Dha Yurt Bülteni - 1 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni - 1

Dha Yurt Bülteni - 1

1)EL BAB'DAN ACI HABER: 5 ŞEHİT, 15 YARALISuriye'nin El Bab bölgesinde önceki geceden bu yana terör örgütü DEAŞ ile süren çatışmalarda şehit olan asker sayısı 5'e yükselirken, 169 gündür devam eden harekattaki şehit sayısı ise 61 oldu.

09.02.2017 09:06

1)EL BAB'DAN ACI HABER: 5 ŞEHİT, 15 YARALI

Suriye'nin El Bab bölgesinde önceki geceden bu yana terör örgütü DEAŞ ile süren çatışmalarda şehit olan asker sayısı 5'e yükselirken, 169 gündür devam eden harekattaki şehit sayısı ise 61 oldu. Şehit askerlerin cenazeleri helikopter ile otopsi için Gaziantep Adli Tıp Kurumu morguna getirildi.

TSK: EYP PATLADI

Suriye'nin El Bab bölgesinde terör örgütü DEAŞ militanları ile çatışma sırasında 2 askerin el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olduğunu açıkladı. Açıklamada şöyle denildi:  "Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında 8 Şubat 2017 öğleden sonra DEAŞ terör örgütü ile süren çatışmalar esnasında iki kahraman silah arkadaşımız daha el yapımı patlayıcı patlaması sonucu şehit olmuştur. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu saldırıda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, şehitlerimizin değerli ailesine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ile Yüce Türk Milletine başsağlığı ve sabır diliyoruz."

BAŞBAKAN'IN BULUNDUĞU TAKİ İKİNCİ ASKER DE ŞEHİT OLDU

SURİYE'de yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı'nda El Bab bölgesinde şehit olan uzman çavuş Mahmut Uslu'nun, yılbaşı gecesi Gaziantep'in Oğuzeli İlçesi'ndeki İl Göç İdaresi Geri Gönderme Merkezi'ni ziyaret eden Başbakan Binali Yıldırım ile birlikte yemek yiyip sohbet ettiği ortaya çıktı. Fırat Kalkanı Harekatı'nın 169 gündür devam ettiği Suriye'nin kuzeyindeki El Bab'da DEAŞ'lı teröristlerle girilen çatışmada şehit olan 4 askerden Ankaralı uzman çavuş Mahmut Uslu, Başbakan Binali Yıldırım'ın, yılbaşı gecesi ziyaret ettiği Gaziantep'in Oğuzeli İlçesi'ndeki İl Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Geri Gönderme Merkezi'ndeki askerler arasında bulunuyordu.

ŞEHİT ASKER: VATAN TOPRAĞI DAHA ÖNEMLİ

Başbakan Yıldırım ile karavana yiyen uzman çavuş Uslu, Ankara'da yaşayan annesi Mürşide Uslu'yu telefonla arayarak yeni yılını kutlamıştı. Şehit Uzman Çavuş Uslu'nun, telefonu verdiği Başbakan Yıldırım ile konuşan annesi Mürşide Uslu, "Oğlumu özledim, yanıma gelsin" diyerek özlemini ifade etmişti. Şehit uzman cavuş Uslu ise, annesine "Vatan toprağı daha önemli" diyerek yanıt vermişti. Başbakan Binali Yıldırım ise, Mürşide Uslu'ya "Çocuklarınız bize emanet, burada iyiler" diyerek ailenin yeni yılını kutlamıştı.

AYNI TAKİ ARKADAŞI DA ŞEHİT OLMUŞTU

Başbakan Binali Yıldırım'ın aynı masada oturup sohbet ettikleri askerlerden hemşehrisi Uzman Çavuş Selim Topal da, 20 Ocak'ta DEAŞ'lı teröristlerin saldırısında 4 arkadaşıyla birlikte şehit olmuştu.

ŞEHİT ATEŞİ KARABÜK' E DÜŞTÜ

SURİYE'nin El Bap bölgesinde sürdürülen Fırat Kalkanı Harekatı'nda şehit olan uzman onbaşı 27 yaşındaki Umut Aytekin'in, Karabük'te yaşayan ailesine acı haber ulaştı.

Uzman onbaşı Umut Aytekin'in şehit olduğu haberini, Karabük Mahallesi Gazi Aytekin Caddesi'nde oturan ailesine, Vali Mehmet Aktaş, beraberindeki İl Jandarma Komutanı Albay Cihan Ulukaya, Garnizon Komutanı Albay Tekin Nemlioğlu ve Emniyet Müdürü Mehmet Emin Akay ile birlikte verdi. Şehit uzman onbaşı Aytekin'in Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları'ndan işçi emeklisi babası Hasan ile annesi Zehra Aytekin, acı haberi alınca gözyaşlarına boğuldu. Şehit evine ve bulunduğu sokağa Türk bayrakları asıldı. Ev, taziyeye gelen yakınları ve komşularıyla dolup taştı.

Geçen yıl Haziran ayında göreve başladığı belirtilen Şehit uzman onbaşı Umut Aytekin'in cenazesinin, bugün ikindi vakti Kent Meydanı'nda düzenlenecek törenle toprağa verileceği bildirildi.

KAYSERİ'YE ŞEHİT ATEŞİ DÜŞTÜ

SURİYE'de devam eden Fırat Kalkanı Harekatı'nın sürdüğü El Bab'ta devam eden operasyonda şehit olan Üsteğmen Tarık Koçoğlu'nun acı haberi Kayseri'deki yakınlarına ulaştı. Suriye'nin El Bab bölgesinde önceki geceden bu yana terör örgütü DEAŞ ile süren çatışmalarda öğleden sonra el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu Uzman Çavuş Mahmut Uslu ile birlikte şehit olan Üsteğmen Tarık Koçoğlu'nun acı haberi Kayseri'ye ulaştı.  Şehit Üsteğmen Koçoğlu'nun babasının yıllar önce vefat ettiği annesinin ise İstanbul'da oturduğu Kayseri'deki yakınlarından öğrenildi.

KAYSERİ'DE TOPRAĞA VERİLECEK

Fırat Kalkanı Harekatı'nın sürdüğü El Bab'ta şehit olan üsteğmen Tarık Koçoğlu'nun cenazesi, ailenin isteği üzerine Kayseri'de toprağa verilecek. Koçoğlu'nun cenazesi, bugün Kalem Kırdı Camii'nde ikindi namazına müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Garnizon Şehitliği'nde son yolculuğuna uğurlanacak.

Görüntü Dökümü

-------------------------------GAZİANTEP

Adli Tıp Kurumu

Adli Tıp önünde bekleyen askerler

Cenaze Aracı

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ahmet ÖZER-Ahmet SOYDOĞAN/GAZİANTEP,

08.02.2017 - Haber Kodu : 170208207

Görüntü Dökümü

------------------------------GAZİANTEP

Geri Gönderme Merkezi

Başbakan ve şehit Uslu'nun konuşması

Başbakan'ın şehit ile sohbet etmesi

Şehidin annesini araması ve konuşması

Başbakan'ın şehidin annesi ile telefonla konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mücahit YOLCU/GAZİANTEP,

08.02.2017 - Haber Kodu : 170208224

08.02.2017 - Haber Kodu : 170208225

Görüntü Dökümü

-------------------------------

-Şehit evinden görüntüler

Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/KARABÜK,

09.02.2017 - Haber Kodu : 170209009

========================================

2)İHRAÇ EDİLEN PROF. DR. KABOĞLU: BU KARAR YANLIŞTIR, AYIPTIR

OLAĞANÜSTÜ Hal (OHAL) kapsamında yayımlanan 686 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen Marmara Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, "Ömrüm darbelere karşı mücadeleyle geçti. Bu yapılan yanlıştır, ayıptır" dedi.

Adana Barosu'nca düzenlenen bir panele katılmak üzere Adana'ya gelen Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, ihraç kararıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Darbe girişimi sonrası OHAL ilan edildiğini anımsatan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, "Bununla Türkiye'de yapılan darbe girişiminin faillerinin cezalandırılması ve darbe girişiminin kalıntılarının temizlenmesi amaçlanıyordu. Bu çerçevede çok sayıda KHK çıkarıldı. Bu KHK'ler darbe girişimi ve suçlularının çerçevesinin çok dışına çıktı" diye konuştu.

'KABUL EDİLEMEZ'

KHK'lerin anayasallığı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygunluğu sorunu bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, şöyle devam etti:

"Darbe girişimiyle ilgisiz çok uygulama yapıldı. Bu uygulamalardan biri üniversitelere yönelik kıyım harekatı oldu. Bu da onlardan biridir. Türkiye'de sadece bilim yapan, uluslararası alanda bilim üzerine emek harcayan ve kendi alanlarından çok iddialı olan, bunlardan biri de benim, bu kişilerin bu şekilde, anayasaya ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı bir biçimde bir yaptırım uygulanması kesinlikle kabul edilemez. Bunlar anayasal düzene aykırıdır. Büyük bir yanlış yapılmıştır. Umuyorum ki, bu yanlıştan yargı süreçleri beklenmeksizin hükümetin kendisinin vazgeçmesi, dönmesi, bu yanlışı görmesi ve Türkiye'yi daha fazla yanlışlar zincirinde krize sürüklenmekten alıkoyması."

'YANLIŞTAN DÖNMELERİNİ BEKLİYORUM'

İhraçla ilgili kendisine bir gerekçe sunulmadığını anlatan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, şunları kaydetti:

"İhraç edilmeyi beklemiyordum. Çünkü suçlu biri değilim. Ben ömrü darbelere karşı, cemaatlere karşı mücadeleyle geçen, bütün yazdıklarım, konuştuklarım hepsi hukuk ve hukuk devleti için oldu. Demokrasi, insan hakları için oldu. Adana'ya geliş nedenim de anayasadır. Türkiye'nin mutlu, barışçıl geleceği içindir. Benim hesap veremeyeceğim hiçbir mercii yoktur. Kesinlikle bu yanlıştır, büyük bir ayıptır. Bunu İbrahim Kaboğlu sorunu olarak yapmıyorum. Buna maruz kalan meslektaşlarımın hiç birisi bunu hak etmiyor. Bu uygulamaya karşı benim temennim öncelikle hükümetin yani bu kararnamenin altında imzası bulunan kişilerin yani Bakanlar Kurulu üyelerinin, kararname yoluyla görevden alınan kişilerin gerçekten suçlu olup olmadıklarını araştırmaları ve bu hatadan bir an önce dönmeleridir. Hukuki girişimde bulunmadan önce ben onlardan bekliyorum. Çünkü ben hiçbir şey yapmadım. Ben tamamen kendi görevini titizlikle yapan bir hukuk ve bilim insanıyım. Dolayısıyla bu yanlışı yapanlardan bu yanlıştan dönmelerini bekliyorum."

Görüntü Dökümü

-------------------------------

-Prof. Dr. Kaboğlu'nun açıklamaları

Haber-Kamera: Yusuf BAŞTUĞ/ADANA,

08.02.2017 - Haber Kodu : 170208208

=====================================

3)PROF.DR. KAPTANOĞLU: BARIŞI SAVUNDUĞUMUZ İÇİN ÜNİVERSİTEDEN ATILDIK

KANUN Hükmünde Kararname ile üniversitedeki görevinden ihraç edilen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr.Cem Kaptanoğlu, "Barışı savunduğumuz için üniversiteden atıldık. Gerekçe bu olunca da üniversitenin barışı savunanları savunması beklenir. Üniversiteler barışı savunanları savunamadı" dedi.

Kanun Hükmünde Kararname ile Eskişehir'deki Anadolu Üniversitesi'nden 28, ESOGÜ'den de 16 akademisyen ihraç edildi. ESOGÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof.Dr. Cem Kaptanoğlu, barış bildirisine imza attıkları için ihraç edildiklerini söyledi. Kaptanoğlu şöyle konuştu:

"Üniversiteden atıldık, uzaklaştırıldık kısacası. Ama bunun bir süredir Türkiye'de yaşanmakta olan, bir temizleme operasyonunun bir parçası olarak bir gün olabileceğini düşünüyorduk. Çok çeşitli gerekçelerle öğretim üyeleri, memurlar, öğretmenler, askerler atılıyor işlerinden, işsiz kalıyorlar. Barış için Türkiye'de insanlar sokakta öldürülmesinler, kendi özgürlükleri ve haklarıyla ilgili olarak demokratik mücadele yollarında bir şeyler yapabilsin istiyorduk. Ama bunun olmadığını, buna imkan vermeyen bir savaş ortamını ortaya çıkmaya başladığını gözlemledik. Çok sıcak bir şekilde Güneydoğuda başlamıştı. Bu dönemde bir grup akademisyen arkadaşımız bir metin hazırladı. ve dediler ki 'Biz bu suça ortak olmayalım. Burada bir suç işleniyor. İnsan haklarına aykırı, temel insan hakkı, yaşam hakkı. İnsanlar ölüyor. Uzlaşmacı, müzakereci bir yol olsun, barış olsun' dediler. Biz de onların hazırladığı metne bu duygularla imza attık, katıldık bu fikirlere. Üniversitenin yapması gereken de buydu zaten. Üniversite böyle dövüşün, kavganın olduğu ortamda değil, hasımların, düşmanların da demiyorum hasımların bir adım geride durup yaşadıkları problemlere uzaktan beli bir mesafeden bakıp tartışabildikleri ortamları arzularlar. Başka türlü çözüm üretebileceğini düşünemez bir üniversite. O nedenle üniversite yapması gerekeni yaptı bizler ve o arkadaşlar üzerinden."

ÜNİVERSİTELER BARIŞI SAVUNANLARI SAVUNAMADI

Barışı savundukları için üniversiteden atıldıklarını ifade eden Prof.Dr.Cem Kaptanoğlu, ancak üniversitenin barışı savunanları savunmadığını söyledi. Kaptanoğlu şöyle devam etti:

"Bugün barış bazı insanlar için, bazı yöneticiler için savunulmaması gereken bir değer. Biz barışı savunmaya devam ediyoruz. Barış çünkü çok kıymetli. O anlamda bugün barışı savunduğumuz için üniversiteden atılıyoruz, atıldık. Gerekçe bu olunca da üniversitenin barışı savunanları savunması beklenir. Üniversiteler Türkiye'de barışı savunanları savunamadı yeterince. Pek çok üniversiteden akademisyen, öğretim görevlisi arkadaşımız barışı savundukları için atılıyorlar, atıldılar. Bu da Türkiye'deki üniversitelerin durumu ile ilgili önemli bir ipucu veriyor. Çünkü üniversiteler barış, adalet, eşitlik, özgürlük, insan hakları, demokrasi ve bütün sivil özgürlükler, siyasal özgürlükler o alanlarda ödünsüz olmalı. Bütün herkes sussa da üniversiteler o alanlarda fikrini söylemeli. Çünkü bunların olmadığı toplumlarda üniversiteler de olmaz. İlerleme olmaz. Ekonomi ilerleyemez. Geleceğe umutla bakamayız. Bir şekilde biz üniversitenin böyle bir tavır böyle bir tutumla barışı destekleyerek yani sadece barış değil evrensel değerler biraz önce söylediğim o evrensel değerleri bu evrensel değerleri nerede bulabiliriz diye bakıldığı zaman 1848 de Birleşmiş Milletler'in İnsan Hakları Beyannamesi'nde bunların hepsi var. Bunların hiçbir şekilde bunun dışında değil taleplerimiz. Bunu talep etti. Bir ülkede 2017 yılında barışı, özgürlüğü bütün dünyanın kabul ettiği bir beyannamedeki insan haklarını savunduğu için öğretim üyeleri toplu halde üniversitelerden temizleniyor. Bu son derece trajik bir durum. "

BASIN AÇIKLAMASINA İZİN VERİLMEDİ

Bu arada Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde okuyan bir grup öğrencinin, Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen akademisyenlere destek için basın açıklaması yapmak istemesine polis izin vermedi.

Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü Cumhuriyet Kapısı önünde toplanan yaklaşık 30 öğrenci ihraç edilen akademisyenlere destek vermek için basın açıklaması yapmak istedi. Kampüsü gelen polisler ve üniversitenin özel güvenlik görevlileri öğrencilerin açıklama yapmasına izin vermedi. Polisler, OHAL nedeniyle basın açıklaması için Valilikten izin alınması gerektiğini belirtti. Öğrenciler bunun üzerine alkış temposu tutarak dağıldı.

Görüntü dökümü:

------------------------

-Prof.Dr.Cem Kaptanoğlu'nun konuşması,

-Basın açıklaması yapmak isteyen öğrencilerin görüntüsü bulunuyor

Haber-Kamera: Kemal ATLAN-Hakan TÜRKTAN-ESKİŞEHİR,

======================================================

4)ÇOCUKLARINI REHİN ALARAK POLİSE DİRENDİ

ZONGULDAK'ın Ereğli İlçesi'nde, bir süre önce boşandığı eşinin evine giden 37 yaşındaki Ümit A., 3 çocuğunu benzinle yakma tehdidiyle rehin aldı. Eski eşi 35 yaşındaki Aslıhan D.'nin eve gelmesi sonucu ikna olan Ümit A., polise teslim oldu.

Olay, dün akşam saatlerinde Kepez Mahallesi Profesör Muammer Aksoy Caddesi'ndeki apartmanda meydana geldi. İddiaya göre; bir süre önce şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşandığı eşi Aslıhan D.'yi geçen yıl Aralık ayında tehdit ettiği gerekçesiyle uzaklaştırma cezası alan Ümit A., 2, 9 ve 12 yaşlarındaki 3 çocuğunu görmek için eve geldi. Çocuklar annelerinin evde olmadığını ileri sürerek babalarına kapıyı açmadı. Buna öfkelenen Ümit A., yanında getirdiği benzin bidonuyla evi yakacağını söylemesi üzerine korkan çocuklar kapıyı açtı.

Apartman sakinleri, sesler üzerine durumu polise bildirdi. Ümit A., kısa sürede olay yerine gelen polislere, "Ben sadece konuşmak istedim. Gidin siz. Ben konuşup çıkacağım. Ben derdimi elli sefer açıkladım. Karakolda o kadar dosya var. Siz beni anlamıyorsunuz. Ben ne yaptım. Bir şey yapmadım. Neden uğraşıyorsun benimle. Karakola neden çağırıyorsun beni. Hiç bir şey fark etmez. Ben hiç bir şey yapmadım. Buna benim yapmadığım bir şey kalmadı. Her şeyi yaptım. Altımdaki sıfır arabaya kadar hepsini yedin lan" diyerek eski eşine tepki gösterdi.

Küçük kızı ise 'Ne olur yapma' diyerek babasını sakinleştirmeye çalıştı. Haberi alır almaz çalıştığı işyerinden eve gelen Aslıhan D. ve polisler, Ümit A.'yı kapıyı açması için uzun süre ikna etmeye çalıştı. Yaklaşık 15 dakikalık bir çabanın ardından ikna olan Ümit A., kapıyı açarak polise teslim oldu. Ümit A. ve Aslıhan D., ifadeleri alınmak üzere karakola götürüldü. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Ümit A,'nın balkondan polis ile konuşması

-Polislerin apartman önünden Ümit A.'ı ikna etmeye çalışması

-Ümit A,'ın çocuğunun babasına yapma diye ağlaması

-Polis, itfaiye ve sağlık ekiplerinin hazırlık yapması

-Polislerin apartmana girmesi

-Apartmanda daire önünde Polislerin Ümit A.'ı konuşarak ikna etmeye çalışması

-Ümit A.'nın eşi Aslıhan D.'ın gelmesi ve öfkeli eşin kapıyı açması

-Polis ve Aslıhan D.'ın eve girmesi

-Kısa süre sonra Ümit A.'ın polis nezaretinde evden çıkması

-Aslıhan D. ve çocuklarının evden çıkması

-Detaylar

Haber-Kamera: Sinan KABATEPE/EREĞLİ(Zonguldak),

09.02.2017 - Haber Kodu : 170209005

==========================================================

5)HASTANEDE 'BİR ŞEYİ YOK' DENİLEREK EVE GÖNDERİLEN ÇOCUK ÖLDÜ

ADIYAMAN Besni İlçesi'nde, boğaz ağrısı şikayetiyle önceki gece gece götürüldüğü hastanede "Boğazında iltihaplanma var, bir şeyi yok" denilerek ilaç yazıldıktan sonra eve gönderildiği ileri sürülen 5 yaşındaki Cuma Aksu, kurtarılamadı.

Köseceli Beldesi'nde işsiz Salih Aksu, önceki gece gece boğaz ağrısı şikayeti olan oğlu Cuma'yı Besni Devlet Hastanesi'ne götürdü. Acil serviste muayene edilen küçük Cuma'ya, iddiaya göre "Boğazında iltihaplanma var, bir şeyi yok" denilerek ilaç yazılıp eve gönderildi. Salih Aksu'nun aldığı ilaçları kullanan küçük Cuma, sabah uyanamayınca ailesi sağlık görevlilerine haber verdi. İhbarla gelen sağlık görevlileri yaptığı kontrolde Cuma Aksu'nun yaşamını yitirdiğini belirledi. Ölümüyle ailesini yasa boğan küçük Cuma'nın cesedi, otopsi için Malatya Adli Tıp morguna gönderildi. 8 yaşında bir de kızı olan Salih Aksu, oğlu için tahlil yapılmadığını ve hastaneden ilaç yazılarak eve gönderildiğini ileri sürerek, "Çocuğumu hastaneye getirdim. Doktorlar yaptığı muayeneden sonra 'Boğazında iltihaplanma var' diyerek ilaç yazıp gönderdiler. Herhangi müdahale, tahlil falan yapmadılar. Eve gittik sabah kalktığımızda da çocuğumuzun ölüsünü bulduk" dedi.

Cuma'nın amcası Hicabi Aksu ise yeğenini hastaneye götürdüklerini ancak sabah kurtarılamadığını ifade ederek ihmali olanların cezalandırılmasını istedi.

Besni Devlet Hastanesi yetkilileri suçlamalarla ilgili açıklama yapmadı.

Görüntü Dökümü

------------------------------

Besni Devlet Hastanesi

Acil servis

Çocuğun bekleyen yakınları

Morg önündeki cenaze aracı

Amca Hicabi Aksu ile röp.

Baba Salih Aksu ile röp.

Jandarmanın hastaneye gelmesi

Cenazenin götürülmesi

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mustafa ÖNDOĞAN/ADIYAMAN,

08.02.2017 - Haber Kodu : 170208206

===========================================

6)ÜVEY KIZINA CİNSEL İSTİSMARDAN TUTUKLANDI

MANİSA'nın Soma İlçesinde, 13 yaşındaki üvey kızı S.E.'ye 5 yıldır cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan 30 yaşındaki F.A., (Ferhat Arslan) çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Küçük kızın ifadesi doğrultusunda jandarmanın yaptığı araştırma da ise geçen Aralık ayında Balıkesir'in Edremit İlçesi'nde cami avlusunda donmak üzereyken bulunan bebeğin S.E.'ye ait olduğu ve bebeği doğduktan sonra F.A.'ın cami avlusuna bıraktığı ortaya çıktı.

Turgutalp Mahallesi'nde oturan ve özel bir madende işçi olarak çalışan F.A.'nın üvey kızı S.E.'ye cinsel istimrarda bulunduğu iddiası üzerine Soma İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri harekete geçti. F.A. ve eşi N.A., (Nefaret Arslan) gözaltına alındı. Psikolog eşliğinde ifadesine başvurulan S.E.'nin 8 yaşından beri üvey babası tarafından cinsel istismara maruz kaldığını ve üvey babası tarafından hamile kaldığını söylediği belirtildi. Küçük kız ifadesinde, 9 Aralık 2016 tarihinde erkek bebek dünyaya getirdiği ve bebeği F.A.'nın 11 Aralık 2016 tarihinde Balıkesir'in Edremit İlçesi'nde bir cami avlusuna bıraktığını söyledi. Yapılan araştırma sonucunda o tarihte cami avlusunda donmak üzereyken bulunan ve hastaneye götürüldükten sonra Ege isme verilen bebeğin annesinin S.E. olduğu belirlendi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen zanlılardan üvey baba F.A., tutuklanırken, anne N.A., ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. S.E. ise ifadesi alındıktan sonra Soma Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslim edildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

Görüntü Dökümü

------------------------------

Adliyeden görüntü

Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Serkan ÖZDEMİR/SOMA(Manisa),

08.02.2017 - Haber Kodu : 170208235

============================================

7)MAAŞLARINI ALAMAYAN İŞÇİLER, ATÖLYEDEKİ HACZİ ENGELLEMEYE ÇALIŞTI

TEKİRDAĞ'ın Çerkezköy İlçesi'nde bir tekstil firmasında aylardır maaşlarını alamayan işçiler, alacaklı firmanın tesislere hacze gelmesi üzerine görevlileri, tesislere sokmadı. Maaşlarının ödenmesini isteyen işçiler, yaşanan kargaşanın ardından jandarma ekiplerinin iknasıyla atölyedeki makinelerin haczedilmesine izin verdi.

Çerkezköy İlçesi'nin Kızılpınar Mahallesi'nde geçen yıl kurulan bir tekstil atölyesinde çalışan yaklaşık 100 işçi, son 3-4 aydır maaşlarını alamadı. İddiaya göre işleri sahipleri Burhan D. ile Feridun G., piyasaya da borçlanınca, kayıplara karıştı. Firmadan alacakları bulunan firmalar mahkemeye başvurup, haciz kararı aldırdı. Dün saat 16.30 sıralarında alacaklılar haciz memurları ile birlikte atölyeye gelip, tekstil makinelerine alacaklara karşı el koymak istedi. Ancak aylardan maaşlarına alamayan işçiler, bu duruma karşı çıkıp önce kendi maaşlarının ödenmesini isteyerek, haciz işleminin gerçekleşmesini izin vermedi.

Atölye önünde kargaşa yaşanması üzerine bölgeye Çerkezköy İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, işçileri atölye önünden uzaklaştırmak isterken, olayı duyan diğer işçilerin de gelmesi üzerine tesis önüne takviye jandarma ekipleri gönderildi. İşçiler adına konuşan bir işçi, aylardır maaşlarını alamadıklarını belirterek, "Bizler maaşlarımızı alamazken, üstüne üstlük birde başka alacaklı firmalar tarafından haciz memurları geldi ve içerideki makineleri almak istiyorlar. Bizler maaşlarımızı almadan makineleri vermeyeceğimizi ifade ettik. Yaklaşık 100 işçi kaç aydır maaşlarını alamıyor ve hepimiz zor durumdayız. Hacze gelen kamyonları karşımızda görünce makinelerin alınmasına izin vermedik ve kamyonları geri gönderdik. Paralarımızı almadan makineleri teslim etmeyeceğiz" dedi.

Jandarma ekipleri haklarını isteyen işçileri, ikna etmek için uzun süre çaba sarf ederek kendilerini bilgilendirdiler. Bir ara ortam gerginleşirken, taşkınlık çıkarmak isteyen bir kaç işçi jandarma ekipleri tarafından güçlükle sakinleştirildi. Uzun süren bilgilendirmelerin ardından jandarma ekiplerinin ikna çabaları sonuç verirken, haciz için gelen kamyonlar da atölye önüne çekildi. Maaşlarını alamayan işçiler taşkınlık yapmadan makinelerin yüklenmesini izleyeceklerini belirtirken, jandarma ekipleri de oluşturdukları güvenlik kordonuyla işçilere izin verdi. Atölyede bulunan 30 adet tekstil makinesi ve atölyede kullanılan birkaç tekstilde kullanılan masalar üç kamyona yüklenerek yediemine götürüldü. İşçiler de kamyonların gitmesinin ardından olaysız bir şekilde dağıldılar.

Görüntü Dökümü

------------------------------

-Atölye önünden detaylar

-Hacze gelenleri engelleyin işçiler

-Tesis önündeki kargaşa

-Jandarma ekiplerinin müdahalesi

-İşçilerin tepkileri

-Jandarmanın bilgilendirmesi

-Makinelerin alınması

-Detaylar

Haber-Kamera: Şaban KARDEŞ/ÇERKEZKÖY(Tekirdağ),

08.02.2017 - Haber Kodu : 170208218

=================================================

8)SİVEREK'TE, YOLU KAPATARAK ELEKTRİK KESİNTİLERİNİ PROTESTO ETTİLER

ŞANLIURFA'nın Siverek İlçesi'nde, elektrik kesintilerini protesto eden mahalle sakinleri, lastik yakarak yolu trafiğe kapatıp eylem yaptı.

İlçede 2 aydan beri elektriklerin sürekli kesildiğini iddia eden Kale Mahallesi sakinleri dün akşam saatlerinde Abdalağa ve Gerger caddelerini birbirine bağlayan kavşakta lastik yakarak yolu trafiğe kapattı. İhbar üzerine olay yerine çevik kuvvet, özel harekat polisi ve TOMA sevk edildi. Mahalle sakinleri ve polis ekipleri arasında kısa süreli yaşanan gerginliğin ardından İlçe Emniyet Müdürü Yener Gül, kalabalık ile görüşerek eyleme son vermelerini istedi. Gül'ün, bugün mahalle sakinleri ile birlikte elektrik dağıtım şirketine gideceği sözünü vermesi üzerine eyleme son verildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yakılan lastikleri söndürülerek yol trafiğe açıldı.

Görüntü Dökümü

--------------------------------

Toplanan kalabalık

Yanan lastikler

Trafiğe kapanan yol

Mahalle sakinlerinin konuşması

Olay yerine sevk edilen polis ekipleri

Toma ve özel harekat polisleri

Emniyet müdürün mahalle sakinlerine söz vermesi

Yangına müdahale eden itfaiye ekibi

Kısa sürekli yaşanan gerginlik

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet SEZGİN/ŞANLIURFA,

08.02.2017 - Haber Kodu : 170208223

==========================================

9)TARSUS'TA BANKAYA SİLAHLI SALDIRI

MERSİN'in Tarsus İlçesi'nde kimliği belirsiz kişiler tarafından bir bankanın şubesine av tüfeğiyle ateş açıldı.

Olay, dün akşam saat 20.30 sıralarında Caminur Mahallesi İsmetpaşa Bulvarı'nda meydana geldi. Seyir halindeki plakası belirlenemeyen bir araçtaki kişilerce bir bankanın şubesine av tüfeğiyle ateş açıldı. Bankaya 5 el ateş eden saldırganların içerisinde bulunduğu araç olay yerinden uzaklaştı. Saçmaların isabet ettiği bankanın camlarında kırıklar oluştu.

İhbar üzerine olay yerine sevk edilen polis ekipleri, bankanın ve çevredeki işyerlerinin güvenlik kameralarını incelemeye alıp, saldırganları yakalamak için çalışma başlattı.

Görüntü Dökümü

------------------------------

Bankanın camındaki saçma delikleri

Bankanın dış görüntüsü

Polislerin bankada inceleme yapması

Polislerin banka çevresinde delil toplaması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Tolunay DUMAN/TARSUS(Mersin),

09.02.2017 - Haber Kodu : 170209004

===============================================

10)PLASTİK FABRİKASINDA YANGIN

SAMSUN'da bir plastik fabrikasında çıkan yangın korkuttu. Yangında büyük çapta maddi hasar meydana geldi.

Olay Tekkeköy İlçesi 19 Mayıs Sanayi Sitesi 63. Sokak üzerinde meydana geldi. İddiaya göre plastik boru üretilen fabrikada gece vardiyasında çalışan üç işçi, üst kattan alevler geldiğini fark etti. Yangını söndürmek için müdahale eden işçiler itfaiyeyi arayıp yardım istedi. İhbar üzerine olay yerine polis, itfaiye ve ambulans geldi. Polis çevrede güvenlik önlemi alırken, itfaiye ekipleri yaklaşık 2 saat süren çalışmanın ardından yangını kontrol altına aldı.

Bu sırada olayı duyup fabrikanın önüne gelen işyeri sahipleri gözyaşlarına engel olamadı. Yangının çıkış nedeni ile ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü

------------------------------

-Cep telefonu görüntüsü

-Söndürme çalışmalarından görüntüler

Haber-Kamera: Hakan ÇELİKBAŞ/SAMSUN,

09.02.2017 - Haber Kodu : 170209007

=================================================

11)BOTU DELİNEN BALIKÇI BOĞULARAK ÖLDÜ

YOZGAT'ın Çekerek ilçesi yakınlarındaki Süreyyabey Barajı'nda şişme botla balık avlamak isteyen 45 yaşındaki Yunus Demir, delinen botun buzlu gölde su alması sonucu boğularak hayatını kaybetti.

Olay, dün Çekerek ilçesine bağlı Ekizce Köyü yakınlarında bulunan Süreyyabey Barajı'nda meydana geldi. Balık tutmak isteyen Yunus Demir ile 42 yaşındaki Mehmet Demir, buz tutan barajdan delik açıp, balık tutmaya istediler. Bu sırada buzun kırılması sonucu Yunus Demir suya düştü. Sudan bir ara çıkan Demir, tekrar şişme botun üzerine tahta koyarak balık tutmaya çalıştı. Bu sırada buzun tekrar kırılması sonucu Yunus Demir, düştüğü suda boğularak hayatını kaybetti.

Olay yerine gelen Yozgat İl AFAD ekipleri, uzun uğraşlar sonucu Yunus Demir'in cansız bedenini sudan çıkarmayı başardı. 4 çocuk babası olan Demir'in cesedi 112 Acil Ambulansı tarafından Çekerek Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü

------------------------------

-Barajdan görüntü

-Baraj kenarındaki tekneden görüntü

-Vatandaşlardan röportaj

-Detay görüntüler

Haber-Kamera: Halit YILMAZ/ÇEKEREK(Yozgat),

08.02.2017 - Haber Kodu : 170208215

============================================

12)ORGANLARI ÜÇ HASTAYA UMUT OLDU

BALIKESİR'in Bandırma İlçesi'nde beyin kanaması sonucu sekiz gündür tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşen 69 yaşındaki Ahmet K.'nın organları üç hastaya umut oldu.

Bandırma İlçesi'nde 8 gün önce evinde geçirdiği beyin kanaması sonucu Bandırma Devlet Hastanesi'nde tedavi altında bulunan Ahmet K.'nın bu gece beyin ölümü gerçekleşti. Ailesi tarafından organları bağışlanan Ahmet K.'nin iki böbreği ve karaciğeri yapılan ameliyat ile alındı. Böbreklerden biri Gaziantep'te bir hastaya, bir böbrek ve karaciğeri ise Bursa'da özel bir hastanede tedavi altında bulunan iki hastaya nakledilmek üzere özel kutulara konularak yola çıkarıldı.

Bandırma Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Ersin Atıcı, "Geçtiğimiz yıl 12 donör ile Türkiye genelinde ikinci olmuştuk, bu yılda ilk naklimizi gerçekleştirdik. Halkımızın duyarlı olmasını bekliyoruz. Her bağış yeni bir hayattır" dedi.

Görüntü Dökümü

------------------------------

Organ nakli için gelen heyet

Özel kaplar taşınıyor

Dr. Ersin Atıcı ile röportaj

Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Erdem ÖZCAN-Tufan DALGIÇ/BANDIRMA-BALIKESİR,

09.02.2017 - Haber Kodu : 170209003

====================================

13)MADENCİ HEYKELİNİN KAZMASI İKİNCİ KEZ ÇALINDI

ZONGULDAK'ın Ereğli İlçesi'nde, kömürü bulan Uzun Mehmet'in madenci olarak tasvir edildiği heykeldeki kazma 2'nci kez çalındı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yaklaşık 17 yıl önce sahil bandında oluşturulan Uzun Mehmet Parkı'na, 8 Kasım 1829'da ilçeye bağlı Neyren Köyü'nde kömürü bulduğuna inanılan Uzun Mehmet'in madenci olarak tasvir edildiği heykeli yapıldı. Sağ elinde kömür parçası bulunan heykelin sol elindeki 1 metre uzunluğundaki kazma, 14 Nisan 2015'te çalınmıştı.

Türkiye Taşkömürü Kurumu Armutçuk Müessese Müdürlüğü'nde çalışan madencilerin yerine yenisini koyduğu kazma kimliği belirsiz kişilerce ikinci kez çalındı. Ereğli Belediyesi yetkilileri, çalınan kazmanın yerine yenisinin alınarak konulacağını söyledi. Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal da kazmanın ikinci defa çalınmasına tepki göstererek, "Bu değerimize, kültürümüze, kıymet verdiğimiz şeylere saygısızlık" dedi.

Görüntü Dökümü

------------------------------

-Sahil bandı

-Uzunmehmet anıtı

-Anıttan çalınan kazmanın yerinin boş kalması

-Uzunmehmet Anıt yazısı

-Arşiv heykele kazma takılması

Haber-Kamera: Sinan KABATEPE/EREĞLİ(Zonguldak),

08.02.2017 - Haber Kodu : 170208199

================================================

14)EGE'NİN EN BÜYÜK KAYAK MERKEZİ CAZİBE MERKEZİ OLACAK

DENİZLİ'de bulunan Ege Bölgesi'nin en büyük kayak merkezi durumundaki Denizli Kayak Merkezi'nin turizm potansiyelini arttırmaya yönelik çalışmalar devam ediyor. Kentte faaliyet gösteren 46 acente temsilcisinin Kayak Merkezini yerinde incelemesini sağlayan Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Pamukkale Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Turan Köseoğlu, Denizli Kayak Merkezi'nin geleceğin kayak merkezleri arasında önemli bir potansiyele sahip olduğunu söyledi.

Türkiye'deki kış turizminin önemli merkezlerinden olması beklenen ve Ege bölgesinin en büyük kayak merkezi durumundaki Tavas ilçesinin Nilüfer Mahallesinde bulunan Denizli Kayak Merkezi, şehirde faaliyetlerini sürdüren 46 turistik acente temsilcisini ağırladı. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Pamukkale Bölgesel Yürütme Kurulu tarafından düzenlenen gezide, profesyonel acente temsilcileri kayak merkezini gezerek, doğal güzellikleri yerinde görme fırsatı buldu. Kayak merkezini daha iyi tanıtarak düzenlenen turlarla bölgeye gelen turist sayısını ve kente gelen turistlerin konaklama sayısını arttırmayı amaçlayan gezide, acente temsilcileri, telesiyeje binerek zirveye çıktı. Kayak pistlerini yerinde inceleyen temsilciler Büyükşehir Belediyesi'nin sosyal tesislerinde sucuk ekmek keyfi yaptı. TÜRSAB Pamukkale Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Turan Köseoğlu, Denizli Kayak Merkezi'nin ülkedeki kış turizminde ciddi bir potansiyele sahip olduğunu, düzenledikleri geziyle kentteki acente temsilcilerine kayak merkezini tanıttıklarını ve amaçlarının Denizli Kayak Merkezi'ni cazibe merkezi yapmak olduğunu söyledi. Denizli'nin turizm değerleri bakımından birçok hazineye sahip olduğunu belirten Köseoğlu, "Denizli Kayak Merkezi geleceğin kayak merkezleri arasında büyük bir potansiyele sahip. Profesyonel bir kayakçı ile burada görüştük. Doğru adımlar atılırsa Denizli Kayak Merkezi'nin Türkiye'nin ilk üç kayak merkezinden birine girebileceğini söyledi. Turizm acenteleri olarak Denizli'nin turizmden gereken payı almadığını düşünüyorum. Komşu Aydın, Antalya, Muğla, İzmir ve Uşak gibi bu illerden gelecek olalar ya da konaklamalı turlarla Denizli Kayak Merkezinin daha da hareketli bir hale geleceğini düşünüyoruz" dedi.Geziye katılan acente temsilcilerinden Oğuz Güler, Pamukkale'yi ziyaret eden turistlerin Denizli Kayak Merkezi'ne de gelmesinin sağlanması durumunda kentin turizm anlamında oldukça hareketleneceğini söyledi. Kayak merkezinin tanıtımı için çalışmalar yapacaklarını ifade eden Güler, "Buraya turizmci arkadaşlarımızla beraber burayı tanıtmak, değerlerimizi çevremize anlatmak için geldik. Yetkililer, buranın kar kalitesinin çok iyi olduğunu, Türkiye'de ilk ikiye girebileceğini söylediler. Bir tarafımız Pamukkale, bir tarafımız kayak merkezi eğer turistleri buraya çekebilirsek, tanıtımını iyi yapabilirsek, gerek fuarlarda ve acenteler olarak bizler bunu başarabilirsek, hem Pamukkale'nin hem buranın daha fazla hareketlenmesini sağlayabiliriz diye düşünüyorum. Bizde acenteler olarak tüm desteği vereceğiz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

------------------------------

Kayak merkezinden görüntü

Acente sahiplerinden görüntü

Telesiyejden görüntü

Turan Köseoğlu'nun açıklamasından görüntü

Oğuz Güler'in açıklamasından görüntü

Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Deniz TOKAT/DENİZLİ,

08.02.2017 - Haber Kodu : 170208216

==============================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni - 1 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement