSTERDİ
Maden çalışmaları için yaşanan patlamalardan dolayı kendi oturdukları evde çatlamaların meydan geldiği ve birçok camın patlatmanın şiddeti ile kırıldığını anlatan Ant, "Göçük kazası meydana gelmeden önce sürekli evimizin hemen yanında bulunan maden ocağında patlatmalar meydana geliyordu. Bu yüzden uan evimizin tüm odalarında çatlaklar meydana geldi. Patlamalarından dolayı evimizin çamları kırılıyor. Evimize 100 metre ilerde madenin açtığı su yatağı bulunuyor ve bu yatak bizim için çok tehlikeli evimiz her an çöke bilir. Bu konuda yetkililere gerekli bilgi verdik ancak ne arayan var ne soran" şeklinde konuştu.
PATMALARDAN ÖTÜRÜ AHIR YIKILMIŞ
Meydana gelen göçük faciasında yaşamını yitiren 20 günlük evli Murat Ant'ın abisi Nizamettin Ant, maden çalışmasında kullanılan patlamalardan ötürü daha önce de hayvanlarının kaldığı ahırın çöktüğünü ve küçükbaş hayvanların da enkaz altından zor kurtardıklarını belirtti. Daha önce Ant ailesinin evinin burada olduğunu belirten Nizamettin Ant, "Daha önce evimiz bu bölgedeydi. Ancak yetmeyince kendi imkanlarımızla beton ev yaptık ve şans eseri bizler altı ahır, üsttü iki katlı bina çıktık ve aradan 4 ay sonra yıkıldı. Beslediğimiz küçükbaş hayvanlarımız burada kaldı ve enkazın altından zor kurtardık" ifadelerini kullandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Nizamettin Ant evdeki çatlakları gösterirken
16 kişiden oluşan Ant ailesi evin önünde toplu halde
Nizamettin Ant'ın konuşması
Meydana gelen göçük'ün ev ile görüntüsü
Patlamalar sonucu yıkılan eski ev ve ahır
Muhabir anonsu
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet Yücel DURAK/SİİRT,
==========================================
Sürücülerin buzla sınavı
Sibirya soğuklarının yaşandığı Kars'ta yollar buz tutunca park halindeki araçları hareket ettirmek isteyen sürücüler zor anlar yaşadı. Sürücüler araçlarıyla ilerleyebilmek için buza kül dökmekte çareyi buldular. Rampalarda zor anlar yaşayan araç sürücüleri, soğuk şehirde yaşamanın bedelinin zor olduğunu söylediler.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Kayarak kaldırıma çıkan araç
-Buzlu yoldan çıralamayan araç
-Vatandaşların aracı itmesi
-Aracın lastiğinin altına konulan karton kağıdın fırlaması
-Aracın çıkarılması ve hareket etmesi
Haber-Kamera: KARS,
=========================================
Telefon dolandırıcıları 90 yaşındaki kadının, 480 bin lirasını dolandırdı
KONYA'da 90 yaşındaki Fikriye Çalışır'ı, telefonla arayıp, kendilerini polis olarak tanıtan dolandırıcılar, "Terör örgütü paranıza el koyacak" diyerek 480 bin lirasını dolandırdı.
Dul olan ablası Fahriye Çalışır ile Konya'nın Beyşehir İlçesi'nde yaşayan ve hiç evlenmeyen Fikriye Çalışır'ı, dün telefonla arayan bir kişi, kendisini komiser olarak tanıtıp, "Terör örgütü paranıza el koyacak. İki polis arkadaş göndereceğim, paraları onlara verin"dedi. Yaşlı kadından evin adresini öğrenen kimliği belirlenemeyen 2 kişi, Çalışır'ın evine gitti. Şüphelilerden 1'i kendini komiser olarak tanıtıp, "Biz İzmir'den geliyoruz. Bankadaki paralarını bize verin. Bizim komiser olduğumuzu da kimseye söylemeyin"dedi.
Yürümekte güçlük çeken yaşlı kadını bankaya götüren dolandırıcılar, yaşlı kadının hesabından çektiği 30 bin lirayı aldı. Çalışır'ın, başka bir bankalarda 450 bin lirasının daha olduğu söylemesi üzerine, bu kez dolandırıcılar o parayı istedi. Ancak durumun anlaşılmaması için Çalışır'a, " O kadar parayı buradaki bankalar vermez. Konya merkeze gidelim, oradan hesabınızdan parayı çekelim" dedi.
Bunun üzerine otomobille yaşlı kadını, Konya'ya getirdi. Şüphelilerden biri, yaşlı kadınla bankalara girip ondan, "İzmir'de ev aldık. Onun için yeğenimle parayı çekiyoruz" demesini istedi. Yaşlı kadın da, dolandırıcının söylediklerini, bankacıya anlattı. Banka görevlileri, Çalışır'ın yanındaki kişiden nüfus cüzdanını vermesini istedi. O da "Kimliğim otomobilde kaldı" dedi. Ardından Çalışır, farklı bankalardaki 450 bin lirasını daha çekip, yanındaki dolandırıcıya verdi. Bankadan kadınla birlikte çıkan dolandırıcı, yaşlı kadını otomobille yol kenarına getirdi. "Biz 10 dakikaya kadar" geliyoruz deyip, kayıplara karıştı. Şüphelilerin gelmemesi üzerine dolandırıldığını anlayan Çalışır, çevredekilerden yardım isteyip, polise haber vermesini söyledi.
"EVDE 5 KURUŞ PARAM KALMADI"
Polise dolandırıldığını anlatan Fikriye Çalışır, gazetecilerin sorusu üzerine, "Ne olacak, olanlar oldu. Vallahi evde 5 kuruş param kalmadı.Buradan parayı çektik. Şurada getirdiler, indirdiler. Adamlar uçtular gittiler. Hala gelecekler. 10 dakikaya kadar geliriz" dediler, deyip nasıl dolandırıldığını anlattı.
Çalışır, paraların ise babasından kalan tarlaları satması sonucu elde ettiğini ve bankaya yatırdığını söyledi.
Polis, şüphelilerin kimliğini belirlemek için çalışma başlattı.
GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR
Haber-Kamera: Hasan DÖNMEZ/ KONYA,-
================================================
60'ıncı yıl için 60 eser
Bilkent Erzurum Laboratuvar Lisesi Resim Sanat Öğretmeni ABD'li Paul Breuer, Atatürk Üniversitesinin kuruluşunun 60'ıncı yılı nedeniyle 60 resimlik sergi açtı.Metal baskı tekniğinin kullanıldığı resimler Kültür Salonunda 3 hafta boyunca sergilenecek. Bilkent Laboratuvar Lisesi Edebiyat Öğretmeni Rukiye Seryanoğlu, Amerikalı öğretmenin baskılama tekniği ile yaptığı sergileyerek Atatürk Üniversitesinin 60'ıncı yılına katkıda bulunmak istediğini bildirdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Resimlerden detaylar
-Paul Breuer'in resimler hakkında bilgi vermesi
-Rukiye Seryanoğlu ile röp
Haber-Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,
===================================
Gülen'in öğrencisi de gözaltına alındı
İZMİR'de FETÖ/PDY'ye yönelik yapılan operasyonda, haklarında gözaltı kararı verilen 30 kişiden 24'ü gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Fethullah Gülen'in öğrencilerinden olduğu ve sohbet hocalığı yaptığı belirtilen Alaattin Kırkan'nın da bulunduğu belirtildi.
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcılığının talimatıyla bu sabah operasyona yaptı. Haklarında gözaltı kararı verilen kişilere ait 30 adrese eş zamanlı baskın düzenleyen polis ekipleri, 24 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanların bir kısmının silahlı özel güvenlik görevlisi olduğu, örgütün gizli haberleşme programı 'ByLock'u kullandıkları, bir kısmının ise terör örgütünün lideri Fethullah Gülen'in talimatıyla örgüte finansal destek sağlayan Bank Asya'ya para aktardıkları belirtildi. Fethullah Gülen'in öğrencilerinden olduğu ve sohbet hocalığı yaptığı belirtilen Alaattin Kırkan'ın da gözaltına alınanlar arasında yer aldığı belirtildi. Diğer 6 kişinin yakalanması için çalışmaların devam ettiğini bildirildi.
GÖRÜNTÜLÜ HABER
-Ekiplerin operasyona gitmeleri
-Bir kişiyi gözaltına almaları
Haber-Kamera: Mehmet CANDAN/ İZMİR,
Görme engelli santralciler hafızalarıyla şaşkınlık yarattı
MANİSA'daki Merkez Efendi Devlet Hastanesi'nde santral görevlisi görme engelli Salim Akgün ve Mehmet Ali Kıvrak, hafızalarında tuttukları 5 bine yakın numarayla şaşkınlık yaratıyor.
Merkez Efendi Devlet Hastanesi santralinde çalışan görme engelli 38 yaşındaki Mehmet Ali Kıvrak ve Salim Akgün, güçlü hafızalarıyla herkesi şaşırttı. Bilgisayara meydan okuyan Kıvrak ve Akgün, yaklaşık 5 bin telefon numarasını hafızalarında tutabiliyor. Teknolojik aletleri de herkes gibi kullanıyor. Kıvrak ve Akgün, bilgisayar klavyesini de 10 parmak kullanarak yazabiliyor.
ENGELİ HAYATINA ENGEL DEĞİL
Doğuştan görme engelli Mehmet Ali Kıvrak, 10 yıldır santralde çalıştığını anlattı. Günlerinin çok yoğun geçtiğini söyleyen Kıvrak, her çok sayıda telefona baktıklarını söyledi. Telefonu kullanmanın kendileri için zor olmadığını dile getiren Kıvrak, "Çalıştığımız için çok mutluyuz. Herkes gibi biz de evimize ekmek götürebiliyoruz. Hayatımızı devam ettirmek için çalışıyoruz. Görme engelim santralde çalışmama engel olmuyor" dedi.
REŞİT OLANA DEĞİN OKUMA YAZMA BİLMİYORDU
18 yaşına gelinceye dek okuma yazma bilmediğini söyleyen Kıvrak, "Açık öğretimden ilkokulu, ortaokulu, liseyi bitirdim. Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler Tanıtım Bölümünü okuyorum. Okumaya 18 yaşında başladım. Köyde oturuyorduk. Engellilerin okuyabileceklerine inanmıyorlardı. Kendi çabalarımla okudum. İki harfi yan yana getirmeyi bilmiyordum" diye konuştu.
5 BİN NUMARAYI HAFIZASINDA TUTABİLİYOR
Kıvrak'la yan yana çalışan diğer görme engelli santralci 36 yaşındaki Salim Akgün ise binlerce numarayı hafızalarında tutabildiklerini söyledi. Kendisinin de okula gidemediğini ancak açık öğretimden okuyup üniversiteyi bitirdiğini ifade eden Akgün, "İşimden çok memnunum. Hafızamda yaklaşık 5 bin numara var. Personelin hepsinin cep telefonu numaralarını da biliyorum. Birkaç defa duyunca hafızamda kalıyor. İnsanlara normal gelmiyor, ama bizim için çok sıradan. Numara ezberlemek bizim için çok kolay. Türkiye genelinde binlerce numarayı ezbere biliyoruz" dedi.
"HAFIZA YETENEKLERİ ÇOK GELİŞMİŞ"
Hastane Başhekimi Uzman Doktor Habil Yücel, hastane santralinde çalışan iki görme engellinin işlerini özveriyle yaptıklarını söyledi. Başhekim Yücel, "Çok hızlı şekilde çalışıyorlar. Engelli olmayan çalışanlara göre hafıza yetenekleri çok geliştiğinden çok hızlı şekilde telefonlara cevap veriyor ve kaliteli hizmet sağlıyorlar. Hastanemizde engelli çalışanlara iş imkanı vermek de bizi mutlu ediyor" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
İki görme engelli telefonlara bakarken görüntü
Görme engelli Mehmet Ali Kıvrak ile Salim Akgün'ün konuşması
Görme engelli çalışanların çalışırken görüntüleri ve hastane bahçesinde dolaşırken görüntü
Hastane Başhekimi Uzman Doktor Habil Yücel'in konuşması
Genel ve Detay görüntü
Haber- Kamera: Nermin UÇTU/ MANİSA,
==============================================
Foça'da öğretmenler günü söyleşi ve oyunla kutlandı
İZMİR'in Foça İlçesi'nde 24 Kasım Öğretmenler Günü, bir dizi etkinlikle kutlandı. Emekli öğretmen- yazar Hüseyin Yurttaş ve tiyatro-sinema sanatçısı Osman Cavcı söyleşileriyle, Yüksel Ünal ise tek kişilik gösterisi 'Çöp Tenekesi' oyunuyla vatandaşa keyifli bir gün yaşattı.
Foça'da Öğretmenler Günü kutlamaları, Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk sunumuyla başladı. Ardından Hüseyin Yurttaş, Sergi Holünde kitaplarını imzaladı. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile Necla Midilli Merkez Ortaokulu işbirliğiyle kutlama programı, Reha Midilli Kültür Merkezi'nde sürdü. Foça Kaymakamı Niyazi Ulugölge, Garnizon ve Amfibi Görev Grup Komutanı Tümamiral Aydın Şirin, Foça Belediye Başkanı CHP'li Gökhan Demirağ, İlçe Milli Eğitim Müdürü Yüksel Akar, Reha Necla Midilli Eğitim ve Yaşlıevi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Çelebi, bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, ilçede bulunan lise, orta ve ilkokulların müdür ve öğretmenleriyle, öğrenciler ve vatandaşlar programa katıldı.
İlçe Milli Eğitim Müdürü Akar'ın açış konuşmasının ardından öğretmenlerden oluşan müzik grubu, çeşitli türküler seslendirdi. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın günün anlam ve önelimiyşle ilgili mesajının okunmasıyla etkinlik devam etti. İlçe okulları öğretmenleri ve öğrenciler arasında düzenlenen yarışmalarda dereceye girenlere ise etkinlikte ödülleri verildi. Bu yıl emekli olan öğretmenlere hizmet belgesi ve plaket sunuldu. Göreve yeni başlayacak 4 kadın öğretmen yemin etti.
Yaşamını Foça'da sürdüren Hababam Sınıfı filmlerinin oyuncularından Osman Cavcı, ardından izleyicilerin karşısına çıktı. Cavcı, kendisine sorulan sorulara verdiği samimi cevaplarla salondakileri güldürdü. Daha sonra Yazar Hüseyin Yurttaş da topluluğun karşısına çıktı. Yurttaş'ın trajikomik öğretmenlik anıları hem güldürdü hem de hüzünlendirdi.
Son olarak Muhteşem Yüzyıl'ın Şeker Ağa'sı oyuncu Yüksel Ünal sahne aldı. Tek kişilik gösterisi 'Çöp Tenekesi' oyunuyla vatandaşa keyifli bir gün yaşattı. Almanya'da doğumu Ünal, Türkiye'ye dönüşü sonrası hayatındaki güldüren kesitleri anlattı. Siyasetle ilgisinin olmadığını vurgulayan Ünal, oyununda politik sataşmalara da yer verdiğini belirterek, "Benim ülkemde bir öğretmen makam itibariyle bir Cumhurbaşkanından çok daha değerlidir. Anneannem, partilerin amblemlerinin at, arı, kuş gibi hayvanların olduğu yıllarda sandık başında bana sordu. 'Oğlum hangi hayvana oy vereceğiz?' Doğaya ve toprağa saygı duymayan hiçbir hayvana oy vermeyin" dedi. Ünal'ın baştan sona kahkahanın eksik olmadığı gösterisinin sonunda katılımcı yazar ve sanatçılara çiçek verildi. Oyuncu ve yazarlar alkışlarla uğurlandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Salondan görüntü
Yurttaş, Cavcı söyleşilerinden bölümler
Çöp Tenekesi oyunundan görüntü
Çiçek takdimi
Genel ve Detay görüntü
Haber- Kamera: Seyfi GÜL/ FOÇA (İzmir),
============================================
Ortaca'da uyuşturucu ticaretine 1 tutuklama
MUĞLA'nın Ortaca İlçesi'nde yaşayan 24 yaşındaki A.Z. (Ahmet Ziyan), uyuşturucu ticaretinden gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen A.Z., tutuklandı.
Muğla İl Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, uyuşturucu ticareti yaptığını belirlediği Ortaca'nın Gölbaşı Mahallesi'nde yaşayan A.Z.'nin evine 14 Kasım'da operasyon yaptı. Evde yapılan aramada 55 paket içinde 1 kilo kubar esrar ile 1 hassas terazi ele geçirildi. Konutta bulunamayan ve kaçtığı anlaşılan A.Z.'nin yakalanması için çalışma başlatıldı. Zanlının dün (çarşamba) saklandığı adresi belirleyen ekipler, A.Z.'yi baskınla yakaladı. Aynı gün işlemleri tamamlanarak adliyeye sevk edilen A.Z., tutuklandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Zanlıdan görüntü
Yakalanan uyuşturucudan görüntü
Genel ve Detal görüntü
Haber- Kamera: Cihan KAYA/ ORTACA (Muğla),
=====================================================
Besni'de santralin kabloları çalındı
ADIYAMAN'ın Besni İlçesi'nde yapımı devam eden güneş enerjisi santralinden 60 bin lira değerinde kablo çalındı.
Olay, dün gece geç saatlerde ilçede yapımı süren özel bir firmaya ait güneş enerjisi santralinde meydana geldi. Sabah santral şantiyesine gelen ve kabloların olmadığını fark eden görevliler durumu polise bildirdi. İhbar üzerine gelen polisler, santralde inceleme yaptı ve 60 bin lira değerindeki kabloları çalan kişi ya da kişilerin bulunması için çalışma başlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------------
Şantiye ve çalınan kablolar
Çalınan kablo makaraları
Santralin Genel Müdürü Mahmut Can'ın konuşması
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mustafa ÖNDOĞAN-ADIYAMAN-DHA)
====================================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?