203 DEAŞ hedefi vuruldu, 47 terörist öldürüldü
SURİYE'de devam eden Fırat Kalkanı Harekatı'nda terör örgütü DEAŞ'a ait 203 hedef karadan ve havadan ateş altına alındı, 47 terörist etkisiz hale getirildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 164 gündür sürdürülen Fırat Kalkanı Harekatı'nda, muhalif unsurlardan oluşan Özel Kuvvet Grupları ilerleyişini sürdürdü. Terör örgütü DEAŞ'a ait 135 hedef karadan ateş destek vasıtalarıyla, 68 hedef ise Türk ve koalisyon ülkelerin uçaklarıyla vurularak imha edildi. Harekat kapsamında ateş altına alınan hedeflerden 45 bina, 5 karargah, 3 bombalı araç, 2 silahlı araç, 2 top, 1 havan, 1 cephanelik, 2 savunma mevzii, 1 komuta kontrol merkezi ve 1 drone imha edildi. 47 teröristin etkisiz hale getirildiği harekatın son durumuyla ilgili Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan bilgilendirmede şöyle denildi:
"Hedef tespit vasıtaları ile tespit edilen 135 DEAŞ hedefine ateş destek vasıtaları ile atış yapılarak mensuplarınca kullanılan savunma mevzileri ve komuta kontrol tesisleri baskı altına alınmıştır. Hava Kuvvetlerimize ait uçaklar tarafından; Bab ve Bzagah bölgelerinde tespit edilen 64 DEAŞ hedefine yönelik düzenlenen hava harekatı sonucunda, barınma maksatlı kullanılan 45 bina, 5 karargah, 3 bombalı araç, 2 silahlı araç, 2 top, 1 havan, 1 cephanelik imha edilmiştir. Koalisyon güçlerince, Bab ve Bzagah bölgelerinde tespit edilen DEAŞ hedeflerine yönelik icra edilen 8 hava harekatı sonucunda 2 savunma mevzii, 1 komuta kontrol merkezi ve 1 drone imha edilmiştir. İcra edilen hava harekatı ve çatışmalarda 47 DEAŞ mensubu etkisiz hale getirilmiştir. DEAŞ'tan temizlenen bölgelerde muhaliflere destek sağlayan, patlayıcı madde tespit ve imha timlerimiz tarafından 41 el yapımı patlayıcı imha edilmiş, harekatın başından bugüne kadar, çoğu tuzaklanmış 3 bin 632 el yapımı patlayıcı ve 55 mayın kontrollü olarak etkisiz hale getirilmiştir."
Görüntü Dökümü
--------------------
-ARŞİV
-hava harekatı
Haber: GAZİANTEP, -
============================================
Erzincan'da dolandırıcılar kıskıvrak yakalandı
ERZİNCAN'da telefonla aradıkları vatandaşları, kendilerini polis olarak tanıtıp çeşitli yöntemlerle dolandıran 4 kişi polisin sıkı takibi sonucu Refahiye ilçesinde yakalandı.
Kişisel bilgilerine ulaştıkları vatandaşları telefonla arayan dolandırıcı çetesi üyeleri kendilerini polis olarak tanıtıp, kimlik bilgilerinin FETÖ Terör Örgütü tarafından ele geçirildiği yolundaki senaryolar ile vatandaşların para ve ziynet eşyalarını çarpmaları üzerine Erzincan Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından çalışma başlatıldı.
Yapılan çalışmalarda başta hırsızlık, dolandırıcılık ve uyuşturucu olmak üzere birçok suça karıştıkları tespit edilen biri kadın 4 şüpheli, Refahiye ilçesi girişinde kullandıkları otomobilde yakalanarak gözaltına alındı. Kadının üzerinde yapılan aramada ziynet eşyaları ve bir miktar uyuşturucu madde ile otomobilde çeşitli marka ve modelde birçok telefon ve sim kart ele geçirildi. Süphelilerden 3'ü çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı, biri ise adli kontrol şartı ıile serbest bırakıldı. Şüphelilerden ele geçirilen ziynet eşyaları sahiplerine teslim edildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Ele geçirilen ziynet eşyaları
haber- kamera: Coşkun MENEK/ ERZİNCAN, -
==================================================
Liseli Melis'in öldüğü kazanın görüntüleri ortaya çıktı
İZMİR'in Konak İlçesi'nde, motosikletle bariyerlere çarpıp, arkada oturan 16 yaşındaki Melis Kadriye Uçak'ın ölümüne neden olmakla suçlanan ve 'Taksirle ölüme neden olma' suçundan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan sürücü 22 yaşındaki Burak Haşlak'ın motosikletiyle yaptıklarının güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde, diğer araçlara 'makas' atarak ilerleyen Haşlak'ın kullandığı motosikletin hızı da dikkat çekiyor.
Kaza, geçen eylül ayında Yeşildere Caddesi Mustafa Kemal Atatürk Köprülü Kavşağı yakınında meydana geldi. Karabağlar'dan Konak yönüne giden Burak Haşlak, yönetimindeki 48 M 6253 plakalı motosikletinin kontrolünü yitirdi. Motosiklet bariyerlere çarparken, yola düşen Haşlak ve arkasındaki Alsancak Nevvar Salih İşgören Mesleki ve Anadolu Teknik Lisesi Aşçılık Bölümü 10'uncu sınıf öğrencisi arkadaşı Melis Kadriye Uçak yaralandı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Melis Kadriye Uçak kurtarılamadı.
İTİRAZ ÜZERİNE TUTUKLANDI
Tedavisinin ardından taburcu edilen motosiklet sürücüsü Burak Haşlak'ın, 2012 yılında Karabağlar İlçesi Yeşillik Caddesi'nde otomobiliyle çarptığı 2 yayadan birinin öldüğü ortaya çıktı. Bu kazanın ardından tutuklanan Haşlak'ın, kısa süre önce denetimli serbestlik yasası kapsamında serbest bırakıldığı belirlendi. Motosiklet kazasıyla ilgili adliyeye sevk edilen Haşlak, 3 bin TL kefalet karşılığı denetimli serbestlik yasası kapsamında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı Nihal Fındık, Haşlak'ın serbest bırakılmasına itiraz etti. İtirazı değerlendiren nöbetçi sulh ceza hakimliği, bu kez Burak Haşlak'ın tutuklanmasına karar verdi. Haşlak, polis tarafından tekrar gözaltına alındı ve ardından cezaevine götürüldü.
6 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENDİ
Cumhuriyet Savcısı Nihal Fındık, sanık Burak Haşlak ile sulama sırasında yola su taşırdıkları öne sürülen, park ve bahçelerde çalışan 4 belediye işçisi hakkında 'Taksirle ölüme neden olmak' suçundan iddianame hazırladı. Savcı Fındık iddianamede, sürücü Haşlak'ın yüzde 85 'asli', o gün yolun ortasında bulunan ağaç ve yeşillikleri sulayan belediye işçilerinin yüzde 15 'asli' kusurlu olduğunu belirtti. Savcı Fındık, ayrıca görüntülerde genç kızın ayaklarına çarpıp yaklaşık yarım saat sonra da olay yerinden ayrılan, kimliği tespit edilemeyen motosiklet sürücüsü hakkında da takipsizlik kararı verdi. Savcı Büyükşehir Belediyesi'nin park ve bahçelerden sorumlu olan 4 bürokratı hakkında ise dava açılmasına izin verilmesi için Valiliğe yazı yazdı.
BİLİRKİŞİSİ FETHİ SEKİN'Dİ
Kazayla ilgili bilirkişi raporunu ise İzmir Adliyesi'ne PKK'lı teröristler tarafından düzenlenen hain saldırıda teröristlere karşı kahramanca mücadele verirken şehit olan trafik polisi Fethi Sekin'in hazırladığı öğrenildi. Sekin, motosiklet sürücüsünü yüzde 85 'asli' kusurlu bulmuştu.
İLK DURUŞMADA SERBEST KALDI
İzmir 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde geçen 3 Ocak'ta hakim karşısına çıkan Burak Haşlak, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Liseli Melis'in ailesi, Haşlak'ın ikinci kez serbest bırakılmasına tepki gösterdi.
GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKTI
Bu arada, kazanın görüntüleri de ortaya çıktı. Görüntülerde, diğer araçlara 'makas' atarak ilerleyen Haşlak'ın kullandığı motosikletin hızı dikkat çekti. Kaza sırasında motosikletten düşen genç kızın ayaklarına arkadan gelen bir başka motosikletlinin çarptığı, bu kişinin ise kazadan yarım saat sonra olay yerinden uzaklaştığı da görüntülerde yer aldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Kaza anından görüntü
-Genç kıza çarpan ikinci motosikletliden görüntü
Haber, Kamera: Tufan HAMARAT/ İZMİR
=============================================
Dede nüfusuna kayıt başına iş açtı
DİYARBAKIR'da, TIR şoförü 62 yaşındaki Ramazan Pekdoğan, doğumunda dedesinin nüfusuna kaydolduğu için başına gelmeyen kalmadı. Ramazan Pekdoğan doğarken asker kaçağı olan babası nüfusa yazdıramadı. Dedesi kendi nüfusuna doğum tarihi 00.00. 1948 olarak kaydettirdi. Üzerinde gün ve ay olmayan kimliği yaklaşık 50 yıl taşıyan Pekdoğan, bu kimliğini değiştirmeye Nüfus Müdürlüğüne gidince, normalde halasının kızı ile evli olan ve 10 çocuğu bulunan Pekdoğan'a resmi kayıtlarda yeğeni ile evli olduğu belirtilerek, eşi ile boşanması gerektiği söylendi. Pekdoğan, Diyarbakır 2'inci Asliye Hukuk mahkemesine, 'Nüfusta Ana-baba adının düzeltilmesi ve değiştirilmesi' istemiyle açtığı davada dedesinin mirasından vazgeçtiğini belirterek, eşi ile boşanmaktan kurtuldu ve kimliğini değiştirerek, doğum tarihini de 1 Temmuz 1948 olarak düzeltti. 62 yaşında olmasına rağmen nüfustaki yaşanın 69 olduğu için TIR şoförlüğünü yapamadığını söyleyen Pekdoğan, ailelere çocukları nüfusu kendi adlarına ve yaşları doğru olarak kayıt etmeleri tavsiyesinde bulundu.
Diyarbakır'da yaşayan TIR şöforü Ramazan Pekdoğan, 1955 yılında doğmasına rağmen ailesi tarafından nüfus kayıtlarına babası Bekir Pekdoğan asker kaçağı olduğu gerekçesiyle kardeşi ile birlikte dedesi Hasan Pekdoğan'ın çocuğu ve doğum yılı da 1948 olarak nüfusa kayıt edildi. Kendisine doğum tarihi kısmında ise 00.00.1948 yazılı nüfus cüzdanı verildi. Daha sonra halasının kızı Neriman ile evlenen ve 10 çoçuğu olan Ramazan Pekdoğan, uzun yıllar Türkiye, İran, Türkmenistan ve Tacikistan arasında TIR şöforlüğü yaptı. Bilgisayarların olmadığı dönemlerde kimliğindeki doğum henesinde gün ve ay yerine yazılan 00.00 sorun olmayan ve genelde doğum yılı olarak 1948 kayıtlara geçen Pekdoğan, bir gün Türkmenistan'da 00.00 yüzünden sorun yaşadı. Türkmenistan gümrüğündeki görevli, kimliğinde doğum günü hanesinde gün ve ay olmayan Pekdoğan'ı Türkmenistan'a almayarak İran'a geri gönderdi. İran'a gelip yeniden evrakları hazırlayan Ramazan Pekdoğan bir daha giriş yaptığı Türkmenistan'daki görevliye, "Ben yıl başı doğduğum için gün ve ay sıfırlanıyor o nedenle doğum günüme sıfır yazılmış"diyerek sorunu aştı.
"KİMLİĞİNİ DEĞİŞTİREMEYİZ, YEĞENİN İLE EVLİSİN"
Doğum günü hanesinde 00.00.1948 yazan kimliğini yaklaşık 50 yıl taşıyan Ramazan Pekdoğan, 2004 yılında da gittiği Nufus Müdürlüğünde değiştirdiği kimliğinde doğum tarihi yşerine yine 00.00.1948 yazıldı. Bilgisayarların resmi kurumlarda ve bankalarda kullanılmaya başlanması ile kimliğindeki doğum günün nedeniyle sıkıntı yaşamaya başlayan Ramazan Pekdoğan, 2013 yılında Diyarbakır Nüfus Müdürlüğüne giderek kimliğini değiştirmek ve doğum günü kısmına bir ay ve gün yazılmasını istedi. Kayıtları inceleyen görevliler, Pekdoğan'a resmi kayıtlara göre dedesinin adına kayıtlı olduğundan halasının kızı değil, yeğene ile evliymiş gibi göründüğünü ve öncelikle evliliğinin iptal edilmesi gerektiğini söyledi. Pekdoğan yaşanan durum karşısında şok olurken, görevliler, durumu nüfusa kayıtlı olduğu Lice Cumhuriyet Başsavcılığına bildirince, Başsavcılık, evliliğin iptali davası açtı.
MİRASTAN VAZGEÇTİ, EVLİLİĞİNİ KURTARDI
Kimliğinde dedesinin adına kayıtlı olması ve doğum günü hanesine 00.00 yazılması nedeniyle büyük sıkıntılar yaşayan Ramazan Pekdoğan, bir avukat ile görüşerek Diyarbakır 2'inci Asliye Hukuk mahkemesine, "Nüfusta Ana-baba adının düzeltilmesi ve değiştirilmesi" istemiyle dava açtı. Pekdoğan mahkemede, nüfus kayıtlarında Hasan ve Ayşe'den doğma olarak gösterildiğini, yine nüfus kayıtlarına göre kardeşi Fahriye'nin kızı yani yeğeni Neriman ile evli olduğunu belirterek, "Ancak, nüfus kaydında babam ve annem olarak görülen şahıslar, aslında dedem ve babaannemdir. Babamın ismi nüfus kayıtlarında gözükmeyen Bekir, annemin ise yine nüfus kayıtlarında gözükmeyen Sabriye'dir. Hakkımda Lice Cumhuriyet Başcavcılığının ihbarı üzerine evliliğimin iptali davası açıldı. İş bu nedenle bu davayı açmak zorunda kaldım. Nüfustaki anne ve baba adının düzeltilmesini istiyorum"dedi. Mahkeme, nüfus kaydının düzeltilerek anne ve baba isminin değiştirilmesine karar verdi. Bu karardan sonra yeni kimlik verilen Pekdoğan'ın doğum tarihi kısmına ise yasa gereği 1 Temmuz 1948 yazıldı. Karar ile birlikte Pekdoğan'ın evliliğin iptali davası düşerken, nüfus kaydında babası olarak görünen dedesinin mirasından da yasal olarak vazgeçmiş sayıldı.
Diyarbakır'da İsmail Çeçen'ın TIR sürücülerinin yaşamını konu alan, "Karazlı" belgeseline de hayatı işlenen Ramazan Pekdoğan, dedesinin adına nüfusa kayıt edilmesi, doğum tarihinin ay ve gün olarak yazılmaması ve nüfusa büyük olarak kaydedilmesi nedeniyle büyük sıkıntılar çektiğini söyledi. Babası Bekir Pekdoğan asker kaçağı olduğundan kardeşi Bayram Pekdoğan ile birlikte nüfusta dedesi Hasan Pekdoğan'ın üzerine kayıt edildiklerini söyleyen TIR şöforü Ramazan Pekdoğan, "Bilgisayarların olmadığı, resmi işlemlerde doğum tarihi değil, yılın önemli olduğu ilk dönemlerde bir sorun çıkmadı. Ancak daha sonra bilgisayar işlemlerinin devrdeye girmesi ile bankadan para çekme, havale gönderme ve alma konusunda ciddi sıkıntılar çektim. Gümrük kapılarında hep ehliyet numaramı verdiğimden sorun çıkmıyordu. Ancak, kimliği değiştirmeye gittiğimde resmi kayıtlara göre mümkün olmayan yeğenim ile evli olduğumdan önce boşanma davası açmam istendi. Mahkedede açtığım dava nedeniyle bu sorundan kurtuldum ama büyük sıkıntılar çektim"dedi. Vatandaşlardan çocuklarını kendi adlarına kayıt etmelerini ve yaşlarını da doğru yazmalarını isteyen Pekdoğan, "Nüfusta yaşım 7 yaş büyük gösterildiği için TIR şoförlüğünü 7 yıl erken bırakmak zorunda kaldım. Şimdi benim 5 oğlum da benim mesleğim olan TIR şoförlüğü yapıyor. Bir yanlış nedeniyle çektiğim sıkıntıların başkaları tarafından çekilmesini istemiyorum"diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-Ramazan Pekdoğan'dan detaylar
-Petdoğan'ın konuşması
-Pekdoğan'ın kimliklerinin görüntüsü
-Pekdoğan'ın TIR kullanırken görnütüsü
-Pekdoğan'ın kimliklerini göstermesi
Haber-Kamera: Ferit ASLAN-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR,-
======================================
Tekerlekli sandalyeyle geldiği hastaneden yürüyerek çıktı
KONYA'da 1.5 yıl önce geçirdiği kaza sonrası omuriliği zedelenen ve doktorlar tarafından bundan sonra sol ayağını kullanamayacağı ve koltuk değneksiz yürüyemeyeceği söylenen 25 yaşındaki Ali Kemal Yavuz, 6 ay süren kesintisiz fizik tedavinin ardından ayağına taktığı ortopedik aparatla yürümeye başladı.
Muhasebecilik yapan Ali Kemal Yavuz, geçirdiği kaza sonrası hastaneye kaldırıldı. Yaklaşık 20 gün yoğun bakım ünitesinde kalan Ali Kemal Yavuz'a, doktorlar tarafından omuriliği zedelendiği ve bundan sonra yürüyemeyeceği söylendi. Sol ayağını kullanamadığı için tekerlekli sandalyeyle hastaneden taburcu ola Ali Kemal Yavuz, özel sağlık kuruluşlarında fizik tedavisi oldu, ancak iyileşme görülmedi. Son olarak Türk Kızılayı Özel Ticaret Borsası Hastanesi'ne gelen Ali Kemal Yavuz'a yoğun bir fizik tedavi uygulaması yapıldı. Tedavinin ilk başlarında tek baston kullanmaya başlayan Ali Kemal Yavuz, daha sonra diğer koltuk değneğini de bırakarak ayağına dıştan takılan ortopedik aparat sayesinde yürümeye başladı.
YOĞUN FİZİK TEDAVİ
6 ay sürekli aldığı fizik tedavinin ardından yürümeye başlayan Ali Kemal Yavuz, şunları söyledi:
"Sol ayağımda hareket yoktu ve his kaybı vardı. Bugüne kadar farklı sağlık kuruluşlarında fiziki tedavisi oldum ama iyileşme yoktu. Bu hastanede 6 ay boyunca sürekli fizik tedavisi oldum. Burada tekerlekli sandalye ve koltuk değnekleriyle gelmiştim, artık yürüyerek çıkabiliyorum."
Hastanenin Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doktor Selin Turan Turgut da, şöyle konuştu:
"Ali Kemal'in geçirdiği kaza sonrası belden aşağısı tutmuyordu ve tek başına yürüyemiyordu. Tekerlekli sandalye ile hayatını devam ettiriyordu. Morali çok bozuktu. Devlet, bu tür hastaların ücretlerini ödeyerek belirli seanslarla fizik tedavi almasına izin veriyor. Sürekli bir fizik tedavi almaları mümkün olmuyor. Ama biz hastamız genç olduğu ve umut gördüğümüz için destek olduk. Seans sayılarını uzattık ve 6 ay boyunca düzenli olarak fizik tedaviye geldi. Tam bir aile ortamında tekerlekli sandalyeden aşamalı olarak çift bastona, daha sonra tek bastona ve son olarak da ayağına dışarıdan takılan ortopedik alet ile yürümeye başladı."
YÜRÜYEMEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORDU
Fizyoterapist Yasin Yasavul da, Ali Kemal'in doktorların yürüyemez demesi üzerine büyük bir moral bozukluğu ile hastaneye geldiğini hatırlatarak, "Hiç yürüyemeyeceğini düşünüyordu. Onun için ilk önce psikolojik destek verdik ve ardından tedaviye başladık. Hiç kas gücü olmadığı için önce ayağında güçlendirme hareketleri yaptırdık. Daha sonra elektro tedavi uyguladık."
Görüntü Dökümü
------------------
Ali Kemal Yavuz'dan detay
Ali Kemal Yavuz'un yürümesi
Röportajlar
Genel ve detay
Haber- Kamera: Mehmet Kayhan YILDIZ KONYA DHA))
================================
Köyün kadınlarına tatil gibi eğitim
Erzurum'da, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yayma Araştırma Merkezi ile Doğu Anadolu Projesi (DAP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı'nın ortaklaşa yürüttüğü, 'Tarımsal Tekniklerin Uygulanması ve Yaygınlaştırılması' projesi kapsamında Hınıs ilçesinin 39 haneli Taşbudak köyündeki tüm kadınlar eğitime alındı. Erkekleri köyde kalan kadınlar, üniversitedeki merkezde konuk ediliyor. Tarım ve hayvancılığın püf noktalarını öğrenen kadınlar, köye döndüklerinde tüm bilgilerini eşlerine ve yakınlarına anlatacak. Gündüz eğitim, akşamları da sinema ve tiyatro gibi sosyal etkinliklere katılan kadınlar, eğitimin bir tatil gibi geçtiğini söyledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Kadınlara verilen eğitim
-Çiftçi kadınlar ile röp
-Haluk Çağlar Kaymak ile röp
-Kadınların tavuk çiftliğini gezmesi
-Çiftci kadınların sinemaya gitmesi
-Çiftçi kadınlar ile sinema salonunda röp
Haber: Turgay İPEK - Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM/
=============================================
57 yıldır ayakkabı tamirciliği yapıyor
EDİRNE'nin Keşan İlçesi'nde 57 yıldır ayakkabı tamirciliği yapan 65 yaşındaki Şerif Begün, gelişen teknoloji ve Çin mallarının sektöre etkisiyle birlikte mesleğinin tarihe karışacağını söyledi.
Keşan'da zanaatkarların bulunduğu Büyük Cami Mahallesi Eski Yağ Pazarı Sokak'ta ayakkabı tamirciliği yapan Şerif Begün, teknolojik gelişmeler ve değişen alışkanlıklarla birlikte mesleğinin giderek yok olmaya yüz tuttuğunu söyledi. Mesleğine 7 yaşında başladığını ifade eden Begün, "O zaman bu meslek tutuluyordu. Askerde de mesleğimi yaptım. Askerden sonra 1975 yılında şu anki işyerimi açtım. 57 yıldan bu yana ayakkabı tamirciliği yapıyorum. Emekli olmama rağmen çalışmaya devam ediyorum. Ayakkabı tamirciliği mesleği son zamanlarını yaşıyor. Çin malı ucuz ayakkabılar çıkınca tamir işi de bitti. Ayakkabısı delinen atacak, yenisini alacak. Yetişen çırakta yok. O nedenle de ayakkabı tamirciliği maalesef bitecek. Eskiden Keşan'da 42 tane ayakkabı tamircisi vardı. Şimdi 5 tane kaldık. En eskileri de benim" dedi.
Şerif Begün, ayakkabı tamirciliğinde artık çırak yetişmediğini de kaydederek, mesleğin yakın bir gelecekte unutulan meslekler arasına gireceğini söyledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Şerif Begün'ün ayakkabı dikmesi
-Dikiş makinesi detay
-Tamircilikte kullandığı malzemeler
-Ayakkabı bağcıkları ve keçeler
-Eski ayakkabılar
-İşyeri dış görüntüsü
Haber-Kamera: Ünsal YÜCEL/KEŞAN(Edirne),
=========================================
Türkiye'de sadece onda var
Efsanevi otomobil pist yarış pilotu Parnelli Jones'in Mustang ile şampiyon olduğu yarışların anısına tüm dünyada sadece 500 adet üretilen Mustang'in biri Türkiye'de sadece Antalyalı işadamı Serkan Uzel'de bulunuyor. İçinde, dışında ve bagajında ünlü yarış pilotu ile aracı modifiye eden Steve Saleen'in ıslak imzalarının bulunduğu 2007 yılında özel olarak üretilen Mustang'in içinde üretilen 300'üncü araç olduğunu gösteren özel bir de plaket var. Klasik otomobil tutkunu işadamı Serkan Uzel, özel garajından 15 klasik otomobil bulunduğunu ve bu araçların en eskisinin 1939 model, en yenisinin ise 2013 model olduğunu belirtti. Sarı renkli Mustang'i sıradışı bir otomobil olarak tanımlayan Uzel, "Bu sıradan bir Mustang değil. Dünyada üretim adedi 500. Türkiye'de de sadece bizde. Nadir, koleksiyon bir araçtır" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Araçlardan görüntü
Mustang'tan görüntü
Yarış pilotu ile aracı modifiye eden Steve Saleen'in ıslak imzalarından görüntü
Diğer araçlardan detay görüntü
Araçlardan toplu görüntü
Serkan Uzel'in araçla birlikte fotoları
Röp: Serkan Uzel
Haber: Selma KUNAR- Kamera: Alparslan ÇINAR/ANTALYA,
=========================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?