Çanakkale Deniz Zaferi'nin 102'nci yıldönümü, coşkuyla kutlanıyor (4)
KURTULMUŞ ÇİFTİ ZOR ANLAR YAŞADI
18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi kutlamaları kapsamında Çanakkale Şehitleri Abidesi'nin bulunduğu noktada tören düzenlendi. Tören alanına gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, eşi Sevgi Kurtulmuş ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, helikopterden inip yürümeye başladı. Bu sırada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın helikopteri piste indi. Helikopterin piste inmesi sırasında oluşturduğu güçlü hava akımı, Kurtulmuş çifti ile Bakan Avcı'ya zor anlar yaşattı. Kurtulmuş çifti yere doğru çökerken, Bakan Avcı da öne doğru eğildi. Bu sırada yardımlarına korumalar koşup, kollarından tutarak destek oldu.
Haber: ÇANAKKALE,
==========================================
Bakan Soylu: Yaklaşık 700 PKK ve KCK'lının şehir bağlantıları gözaltına alındı (3)
HALK BULUŞMASINDA KONUŞTU
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Rize İl Başkanlığı tarafından Rize Spor Salonu'nda organize edine halk buluşmasında Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanı hükümet sistemini anlattı. Bakan Soylu, "Soysuz terörle Soylu mücadele eden hemşerimiz, Reis'in memleketine hoşgeldinizö yazılı pankartın yer aldığı salonda selamlaştığı partililere karanfil verdi.
"BU SİSTEMİ DARBECİ GENERALLER KURDUö
Türkiye siyasi tarihini anlatan ve mevcut parlamenter sistemi eleştiren Bakan Süleyman Soylu, "Biz yorulduk artık. Darbeler üreten bu sistem değişmeli. Bu sistemi darbeci generaller kurduö dedi.
KILIÇDAROĞLU GİZLİ EVETÇİ OLMASIN?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren ve gizli evetçi olduğunu öne süren Bakan Soylu, "AK partinin siyaseti gerdiğini ve kutuplaştırdığını söylüyorlar. Burada Kılıçdaroğlu olsa bende daha iyi anlatır. Diyor ki; 'Cumhurbaşkanı ile Başbakan kavga edecekler.' ya anlamıyor, saflığa veriyor, veya gizli evetçi, gizli evetçi. Olabilir mi? AK Parti ne yaptı? Kulağını millete verdi. Ne dedi Cumhurbaşkanımız; 'Biz efendi değil hizmetkar olmaya geldik.' AK Parti yüzde 30'lardan 50'lere öyle kolay gelmedi. CHP nerede? 25 ve 26 puan. Çünkü ona demişler ki, 'Senin milletle işin yok. Senin ağabeylerin var. Danıştay senin ağabeyin, Yargıtay senin ağabeyin, Anayasa Mahkemesi senin ağabeyin. Öyle mi? Sana verdiğimiz pusulaya bak. Millete gerek yok, millete gitmene de gerek yok.' Yıllardan beri bundan vazgeçmiyor. Yeni sistemde yüzde 50 artı 1'i alamazsan artık bittinö diye konuştu.
"BAYKAL, SEN HEP TERÖRİSTLERLE BERABER OLDUNö
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'a da eleştiriler yönelten Bakan Soylu, şunları söyledi:
"Deniz Baykal, peygamber efendimizi ağzına aldı. Bu sistemin herkesi azdırabileceğini söyledi. Deniz Baykal, bu sistem seni azdırmadıysa merak etme kimse azmaz. CHP'li kardeşlerime de sesleniyorum; Kılıçdaroğlu yanlış yoldadır. Bu adam Türkiye'yi yanlış yola sevk ediyor. Türkiye'yi tahrik ediyor. Bunu net bir şekilde görmekteyiz. Kılıçdaroğlu nasıl genel başkan oldu? Kasetle, değil mi? Deniz Baykal hürmetimiz sonsuzdur. Ahmet Türk'e yaptığı ziyaret var ya. Bizim kaymakamımız şehit olduktan sonra onun ailesini ziyaret ettin mi? Başsağlığı diledin mi? Cibilliyetiniz ortaya çıktı sizin. Ne olduğunuz ortaya çıktı. Bilemediğin işlerle uğraşacağına Sayın Baykal, sabah da söyledim; Kılıçdaroğlu'nu al gel. Seninle birlikte Kılıçdaroğlu'na bu kumpası kim kurdu net bir şekilde anlatalım. Ha bir şey daha istiyorum senden Deniz Baykal; mahkeme açıldı, şimdi her şey ortaya çıkacak. Bütün deliller, her şey orada. Bakalım o mahkemeye müşteki olabilecek misin? Sen kendini savunmayacaksın, sonra kalkıp peygamber efendimize dil uzatacaksın. Ondan sonra da kalkıp diyeceksin ki, 'Bu ülkede bana terörist diyenin alnını karışlarım.' Baykal sen hep teröristlerle beraber oldun, hep onlarla beraber oldun.ö
Görüntü Dökümü
------------------------
-Bakan Soylu'nun açıklamaları
-Detaylar
Haber: Fatih TURAN Kamera: Osman ŞİŞKO/ TRABZON,
=========================================
Bakan Elvan: Şehitlerimizin hatıraları bizim yol haritamızdır
KALKINMA Bakanı Lütfi Elvan, Türk milletinin yokluk, yoksulluk içerisinde, peş peşe savaşlardan çıkarak, büyük mücadeleler veren, büyük zaferler kazanmış bir millet olduğunu belirterek, "Şehitlerimizin hatıraları bizim yol haritamızdır" dedi.
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Çanakkale Zaferi'nin 102'nci yıl dönümünde Mersin Divan Otel'de şehit aileleri ve gaziler onuruna verilen yemeğe katıldı. Vali Özdemir Çakacak, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Kadir Yıldız, Büyükşehir Belediye Başkanı MHP'li Burhanettin Kocamaz, Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanı Albay Fatih Erhan, İl Jandarma Komutanı Albay Hüseyin Kanat, İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne'nin bulunduğu yemekte konuşan Bakan Elvan, "Burada, yedi düvele rağmen, küllerinden dirilerek, işgalcilere ve işbirlikçilere bu ülkeyi dar eden İstiklal Harbi şehit ve gazilerimizin ruhu var. Burada, yurdun dört bir köşesinde terörle mücadele ederken, milletinin rahatını, huzurunu, istiklalini kendi canından özge bilip söz konusu vatansa gerisi teferruattır diyen şehitlerimizin ruhu var. Burada, 40 yıldır Doğu ve Güneydoğu illerimizde kökü dışarıda Türkiye düşmanı hainlere karşı düzenlenen operasyonlarda şehit olan kardeşlerimizin ruhu var. Burada FETÖ darbe kalkışmasında, ikinci bir İstiklal Mücadelesi verircesine bayrağını alıp darbeci hainlere karşı duran 15 Temmuz şehitlerimizin ruhu var. Burada bataklıkları kurutmak için gerçekleştirilen Fırat Kalkanı Harekatında verdiğimiz şehitlerimizin ruhu var. Türkiye olarak onlara minnettarız. Onlarla gurur duyuyoruz. Gazilerimizle gurur duyuyoruz" diye konuştu.
Şehitlerin kıyamete kadar Türk milletinin iftihar kaynağı olmaya, güç vermeye devam edeceğini kaydeden Elvan, şunları söyledi:
"Onların yolu 80 milyon Türk milletinin huzurunun, istiklalinin, geleceğinin yoludur. Onlar sadece burada kardeşi bulunanlarımızın kardeşi değil hepimizin kardeşidir. Burada anne babası bulunanlarımızın evladı değil, milletimizin evladıdır. Burada eşi bulunanlarımızın sevdalısı olduğu kadar büyük Türk milletinin gönlünün sevdalısıdır. Onlara selam olsun. Biz yokluk içerisinde, yoksulluk içerisinde, peş peşe savaşlardan çıkmışken bile, büyük mücadeleler vermiş, büyük zaferler kazanmış bir milletiz. En zor zamanımızda bile bu ülkeyi hainlere çiğnetmeyen, düşmana çiğnetmeyen, düşman uşaklarına çiğnetmeyen şehitlerimiz varken, bugün güçlü Türkiye olarak, tek yürek Türkiye olarak işgalcilere, işbirlikçilere, vatan hainlerine, milletimizin birliğine dirliğine kast edenlere hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz. Şehitlerimizin hatıraları bizim yol haritamızdır. Şehitlerimizin hatıraları bizim pusulamızdır. O yoldan, o pusuladan şaşmayacağız.."
Görüntü Dökümü
------------------------
Salonun genel ve detay görüntüsü
Şehit aileleri ve gazilerden görüntü
Bakan Elvan salona gelirken
Bakan Elvan'ın Şehit aileleri ve gazilerle selamlaşması
Bakan Elvan'ın konuşması
Haber-Kamera: Mustafa ERCAN/MERSİN,
=========================================
Baykal, "Hayır çıkarsa 23 Nisan'ı öyle kutlayacağız ki"
CHP eski Genel Başkanı ve Antalya milletvekili Deniz Baykal, yeni Anayasa değişikliğnin Türkiye'nin küme düşmesine neden olacağağını, referandumdan 'Evet' çıkarksa ülkenin, ekonominin allak bullak olacağını söyledi. Cumhurbaşkanı, Başbakan, kaymakam, rektörlerin, devletin, bürokrasinin 'evet', milletin ise 'hayır' dediğini belirterek "16 Nisan'da 'hayır' çıkarsa bir hafta sonra 23 Nisan'ı öyle kutlayacağız ki Meclis'i yeni kuruyormuşuz gibi yaşayacağız" dedi.
CHP eski Genel Başkanı, Antalya milletvekili Deniz Baykal, 16 Nisan'da yapılacak Anayasa değişikliği referandumuna yönelik CHP İzmir İl Başkanlığı'nın düzenlediği 'Hayır' toplantısında İzmirlilerle buluştu. Baykal'ı dinlemeye gelenler, Kültürpark İsmet İnönü Kültür Merkezi'ne sığmadı. Çok sayıda insan dışarda kaldı. Toplantıya CHP'nin mevcut ve eski milletvekilleri, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ilçe belediye başkanları, parti yöneticileri başta olmak üzere çok sayıda İzmirli katıldı.
Deniz Baykal'ın konuşmasından önce Çanakkale Zaferi'yle ilgili belgesel gösterildi. Çanakale Şehitleri, Mustafa Kemal Atatürk ve Kurtuluş Savaşı şehitleri için saygı duruşunda bulundu. İstiklal Marşı hep bir ağızdan söylendi. Deniz Baykal, konuşmasına 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin dünya siyasetinin şekillenmesine yol açtığını söyleyerek başladı. Çanakkale savaşındaki iki önemli nokta olduğunu birinin komutanlık dehası ikincisinin ise vatan savunmasında milletin sergileyebilecekleri fedakarlık olduğunu belirten Baykal "Türkiye'de hala Çanakkale zaferiyle ilgili tereddüt yaratma siyasi anlayışı var. Nerdeyse Çanakkale Zaferi'nde Mustafa Kemal'in hiçbir ilişkisi olmadığını söylemek istiyorlar. Çanakkale savaşanın kahramanını gidin Churcill'e sorun. Kendileri için en büyük talihsizliğin karşılarına Mustafa Kemal gibi bir komutan çıkması olduğunu söylemişti" dedi.
"BU PARTİ DEĞİL VATAN TOPLANTISI"
Deniz Baykal, Türkiye'nin önündeki tuzakları, yönelecek tehditleri konuşmak üzere toplandıklarını belirterek bunun bir siyasi parti çalışması olmadığını söyledi. Salonda parti bayrağı değil Türk bayraklarının olduğuna dikkat çeken Baykal "Bugün niye parti bayrağı yok? Bir büyük sorumluluk duygusu, derin bir anlayış dolayısıyla olmuyor. Buraya gelen herkes biliyor ki bu toplantı bir siyasi parti toplantı değil. Particilik, partizanlık yapma peşinde değiliz. Bu bir vatan toplantısı. Türkiye toplantısı. Türkiye için buradayız" diye konuştu.
"TÜRK BAYRAĞI ALTINDA TOPLANMA GÜNÜ"
Kendisinin bir CHP temsilcisi olarak değil Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak konuştuğunu belirten Baykal, Türkiye'yi yaşamış, geçmişini bilen geleceğini düşünen sade bir Türkiye Cumhuriyeti evladı olarak toplantıda bulunduğunu söyledi. Baykal "Salonda Demokrat Parti, ANAP eski yöneticileri bulunduğunu öğrendim. MHP, Saadet Partililer, AK Partililerin de aramızda olduklarına inanıyorum. Türk bayrağı altında toplanma günü bugündür. Bu büyük çağrıyı sezen, koşup Türk bayrağı altında bir araya gelen tüm kardeşlerimi saygıyla selamlıyorum" dedi.
"MİLLETİN EGEMENLİĞİ MECLİS'İN ÜSTÜNLÜĞÜ SİYASİ KUTSALIMIZDIR"
Baykal, milletin bir karar alacağını belirterek, "Millet karar alacak. Türkiye Cumhuriyeti temellerinin sadece Anayasa'da,kanunda değil 80 milyon insanın yüreğinde yazılı olduğunu 16 Nisan'da ortaya koyacak" dedi. Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu sürecindeki sözleriyle konuşmasını sürdüren Deniz Baykal, Türkiye'nin bugüne kadar yaptığı Anayasalar ve son 1982 Anayasası'ndaki 17 değişiklikte de milletin egemenliği ve millet adına davranan meclisin üstünlüğünün temel alındığını söyledi. Baykal "Bizim siyasi kutsalımız milletin egemenliği, meclisin üstünlüğüdür. Bugüne kadar yapılan anayasalarda buna saygı gösterildi. Anayasa değişikliklerinde bugüne kadar milleti yormadık. Milleti tartışmaya yönlendiren durum yaşatılmadı" diye konuştu.
"MİLLETİN YARISINDAN FAZLASI TERÖRİST Mİ?"
Deniz Baykal, 'evet' kampanyasında sağa sola sürekli suçlama yapıldığını söyledi, şöyle devam etti:
"En fazla direksiyonda çift şoför olmaz diyorlar. Çift pilot oluyor ya! Seksen milyonluk Türkiye'ye tek pilota emanet etmeye nasıl izin verirsiniz? Devlet arabası yola çıkıyor ama stepnesi de freni de yok. Köprüler yapıyorlar. Hayırlı olsun. Ama köprü yapıyorsun diye millet egemenliğini sana teslim etmem. Bunlar teröristlerle beraber diyorlar. Milletin yarısından fazlası hayır oyu verecek. Milletin yarısından fazlası terörist mi? Evet oyu verecek bir adam, kayınbiraderinin hayır oyu kullanacağı için terörist mi olacağını soruyor? Evet diyecek insan da bu yaklaşımdan rahatsız. Yakışmadığını düşünüyor."
"MİLLİ DAVA ÇIKSA DA KAHRAMANLIK YAPSAK DİYE DÜŞÜNDÜLER"
Son dönemde Almanya ve Hollanda'yla yaşanan krizleri de değerlendiren Baykal şunları söyledi:
"Bir büyük mili dava ortaya çıksa da biz büyük kahramanlık yapsak da kimse anayasayı düşünmese ve 'Mühim değil bunlara Evet vereyim' diye düşünseler diye proje hazırladırlar. Reklam filmleri hazırlandı. Onun da hiçbir hukuki temeli olmadığı, makul kabul edilebilir tarafı olmadığı ortaya çıktı. Başbakan uzatmayalım üslubunda ama, Cumhurbaşkanı işi köpürttükçe köpürtmeye çalışıyor. Başbakan Hollanda Başbakanı ile yemek yiyelim, tatlıya bağlayalım diye konuşurken Cumhurbaşkanı 'Benim onunla yemek yiyecek başbakanım yok' diyerek kıyameti kopardı. Şimdiden Başbakan'ı silmeye, yok saymaya başlamış. Boş sözlere, meydan okumaların, düşmanlık ve husumet söyleminin bedelini milletimiz ödüyor. Öncelikle Hollanda'daki 465 bin vatandaşımız. Huzur içinde yaşarken şimdi birdenbire komşusu, patronu tarafından mesafe kondu. Tehlikeli olarak görülmeye başlandılar. Milletin başını derde sokmaya hakkın var mı?"
Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlık üzerine yemin edeceğini ama aynı zamanda AKP'nin Genel Başkanı olacağını belirten Baykal "AKP'nin çıkarı ile tarafsız Cumhurbaşkanı'nın çıkarı birbiriyle çelişince ne olacak? Bu şuna benziyor: Bir maçta sahaya çıkan hakem aynı zamanda o iki takımdan birisini başkanı olur mu? Öyle şey olur mu" dedi.
"EVET ÇIKARSA MEMLEKET ALLAK BULLAK OLUR"
Baykal, referandumdan 'Evet' çıkması durumunda memleketin allak bullak olacağını söyledi. Evet'in siyasi depreme çağrı çıkarmak olduğunu belirten Baykal, "Evet çıkarsa memur arkadaşlara sözleşmeli personel olacaklarını söyleyecekler. İşçilerin kıdem tazminatları fonu lbir sabah Varlık Fonu'nu kararnameyle devredilebilinecek. Evet'in sonucu ekonomik depremdir. Evet çıkarsa Türkiye'de parası pulu olan yurt dışına çıkaracak. Burada başıma ne geleceği belli olmaz diyecekler. Yüzlerce firma kayyuma alındı. Onbinlerce işçi kayyum yönetim altında. Evet çıktığı anda ekonomik güvence kaybolacak. Şimdiden bölünmeye başlanan Türkiye bölünecek. Evet karanlık, belirsiz, methul, tereddüt, şüphe ve tedirginliğin yükseldiği ortam yaratacak. Hayır ise berrak, net, hiçbir tereddüt yok. Cumhurbaşkanı yine Cumhurbaşkanı, Başbakan Başbakan olarak Bakanlar Kurulu Bakanlar Kurulu olarak devam edecek. Meclis devam edecek, kanun, hukuk devam edecek. Diyorlar ki 'hayır' çıkarsa Cumhurbaşkanı'nı istifaya davet edecek misiniz? Öyle bir çağrı yapmayacağız. Aksine seçime kadar ayasayaya, hukuka uygun olarak bir cumhurbaşkanlığı yap diyeceğiz" diye konuştu.
"HAYIR ÇIKARSA 23 NİSAN'I ÖYLE KUTLAYACAĞIZ Kİ"
Baykal şöyle devam etti.
"Hayır çıkarsa 16 Nisan'dan bir hafta sonra öyle bir 23 Nisan kutlaması yapacağız ki, sanki 2017 23 Nisanı'nda değil de 1920 23 Nisan'ı gibi olacak. Meclis'i sanki yeni açıyormuşuz gibi yaşacağız. Sadece 'Hayır' oyu verenler değil 'Evet' diyenlerin de ellerini tutarak bu devleti yeniden kuruyor gibi duygulanacağız. Sanki 29 Ekim 1923'deymeşiz gibi de hissedeceğiz. Cumhuriyeti kurmuşuz gibi hissedeceğiz. 9 Eylül 1922 sabahı İzmir'de Vilayet konağını Türk bayrağını diken birlikleri gibi duygulanarak, sanki İzmir ve Türkiye'yi yeniden kurtarmışız gibi hissedeceğiz."
DEVLET, BÜROKRASİ 'EVET' MİLLET 'HAYIR' DİYOR
Baykal, kendilerinin 'Hayır' dediğini belirterek "Kim 'evet' diyor? Rektör, savcı, kaymakam, Cumhurbaşkanı, Başbakan 'evet' diyor. Devlet büyükleri, devlet 'evet' diyor. Biz millet olarak 'hayır' diyoruz. Bürokrasi 'evet' diyor. Halk 'hayır' diyor. Millet devlete mi teslim olacak, yoksa devlet millete mi teslim olacak. Devlet milletin devleti olacak. Milletin tümünün egemenliği ortaya çıkacak" dedi.
BU SİSTEMİN BENZERİ YOK
Referanduma taşınan anayasa değişikliğinin içeriğini incelediklerinde dünyanın 200 ülkesinin hiçbirisinde olmayan bir başkanlık sistemiyle karşılaştıklarını belirten Baykal, "Anayasa kitaplarında yok. Yani kitapta yeri yok bu anayasanın. Başkanlık sistemi ABD'de uygulanıyor. Ama getirilmek istenen sistemin onunla ilgisi yok. Başkanlık sistemini bazı az gelişmiş ülkeler de uyguluyor, dikta rejimlerine sürükleniyorlar. Dünyada benzeri yok, bizim tarihimizde de yeri yok. Bizim tarihimizde şura, meşveret, istişare ve yüzyıldır da Meclis var. Yok bizim tarihimizde yeri yok. Bizim tarihimizde şura, istişare, yüzyıldan beri de Meclis var. Bu getirmek istenen sistemde Başkan'ın karar alırken birinden fikir almaya, aldığı kararı bildirme zorunluluğu yok. Bakan atayacak ama Meclis'in haberi olmayacak. Yardımcısından haberimiz olmayacak. Sınırsız başkan yardımcısı atayabilecek. Keyfine göre sayısını belirleyecek" dedi.
TÜRKİYE'NİN KÜME DÜŞMESİ ANLAMINA GELEN ANAYASA
Anayasa değişikliğine göre Meclis'in kanun çıkama yetkisin Cumhurbaşkanı'nın bizzat kendisinin kararnameyle aynı nitelikte kullanacağını belirten Baykal, "Tüm bakanlıkları feshedebilecek. Yeni bakanlık kurabilecek. Milletin cebinden çıkan paranın, bütçenin nereye harcanacağına Meclis değil Cumhurbaşkanı karar verecek. Olur mu böyle şey? Milletin parası, millete sor bakalım. İstişare et? Bu Türkiye'nin küme düşmesi anlamına gelen anayasadır. Anayasa sadece hukuki metin değil medeniyet tercihidir. İlk kez dünyada varolan medeniyetin altında, dünya liginde değil bölge liginde oynamayı kendi irademizle kararlaştırıyoruz. Türkiye buna müstahak diyoruz. Hayır! Türkiye buna müstehak değil. En iyi Anayasa'ya layıktır" diye konuştu.
"SEN KİM OLUYORSUN?"
Cumhurbaşkanı hiçbir siyasi organ tarafından denetlenemeyeceği, Başbakan'ın olmadığı bir sistemin öngörüldüğünü belirten Baykal "Bir kişinin yöneteceği, ben yöneteyim anlayışı var. 80 milyonluk Türkiye. Cumhuriyeti kuran, 100 yıl yaşatan bu insanlara 'ver yetkileri seni ben yöneteceğim' diyor. Sen kim oluyorsun? Sen yönetme yetkisi istiyorsun milleten ama bu yetkiyi hiçbir Allah'ın kuluna vermeyi kabul edemeyiz. Hiçbirimiz kendimiz için, kendi siyasi liderimiz için istemeyiz. Doğrusu milletin kendisinin söz sahibi olmasıdır. Bu yetkileri hiçbir Allah'ın kuluna vermeyi içimize sindirmemiz mümkün değildir" dedi. Cumhurbaşkanı'nın denetlenmeyeceğini belirten Baykal, suç varsa mahkemeye gönderilebileceğini söylendiğine dikkat çekerek bunun olması için Meclis'teki 500 milletvekilinden 400'nün oyuna ihtiyaç olduğunu söyledi. Baykal, "Cumhurbaşkanı'nın iktidar partisi genel başkanı olduğu meclis bunu yapacak. Dünyanın hiçbir yerinde yok. Milletvekili Cumhurbaşkanı'nın memuru haline gelmiyor mu? Meclis'teki 300 vekili sen belirlemişsin. Geri kalan 300 üyeden 400 kişiyi nasıl bulacağım. 400'ü bulursak mahkemeye vereceğim. Hangi Mahkemeye? Toplam 15 üyesinin 12'sini kendisinin üye yaptığı, üçünü ise genel başkan sıfatıyla denetlediği Meclis'in seçtiği Mahkeme yargılayacak" dedi.
PKK'ya yönelik olarak açılım sürecini eleştiren Baykal, FETÖ'yle ilgili ise "Yıllardır birlikte yürüdüler. Baktılar olmadı. Şimdi herkesi FETÖ'cü ilan ediyorlar. Dershaneye çocuğunu gönderenin, bankaya para yatıranın hesap vereceğini söylüyorlar. Bunları oraya monte eden sen niye hesap vermiyorsun? 13 bin kadar hakim var. 4 bin 188'inin işine son verildi. Nasıl oluyor da yargı sistemi bu boyutta bir yanlışa emanet edilebilir. Kim yaptı bunu böyle? Bu soru sorulmalı. İşten atıyorsun da hepsinde de haklımısın? İçlerinde haksızlık yanlışlık yaptıkların yok mu" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
Deniz Baykal'ın konuşması
Haber: Utku BOLULU -Kamera: Timur TARLIĞ/ İZMİR,
=========================================
Muharrem İnce: Abdullah Gül'ü partiye sokmuyorlar
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, isim vermeden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı eleştirip, "FETÖ, bunları arkadaşıydı ne oldu? Abdullah Gül'ü partiye sokmuyor partiye. Bak Davutoğlu'nu aldı görevden attı kenara. Bak Bülent Arınç partiye gelemiyor. Kendi arkadaşlarını bir kenara attı da Niğde'de AK Partiliyi mi bir kenara atmayacak"dedi.
Referandum çalışmaları kapsamında Niğde'ye gelen Muharrem İnce, Şehit Ömer Halisdemir Meydanı'nda bir konuşma yaptı. Referandum kapsamında değişecek olan anayasa maddeleri ile ilgili bilgiler veren İnce, "Ömer Halisdemir'i şehit edenlerin eline silahı bunlar vermedi mi? Bunlar iş başına getirmedi mi? Biraz vicdan biraz akıl. Bunları general ben mi yaptım? Bunları vali ben mi yaptım? Bunlara üniversiteyi ben mi kurdurdum, bunlara parsel parsel ülkeyi ben mi sattırdım? Onlar cebine evet diyor onlar gemilerine evet diyor. Türklerin tarihinde padişahlar var Türklerin tarihinde hakanlar var. Atatürk var ama yanında İsmet Paşa da var. Yani ikinci adamlar da var. Yani bir memleket bir kişiye bırakılmaz. Şimdi bir de Binali Yıldırm var. Çıkıyor meydanlara ben gereksizim ben lüzumsuzum diyor. Beni yok edin diyor. Başbakanlık gereksiz diyor. Beni kaldırın diyor. Neden çünkü seçimle gelmedi atamayla geldi. Feda olsun diyor ya sen babanın malını mı feda ediyorsun"dedi.
TRT PAYINI KENDİ ADAMI HARAM EDİYORUM
Hükümeti eleştiren Muharrem İnce sözlerine şöyle devam etti:
"Hiçbir maddesinde ekonomiden bahsetmiyor bunu anlatamadıkları için Hollanda ile kavga ediyorlar. Bulgaristan'da seçime giren Erdinç Hayrullah milletvekili Türkiye'ye gelmek istiyor ama engelleniyor. Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yasak konuluyor. TRT'nin geliri bizim elektrik faturalarından ama hayır diyen çıkmıyor. Ben TRT payını kendi adıma haram ediyorum. Haram zıkkım olsun. TRT'ye emir vermişler hayır diyenleri çıkarmayın diye onun için kınıyorum. Meral Akşener'in iznini iptal etmişler duydum ki Hollanda iptal ettirmiş Hollanda'yı kınıyorum. Kınıyorum Hollanda'yı. Türkiye'nin yolsuzluk sorunu yasaklar sorunu vardı ama yalan ve yüzsüzlük çıktı. Anadolu topraklarında böyle yüzsüzlük görülmedi. Salonları kapat elektrikleri kes TRT'de yasakla sonra çık Almanya beni yasakladı. Çocuk gibi ağlıyorsunuz hadi oradan. Bütün Niğde duysun bir çivi nalı kurtarır, bir nal bir atı kurtarır, bir at bir yiğidi kurtarır bir yiğit memleketi kurtarır. Var olun. Yine evet dersek 6 ay süreyle olağan üstü hal ilan etme yetkisi veriyoruz. Geldi malına el koydu kamulaştırdı. AK Partililer, 'CHP'liler korksun' diyebilir. Ama FETÖ de bunları arkadaşıydı ama ne oldu? Abdullah Gül'ü partiye sokmuyor partiye. Bak Davutoğlu'nu aldı görevden attı kenara. Bak Bülent Arınç partiye gelemiyor. Kendi arkadaşlarını bir kenara attı da Niğde'de AK Partiliyi mi bir kenara atmayacak. Bazı amcalarla sohbet ediyoruz, 'benim bir oğlum var malı mülkü üzerine yapsam mı diye tereddüt ediyor' diyor. Kendine geldi mi bir evi eşine oğluna vermiyorsun da Türkiye'nin tapusunu nasıl bir kişiye verebilirsin."
Görüntü Dökümü
------------------------
Muharrem İnce'nin otobüsle miting alanına gelmesi
Vatandaşlardan görüntü
Otobüs üzerinde Muharrem İnce'den görüntü
Miting alanından genel görüntü
Muharrem İnce'nin açıklaması
Haber-Kamera: Ali KADI/NİĞDE,
=============================================
FETÖ sanığı avukat: Kuran-ı Kerim okuyup, sohbet ederek sosyalleştik
ERZURUM'da görülen FETÖ/PDY davasında tutuklu yargılanan Erzurum Barosu eski Başkanı Mehmet Güzel, "Kapalı yapılacak bir duruşmada sohbetlerde neler yapmışız anlatmak istiyorum. Bizden önceki nesil belki de daha şanslıymış, içerek sosyalleşmiş. Daha sonraki nesil olan bizler daha dindar ve taşradan gelen ailelerin çocukları olarak, 3-4 arkadaş bir araya gelip Kuran-ı Kerim okumuş daha sonra sohbet edip, geyik yapmışız. Biz böyle sosyalleştik" dedi.
15 Temmuz başarısız darbe girişiminden 10 gün sonra Erzurum Barosu'na üye 7 avukat gözaltına alındı. Aralarında Baro eski Başkanı Mehmet Güzel'in de bulunduğu 4 avukat, tutuklandı. Avukat Mehmet Güzel, Hakan Dişkeser, Şerafettin Yaşar Laloğlu ve Fatih Topal hakkında 2'nci Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldı. Daha sonra açılan 3 tutuksuz avukat ile avukat imamı olduğu iddia edilen 3 öğretmenin davası da Mehmet Güzel'in dava ile birleştirildi. Davada 4'ü tutuklu 7 avukat ve öğretmen Lokman Pirim hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Tutuklu olan sözde avukat imamları Hasar Aslan ve Bayram Candan'a ise 'silahlı terör örgütü kurma ve yönetme' suçundan 15 yıldan 22.5 yıla kadar hapis cezası istendi.
Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesinde dün görülen ikinci duruşmaya Mehmet Güzel, Hakan Dişkeser, Şerafettin Yaşar Laloğlu Erzurum'daki H Tipi Cezaevi'nden getirilirken, Fatih Topal Van Yüksek Güvenlik Cezaevinden, Bayram Candan Elazığ T Tipi Cezaevinden ve Hasan Aslan ise Rize L Tipi Cezaevi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Tutuksuz olarak da Lokman Pirim, Mehmet Salih Bayoğlu, Serhat Akbulut ile Halil Timurhan Gür ve avukatları duruşmada hazır bulundu.
"DİĞER GRUPLARIN SOHBETLERİNE DE GİTTİM"
Geçen celse savunma yapamayan Mehmet Güzel, kapalı bir duruşmada özel konulardan bahsedeceğini bildirdi. ByLock programını yüklemediğini savunan Mehmet Güzel, şöyle dedi: "Şirket üyeleriyle görüşmelerimiz esnasında birbirimize internet paylaşımımız oluyordu. Ben bu programı yüklemedim. Mehmet Tahir Tekin, bir konu hakkında görüşme yapmam için bana program yükledi. Bu program üzerinden yazışmalarımız oldu ama ben bu programın ne olduğunu hatırlamıyorum. Toplantılara katılma konusunda ben sadece bu grubun değil, diğer grupların da sohbetlerine katıldım. Ben üniversite döneminde her gruba meraklı olan biriydim. Kırkıncı, İsmailağa, Süleymancılar'ın da sohbetlerine katıldım. Katılma sebebim hem siyasi kimliğim, hem de merakım. Sosyalleşme amacıyla birlikte olduk. Bizden önceki nesil belki de daha şanslıymış, içerek sosyalleşmiş. Daha sonraki nesil olan bizler daha dindar ve taşradan gelen ailelerin çocukları olarak, 3-4 arkadaş bir araya gelip Kuran-ı Kerim okumuş, daha sonra sohbet edip, geyik yapmışız. Biz de böyle sosyalleştik. Ayrıntılı olarak bazı arkadaşların özel durumları var tek tek bunları açıklayacağım."
WIFI ŞİFRESİNİ VERDİ SANIK OLDU
Tutuksuz yargılanan Halil Timurhan Gür'e ait ByLock sorgularının Hakan Dişkeser'le aynı çıkması üzerine Mahkeme Başkanı Ömer Özgür Ercan, bu durumu sordu. Halil Timurhan Gür ile komşu olduklarını ve ona ait internetin şifresini aldıklarını ifade eden Hakan Dişkeser, şöyle konuştu: "Timurhan abi ile komşu olduğumuz için bahçede otururken internet şifresini istemiştim. Onun internet hattını kullandım. 2014 Haziran'dan tutuklanana kadarki süreç içerisinde kullandığım oldu. Dosya kapsamında ByLock ile ilgili doğrudan H. Timurhan Gür'le eş değer şekilde bilgiler çıkmışsa ona değil bana aittir. Ayrıca burada yargılanan iki avukat ile diğer sanık Lokman Pirim etkin pişmanlıktan faydalandı. Ben de etkin pişmanlık çerçevesinde ifade verdim. Onlarda da ByLock var, bende de. Sohbet toplantısı yapan Lokman Pirim tutuksuz, sohbete giden ben tutukluyum."
Halil Timurhan Gür ve Hakan Dişkeser ile evleri arasında 50 metre bulunduğunu hatırlatan Mehmet Güzel ise "Beraber bahçede oturduğumuz zamanlarda Gür, interneti kullanmamıza izin vermişti. Mert bir insan, bize gelen misafirlere bile interneti kullanmalarına izin verdiği olmuştur" diye konuştu.
SEGBİS bağlantısında sık sık sorun görülünce Fatih Topal'ın "Sesim geliyor mu?" soruları ise duruşmada gülüşmelere neden oldu. Mahkeme Başkanı Ömer Özgür Ercan ses gitmeyince çareyi "Sizi duyuyoruz" yazılı kağıdı kameraya göstermekte buldu. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Haber: Hümeyra PARDELİ/ERZURUM, -
=========================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni - 11 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?