Cumhurbaşkanı Erdoğan: Keşke bu değişikliği 367 rezaleti yaşanmadan yapabilseydik (1)
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliği referandumuna ilişkin "Keşke bu değişikliği 27 Nisan bildirisi yayımlanmadan, 367 rezaleti yaşanmadan yapabilseydik. İşte o zaman bugün yaşadığımız tartışmaların hiçbirine gerek kalmayacaktı. Burada sorulması gereken soru 'Niçin şimdi?' sorusu değil, 'Niçin bu kadar geciktik?' sorusu olmalı. Bu gecikmede şayet bizim de payımız varsa bize onun hesabı sorulmalıdır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tekirdağ'da toplu açılış törenine katıldı. Tekirdağ Valiliği önünde hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de 15 yıl boyunca laf değil; iş ürettiklerini vurguladı. Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin de açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Bugüne kadar bunların aklına geldi mi? Hani işte parlamenter demokrasi sisteminiz vardı. Yürümedi. Yürümez. Aynı şeyi bize de yapmak istediler. Önümüzü hep gen sorularla, güven oylamalarıyla kesmek istediler. Eğer biz dik durmasaydık, bu yaptıklarımızı bize yaptırmazlardı. Ama biz dik durduk. Şimdi bu 'Hayır' diyenlere soracaksınız; neden, niye? Ne diyor? 'Gençlerimiz için hayır'. Doğru diyor doğru; çünkü Kandil'e 14, 15, 16, 17, 18 yaşındaki gençlerimizi bunlar götürdü. O genç kızlarımızı oralara bunlar götürdü. Onlara silahlı eğitimi Kandil dağlarında onlar verdi. Ondan sonra bunları şehirlere indirip, öğrettikleri el yapımı bombalarla şehirlerde bunlar ne yazık ki ölüm kustular. Kan kustular. Şimdi talimat veriyorlar dağdan, 'Oyumuz hayır'. Unutmayın, 'Kişi sevdikleriyle beraber haşrolunacaktır'. Eğer 'Hayır' diyenlerle beraber hareket ediyorsan yolun açık olsun; ama biz diyoruz ki 18 yaşındaki gencim parlamentoya girecek. Gençlerimizin önünü, ufkunu açacağız. Biz bunun peşindeyiz" diye konuştu.
"TBMM'NİN YETKİLERİ AYNEN KENDİSİNDE"
Muhalefetin 'Meclis'in yetkileri elinden alınıyor' eleştirisine yanıt veren Erdoğan, şöyle devam etti: "Artık güçlenen bir Türkiye var. Lider ülke olma yolunda bir Türkiye var. Öyleyse biz 16 Nisan'ı çok daha farklı bir neticeyle yönetim sistemindeki bir değişiklikle geleceğe sıçrama yaparak, yürümemiz lazım. Önümüzdeki barikatları, engelleri aşacağız. Ne diyorlar? 'TBMM'nin yetkileri alınıyor'. Yalan. TBMM'nin yetkileri aynen kendisinde. Alınan var. Ne? Artık öyle eskisi gibi akşam yat, sabah kalk; alsana bir gen soru. Gen soruyu kim verecek? Gen soruyu millet verecek millet. Asıl gen soru sahibi millet. İşi gerçek sahibine havale ediyoruz. Yoksa parlamento yine denetleme görevini aynen sürdürecek. Yeri gelecek soruşturma, bütün bunları yine yapacak. 16 ayda bir hükümet kuruldu. Hükümetler geldi, gitti. Soruyorum sizlere; 16 ayda bir hükümetlerin kurulduğu bir ülkede istikrar, güven olur mu?"
"DOĞRU KONUŞ, NİYE DOĞRU KONUŞMUYORSUN?"
'Tek adam' eleştirilerine de cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne diyorlar? 'Tek adam istediği gibi seçime götürecek'. Gene yalan. Cumhurbaşkanı eğer seçime gitme gereğini duyuyorsa o zaman aynı şekilde parlamento da seçime gidecek. Bunu hiç konuşmuyorlar. Parlamento ve cumhurbaşkanı aynı günde seçimi yapılacak. Doğru konuş. Niye doğru konuşmuyorsun? Bunu söylemiyor. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Bunlarınki tutmuyor, Allah'ın izniyle de tutmayacak" dedi.
"TERÖRÜN KÖKÜNÜ KURUTANA KADAR BU MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ"
Terörle mücadelede kararlılık vurgusu yapan Erdoğan, şöyle konuştu: "Eskiden terörle mücadelede belli odaklardan icazet almadan adımlar atılamıyordu. Öyle bir ülke vardı. Ama bugün Cudi'den Cerablus'a, Gabar'dan El Bab'a kadar gereken her yerde operasyon yapan bir Türkiye var. İzin mizin almak diye bir şey yok. Artık dostuna güven veren, terör örgütlerine korku salan bir Türkiye var. Nereye saklanırlarsa saklansınlar, inlerine giriyoruz ve orada imha ediyoruz. Son 1,5 yılda 3 bini aşkın DEAŞ'lı, 10 bin de PKK teröristini etkisiz hale getirdik. FETÖ terör örgütünün kamudaki militanlarını tek tek belirleyip, hukuka teslim ettik. Devam ediyoruz. Şehitlerimizin kanını yerde bırakmadık, bırakmayacağız. Terörün kökünü kurutana kadar da bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Hiç endişe etmeyin"
"ONLARIN VAR DEDİĞİ ŞEYLERİN HİÇBİRİ BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDE YOK"
Muhalefetin 'Ne istediniz de yapamadınız?' sorusuna yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Şimdi bakıyorsunuz birileri diyor ki 'Ne istediniz de yapamadınız?'. Bunlar yeterli değil, bunlar buna alışmış; çünkü dertleri yok. 15 yıl boyunca, bunlar balık hafızalı olduğu için, bütün hizmetleri engellemeye çalıştılar. Ayağımızın altına karpuz kabuğu koyan kendileri gibi değilmiş diye üste çıkmaya çalıştılar. Yapılan yollara, hastanelere, köprülere mani olmak için mahkeme mahkeme dolaşan bunlar değil miydi? Meclis'i gen sorularla, önergelerle kilitlemek isteyenler bunlar değil miydi? Milletin kürsüsünü işgal edenler bunlar değil mi? Kendini kürsünün mikrofonuna zincirle bağlayanlar bunlar değil mi? Bakıyorsun milletvekilinin ayağını ısırıyor, öbürü bir bayan milletvekilinin saçlarını yolmaya kalkıyor. Bunlar değil mi? Bir anayasa değişikliği metnine bakıyorum, bir de metin konusunda muhalefetin söylediklerine; inanın arada en küçük ilişki yok. Onların var dediği şeylerin hiçbiri bu anayasa değişikliğinde yok"
"'EVET' DİYENLERİ DE 'HAYIR' DİYENLERİ DE DİNLEMEDEN ÖNCE 18 MADDELİK METNİ OKUYUN"
Anayasa değişikliğine ilişkin 18 maddelik metnin, referandum için 'Evet' ve 'Hayır' diyenleri dinlemeden önce, okunmasını isteyen Erdoğan, "Buradan 80 milyon vatandaşımızın tamamına sesleniyorum. Lütfen, 'Evet' diyenleri de 'Hayır' diyenleri de dinlemeden önce açın, şu 18 maddelik metni bir okuyun. Sonra başkalarına kulak verin. İşte o zaman kimin doğru kimin yanlış söylediğini çok açık şekilde göreceksiniz. Biz 18 yıldır bunların ağzına baksaydık, inanın hiçbir iş yapamazdık" dedi.
"TAYYİP ERDOĞAN HİÇBİR ZAMAN BAKİ OLAN BİR GÜÇ GİBİ KENDİNİ TAKDİM ETMEDİ"
Halk oylamasının yapılacağı 16 Nisan günü kurulacak sandıkların çok önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, "16 Nisan halk oylamasında büyük ve güçlü Türkiye'ye giden yolu genişletiyor, kolaylaştırıyoruz. Cumhurbaşkanlığı sistemi bir şahsın veya partinin değil, 80 milyonluk Türk milletinin projesidir. Diyorlar ki 'tek adam'. Ne tek adamı, ne alakası var? Ben kimim? Ben bir faniyim. 16 Nisan'a çıkacağıma dair elimde garantim var mı? Biz sistem diyoruz sistem. Sistem bakidir. Şu anda bir 'rejim değişikliği' safsatası çıkardılar. Böyle bir şey yok. İlk önce ben karşılarında dururum. Biz, sistem değişikliği yapıyoruz. 200 yıldır bu ülkede sıkıntımız buydu. Şimdi bunu hallediyoruz inşallah. Kimse bunu Tayyip Erdoğan'ın sorunu gibi anlatmasın. Tayyip Erdoğan, bu ülkede hiçbir zaman baki olan bir güç gibi kendini takdim etmedi" diye konuştu.
"SORU 'NİÇİN ŞİMDİ?' DEĞİL, 'NİÇİN BU KADAR GECİKTİK?' SORUSU OLMALI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Keşke bu değişikliği 2007 yılında yapabilseydik. 27 Nisan bildirisi yayımlanmadan, 367 rezaleti yaşanmadan keşke yapabilseydik. O rezaletleri yaşadığımız için işte bunu yapıyoruz şimdi. Neler çektirdiler bize neler. Hatta keşke bu değişikliği 2001 krizi olmadan önce gerçekleştirmiştik olsaydık. Keşke bu değişikliği 1990'lı yıllarda gerçekleştirseydik. Keşke rahmetli Menderes ve arkadaşlarının hazin sonuyla neticelenen 1960 darbesi gerçekleşmeden böyle bir sisteme geçseydik. İşte o zaman bugün yaşadığımız tartışmaların hiçbirine gerek kalmayacaktı. Burada sorulması gereken soru 'Niçin şimdi?' sorusu değil, 'Niçin bu kadar geciktik?' sorusu olmalı. Bu gecikmede şayet bizim de payımız varsa bize onun hesabı sorulmalıdır"
"35 YILDIR BU ÜLKEDE NİÇİN TERÖR VAR?"
Parlamenter sisteme ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Mevcut sistem tüm dertlere deva idiyse bunca sorunu, bunca krizi, bunca çatışmayı biz neden yaşadık? 35 yıldır bu ülkede niçin terör var? Maddi, manevi bunca bedeli niçin ödedik? Benzer şartlarda yola çıktığımız ülkeler fersah fersah önümüze geçmişken, biz hala aynı sistemde ısrar ederek, onlara nasıl yetişeceğiz? Bizden önce siz vardınız. Bu sistem vardı. Niçin başarılı olmadınız? Biz geldik, 1'e 5 katladık. Sistemden değil, o bizim şahsımızdan kaynaklandı. 94 yıllık cumhuriyet ve 200 yıla yaklaşan parlamenter sistem uygulamalarında elde ettiğimiz tecrübeler ortada. Onun için bir yönetim reformu gerekiyor" dedi.
"GELİN, EL ELE VERELİM VE 'EVET' OYUYLA GELECEĞE YÜRÜYELİM"
Farklı siyasi partilere oy veren vatandaşlara, anayasa değişikliği referandumu için çağrıda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Ana muhalefet partisi bu süreçte görevini bir kez daha yerine getirmemiştir. Yönetim sistemi değişikliğine ana muhalefet hiçbir zaman katkı vermemiştir. Sağ olsun MHP, burada AK Parti ile el ele vermek suretiyle referandum için gerekli 339 oy parlamentodan çıkmıştır. Parlamento görevini yaptı. Ben buradan tüm Türkiye'ye sesleniyorum. AK Parti'ye, MHP'ye, CHP'ye, HDP'ye, Saadet Partisi'ne, BBP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum. Gelin, el ele verelim. ve 16 Nisan'da bu ülkenin kaderini değiştirecek 'Evet' oyuyla geleceğe yürüyelim"
Görüntü Dökümü
------------------------
-Alınan güvenlik önlemleri
-Erdoğan'ın gelişi
-Alandan detaylar
-Erdoğan'ın konuşması
-Toplu açılış
-Detaylar
Haber-Kamera: Gurbet GÖKÇE-Engin ÖZMEN-Mehmet YİRUN-Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ,-
===============================================
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İzmir'de (3)
BÜROKRATLARIN CEZAEVİ ANILARINI DİNLEDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Romanlarla buluşmasının ardından İzmir Büyükşehir Belediyesine geçti. Burada 129 sanıkla birlikte beraat eden CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Aziz Kocaoğlu'nun makamında, bu davadan dolayı cezaevinde tutuklu kalan bürokratlarla sohbet eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cezaevi anılarını dinledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ardından meclis salonuna geçti. Toplantıda ilk konuşmayı Aziz Kocaoğlu yaptı. Operasyon haberini EXPO için gittikleri Paris'te öğrendiğini ve hemen İzmir'e döndüğünü söyleyen Aziz Kocaoğlu, "Doğru belediyeye geldim. Dedim ki var mı bir şey. Suç unsuru mu var ki bu operasyonu yapıyorlar. Hiçbiri şey yok. Sonraki ziyaretlerimde sadece adalet istediğimizden bahsettim. Sonra başladı serüven. Türkegül (eşi), tutuklananlar için Karabağlar'da 10 karyola aldı. Söz olmasın diye korktuk. İşyerimin kamyonetiyle gönderdik. 10 gün oldu bu karyolaları bizim arkadaşlara cezaevinde vermediler. Operasyonun başlaması 6 sene, mahkemenin başlaması 5 sene oldu. Birçok arkadaş mağdur oldu. Burada esas önemli olan nasıl dayandık? Mücadele ettik. Bu desteği veren İzmirli hemşerilerimizdi. Hangi bölgeden, hangi etnik kökenden olursa olsun. 4 milyon kişiden bir kişi kalkıp da bir ihdas ettirecek nazarla bakmadılar. 'Biz sana güveniyoruz. Sen masumsun devam et kardeşim' dedi. O bir moral verdi. Üst düzey görevliler içeride. Diğer arkadaşlar burada özverili çalıştılar. Cesaretle davrandılar. Hem hizmette aksama yapmadık hem de maddi manevi yanlarında olduk. Kolay iş değil. Hayatında karakol nedir bilmeyen, hapishanenin önünden geçmeyen arkadaşlarımız. Bu acının ilacı çalışmak daha çok çalışacağız dedik. O pazartesi günü (beraat ettikleri geçen 27 Şubat'ı kastediyor) benim üzerimden 100 kişinin sorumluluğunun yükü kalktı. Kimsenin başına bizim yaşadığımız haksız suçlama gelmesin. Ülkemizsin biran önce normalleşmesi biran önce adaletin yenidene bu ülkede tesis etmesi gerekiyor" dedi.
KILAÇDAROĞLU, ADALET VURGUSU YAPTI
Aziz Kocaoğlu'ndan sonra kürsüye gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, "10 yılı aşkın süre vergi denetim elemanlığı yaptım, bize şu öğretildi; yanlış yapmayacaksınız kimseyi mağdur etmeyeceksiniz, doğru ne ise gereğini yapacaksınız. Böyle yetiştirdiler bizi. Buna devlette liyakat diyoruz. Devleti devlet yapan da liyakattır. İşin adalet boyutu çok daha önemli. Adaleti yok ederseniz devleti yok edersiniz. Siyaset kurumu da eğer ülkeyi yönetmeye talip etmişi, ülkeyi yönetecek konuma getirmişse, vatandaşlar arasında eşit davranmak zorunda. Sorunu olan kişi kendi partisine üye olup olmadığını bakmaksızın o sorunu çözmek zorundadır. Siyasi gücü baskı unsuru olarak kullanırsa, başarılı bir belediye başkanını kamuoyunda zor duruma düşürmek için kullanırsa adaletsizlik ortaya çıkar. Her insanın hatası kusuru olabilir" dedi.
Günümüzde iktidardaki parti yada partilerin, rakibi olan siyasi partilere etik değerlerle yaklaşmadıklarını da söyleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Öç alma duygusuyla yaklaşırsanız kamplaşmayı yaratmış olursunuz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı başarılı bir belediye başkanı. Türkiye'nin kredi notundan çok daha yüksek kredi notuna sahip. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, kredi istediği sırada yüksek orandan faizle kredi alabilir. İzmir, daha düşük faizle kredi alabilir. Neden? Mali yapısı güçlü. Hesapları şeffaf. Bunu yaptı diye belediye başkanı suçlanabilir mi? Küçük siyasi hesaplarla iktidarda kalma hırsları bu tabloların yaşanmasına neden oluyor. Bizi üzen bu. Adalet kutup yıldızı gibidir. O bir yerde durur, bütün kainat etrafında döner. Adaleti bağımsız mahkemeler dağıtır. Kimsenin emrine girmeyene adalet dağıtır. Tarafsızlığını yitirirse o adalet organı adalete dağıtamaz neden yargı bağımsız olsun diyoruz. Bunun için diyoruz yargı hepimiz içini biri güvencedir. Hangi kimlikten olursak olalım. Ama bağımsızlığını yitirip bir siyasi partinin organı haline dönüştüğü zaman yargı, adalet dağıtamaz. Yaşanan acılar nasıl geçecek. O dönem kararı verenlere şimdi hapisteler ama o dönem iktidar bunlara alkış tutuyordu hep birlikte bağımsız yargıdan yana olursak, adaletten hukuktan yana olursa emini olun bu ülkede hiç sorun çıkmaz" diye konuştudi.
YANLIŞLIKLAR KOMEDYASI
Denetim elemanlarıyla başlayan mahkemede süren yanlışlıklar komedyasını hep birlikte izlediklerini de ifade eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu kadar büyük acılar hapislerde yatmalar... Ne oldu o zaman insan hakları diyoruz. İnsan hakları hukukun güvencesi altında olmak zorundadır. Sonuçta sayın başkan sizi ve ekibinizi yürekten kutluyorum. Yürekten inanıyor ve güveniyoruz. İzmir'i sadece Türkiye'nin değil dünyanın önemli bir markası haline getirdiniz. Yaşadıkları dramı biliyorum. Burada görev yapan pek çok arkadaşta endişeyi duymuştur. Bütün baskılara rağmen hizmette aksamanın olmaması, çok güzel bir şey. Dayanışma örneği sergilenmiştir. O dayanışma örneği, sonrasında adaletin tecelli etmesiyle taçlanmıştır" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na konuşmasından sonra bürokrat şair Halim Yazıcı, cezaevinde kaldığı sırada yazdığı şiirlerin bulunduğu kitabı hediye etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Aziz Kocaoğlu'nun konuşmasından görüntü.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından görüntü.
Haber: Taylan YILDIRIM, Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR
===================================================
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İzmir'de (3)
BÜROKRATLARIN CEZAEVİ ANILARINI DİNLEDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Romanlarla buluşmasının ardından İzmir Büyükşehir Belediyesine geçti. Burada 129 sanıkla birlikte beraat eden CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Aziz Kocaoğlu'nun makamında, bu davadan dolayı cezaevinde tutuklu kalan bürokratlarla sohbet eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cezaevi anılarını dinledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ardından meclis salonuna geçti. Toplantıda ilk konuşmayı Aziz Kocaoğlu yaptı. Operasyon haberini EXPO için gittikleri Paris'te öğrendiğini ve hemen İzmir'e döndüğünü söyleyen Aziz Kocaoğlu, "Doğru belediyeye geldim. Dedim ki var mı bir şey. Suç unsuru mu var ki bu operasyonu yapıyorlar. Hiçbiri şey yok. Sonraki ziyaretlerimde sadece adalet istediğimizden bahsettim. Sonra başladı serüven. Türkegül (eşi), tutuklananlar için Karabağlar'da 10 karyola aldı. Söz olmasın diye korktuk. İşyerimin kamyonetiyle gönderdik. 10 gün oldu bu karyolaları bizim arkadaşlara cezaevinde vermediler. Operasyonun başlaması 6 sene, mahkemenin başlaması 5 sene oldu. Birçok arkadaş mağdur oldu. Burada esas önemli olan nasıl dayandık? Mücadele ettik. Bu desteği veren İzmirli hemşerilerimizdi. Hangi bölgeden, hangi etnik kökenden olursa olsun. 4 milyon kişiden bir kişi kalkıp da bir ihdas ettirecek nazarla bakmadılar. 'Biz sana güveniyoruz. Sen masumsun devam et kardeşim' dedi. O bir moral verdi. Üst düzey görevliler içeride. Diğer arkadaşlar burada özverili çalıştılar. Cesaretle davrandılar. Hem hizmette aksama yapmadık hem de maddi manevi yanlarında olduk. Kolay iş değil. Hayatında karakol nedir bilmeyen, hapishanenin önünden geçmeyen arkadaşlarımız. Bu acının ilacı çalışmak daha çok çalışacağız dedik. O pazartesi günü (beraat ettikleri geçen 27 Şubat'ı kastediyor) benim üzerimden 100 kişinin sorumluluğunun yükü kalktı. Kimsenin başına bizim yaşadığımız haksız suçlama gelmesin. Ülkemizsin biran önce normalleşmesi biran önce adaletin yenidene bu ülkede tesis etmesi gerekiyor" dedi.
KILAÇDAROĞLU, ADALET VURGUSU YAPTI
Aziz Kocaoğlu'ndan sonra kürsüye gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, "10 yılı aşkın süre vergi denetim elemanlığı yaptım, bize şu öğretildi; yanlış yapmayacaksınız kimseyi mağdur etmeyeceksiniz, doğru ne ise gereğini yapacaksınız. Böyle yetiştirdiler bizi. Buna devlette liyakat diyoruz. Devleti devlet yapan da liyakattır. İşin adalet boyutu çok daha önemli. Adaleti yok ederseniz devleti yok edersiniz. Siyaset kurumu da eğer ülkeyi yönetmeye talip etmişi, ülkeyi yönetecek konuma getirmişse, vatandaşlar arasında eşit davranmak zorunda. Sorunu olan kişi kendi partisine üye olup olmadığını bakmaksızın o sorunu çözmek zorundadır. Siyasi gücü baskı unsuru olarak kullanırsa, başarılı bir belediye başkanını kamuoyunda zor duruma düşürmek için kullanırsa adaletsizlik ortaya çıkar. Her insanın hatası kusuru olabilir" dedi.
Günümüzde iktidardaki parti yada partilerin, rakibi olan siyasi partilere etik değerlerle yaklaşmadıklarını da söyleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Öç alma duygusuyla yaklaşırsanız kamplaşmayı yaratmış olursunuz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı başarılı bir belediye başkanı. Türkiye'nin kredi notundan çok daha yüksek kredi notuna sahip. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, kredi istediği sırada yüksek orandan faizle kredi alabilir. İzmir, daha düşük faizle kredi alabilir. Neden? Mali yapısı güçlü. Hesapları şeffaf. Bunu yaptı diye belediye başkanı suçlanabilir mi? Küçük siyasi hesaplarla iktidarda kalma hırsları bu tabloların yaşanmasına neden oluyor. Bizi üzen bu. Adalet kutup yıldızı gibidir. O bir yerde durur, bütün kainat etrafında döner. Adaleti bağımsız mahkemeler dağıtır. Kimsenin emrine girmeyene adalet dağıtır. Tarafsızlığını yitirirse o adalet organı adalete dağıtamaz neden yargı bağımsız olsun diyoruz. Bunun için diyoruz yargı hepimiz içini biri güvencedir. Hangi kimlikten olursak olalım. Ama bağımsızlığını yitirip bir siyasi partinin organı haline dönüştüğü zaman yargı, adalet dağıtamaz. Yaşanan acılar nasıl geçecek. O dönem kararı verenlere şimdi hapisteler ama o dönem iktidar bunlara alkış tutuyordu hep birlikte bağımsız yargıdan yana olursak, adaletten hukuktan yana olursa emini olun bu ülkede hiç sorun çıkmaz" diye konuştu.
YANLIŞLIKLAR KOMEDYASI
Denetim elemanlarıyla başlayan mahkemede süren yanlışlıklar komedyasını hep birlikte izlediklerini de ifade eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu kadar büyük acılar hapislerde yatmalar... Ne oldu o zaman insan hakları diyoruz. İnsan hakları hukukun güvencesi altında olmak zorundadır. Sonuçta sayın başkan sizi ve ekibinizi yürekten kutluyorum. Yürekten inanıyor ve güveniyoruz. İzmir'i sadece Türkiye'nin değil dünyanın önemli bir markası haline getirdiniz. Yaşadıkları dramı biliyorum. Burada görev yapan pek çok arkadaşta endişeyi duymuştur. Bütün baskılara rağmen hizmette aksamanın olmaması, çok güzel bir şey. Dayanışma örneği sergilenmiştir. O dayanışma örneği, sonrasında adaletin tecelli etmesiyle taçlanmıştır" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na konuşmasından sonra bürokrat şair Halim Yazıcı, cezaevinde kaldığı sırada yazdığı şiirlerin bulunduğu kitabı hediye etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Aziz Kocaoğlu'nun konuşmasından görüntü.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından görüntü.
Haber: Taylan YILDIRIM, Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR
================================================
Çeşme'deki TOKİ hak sahiplerinden fiyat tepkisi
İZMİR'in Çeşme ilçesinde TOKİ Reisdere konutları için açıklanan satış bedellerinin, peşinat ve taksit miktarlarının yüksekliğinden yakınan hak sahipleri fiyatların makul düzeye çekilmesini istedi.
Çeşme ilçesindeki Başbakanlık Toplu Konut İdaresi hak sahipleri, şubat ayında açıklanan satış bedelleri nedeniyle basın açıklaması yaparak mağduriyet yaşadıklarını öne sürdü. TOKİ'nin Reisdere Mahallesi'nde yaptığı konutların fiyatlarının, talep döneminde açıklanan fiyatların çok üzerinde olduğunu söyleyen Yakup Yılmaz, hak sahipleri adına hazırladıkları basın bildirisini okudu. Yakup Yılmaz, "TOKİ'ye başvurduğumuzda, başvuru sözleşmelerinde belirtilen fiyatla, teslim sözleşmesi arasındaki fiyat, fahiş bir şekilde artmıştır. Fiyat artışına gerekçe olarak sunulan mazeretler, bizleri tatmin etmemiştir. Bizler mağduriyetimizi yetkili her makama anlattık. Ancak bizi dinleyenler, ya ciddiye almadı ya da derdimize çare bulamadı. Bizlerin yaşadığı sorunlar, başka hiçbir TOKİ projesinde yaşanmamıştır. Anayasal hakkımız olan barınma hakkımıza, devletin yapmış olduğu TOKİ evleri sayesinde kavuşma imkanına sahip olduğumuz anda, gözünü kazanç hırsı bürümüş, paralı insanların bu hakkı elimizden almaya çalışması büyük haksızlıktır. Bizler, Çeşme'de dar gelirli olarak yaşayan ve gelirinin yarısını kiralara ödeyerek, zar zor geçinmeye çalışan vatandaşlar olarak Çeşme nüfusunun yüzde 70'ini oluşturmaktayız. Bizler, hayallerimize kavuşmaya bu kadar yaklaşmışken, bize sunulan yüzde 100 zamlı fiyatların altından kalkmamız mümkün değildir. Çoğu dar gelirli olan vatandaşların başlangıç olarak bin 800 liralara varan rakamları ödemeleri mümkün değildir" dedi.
"4 YILLIK TEFE VEYA TÜFE, 2017'YE UYARLANABİLİR"
TOKİ hak sahiplerinden ve TOKİ Güzelleştirme ve Yardımlaşma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi İsa Ercan da yaptığı açıklamada, "Bizim devletimizden talebimiz şudur; 2013 yılında bize tebliğ edilen 90 bin lira ve 136 bin lira olan rakamın, 2017 yılında da aynı olmasını beklemiyoruz. Fakat, devletin kabul ettiği TEFE ve TÜFE rakamlarını, 2013 yılından 2017'ye kadar gelen farklılıkları ekleyerek, 2017 rakamlarını belirlemesini istiyoruz. O da yaklaşık olarak 3+1 evlerde, 170-180 bin lira civarıdır. Hiçbir vatandaş buna hayır demiyor. 136 bin lira diye tebliğ edilen rakamın, 240 bin lira olmasını biz kabul etmiyoruz. 90 bin lira olan 2+1 evlerin fiyatlarının 180 bin lira olmasını kabul etmiyoruz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------------
-TOKİ evlerinin detay görüntüsü,
Hak sahiplerinden görüntü.
Haber - Kamera: Güneş ATAGÖZ/ ÇEŞME (İzmir),
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni - 14 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?