Kılıçdaroğlu, 'Fındık İçin Adalet' mitinginde konuştu: Elin oğlu neden fiyatı belirliyor ? (2)
"SURİYELİ BİRİNCİ SINIF VATANDAŞ OLDU FINDIK ÜRETİCİSİ İKİNCİ SINIF"
CHP Lideri konuşmasında hükümete eleştirilerini sürdürerek, şöyle devamn etti: "Suriyelilere 30 milyar dolar harcadılar. Onlar oldu birinci sınıf vatandaş Karadenizli fındık üreticisi oldu ikinci sınıf vatandaş. Bunun hesabını soracaksınız. Siz soracaksınız. Çalışmayan Suriyeliye 30 milyar dolar harcadılar. Bunun hesabını soracak mısınız?. Sadece Suriyelilere değil. FETÖ'ye ne diyorlardı. 'Ne istediniz de vermedik'. Bir de bu çiftçinin hakkını ver. Fındık üreticisi kalkıp darbe girişiminde mi bulundu. Hep birlikte demokrasilerde hesap sandıklarda sorulur. Sandığa gideceğiz ve 'oturdun konuştun ne istedilerse verdin, bana vermedin. Kusura bakma ben oyumun rengini değiştiriyorum' diyeceksiniz. Söz mü?. İmralı'da masaya oturdular. Oslo'da, Habur'da oturdular. Bir de çiftçilerle fındık üreticileri ile masaya oturalım dediler mi?. Geldiler mi?. Bunun sandıkta hesabını soracak mısınız?. Ben de size namus sözü veriyorum. Sizin hakkınızı, hukukunuzu savunmazsam ve sonuna kadar arkasından gitmezsem yediğim ekmek bana haram olsun. Fındık üreticisine gelince para yok ama Marmaris'te 250 odalı yazlık saray inşa ediliyor. Hani para yoktu. 1100 odalı saray neyine yetmiyor. Bir uçak aldın, 5 uçak aldın yetmedi.1100 odalı saray yetmedi. 350 odalı yeni yazlık saray yapacaksın. Karadeniz'in yiğit evladı bunları unutacak mısınız?. Sandıkta hesabını soracak mısınız.?"
FINDIK SORUNUNU ÇÖZMEK İÇİN 6 MADDE ÖNERDİ
Fındık sorununa 6 çözüm önerisi getiren Kılıçdaroğlu, "FİSKOBİRLİK'i en şaşaalı yıllarına geri döndüreceğiz. Taban fiyatı burası belirleyecek. Ürünü burası alacak. Hem çiftçinin hakkını hem Türkiye'nin hakkını koruyacak. Götürüp parayı bir avuç yabancıya vermeyeceğiz. Fındık kanunu doğru dürüst değil. Yeniden fındık kanunu çıkarmamız lazım. Manavcılığı ve lisanslı depoculuğu dahil ederek fındık İhtisas Borsasını kuracağız. Fındık fiyatına burası karar verecek. Elin oğlu değil. Fındık AR-GE merkezi kurulmalı. Fındıktan katma değeri yüksek ürün üretmeliyiz. Niye elin oğlu para kazanıyor da biz kazanamıyoruz. Fındığın ana vatanı Karadeniz. Karadeniz'in fındığına başka birini ortak etmeyelim. Fındık burada yetişsin. Fındık ağaçlarımız yaşlandı. Onları gençleştirmemiz lazım. Hem gençleştireceğiz hem de geliri düşürmeyeceğiz. Ona uygun teşvik getireceğiz. 15 yılda çözülemeyen fındık sorununa 6 madde önerdik. Mental yorgunluktan bahsediyorlar 15 yıldır yoruldun. Çekil bu ülkeye insan emeğini koruyan insanlar gelsin yönetsin" ifadeleri ile konuşmasını tamamladı.
FİSKOBİRLİK'İ ZİYARET ETTİ
Kılıçdaroğlu miting sonrası FİSKOBİRLİK Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Bayraktar ve yönetim kurulunu ziyaret etti. Basına kapalı olarak gerçekleşen ziyaretin ardından Kılıçdoğlu kara yoluyla Trabzon'a hareket etti.
Haber: Fatih TURAN- Osman ŞİŞKO- Hakan KABAHASANOĞLU/GİRESUN,
=========================================
Baydemir, TEOG, sistemini getiren babam değildi
HDP Grup Sözcüsü ve Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, partisinin Van'da düzenlediği 'Adalet, Vicdan ve Demokrasi' mitinginde, TEOG sisteminin kaldırılmasıyla ilgili eleştirilerde bulundu. Baydemir, "15 yıldır iktidardalar. En az 15 kez eğitim sistemi darbelendi, değişti. Bir tek fert, bir tek birey çıkıyor diyor ki 'TEOG'u kaldırdık' Ben talimat verdim TEOG kalktı, TEOG, sistemini getiren benim babam değildi ki, TEOG sistemini getiren sizdiniz" dedi.
HDP, Diyarbakır'ın ardından Van'da da 'Adalet, Vicdan ve Demokrasi' mitingi düzenledi. HDP il örgütü tarafından Maraş Caddesi, Musa Anter Parkı'nda düzenlenen mitinge, HDP Sözcüsü Osman Baydemir, Kadın Sözcüsü Besime Konca, HDP Van Milletvekilleri Lezgin Botan, Adem Geveri, Bedia Özgökçe Ertan, HDP Van İl Eş Başkanı Gülistan Orhan, HDP-DBP il ve ilçe örgütleri, belediye meclis üyeleri, HDP-DBP parti meclis üyeleri katıldı. Farklı noktalardan alana girenler, oluşturulan güvenlik noktalarında polis tarafından tek tek arandı. Alana sadece HDP flamaları alınırken, bazı katılımcıların cezaevinde bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın fotoğraflarını taşıdıkları görüldü. Miting alanına ise 'Faşizmin panzehiri cesarettir. Cesareti bulaştıralım umudu büyütelim' yazılı pankartlar asıldı. Polis yasadışı slogan ve pankartlara izin vermezken, sık sık da anons yaparak uyarıda bulundu. Mitingte konuşan HDP Kadın Sözcüsü Besime Konca, Van eski Milletvekili Aysel Tuğluk'un annesi Hanım Tuğluk'un Ankara'da defnedilmesine izin verilmediğini öne sürerek, "Taybet Anayı, Hatun Tuğluk'u toprağa vermemize bile izin vermediler, çünkü katiller yaptıkları katliamın tarihten silinmesini istiyorlar. HDP halkların partisidir, HDP kadınların partisidir ve HDP buna izin vermeyecek. Biz Hatun anneye, Taybet Ana'ya söz verdik ve bu mücadele sürecek, bu faşizm bitecek" dedi.
'SAVAŞ LOBİLERİNİN ALLAH BİN KERE BELASINI VERSİN'
Daha sonra söz alan HDP Grup Sözcüsü Osman Baydemir ise, silahlı insansız hava araçlarına (SİHA) değindi. Baydemir SİHA'ları üreten firmanın zengin olduğunu belirterek, "Savaş dediğimiz illet kimlere kazandırıyor. Savaşın kaybettirdikleri konusunda bu alanda bulunan, vicdan sahibi olan, merhamet sahibi olan herkes aşağı yukarı hemfikirdir. Ama savaşın kazandırdıkları da var. Allah onların belasını versin. Onlar da savaşın, ölümün rantını yiyenler. Kürt anası gözyaşı döker, Türk anası gözyaşı döker, yandaş şirketler bundan zengin olur. 'SİHA'yı üreten firma, damadın firması bundan zengin oldu. İşte bir yönüyle de bunun için savaşı sürdürüyorlar. Milli ve yerli silahı ürettikleri için bir kampanya başlatmışlar, bu yalan, bu dolan savaş lobileri ister yerli olsun, ister yabancı olsun, bütün savaş lobilerinin Allah bin kere belasını versin. Eğer kazancaksak, herkes ama herkes onurlu bir barıştan kazanır. Herkes ancak demokrasiden kazanır. Siz bakmayın 3 -5 kuruş için onurunu satanlara, onlar kaybedenler. Türkün de, Kürdün de anneleri gözyaşı döküyorlar, evlatlarımız toprağa düşüyor. Hiç şüpheniz olmasın, onlar bu savaşı kaybettiler, çünkü insanlıklarını kaybettiler" dedi.
TEOG ELEŞTİRİSİ
Hükümetin 15 yıllık iktidarı boyunca en az 15 kez eğitim sistemini değiştirdiğini savunan Baydemir, OHAL ile de eğitim camiasınının saldırıya maruz kaldığını söyledi. Baydemir, şöyle konuştu: "Sadece Van ilimizde bin öğretmen kardeşimiz sürgüne tabi tutuldu. 15 yıldır iktidardalar. En az 15 kez eğitim sistemi darbelendi, değişti. Bir tek fert, bir tek birey çıkıyor diyor ki "TEOG'u kaldırdık." Ben talimat verdim, TEOG kalktı. TEOG, sistemini getiren benim babam değildi ki, TEOG sistemini getiren sizdiniz. Bundan 3-4 yıl önce bakanınız çıktı, ballandıra ballandıra TEOG sistemini anlattı, ne oldu da bu sistemi kaldırıyorsunuz. Onlar bizim yüzümüzün asık olmasını istiyorlar. Biraz da onlarla şakalaşalım. Neden TEOG sistemi kalkmış diye Ankara'da bir sürü rivayet dolaşıyor. Bu rivayetlerden bir tanesi de AKP Genel Başkanına Allah bağışlasın torunu bir soru götürmüş dedesine, "Dede bu soruyu çöz demiş" AKP Genel Başkanı soruya bakmış çözememiş, bu ne sorusu demiş TEOG sorusu demiş o zaman TEOG'u kaldırıyoruz demiş. Soruyu bilmediği için TEOG'u kaldırıyor." Bölgedeki belediyelere kayyum atanmasını da eleştiren Baydemir, "Kardeşlerim hani diyor, yerli, milli siyaset bunların yaptığı, ürettiği tek şey var. Yerli ve milli hırsız. Ne oldu, Van'ın bütün belediyelerine kayyum atadılar. Kameralar da açık, girin televizyon arşivlerine AKP Genel Başkanı ne diyordu Van Büyükşehir Belediyesi için. Güya Bekir Kaya, güya belediyelerimiz Kandil'e para gönderiyormuş. Allah insanları bunların iftiralarından saklasın. Kayyum atadınız, DBP'li belediyelere ilişkin tek bir kuruş yolsuzluk buldunuz mu, bulamazsınız, çünkü onlar bu halkın terbiyesiyle büyüdüler. Onlar caminin çuluna, tüyü bitmemiş yetimin hakkına tenezzül etmezler, camiden çalmazlar" dedi.
'REFERANDUMA GİTMEK EN MEŞRU HAKTIR'
HDP Sözcüsü Baydemir, Irak Bölgesel Kürt yönetiminin aldığı referandum kararına Türkiye'nin sert şekilde tutum göstermesinin yanlış olduğunu belirtti. Baydemir, "Bir kez daha halkın iradesine başvurmak en meşru haktır. Van meydanından bütün Türk kardeşlerimize sesleniyoruz. Siz, Filistin için devlet mefhumunu savunmuyor musunuz? Kıbrıs için 2 devletli toplum önermiyor musunuz? Peki Filistin ve Kıbrıs'a helal gördüğünüz, Kürde niye haram olsun. Siz Kürdün aklıyla alay mı ediyorsunuz? Benim karakterim hürriyettir, özgürlüktür diyenler, Kürdün hürriyet talebine neden saldırıyorsunuz? Eğer Güney Kürdistan halkı Kürt değil de Türkmen olsaydı, bu rahatsızlığı ortaya koyacak mıydınız? 'İbadi dengim değilsin, seninle görüşmem' diyordu. Peki niye gidip görüştün. Kürt anasını görmesin diye. Fitne ve fesat için görüştü. Kürt meselesi konu olunca, hepsi bir oluyorlar. Mevlüt Çavuşoğlu, 'Garantör oluruz' diyor. Çavuşoğlu ve AKP'ye 2 çift sözüm var. Peki size sormazlar mı Rojava'ya, Cizre, Sur, Silopi'ye düşmanlık yapandan garantör mü çıkar? 6 milyon insanın iradesini cezaevine koyandan garantör mü çıkar. Hiçbir siyasete, insani değere sığmaz başka bir halkı tehdit etmek. Bir kez daha söylüyoruz. Kimsenin haddi de hakkı da değil. Kürt halkının iradesini tehdit etmek. Orada ki halk iradesinin kabülü bizim kabülümüzdür. İlkesel olarak onların yanındayız ve onların yanında olmaya devam edeceğiz" diye konuştu. Rızza Zarrab dosyasının Türkiye'nin en tepe kurumlarına sirayet ettiğini de iddia eden Baydemir, "Hatırlar mısınız Rıza Zarrab tahliye edildiğinde "A Tv" diye bir televizyon kanalı Türk bayrağının eşliğinde ballandıra ballandıra anlatıyor. Diyor ki bütçe açığının, cari açığını yüzde 15'ni ben kapattım diyor ve Rıza Zarrab plaketlerle ödüllendiriliyor. Şimdi Rıza Zarrab yargılanıyor, dosya neredeyse hükümetin, kabinenin, neredeyse devletin tepesine ulaşmakta. Böyle bir nizam, nizam değildir."
YÜRÜMEK İSTEYEN GRUBA POLİS MÜDAHALESİ
Konuşmaları ardından. sanatçı Ferhat Tunç'un verdiği konserle miting sona erdi. Miting sonrası kalabalık bir grup, kentin en işlek caddesi olan Cumhuriyet Caddesi'nde slogan atarak yürüdü. Çevrede geniş önlem alan polis, kalabalığı uyarararak dağılmalarını istedi. Grup yürümeye davm edince polis müdahelede bulunduç Kısa sresli müdahalenin ardından kalabalık dağıldı.
GÖRÜNTÜ GEÇİLECEK
Haber: Orhan AŞAN-Arif KARAKAŞ/VAN,
==========================================
Karabük'te orman yangını
KARABÜK'te Pirinçlik mevkisinde orman yangını çıktı. Yangını söndürme çalışmaları sürüyor.
Yangın, akşam 18.00 sıralarında Karabük- Zonguldak yolu üzerinde Pirinçlik mevkisinde çıktı. Nedeni henüz belirlenemeyen yangını gören vatandaşlar itfaiyeye haber verdi. İtfaiye etkipleriyle birlikte Karabük Orman İşletme Müdürlüğü'ne bağlı arazözler yangın bölgesine sevk edildi. Ekipler, arazinin dik ve engebeli olması nedeniyle yangın alanına ulaşmakta zorlandı. İş makineleri orman alanında yol açma çalışması yaparken, ekipler dağlık bölgenin diğer tarafında yangın yerine ulaşarak alevlere müdahele etti. Orman Genel Müdürlüğü'ne ait yangın söndürme helikopteri de havadan çalışmalara destek verdi. Helikopter müdahalesi havanın kararmasıyla durduruldu. Karabük Valisi Kemal Çeber de yangın yerinde yetkililerden bilgi aldı. Açıklama yapan Çeber, arazi yapısı nedeniyle karadan müdahalenin güçlükle yapıldığını söyledi. Çeber şöyle konuştu: "Sıkıntımız karadan müdahale çok mümkün değil, araçlar giremiyor. Arkadaşlar yol açmaya başladı. Dağın diğer tarafından müdahale ediliyor. Bütün kamu kurumlarının dozerlerini buraya yönlendirdik. Helikopter uçuşu müsait olduğunca uçacak. Yerleşim yerleri anlamında herhangi bir risk görülmüyor. Gelişme rüzgarın durumuna, arkadaşların karadan müdahale edebilme şansına göre değişir. Ama büyümeden arkadaşlar kontrol altına almaya gayret ediyor."Vali Çeber, Eflani İlçesi Karacapınar Köyü mevkisinde öğleden sonra başlayan yangında ise yaklaşık 20 dönüm meşelik alanın zarar gördüğünü söyledi. Vali Çevber, bu yangının kontrol altına alındığını, soğutma çalışmalarının sürdüğünü kaydetti.
Görüntü dökümü:
----------------------------
-Orman yangını
-Ekiplerin çalışması
Süre: (03.06) Boyutu: (98 MB.)
Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/KARABÜK,
==========================================
CHP'liler Munzur'da HES ve barajlara "hayır" demek için yürüdü
TUNCELİ kent merkezi ve ilçelerden gelerek Cumhuriyet Meydanı'nda bir araya gelen bin kadar CHP'li, Munzur Vadisi'nde yapımı planlanan HES ve barajların iptal edilmesi için protesto yürüyüşü gerçekleştirdi.
Protesto yürüyüşüne CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay, Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, İstanbul Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir Bornova Belediye Başkanı Olgun Atilla ile birlikte birçok sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve çok sayıda partili katıldı. Ellerine "Munzur'da barajlara ve HES'ler hayır" yazılı dövizler taşıyan gurup, Cumhuriyet Meydanı Yeraltı Çarşısı'nda bir araya geldi. Yürüyüş öncesi konuşan CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, CHP'nin, hükümetin yaptığı yanlış politikalar karşısında CHP'nin artık alanlara çıktığını belirterek "Hükümet son yıllarda birçok yanlış politika izlemeye başladı. Biz CHP'lililer olarak bu yanlış politikalar karşısında alanlara çıkarak, yüksek sesle sesimizi duyurmaya başladık. Tunceli halkı her konuda Türkiye'de örnek olmuştur. Necmettin Öğretmen katledildiği sırada bu meydanda, halk ile birlikte Necmettin Öğretmenin katledilmesini ve terörü protesto ettik. Bugün burada Dersim halkının kutsal saydığı inanç merkezi olan, Aleviler için kutsal sayılan Munzur üzerinde yapılması planlanan HES'lere ve barajlara karşı sesimizi yükseltiyoruz. Devletin yanlış güvenlik polikitaları karşısında bu duruma tepki göstererek, orman yangınlarının durdurulması için her türlü çabayı gösterdik. Basın açıklaması yaptık ve her türlü canlının yaşam hakkı kutsaldır dedik. Orman yangınlarının söndürülmesini istedik. Bugün burada munzur özgür aksın diye, Munzur'a kelepçe vurulmasın diye, kutsal mekanlarımıza HES yapılmasın diye toplandık ve tepkimizi dile getireceğiz. Munzur Baba bizim inanç merkezimiz, kutsal mekanımızdır. Munzur'a asla baraj yada HES yaptırmayacağız. Size söz veriyorum. Ben milletvekili olduğum sürece Munzur'a bir tek kazma vurulamaz, Munzur'un önüne set kurulamaz. Munzur'a HES yapılmaması için bütün bürokratik girişimlerde bulunacağım, bütün HES projelerinin iptal edilmesini talep edeceğim. Eğer girişimlerim sonuç vermez, HES yapım kararı verilirse, Munzur Vadisi'ndeki bütün HES ve baraj projeleri iptal edilinceye kadar Dersim meydanında Dersim halkına söz veriyorum, TBMM'de oturma eylemi yapıp iptal kararı verilinceye kadar meclisi terk etmeyeceğim" dedi. CHP Grup Başkan vekili Engin Altay da, Türkiye halkı tarafından Munzur Suyu'nun kutsal kabul edildiğini hatırlatarak, "Buralara HES yapılmaması için hertürlü mücadeleyi vereceklerini belirterek şöyle konuştu; "Bugün burada herkes tarafından bütün Türkiye tarafından kutsal sayılan bir Munzur'dan bahsediyoruz. İnsanların inançlarına inanç yerlerine saygısı olmayanların toplumlara asla faydası olmaz.Muzur'un özgür akması için, aslında bütün dereler vadiler özgür aksın ama hele hele munzur ille de Munzur çayı söz konusu ise Türkiye'de akan bütün çaylar nehirler dereler durur içiniz rahat olsun munzur'a HES yapmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Yılardır bu topraklarda kardeşçe yaşayan 81 milyon kişinin huzurunun refahının, mutluluğunun bir tane yolu var kimse ama kimse inanç siyaseti yapmayacak. Yapanın Allah belasını versin. Kimse ama kimse Etnisite üzerinde siyaset yapmasın yapanın allah belasını versin. Kimse ama kimse yaşam tarzı üzerinde siyaset yapmayacak yapanın alah belasını versin. ülkenin çektikleri bu üç şey yüzündenindir. Akan kan saydığım bu üç şey yüzündendir. Ülkemizdeki ekonomik sıkıntı bu üç şey yüzündendir. Kaybettiğimiz demokrasi, kaybettiğimiz adalet, kaybettiğimiz huzur ortamı bu üç bela yüzündendir. Bu ülkeye bu topluma yapılabilecek en büyük kötülük yaşam tarzı siyaseti, inanç siyaseti ve etnik siyasettir. Bende bu nedenle bu siyasetin Ağ babası Sayın Erdoğan'a diyorum, gel bu milleti bölme, bin yıllık kardeşliği bitirme, Munzur Özgür aksın 80 milyon kardeşçe yaşasın." Yapılan konuşmalardan sonra en önde CHP'li kadınların yer aldığı yaklaşık 1000 kişi Munzur'da HES ve barajlara "hayır" yazılı dövüzleri taşıyarak, yaklaşık 3 kilometre yürüdükten sonra Munzur ve Pülümür çaylarının birleştiği Gola Çetu Parkı'na geldi. Burada Munzur'da Munzur Çayı'na karanfil bırakan kalabalık, daha sonra sessiz bir şekilde dağıldı.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
Yeraltı çarşısı üzerinde toplanma
Gürsel Erol'un konuşması
Engin Altay'ın konuşması
Yürüyüşün başlaması
Kalabalığın yürüyüşü
Munzur çayına karanfil atılması
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ferit DEMİR/TUNCELİ,
=========================================
Fındık işçilerini taşıyan minibüs şarampole yuvarlandı: 13 yaralı
DÜZCE'nin Çilimli ilçesinde şarampole yuvarlanan minibüste fındık bahçesinde çalışan hepsi de aynı aileden 13 kişi yaralandı.
Kaza, akşam saatleride ilçeye bağlı Karaçörtlen Köyü mevkisinde meydana geldi. Fındık tarlasında çalışan fındık işçilerini taşıyan Mustafa Çizik yönetimindeki 27 GH 218 plakalı minibüs, kontrolden çıkarak 20 metrelik yamaçta şarampole yuvarlandı. Ağaçlara çarparak duran minibüste hepsi de aynı aileden sürücü Mustafa, Esra, Songül, Eray, Cihan, Zeynep, Meral, Emine, Nurali, Gülbin, Esma, Berivan ve Gülbahar Çizik yaralandı. Yaralılar ambulanslarla Düzce'deki hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralıların hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü dökümü:
--------------------------
-Kaza yeri
-Yaralıların yamaçtan çıkarılıp ambulanslara götürülmesi
-Ambulans
Haber-Kamera: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-18 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?