Yılmaz: Demokrasilerde milletin yaptığına şapka çıkarılır (3)
BESNİ'DE DE KONUŞTU
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Adıyaman'ın Gölbaşı İlçesi'ndeki temaslarının ardından Besni İlçesi'nde 'Evet Kafe'nin açılışına katıldı. Açılışta konuşan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, CHP'şi eleştirerek şunları söyledi:
"Yine CHP her zaman başörtüsüne mesafeliydi. Ne mesafelisi başörtüsüyle ilgili ne çıksa, yönetmelik çıksa Danıştay'a gider, kanun çıksa Anayasa Mahkemesi'ne gider. Bırak kanunu, biz anayasayı değiştirdik 411 milletvekiliyle, başörtüsü olanlar üniversitede okuyabilsinler diye. Kanunla açıkça yasaklanmadıkça hiç kimsenin eğitim hakkı engellenemez diye. Anayasa değişikliklerinde Anayasa Mahkemesi'nin görevi şeklen incelemektir, esasına giremez, görevi yoktur. Ama Anayasa Mahkemesi vesayet makamı ya, öyle kurgulandı ya, şekli atladı esasa da girdi iptal etti, CHP'nin başvurusu üzerine. Yani Anayasa Mahkemesi vesayet odağı olaraktan görevi anayasayı ihlal ederekten bunu iptal etti. Ama CHP de 'iptal et' diye başvurmuştu. Yani başörtüsüne karşıydı. Hiç şüpheniz olmasın bu halk oylaması geçerse, Türkiye'yi de olumlu yönde değiştirecektir."
Konuşmalardan sonra Besni Belediye Başkanı İbrahim Öztürk, Bakan Yılmaz'a 1927 yılındaki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının temsili tablosunu hediye etti. Saadet partisinden istifa eden belediye encümenlerine rozet takıldıktan sonra 'Evet Kafe'nin açılışı yapıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------------
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın gelişi
İsmet Yılmaz'ın konuşması
Evet Kafe'nin açılışı
Genel ve Detay görüntü
Mustafa ÖNDOĞAN/ BESNİ (Adıyaman),
==============================
Bakan Ağbal ve Özlü Bayburt'ta (3)
BAKANLAR KONFERANSTA
Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, Bayburt Üniversitesi'nde düzenlenen 4. Sanayi Devrimi ve Teknoloji Odaklı Büyüme konulu konferansa katıldı. Açıklamalarda bulunan Maliye Bakanı Naci Ağbal, klasik sanayi kollarının artık önemini kaybettiğini, dijital ekonomi denilen yepyeni bir sanayi ve ekonomi dalının geliştiğini ifade ederek, "Artık dünya da demir çelik endüstrilerine sahip olan ülkeler değil, araba üreten ülkeler değil, biyoteknoloji alanında üretim yapan ülkeler değil, daha çok bilgiye ve teknolojiye yatırım yapan ülkeler ve bölgeler kazanacak" dedi.
Türkiye'nin jeopolitik olarak bir çok meydan okumaya karşı karşıya olduğunu hatırlatan Ağbal, "Bizim en büyük meydan okumamız değişen dünya düzeninde Türkiye'yi hem siyaset, hem jeopolitik, hem teknolojik, hem de üretim olarak çok daha ileri seviyelere taşımak. Onun için diyoruz ki Türkiye'de daha fazla demokrasi olsun, demokrasi daha fazla güçlensin. Siyaset güçlensin, hükümet sistemleri güçlensin, yönetim sistemleri güçlensin ve böylelikle çok daha açık bir toplum, çok daha güçlü bir hükümet olsun istiyoruz. Bunları inşallah hep beraber yapacağız" diye konuştu.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü de, dördüncü sanayi devriminin başında olan Türkiye'nin bu sanayi devrimini kaçırmadan ve ıskalamadan yakalamak durumunda olduğunu işaret ederek, bakanlık olarak dördüncü sanayi devrimine ilişkin çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Bakan Özlü, "Güçlü bir üniversite için özellikle üniversitelere büyük sorumluluklar düşüyor. Üniversitelerimiz ekonomik ve sosyal kalkınmanın lokomotif kurumları olmalı. Son yıllarda bilim ve teknolojik gelişmeler anlamında çok önemli gelişmeler yaşıyoruz. Araştırma geliştirme harcamalarının artış hızına baktığımızda, ortalama yüzde 10 ile dünyadaki ilk sıralardaki ülkelerden biriyiz. Geçtiğimiz yıl Ar-Ge harcamalarının milli gelirimize göre oranı yüzde biri geçti, ancak bu yeterli bir oran değil. Gelişmiş bir çok ülkede olduğu gibi milli gelir içerisinde araştırma geliştirme harcamalarının oranının bundan sonra sırasıyla yüzde 2, yüzde 3'e çıkması gerekiyor. Daha fazla araştırma geliştirme projesi yapacağız. Daha da önemlisi artık araştırma geliştirme projelerini ticari ürüne dönüştüreceğiz. Bunları sağlamak için bilim ve teknoloji ekosistemini daha da geliştirecek adımlar atmaya devam ediyoruz. Bundan sonra yapmamız gereken orta yüksek ve yüksek teknolojiye geçiştir. Üretimde yüksek teknoloji ürünlerinin payını yüzde 20'lere çıkarmak durumundayız" dedi.
TÜBİTAK'ı AR-GE çalışmalarında yardımcı olacak bir kurum haline getirmeyi hedeflediklerini söyleyen ve Türkiye'deki gerçek açığın teknoloji açığı olduğunu kaydeden Bakan Özlü şunları söyledi:
"Biz ne zaman teknoloji açığımızı kapatırsak, şundan emin olun Türkiye'nin dış ticaret açığı kapanacak, cari açığı kapanacak. Bu maksatla TÜBİTAK'ı yeniden yapılandırmayı, üniversite ve özel sektöre daha etkin destekler sağlayan bir kurum haline getirmeyi hedefliyoruz. TÜBİTAK'ı teknoloji odaklı projelerin yürütücüsü olarak konumlandırarak, sizlerin, üniversitelerin ve iş dünyamızın AR-GE yapmasına yardımcı olacak bir kurum haline getirmeyi hedefliyoruz. Tasarladığımız yeni yapı ile teknolojiyi takip eden değil, teknolojiyi üreten olmayı hedefliyoruz. Ülkemizin bir teknoloji ülkesi olmasını hedefliyoruz, bir sanayi üssü olmasını hedefliyoruz. Böylelikle ihracatımız için de yüzde 4 civarında olan yüksek teknoloji ürünlerinin payının AB ortalamalarına çıkarmayı hedefliyoruz" diye konuştu. Konferans sonunda iki bakana günün anlam ve önemi ile ilgili çeşitli hediyeler verildi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Salondan genel detay görüntü
-Bakan Ağbalın konuşması
-Bakan Özlü'nün konuşması
-Bakanlara hediye verilmesi
Haber-Kamera. Coşkun MENEK/ BAYBURT,
================================
Böke: 16 Nisan'ı, festivale dönüştürmeliyiz
CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, Türkiye'de yerelden genele katılımcı bir demokrasiye ihtiyaç olduğunu belirterek, "16 Nisan'daki fırsatı bireysel olarak iyi kullanıp, siyasetin öznesi biz olduğumuzu siyasetçilere anımsatmak için 'Hayır'ları çoğaltan, özgürlükçü demokrasiye ilk büyük adımı atan bir festivale 16 Nisan'ı dönüştürmeliyiz" dedi.
Hatay'ın Arsuz İlçesi'nde belediye tarafından Bilfen Konferans Salonu'ndai düzenlenen 'Yerel Kalkınma Arsuz' konulu panele, CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke konuşmacı olarak katıldı. Selin Sayek Böke'nin konuşması sırasında iki kez elektrikler kesildi. Türkiye'de yeni bir siyasi anlayışa ihtiyaç olduğunu söyleyen Selin Sayek Böke, şöyle konuştu:
"Genel kalkınma stratejisi ile yerel kalkınma stratejinin birbirine uyumlu olması lazım. Biz yeni bir strateji yazacaksak, Türkiye için her şeyden önce yerelden katılımcılıkla başlayan, yereli genele katmak üzere, bir demokratik çerçeveden yürüyen yeni bir siyasi anlayışa ihtiyacımız var. Bugün Türkiye'nin kalkınma stratejisinin olduğundan dahi bahsetmek mümkün değil. Olsa konuşulabilir, ama hakikaten böyle bir çerçeve yok. O zaman 16 Nisan bir fırsata dönüşüyor. Aslında 16 Nisan ülke için büyük bir yük. Hiç ihtiyacımız yokken bütün ülke, bir rejim değişikliği tartışmasına girdi. Aynı zamanda bu değişikliği tartışıyor olmamız, orda kullanacağımız oy, tam da olmayan kalkınma stratejisini yazmak için, talep etmek için büyük bir fırsat. Her şeyden önce ortak aklı önceleyen katılımcılığa ve şeffaflığa imkan veren bir özgürlükçü demokrasi çerçevesine ihtiyacımız var. ve 16 Nisan'da Türkiye'nin karşısına konulmuş olan sandık, özgürlükçü bir demokrasi ile otoriter bir yapı arasında, karanlıkla aydınlık kadar, siyah ile beyaz kadar birbirinden farklı iki yol. Bizim 16 Nisan'daki fırsatı bireysel olarak iyi kullanıp, siyasetin öznesi biz olduğumuzu siyasetçilere anımsatmak için Hayırları çoğaltan, özgürlükçü demokrasiye ilk büyük adımı atan bir festivale 16 Nisan'ı dönüştürmeliyiz.ö
Böke'nin konuşmasının ardından panele katılan Prof. Dr Aziz Konukman, Prof. Dr Ruşen Keleş, Prof.Dr Çağatay Keskinok ve mimar Ali Ulusoy da birer konuşma yaptı.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
Panele katılanlar
Selin sayek böke konuşurken elektrik kesilmesi
Elektrik gelmesi ve konuşma esnasında ikinci kez elektrik kesintisi
Haber-Kamera Ufuk AKTUĞ/İSKENDERUN(Hatay),
================================
CHP'li İnce: Cumhurbaşkanı bal gibi meclisi feshedebilir (2)
KASTAMONU'DA KONUŞTU
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, referandum çalışmaları kapsamında Kastamonu Kuzeykent miting alanında halka hitap etti. Türkiye'nin Hollanda ve Almanya ile arasındaki gerginliğe değinen İnce, şöyle konuştu:
"Hollanda ve Almanya ile edilen kavga tamamen çakma kavgadır. Türk hükümeti ister MHP, ister Ak Parti, İster CHP hiç farketmez. Türkiye Cumhuriyetinin hükümeti Hollanda ile kavga ederse, biz Türkiye Cumhuriyetinin yanında oluruz. Kimsenin kuşkusu olmasın. Ama kendimizi de kullandırmayız. Moralim bozuk olduğunda Binali Yıldırım'ın videolarını izliyorum. Kilometrelerce yol gidiyoruz. 'Yoruldum getirin, bir Binali videosu' diyorum seyrediyorum. Bu referandumda millet 'evet' derse Başbakanlık kalkacak. Yani Binali Yıldırım olmayacak. Meydanlarda 'evet deyin' diyor. Yani 'beni yok edin' diyor. 'Beni imha edin, ben gereksizim, lüzümsuzum' diyor."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------------------
-Miting alanı
-İnce'nin konuşması
Haber-Kamera: Gürkan YILMAZ/KASTAMONU,
==================================
Deniz Baykal: Mecliste 'Evet' oyu kullananlar sandıkta 'Hayır' oyu kullanacak
'MECLİS'TE EVET OYU VEREN VEKİLLER, SANDIKTA HAYIR DİYECEK'
CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, referandum çalışmaları kapsamında Balıkesir'in Edremit İlçesi'nin ardından Bursa'ya geçti. Kent Meydanı'ndaki mitingte yaklaşık 5 bin kişiye seslenen Baykal, 6 Nisan'da oylanacak anayasanın Meclisteki sürecini anlattı. Baykal, "Bu anayasa metninin altında imza sahibi arkadaşlarımız var. Ben onlara, 'Arkadaş sen niye böyle bir anayasa önerdin Meclise' dedim. 'Valla benim haberim yok, ben boş kağıda imza attım' dediler. Oy vermeniz istenen yasa, bunu teklif ettiği söylenen kişilerin boş kağıda imza attığı ve sorumluluk yüklendiği bir anayasa. Olur mu böyle bir şey? Kendine güvenen biri, projesini millete söyler. Millet tartışır, milletvekilleri buna inanır ve gider imzayı atar. O oy verenler, Mecliste oy veremediler, ama size inançla söylüyorum. Mecliste ona 'Evet' oyu veren milletvekillerinin, hem de en önde gelenlerinin önemli bir kısmı, 16 Nisan'da sandıkta 'Hayır' oyu verecek. Çünkü bu anayasanın yanlış olduğunu biliyorlar. Ama bunu ifade etmek kolay değil. Özellikle Adalet ve Kalkınma partili arkadaşlarıma söylüyorum. Sakın ha bu işi parti olayı gibi görmeyin. İşe vatan, memleket, Cumhuriyet olayı diye bakın ve ona göre davranın. Bu işin partisi falan olmaz" dedi.
'BAL GİBİ FESİH YETKİSİ VAR'
Yeni anayasada cumhurbaşkanının Meclisi fesih yetkisinin bulunduğunu söyleyen Baykal, "Ne söyledikleri belli değil. 'Meclisi fesih yetkisi yoktur' diyenler var. 'Fesih yetkisi vardır' diyenler var. ya bal gibi fesih yetkisi var. İki kere iki dört. Hiç tereddüt yok. Ama milleti korkutacak şekilde bağırıp çağırarak 'yok kardeşim' demekle millet bilet buna inanacak mı zannediyorsunuz. Geçti o günler, geçti. Millet öyle laflarla, gürültüye pabuç bırakarak, senin her söylediğine inanma noktasını çoktan aştıö ifadelerini kullandı.
'BAŞBAKAN BANA O ZAMAN MEKTUP YAZDI'
Çözüm süreci öncesi, dönemin Başbakanının kendisine mektup yazdığını belirten Deniz Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beşer şaşar. Cumhurbaşkanını millet ne kadar severse sevsin, hata yapar. Hata yapmamak mümkün mü? Peki bizimki geçmişte yaptı mı? Mesela neyi yanlış yaptı? PKK'dan başlayalım isterseniz. Habur sınır kapısı açıldığında teröristler kıyafetleriyle otobüslerde geldiler ve oraya seyyar mahkeme kuruldu. Teröristler yargılanıp serbest bırakıldı. Bana o zamanki Başbakan mektup yazdı. Dedi ki; 'Biz bu sorunu çözmek için biz müzakere süreci açmak istiyoruz. Muhalefet olarak gel bu işi birlikte yapalım' dedi. Ben dedim ki; 'Benim böyle bir işe katılmam mümkün değil. Size de hiç tavsiye etmem. Bu yola girerseniz, bu milletin başına felaket açarsınız.' 2016'da yaşananlar o felaketti işte. Türkiye'nin Güneydoğusunda hür yaşayacak diye 300 bin vatandaşımız evlerinden oldu. Aylarca sokağa çıkma yasağı ilan edildi.ö
'FETÖ'NÜN SÜTÜNÜ KİM VERDİ?'
İktidarın geçtiğimiz zaman içinde birçok yanlışa imza attığını belirten Baykal, "FETÖ diyorsunuz. Bunu kim yetiştirdi, kim sütünü verdi? Emniyet güçlerinin, devletin içine kim götürdü? Yargıçların, savcıların, silahlı kuvvetlerin içine kim götürdü? Bu iş kendiliğinden mi oldu? O zaman cumhurbaşkanı ve başbakan 'Biz savcı arıyoruz' diye ortalığa döküldüler. Sonra buldular. Altına zırhlı aracı verdiler. 'Haydi aslanım arkandayız' dediler ve o da yürüdü. Bir baktık ki Ğenelkurmay başkanı 4 yıl hapishanede. Niye savcı aradıklarını şimdi anlıyor musunuz? Birilerine yer açmak için silahlı kuvvetlerin parlak komutanlarına kıyıldı, geçildiö şeklinde konuştu.
15 Temmuz darbe girişimini 2010 yılında halk oyuna sunulan ve kabul edilen anayasa değişikliğine bağlayan Baykal, " 010'daki referandum olmasaydı, Türkiye böyle bir darbeyle karşı karşıya kalmazdı. Bizi darbeye götüren yolun taşları o referandumla döşendi. Bunu o zaman fark edip söyleyen CHP idi. Bu referandumun bedeli ondan çok daha büyük olacaktır. İnşallah çıkmayacak ama, çıkarsa bunun bedeli 2010'dakinden kat kat fazla olacak.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Alandan detaylar
-Baykalın konuşmaları
Haber: Edip TEKİN/ BURSA, -
====================================
MHP'li Sancaklı: İki kişi aynı şeyi yapmış, birisi hain, birisi hala mecliste
MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı, Hakan Şükür ve Arif Erdem'in Galatasaray'dan ihracını değerlendirdi, "Türkiye Cumhuriyeti'ne kim hainlik yaptıyla Allah belasını verecek. Ama iki kişi aynı şeyi yapmış, birisi hain, birisi hala Mecliste devam ediyor, milletvekili olarak. Bu işte de bir terslik var" dedi.
MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı, Düzce Ülkü Ocakları İl Başkanlığı tarafından Ticaret ve Sanayi Odası salonunda düzenlenen söyleşiye katıldı. Söyleşide Hakan Şükür ve Arif Erdem'in Galatasaray'dan ihracına ilişkin soru üzerine açıklamalarda bulunan Sancaklı, FETÖ örgütlenmesinin sporda 1994 yılında başladığını söyledi. Örgütün kendisini de ele geçirmek için çok uğraştığını ifade eden Sancaklı, "Neden uğraşmasın ki? İstanbul'un en büyük ailelerinden birisinin çocuğuyum. 3 büyüklerde top oynadım. Milli takımda oynadım. Ama ülkücü bunların peşinden gitmez" dedi.
Sporcuların örgüte çekilme yöntemlerini de anlatan Sancaklı, "Bunlar genç çocuklar. Araklamak kolay. Mesela adam diyor ki 'Biz şurada villalar yapıyoruz. Villanın değeri 1 milyon dolar. Sen gel, sana bir villa verelim. Bizim de reklamımız olsun. Ama ailenle buraya taşın.' Kaç tane 20 yaşında çocuk, o şartlarda bunu kabul etmez. Daha ortada FETÖ yok. Sen de diyorsun ki 'Ben o kadar büyük topçuyum ki adamlar bana villa veriyor.' Sen düşüyorsun halbuki oraya. O yaşta 20 yaşındasın. Yavaş yavaş işliyorlar. 'Bak burada iyi bir hoca var, güzel vaaz veriyor.' 'Müslümanız elhamdülillah, haydi gidelim' falan. Bu çocukları öyle tavladılar" dedi.
Sonradan Hakan ve Arif gibi ileriye gidenler olduğunu ifade eden Sancaklı, "Ben bunu Mecliste de söylediğim için rahat rahat söylüyorum. Bunlar ellişer defa, yüzer defa İstiklal Marşı'nı okuturlardı bize. Bunlar normal şartlarda bu işler olmasın, milli kahramandı. Ben de Mecliste aynen şöyle anlattım. 'Bu çocuklara hain muamelesi yapmayın.' 15 Temmuz akşamı ile ilgili direk müdahale ettikleri bir şey varsa, devlet gereğini yapar. Bu çocuklar hainse, valla çok hain var. Aslında ben yakalamışım Hakan'ı, siyasi rakibimiz. O daha önce yanlışlıkla 'Ben Türk değilim' dedi. Böyle şeyleri kullanmam, sporculara kötü konuşmam doğru değil. Bu Türkiye Cumhuriyeti'ne kim hainlik yaptıysa, Allah belasını verecek. Ama iki kişi aynı şeyi yapmış, birisi hain, birisi hala Mecliste devam ediyor milletvekili olarak. Bu işte de bir terslik var" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------
-Salondan görüntü
-Sancaklı'nın konuşması
Haber -Kamera: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE,
====================================
Prof. Dr. Burhan Kuzu: Türkiye, büyük bir fırsatı kaçırmış olur
AK Parti MKYK Üyesi Anayasa Profesörü Burhan Kuzu, referandumda 'Hayır' çıkması halinde Türkiye'nin büyük bir fırsatı kaçırmış olacağını söyledi.
AK Parti MKYK Üyesi Anayasa Profesörü Burhan Kuzu, referandum çalışmaları kapsamında Hatay'ın İskenderun İlçesi'nde Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' adlı konferansa konuşmacı olarak katıldı. İskerderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Mustafa Yazıcı Devlet Konservatuarı Salonu'ndaki konferansta Ak Parti Hatay Milletvekili Orhan Karasayar, İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil, Ak Parti İl Başkanı Ahmet Atınç, İlçe Başkanı Ayhan Bodur, işadamları ve partililer yer aldı.
Prof. Dr. Burhan Kuzu, yaptığı konuşmada, 16 Nisanda seçmenin önüne gelecek pakete vurgu yaparak "Bu paket Ak Parti ile MHP'nin ortaklaşa hazırladığı paket olsa da, bu Türkiye'nin Meselesi. Bu meseleyi Ak Parti, MHP ortaklığı gibi görür de, 'onlardan gelen şeyden hayır da gelmez' dersek memlekete kötülük yapmış oluruz. Benden söylemesiö dedi.
'EKSİK DE OLABİLİR, AMA BU BİR ADIMDIR'
Gelecek kuşaklar için yeni anayasaya 'Evet' denmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Burhan Kuzu, "Okuyarak, anlayarak evet diyelim. Bilmeden evet demeyelim. Peşinen siyasi davranıp, benden 'hayır' deyip bir kenara çekilmeyin, yanlış bulurum. Ben kırk yılımı verdim ben bu işe. 1977'de başladım, 2017 tam 40 sene, bu süre içerisinde gitmediğim il, gezmediğim üniversite kalmadı. Yeri geldi ayakkabı, yumurta, başka şeyler fıtrattılar. Bunlara göğüs gere gere bu noktaya getirdik. Bir eser yaptık. Bu paketin hazırlanmasında ben de bulundum. Malumunuz bir paket çıktı. Her şeyin daha iyisi, güzeli olabilir, bu metin eksik de olabilir ama bu bir adımdır. Bu adımı atmazsak Türkiye büyük bir fırsatı kaçırmış olur. Tahminim bir daha gündeme gelmez" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü
--------------------------
Burhan kuzu nun gelişi
Katılımcıları selamlaması
Konuşma masasının yerını ayarlanması
Kuzu'nun konuşması
Haber-Kamera Ufuk AKTUğ-İSKENDERUN(Hatay),
=====================================
Çorlu'da Ak Parti ile HDP'liler arasında tartışma
TEKİRDAĞ'ın Çorlu İlçesi'nde referandum kapsamında 'evet' broşürü dağıtan Ak Parti'nin gençlik kolları üyeleri ile 'hayır' broşürü dağıtan HDP'liler arasında tartışma yaşandı. Polis, tartışmayı büyümeden önledi.
Çorlu Atatürk Meydanı'nda referandum çalışmaları kapsamında Ak Parti'nin gençlik kolları üyeleri 'evet', HDP'liler ise 'hayır' broşürleri dağıtırken henüz belirlenemeyen nedenle aralarında tartışma yaşandı. Tartışma sırasında bölgede bulunan ve takviye edilen polis ekipleri kısa sürede olay yerine gelerek, iki grup arasındaki tartışmayı büyümeden önleyip, dağıttı.
Ak arti Çorlu Gençlik Kolları Başkanı Adnan Tekin, meydanda iki grubun yan yana gelmesiyle, diğer grup üyelerine demokrasinin güzel bir örneği oluştuğunu 'evet' ve 'hayır'cıların yan yana broşür dağıtıyor dediğini söyledi. Birlikte fotoğraf çektirme teklifinde bulunduğunu belirten Tekin, "Kendileri teklifimi kabul etmedi. Yaklaşık bir saat sonra içlerinden bir bayan, 'çocuk tacizcilerine hayır' diye bağırmaya başladı. Bu ahlaksızlıktır her şeyden önce. Benim iki tane evladım var. İki çocuk babasına, bir tane adi ve ahlaksız yüzünden bütün bir toplumun tamamını kastederek çocuk tacizcisi sözünü söylenin ağzına o lafı tıkarız. Ahlaksızlığa müsaade yok. Demokratik sınırlar içinde yapılacak olan tüm eleştirileri kabul ediyoruz. Ama hakaret ederlerse çocuk tacizcisi ve benzeri ifadelerle bize saldırırlarsa biz o kelimeleri yediririz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Kalabalıktan görüntü
-Polisin önlemi
-Gruptan detaylar
-Gençlik Kolları Başkanı açıklama
-Detaylar
Haber-Kamera: Mehmet YİRUN/ÇORLU(Tekirdağ), -
=======================================
Alacak kavgasında kılıçla dehşet saçtı: 1 ölü, 1 yaralı
ANTALYA'da, 3 kişi arasında alacak para meselesi yüzünden çıkan kavgada 35 yaşındaki Orhan Mert kılıç darbeleriyle ölürken, 24 yaşındaki Tuncer Şeli ise yaralandı.
Muratpaşa İlçesi Yıldız Mahallesi Yıldız Caddesi'nde 6 katlı Erkuş Apartmanı'nın 4'üncü katındaki olay, saat 19.30 sıralarında meydana geldi. Bir suçtan dolayı cezaevinde bulunan Orhan Mert, geçen hafta izin alarak evine geldi. Orhan Mert bugün akşam saatlerinde evinde Tuncer Şeli ve kimliği açıklanmayan bir kişiyle buluştu. Aralarında alacak para meselesi yüzenden husumet bulunan taraflar tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine kimliği açıklanmayan şüpheli, evde bulunan yaklaşık 50 santimetre uzunluğundaki kılıçla Orhan Mert ve Tuncer Şeli'ye saldırdı. Orhan Mert çeşitli yerlerine aldığı darbelerle olay yerinde yaşamını yitirirken, Tuncer Şeli ağır yaralandı.
Saldırgan olayın ardından kaçarken, haber verilmesi üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekiplerinin olay yerinde ilk müdahalesini yaptıkları Şeli, ambulansla hastaneye götürülerek tedaviye alındı. Orhan Mert'in cenazesi ise incelemeden sonra Antalya Adli Tıp Kurumu Morgu'na gönderildi. Polis olay yerinden kaçarken bir işyerinin güvenlik kamerasına yakalanan şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------
Binadan görüntü
Polisten görüntü
Sağlık ekipleri
Görgü tanığı röp
Haber: Alparslan ÇINAR-Bülent TATOĞULLARI- Kamera: Alparslan ÇINAR/ANTALYA,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni - 16 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?