- (ÖZEL)
1 - KİM BU "ENAYİ"
Taksim'deki trajedinin altından "enayi" dövmeli kişi çıktı.
Emniyet müdürlüğünün hemen yanıbaşındaki sokakta baygın halde yatan genç kıza, az önce yanından uzaklaşan ve alnında "enayi" yazan dövme bulunan kişinin uyuşturucu madde verdiği öne sürüldü.
Çevre esnafı, genç kızın yanından ayrılırken "enayi" dövmeli kişiyi yakaladıklarını ancak polis gelmeyince bu kişinin kaçtığını söyledi.
Esnaf, bonzai sattığını öne sürdükleri bu kişinin uzun süredir Taksim civarında dolaştığını da ifade etti.
Haber-Kamera: Ersan SAN İSTANBUL DHA
Yer Taksim. Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü'nün hemen yanı başındaki ara sokaktaki merdivenlerde genç bir kız baygın halde yatıyor. Çevredekilerin ifadesine göre, yaklaşık yarım saat önce yanına gelen alnında "enayi" yazan dövme bulunan bir kişinin verdiği uyuşturucu maddeyi kullanmış. Üniversite öğrencisi olduğu öğrenilen 24 yaşındaki genç kıza yardım etmesi için sağlık ve polis ekiplerine haber verildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri genç kızı ayılttıktan sonra ayrıldı.
YAZIK BU ÇOCUKLARA
Görgü tanığı otopark görevlisi, "Buralarda dolaşan bir kişi var. Kıza uyuşturucu madde içirdi. Kız burada bayıldı kaldı. Bonzai denilen bir illet var. Buralarda ve civarda genelde içiliyor.Devlet büyüklerimizden rica ediyorum. Buna bir çare bulun.Yazık bu çocuklara" dedi.
BİZ KADINI BAYGIN HALDE BULDUK
Burada aynı durumda çok kişinin olduğunu belirten mahalle esnafı, "35 yaşlarında alnında 'enayi' yazan dövmeli bir adam kıza uyuşturucu madde içirmiş. Biz kızı baygın halde görünce adamı yakaladık. Ama polis ekipleri gelmeyince adam kaçtı. Biz olay yerine ambulans çağırdık. Ambulans geldi kıza şeker verdi gitti" diye konuştu.
Sağlık ekiplerinin müdahalesiyle ayılan genç kız, daha sonra ara sokaklara girerek gözden kayboldu.
Görüntü Dökümü:
----------
-Yerde yatan kadın
-Vatandaşların kadına bakması
-Polis ekiplerinin gelmesi
-Vatandaşlarla röp.
-Genel ve detaylar
21.06.2017 - 16.13 Haber Kodu : 170621138
======================
2 - (geniş haber) BOZDAĞ'DAN KILIÇDAROĞLU'NA ELEŞTİRİ
*Adalet Bakanı Bekir Bozdağ,
"Vicdan terazisinin, adalet terazisinin ayarını da yürümekle kimse bozamaz, bozamayacaktır da"
"Dünyanın hiçbir demokratik hukuk devletinde yargı kararlarının İstanbul-Ankara E-5 Karayolu'nda denetlendiğine dair bir kural yoktur. Sokakların yargıyı denetlediğine dair bir kural yoktur."
Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA/ İstanbul DHA
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Bölge İdare Mahkemesi'nde düzenlenen kütüphane, 15 temmuz Şehitler duvarı ve anaokulu açılış törene katıldı. Törene ayrıca Açılışa İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Ahmet Cüneyt Yılmaz, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Selami Hatipoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş katıldı.
Bozdağ, burada bir konuşma yaparak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı "Adalet Yürüyüşü" ile ilgili şunları kaydetti:
"Türk yargısı her türlü takdiri hak etmektedir. Ama hakareti, eleştiriyi, tehdidi asla hak etmemektedir. Bunun altını özellikle çizmek isterim. Milyonlarca karar vereceksiniz, sadece bir karar üzerinden kalkıp milyonlarca kararı haksız, hukuksuz, adaletsiz ilan edeceksiniz, bu kararı veren binlerce hakim ve savcıyı töhmet altında bırakacaksınız. Buna kimsenin hakkı yoktur. Kimsenin haddi yargıyı yerin dibine geçirme hakkı vermez, kimsenin haddi de değildir, bunu da özellikle ifade etmek istiyorum. Yargıya bu haksız ve hukuksuz eleştirileri yapanlara bir kez daha diyorum ki; kendi siyasetinizin odağına, kendi siyasal politikalarınızın merkezine lütfen adalet gibi yüce bir değeri, lütfen yargıyı koymayın. Bunları siyasallaştırmayın. Siyaset yapıyorsan bunun yeri belli, gelirsin meclise gidersin meydanlara, salonlara… Orada bunu yaparsın. Hangi eleştiriyi yapıyorsan onu da yaparsın. Ama yargı gibi herkesin gözü gibi koruması gereken bir kurumu, müesseseyi, orada görev yapan insanları töhmet altına alan, onlara hakaret eden tehdit içeren cümlelerle yargıyı değerlendiremezsiniz" dedi.
"YARGI KARARLARININ İSTANBUL-ANKARA E-5 KARAYOLU'NDA DENETLENDİĞİNE DAİR BİR KURAL YOKTUR"
Bekir Bozdağ, "Böyle adalet aranmaz, adalet nerede aranır? Adalet İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'nde aranır, Yargıtay'da, Danıştay'da, Anaya Mahkemesi'nde aranır. İstemediğiniz, beğenmediğiniz bir karar çıkarsa bunun nasıl düzeltileceği, itiraz edileceği ve buna karşı ne tür kanun yollarına başvurulacağı yazıyor kitaplarda. Sokaklarda yazmıyor bu. Dünyanın hiçbir demokratik hukuk devletinde yargı kararlarının İstanbul-Ankara E-5 Karayolu'nda denetlendiğine dair bir kural yoktur. Sokakların yargıyı denetlediğine dair bir kural yoktur. Yargıyı denetleyen kendi içindeki mekanizmalar var" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'NİN YARGISI AB ÜLKELERİNİN YARGISINDAN DA, ABD'NİN YARGISINDAN DA DAHA ADALETLE HÜKMEDEN, DAHA DOĞRU KARARLAR VEREN BİR YARGIDIR"
Bakan Bozdağ, "Maalesef Türkiye'de bir yanlış anlayış da çıktı. Beğendiğiniz bir karar varsa, sizin istediğiniz gibi hakim karar vermişse, sonuç böyleyse 'Türkiye'de hakim, adalet var. Bütün hakimler böyle olmalı, bütün savcılar böyle olmalı' diye örnek gösteriliyor. Eğer beğenmediğiniz, istemediğiniz, hoşunuza gitmeyen bir karar varsa yargı siyasallaşmış deniyor. Başka bir takım haksız ifadelerle, iftiralarla itham ediliyor, tahkir ve tehdit ediliyor. Böyle bir şey olabilir mi? Çok net söylüyorum; Türkiye'nin yargısı AB ülkelerinin yargısından da, ABD'nin yargısından da daha adaletle hükmeden, daha doğru kararlar veren bir yargıdır. Ben bunu söylediğim zaman bazı çevreler ayağa kalkıyor, başka başka şeyler söylüyor. Ben bunu siyaseten söylemiyorum, ben bunu inanarak söylüyorum. Görüyoruz oralarda neler olduğunu" diye konuştu.
"KENDİ MİLLETİNİN EVLATLARININ DAHA İYİSİNİ YAPACAĞINA İNANMAYAN ZAVALLILAR VAR"
Bozdağ, "Batı kompleksi içerisinde, başka ülkelere hayranlık içerisinde yazan, çizenlere göre bu mümkün değil. Onlar başka pencereden bakıyor. Kendi milletinin evlatlarının daha iyisini yapacağına inanmayan zavallılar var. Biz bu zavallıları kendimize pusula kabul edersek o zaman hep hata ederiz. Milletimize, milletimizin yargısına biz güvenmeliyiz, inanmalıyız" dedi.
"ADALET TERAZİSİNİN AYARINI DA YÜRÜMEKLE KİMSE BOZAMAZ, BOZAMAYACAKTIR DA"
Bozdağ, "Türk yargısını lekeletmek için uğraşanlar, tahkir edenler, tehdit edenler adaleti, yargıyı ayaklarının altına alarak yüksek bir noktaya taşıyamazlar. Vicdan terazisinin, adalet terazisinin ayarını da yürümekle kimse bozamaz, bozamayacaktır da" diye konuştu.
"PARTİ İÇİNDE SIKINTINIZ VARSA, KONGRE TARTIŞMALARINI GÖLGELEMEK İSTİYORSANIZ, ONU GİDİN PARTİNİZİN İÇİNDE ÇÖZÜN"
Bakan Bozdağ, "Hesaplaşmanız varsa, siyasal hesaplaşmanı varsa, gidin o hesabınızı, siyasetin öngördüğü usullerde görün. Parti içinde sıkıntınız varsa, kongre tartışmalarını gölgelemek istiyorsanız, onu gidin partinizin içinde çözün. Başka başka hesaplarınız varsa gidin o hesaplar kiminle ilgiliyse orada görün, orada çözün. Ama buna Türkiye'nin yargısını alet etmeyin. Buna yüce bir değer olan adaleti lütfen ama lütfen alet etmeyin. Kendi parti içi hesaplarına veya Türkiye'nin siyasal dengeleri bakımından bir hesaba adaleti kurban edenler, adalete de, yargıya da milletin hukuka olan inancına da en büyük zararı vermektedir" dedi.
"BENİ ELEŞTİRİYOR"
Bakan Bozdağ, "Terör örgütleri bir yandan, FETÖ saldırıyor, PKK saldırıyor, DHKP-C DEAŞ saldırıyor. Çünkü onların üyeleri yargıda hesap veriyorlar. Öte yandan da siyasal duruşlarına göre siyasi partiler de bunu yaptığı zaman herkes bir yandan yargıya vurduğunda yargıyı savunan birisi çıktığında adalet bakanına saldırıyor. Ben geçen bir açıklama yaptım. Sayın Kılıçdaroğlu'nun tahkir ve tehdit içeren sözlerine karşı açıklama yaptım. Beni eleştiriyor. Ben de dedim ki 'Benim söylediğim laflarla, Sayın Kılıçdaroğlu'nun YSK Başkanı ve üyeleri, karar veren hakim ve savcılar hakkındaki söylediği lafları yan yana koyun yüzünüz kızarmadan Kılıçdaroğlu'nun dediklerini okuyabiliyorsanız aşk olsun size. Ben ne yapmışım. Ben Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun Başkanıyım aynı zamanda Adalet Bakanı'nıyım, siyasetçi kimliğim var. Yargıya saldırıldığı zaman, hakimler ve savcılar saldırıldığı zaman onlar cevap veremiyorlar. Onlara saldıranlara hak ettiği cevabı vermek benim vazifem. Yargıya hakaret edenler suç işliyorlar. Yargı görevi yapanları hukuk dışı yol ve yöntemlerle etkilemeye teşebbüs suçtur. Bunu ben demiyorum, bunu Türk Ceza Kanunu diyor. Kanunda olanı ben hatırlatıyorum. Ana muhalefet veya diğer partiler liderler suç işlememelidir, topluma böyle kötü örnek olmamalıdır. İyi şeylerde, güzel şeylerde örnek olmalıdır" diye konuştu.
Bozdağ, "Yargıyla ilgili konuşma yapan herkese diyorum ki temiz bir dille yargıyı eleştirin. Tahkir, tehdit içeren bir üslubu yargıya karşı lütfen kullanmayın. ve bu haksızlıkta daha fazla ısrar etmeyin. Yapan olursa bizden cevabını alacaktır" dedi.
Görüntü Dökümü:
---------------
Bozdağ'ın açıklamaları
Bozdağ'ın açılış yapması
Detaylar
21.06.2017 - 17.42 Haber Kodu : 170621162
============================
3 - İLKER BAŞBUĞ'UN DOSYASI ERGENEKON DAVASINDAN AYRILDI...
Ümit TÜRK - Hayati KILIÇ İstanbulDHA
Yargıtay'ın yeniden yargılama kararı verdiği Ergenekon Davası'nda mahkeme heyeti, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve CHP Milletvekili eski Kurmay Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu 19 ismin dosyasının ayrılmasına karar verdi. Danıştay saldırısı dosyası ile dava sürecinde ölen 11 sanığın da dosyasının ayrılmasına karar veren mahkeme heyeti, savcının beraat talep ettiği ve dosyasının ayrılmasını istediği 118 kişi hakkında ise daha sonra değerlendirmede bulunacağını açıkladı.
İLK DURŞMADA İLK KARAR
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülen Ergenekon davasının ilk ara kararı verildi. Duruşmada sanık ve avukatların talepleri ile duruşma savcısı Sait Kunt'un görüşünü alan mahkeme heyeti verdiği 2 saatlik aranın ardından ara kararını açıkladı. Danıştay saldırganı Alparslan Aslan ve Osman Yıldırm'ın ile birlikte yargılanan 8 sanığın dosyası ile yine Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alpaslan Arslan'a silah temin ettiği belirten ve bu dosyaya giren 5 sanığın dosyasının ayrılmasına karar verdi. Mahkeme, Alpaslan Arslan'ın tutukluluk halinin devamına hükmetti.
İLKER BAŞBUĞ İLE BİRLİKTE 19 KİŞİNİN DOSYASI AYRILDI
Mahkeme heyeti, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve CHP Milletvekili eski Kurmay Albay Dursun Çiçek'in de bulunduğu 19 kişinin dosyasını da, Yargıtay'ın bozma ilamı doğrultusunda ayrı bir dosya üzerinden değerlendirme yapılabilmesi için Ergenekon dava dosyasından ayrılmasına karar verdi. Yargıtay ilamında, Başbuğ'un yargılanmasının Yüce Divan'da yapılabileceğine karar verilmişti.
TURHAN ÇÖMEZ HAKKINDAKİ YAKALAMA KARARININ DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Birleşme kararı ile Ergenekon dava dosyasına eklenen sanıklar eski Ak Parti Milletvekili Turhan Çömez, Emrah Gönenci ve Saipir Debzlelvidze'nin sorgu ve savunmaları alınamadığı için haklarında çıkarılan yakalama kararının beklenmesine karar verdi.
ÖLEN 11 KİŞİNİN DOSYASI DA AYRILDI
Mahkeme, Ergenekon dava dosyasında sanık olarak yer alan ve ve bu süreç içinde hayatını kaybeden 11 sanığın da dosyasının ayrılmasına karar verdi. Hayatını kaybeden isimler şöyle; Arif Doğan, Ayşe Asuman Özdemir, Emcet Olcaytu, Fatih Derdiyok, Hüseyin Görüm, Mehmet Koral, Muzaffer Tekin, Münür Kemal Yavuz, Oğuz Alpaslan, Sami Hoştan, ve Ünal İnanç...
YARGITAY'IN BERAAT KARARINI ONADIĞI 21 SANIĞIN DOSYASI DA AYRILDI
Mahkeme, yine Yargıtay tarafından bozulan kararda da haklarında tüm suçlamalardan beraat verilen 21 kişinin de dosyasının ayrılmasına hükmetti. Sanıklardan hasta olan Şener Eruygur'un iyileşme olanağı ile kendisini savunacak durumda olup olmadığının sorulması ve bu konuda rapor alınmasını isteyen mahkeme heyeti, dosyası ayrılan sanıklar dışında kalan ve haklarında yakalama kararı bulunmayan tüm sanıklar hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasına karar verdi.
AYRILAN DOSYALAR İÇİN DURUŞMA GÜNÜ VERİLECEK...
Mahkeme ayrılmasına karar verdiği dosyalar ile ilgili daha sonra duruşma günü verecek. Ana davanın duruşması 7 Eylül'e ertelendi.
BAŞBUĞ'UN AVUKATI AÇIKLAMA YAPTI
Ara kararın ardından İstanbul Adalet Sarayı önünde açıklama yapan eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer, dava sürecini anlattı. "Ergenekon adıyla bilinen davanın soruşturması, delilleri ve yargılaması FETÖ'nün devlete sızmış elemanları tarafından, özel ve kasıtlı olarak örgütsel bir amaçla yapıldığı artık herkesin malumu..." dedi.
Sezer, "Bugün biz burada derhal beraat kararı verilmesini talep ettik. Bizce hukuken bu karar verilebilir. Beklentimiz ve talebimiz de buydu. Ancak iddia makamı yargıtay bozma ilamını esas alarak bir kısım sanıklar için dosyanın tefrik edilmesini talep etti. Aralarında sayın Başbuğ'un da bulunduğu dosya, anayasanın 148. maddesindeki özel düzenleme nedeniyle ayrı bir dosyaya tefrik edilecek. Bundan sonra soruşturma ve kovuşturmanın seyri değişecek. Dosya birkaç bölüme ayrılacak. Birkaç dosya olacak burada. Bu dosyalardan biriyle ilgili olarak 7 Eylül'dekiyle ilgili olarak büyük bir gruba beraat kararı çıkacağını söyleyebiliriz. Bugün mahkeme yargıtay bozma ilamında belirtildiği gibi, bir örgüt olmadığını, yani Ergenekon adıyla bir örgüt olmadığını bu günkü ara kararıyla aslında ilan etmiş oldu"
Görüntü Dökümü:
-----------------------------
Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer'in konuşması
Genel detaylar
21.06.2017 - 10.57 Haber Kodu : 170621046
==========================
4 - FETÖ/PDY BASIN DAVASI; MEHMET ALTAN "DÜŞÜNCELERİ YARGILANAN BİRİ OLARAK KARŞINIZDAYIM"
Yüksel KOÇ/İSTANBUL DHA
FETÖ'nün medya yapılanması kapsamında haklarında dava açılan, aralarında Zaman Gazetesi eski Genel Müdürü Ekrem Dumanlı'nın da bulunduğu 10'u firari, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da bulunduğu 6'sı tutuklu 17 sanıklı davanın üçüncü duruşmasının öğleden sonraki oturumunda gazeteci yazar Mehmet Altan'ın sorgusu yapıldı.
31 yıllık bir akademisyen olduğunu, 40'a yakın kitabı bulunduğunu, 24 yıllık profesör olduğunu söyleyen Mehmet Altan, "Yazarlar ve akademisyenler biat kültürü ve emir komuta zinciri içinde yer almazlar. Tek pusulaları kendi bildikleri gerçeklerdir.Maalesef hukukun öldüğü, algı operasyonu üzerinden yargılama yapıldığı, medya yargıçlığını revaçta olduğu, askeri darbe dönemlerinde bile rastlamadığım bir utanç dönemi yaşıyoruz" dedi.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın üçüncü duruşmasının öğleden sonra yapılan oturumunda tutuklu sanık Mehmet Altan'ın sorgusu yapıldı.Duruşma salonuna, yer darlığı gerekçesi ile her sanığın sadece bir yakını alındı. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun izlediği duruşmaya, yer yokluğu nedeni ile sınırlı sayıda gazeteci alındı.
Mehmet Altan kimlik tespiti sırasında, "Ne iş yapıyorsunuz? sorusunu, "Üniversite hocasıydım. KHK ile attılar" dedi.
'DÜŞÜNCELERİ YARGILANAN BİRİSİ OLARAK KARŞINIZDAYIM'
Mehmet Altan, kitap haline getirdiği yazılı ifadesini okuduğu sırada zaman zaman yazılı metnin dışına çıktı. Hukuk değil, algı üzerinden başlayan soruşturma sonucu 10 Eylül tarihinden bu yana özgürlüğünün elinden alındığını söyleyen Mehmet Altan, "Düşünceleri yargılanan birisi olarak karşınızdayım" dedi.
Kendisine yönelik suçlamanın temel unsurunun bir televizyon programı olduğunu hatırlatan Mehmet Altan, "15 Temmuz vahşi ve kanlı darbe girişimi ertesinde, bu kanlı vahşetin fiili sorumlularının cezalandırılması beklenirken, devletin yaptırım gücü ile hukuk arasındaki bağın koptuğunu gördük" dedi.
'ÜRKÜTÜCÜ BİR SÜRECİN MAĞDURUYUM'
Elde somut delil olmadan, algı ve niyet okuma ile hakkında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezaları istendiğini söyleyen Mehmet Altan, "Algı ve niyet okuma ile müebbet hapis cezasına çarptırılmak istenmeme ve hukuki tüm itirazlarımın okunmadan reddedilmesine kadar ürkütücü bir sürecin mağduruyum" dedi.
31 yıllık bir akademisyen olduğunu, 40'a yakın kitabı bulunduğunu, 24 yıllık profesör olduğunu söyleyen Mehmet Altan, "Yazarlar ve akademisyenler biat kültürü ve emir komuta zinciri içinde yer almazlar. Tek pusulaları kendi bildikleri gerçeklerdir. Maalesef hukukun öldüğü, algı operasyonu üzerinden yargılama yapıldığı, medya yargıçlığını revaçta olduğu, askeri darbe dönemlerinde bile rastlamadığım bir utanç dönemi yaşıyoruz" dedi.
'TABİİ Kİ FETÖ'CÜ BİR DARBEDEN HABERDAR DEĞİLDİM'
Jean- Jacques Rousseau'nun 254 yıl önce yazdıklarını bugün televizyonlarda söylemesi durumunda, darbeyi bilmekle suçlanıp subliminal mesaj verip gözaltına alınacağını savunan Mehmet Altan, "Ardından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle Silivri'ye atılırdı. Olabilecek siyasal ve hukuksal gelişmelerin tartışıldığı bir programdan nasıl 3 müebbet istenebilir. Tabii ki FETÖ'cü bir darbeden haberdar değildim" dedi.
Bugün hoşlanılmayan demokratların, eleştiri yapan özgürlükçülerin, askeri vesayete herkesten çok karşı çıkanların, 28 Şubat post-modern darbesine karşı çıkanların zorla susturulduğunu savunan Mehmet Altan, "Gözaltına alındıktan 7 ay sonra iddianame hazırlandı. Huzurunuza çıktığım 283. günde de hürriyeti tahdit suçu devam ediyor. Bu iddianameye savunma hazırlarken beni en çok bunaltan, suç niteliğinde olmayan iddiaların suç olmadığını, delil sayılmayanın delil olamayacağını anlatmak gibi akıl dışı bir konuda savunmak yapmak oldu. İddianameye konu televizyon programında darbe çağrışımı yapan subliminal mesaj verdiğim iddiasıyla gözaltına alındım. Bu Anayasa'nın 38. maddesi ve TCK 2. maddesince suç olmayacağı ve suçlama konusu yapılmayacağı halde Sulh Ceza Hakimliği bir noter soğukkanlılığı ile bunu onayladı, 9 ay boyunca 20'ye yakın tutukluluk itirazımı onca belge, onca kanıta hiç ihtiyaç duymadan, aldırmadan, muhtemelen hiç okumadan ve incelemeden matbu gerekçelerle reddetti" dedi.
Babası ve abisinin 600 kere yargılandığını, 600 dava görmüş bir ailenin ferdi olduğunu söyleyen Mehmet Altan, "Babamın mesleği hukukçu idi. Bir hukukçu babanın oğlu olarak sürekli böyle bir ortamda büyüdüm ben. 1971 muhtırasında tutuklandı. 1.5 yıl tutuklu kaldı. Sıkıyönetim komutanlıklarında dahi beni tevkif eden Sulh Ceza Hakimi gibi bir hakim görmedim" diye konuştu.
İddianamede siyasal İslamcı olmadığı halde siyasal islamcı örgüte darbe için zemin hazırlamakla suçlandığını belirten Mehmet Altan, "Siyasal İslamı eleştiren çok sayıda yazım var" dedi.
'ABİM AHMET ALTAN VE NAZLI ILICAK DIŞINDAKİ SANIKLARI TANIMIYORUM'
Mehmet Altan, "Hakkımda birlikte dava açılan Ahmet Altan abimdir, Nazlı Ilıcak uzun yıllardır tanıdığım arkadaşımdır. Diğerleri ile bir ilişkim yoktur. 30 yılık akademisyenim, ortalama 30 bin insanın yetişmesine katkı sundum ben. Yetiştirdiğim öğrencileri, rektör, dekan, profesör, bakan olarak görüyorum" dedi.
Darbeyi önceden bildiği şeklindeki iddianın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu söyleyen Mehmet Altan, davet üzerine Darbeleri Araştırma Komisyonu'na gittiğini belirterek, "Komisyon Başkanı Nimet Çubukçu toplantıda 28 Şubat sürecinde nasıl bir tavır aldığımı anlatarak bana teşekkür etti" dedi.
'BEN O PROGRAMDA DARBEYE YOL AÇACAK HATALARA DÜŞÜLMEMESİNİ İSTİYORUM'
14 Temmuz tarihinde yaptıkları televizyon programının kendisi hakkındaki suçlamanın ana kaynağı olduğunu hatırlatan Mehmet Altan, "Bu program her hafta Perşembe günü yayınlanıyor. İddia edildiği gibi kasıtlı olarak darbeden bir gün önce yapılmamıştır. Perşembe günü 14 Temmuz'a tesadüf etti. Burada bir paragraf anlatımıma göre darbeyi önceden biliyorum ve üç kez müebbet hapis cezası ve ilaveten de 15 yıl hapsim isteniyor. Ben, sürekli olarak darbeye yol açabilecek hatalara düşülmemesini istiyorum.Türkiye'nin geçmişinde yaşanan gayrimeşru askeri girişimlere yol açabileceğine dikkat çekiliyor, siyasi iktidar uyarılıyor ve bu uyarılar üzerinden eleştiriliyor. Uyarı ve eleştiriyi yapan darbeci olur mu? Nitekim 15 Temmuz darbesine giden yol, tam da bu uyarılarak kulak asılmayan bir süreçte gerçekleşti" iddiasında bulundu.
ByLock kullanan şahıslarla yaptığı telefon görüşmesi sorulan Mehmet Altan, "HTS kayıtlarına göre bu 9 kişi ile en son konuşmam 2014 Ocak ayında. 2016'daki darbeyi 2014'te konuştuğum adamdan mı öğrendim" dedi.
1 DOLAR SAVUNMASI
Mehmet Altan, evinde bulunan 1'i F serisi 6 adet 1 dolar ile ilgili olarak da şunları söyledi: "F serisi olan 1 dolar eski seyahatlerden kalmış. Yine çok eski bir cüzdan içerisinde 3'te biri yırtık, polis o yırtığı kapatıp videoyu öyle çekti. İddianame diyor ki Gülen bunu öğrencilere veriyor, 30 yıllık profesörlere veriyor demiyor."
====================
5 - ATAŞEHİR'DE FACİADAN DÖNÜLDÜ
Haber - Kamera: Uğur AYAZSIN/ İstanbul, DHA
Ataşehir'de freninin patlaması sonucu sürücüsünün kontrolünden çıkan beton mikseri kaldırımları, elektrik direklerini ve reklam panolarını aşarak dereye uçtu. Kazada şans eseri yaralanan olmazken bir otomobil zarar gördü.
Kaza, Ataşehir Barbaros Mahallesi Atatürk Caddesi'nde saat 15.30 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre, İsmet Çelikdaş yönetimindeki beton mikserinin yokuş aşağı inerken frenleri patladı. Mikseri durduramayan sürücü araçtan atladı.
300 METRE KONTROLSÜZ ŞEKİLDE İLERLEDİ
Kontrolsüz bir şekilde yaklaşık 300 metre ilerleyen mikser kaldırımları aşıp yoldaki elektrik direğini devirdi. Bir de otomobile çarpan mikser yol kenarındaki dev reklam panolarını parçalayarak dereye uçtu. Kazada kamyon hurdaya dönerken şans eseri yaralanan olmadı.
SÜRÜCÜ GİDEN ARAÇTAN KENDİSİNİ ATTI
İhbar üzerine olay yerine polis, itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi. Ekipler çevrede güvenlik önlemi aldı. Beton mikserinin sürücüsü aracın freninin patladığını durduramayınca kendisini aşağı attığını ifade etti.
Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Kaza yapan mikser
-Zarar gören otomobil
-Görgü tanıkları ile röportaj
-Sürücü ile röp.
-Çevredekiler
-Lastik izleri
-Devrilen elektrik direği
-Reklam panosunun parçalanmış hali
-Genel ve detay
21.06.2017 - 16.39 Haber Kodu : 170621152
============================
6 -(ÖZEL) ATAŞEHİR'DEKİ MİKSER KAZASI KAMERADA
Haber: Uğur AYAZSIN- İstanbul, DHA
Ataşehir'de freninin patlaması sonucunda sürücüsünün kontrolünden çıkan beton mikserinin gidişi güvenlik kameralarına yansıdı.
Görüntülerde ışıklara gelen ancak duramayan kamyonun sürücüsünün kapıyı açaran araçtan atladığı görülüyor. Daha sonra kaldırıma çıkan kamyon etrafındaki araçlara şans eseri çarpmadan hızlanıyor ve elektrik direğini devirdikten sonra reklam panolarını aşarak dereye uçuyor.
Görüntü Dökümü:
--------------------------
Güvenlik kamera görüntüleri
-Mikserin ışıklara gelişi
-Mikserin durmaması
-Sürücünün araçtan atlaması
-Mikserin kaldırıma çıkması
-Mikserin araçların içerisinde ilerlemesi
-Mikserin elektrik direğine çarpması
Genel ve detay
21.06.2017 - 17.01 Haber Kodu : 170621155
=======================
7 - KUMKAPI'DA NARKOTİK OPERASYONU: 10 GÖZALTI
Haber - Kamera: Çağatay KENARLI/ İstanbul DHA
İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Kumkapı'da uyuşturucu satıcılarına yönelik yaklaşık 150 polisin katılımıyla operasyon düzenledi. Ekipler, saat 15.00 sıralarında Vatan Caddesi'nde bulunan Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nden yola çıktı. Operasyona Özel Harekat ekipleri, narkotik köpekleri 'İra' ve 'Fırtına' da katıldı. Operasyon kapsamında narkotik ekipleri Kumkapı Mahallesi'nde şüpheli gördüğü kişilerin tek tek üst aramasını yaparak Genel Bilgi Taraması (GBT) sorgulamalarını yaptı. Ekipler yaptıkları aramalarda çeşitli türlerde uyuşturucu maddeler ele geçirilirken, operasyon kapsamında 10 kişiyi gözaltına aldı.
Görüntü Dökümü
--------------------
-Polis ekiplerinin arama yapması
-Özel Harekat ekiplerinin önlem alması
-Adreslerde yapılan aramalar
-Narkotik dedektör köpeği Fırtına ve Maya'nın arama yapması
-Ele geçirilen uyuşturucu maddeler
-Bir şüphelinin gözaltına alınması
-Genel ve detaylar
21.06.2017 - 17.46 Haber Kodu : 170621164
==========================
8 - BEŞİKTAŞ'TAKİ AZERBAYCAN DOSTLUK PARKI DEMİRLERLE ÇEVRELENDİ
Ezgi ÇAPA/İSTANBUL DHA
Beşiktaş Fulya'da Ihlamur Kasrı'nın hemen karşısında yer alan Azerbaycan Dostluk Parkı panellerle kapatılmak üzere demir çubuklarla çevrelendi. Beşiktaş Belediyesi, parkın yenilenmek üzere çevrelendiğini, çalışmanın Maçka Demokrasi Parkı'ndan Ortaköy Vadisi'ne uzanacak Dolmabahçe-Levazım Karayolu tüneli projesi ile ilgili olmadığını belirtti.
IHLAMUR KASRI'NIN KARŞISINDA YER ALIYOR
Ihlamur Kasrı'nın hemen karşısında yer alan Azerbaycan Dostluk Parkı'da yürüme, oturma alanlarının yanı sıra çocuk parkı ve spor aletleri yer alıyor. Yaklaşık 6 bin metrekarelik yeşil alanın etrafı, panellerle kaplanmak üzere demir çubuklarla çevrelendi. Alana konuya ilişkin bir bilgilendirme levhası asılmadığı görüldü.
BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ: PARKI YENİLEME ÇALIŞMASI
Beşiktaş Belediyesi, parkın yenilenmek üzere çevrelendiğini, çalışmanın Maçka Demokrasi Parkı'ndan Ortaköy Vadisi'ne uzanacak Dolmabahçe-Levazım Karayolu tüneli projesi ile ilgili olmadığını belirtti. Parkın, Beşiktaş'ta bulunan park alanlarının yenilenmesi kapsamında değerlendirilerek, yenileneceği öğrenildi.
MARMARA ÜNİVERSİTESİ'NİN KAMPÜSÜ TÜNEL İNŞAATI İÇİN KULLANILIYOR
1/5 bin ölçekli planlara göre Dolmabahçe-Levazım Karayolu tüneli, yeryüzüne çıkmadan, Ihlamur Kasrı'nın altından geçerek Ortaköy Vadisi'ne uzanıyor. Azerbaycan Dostluk Parkı'nın 100 metre ötesinde yer alan Marmara Üniversitesi'nin Nişantaşı kampüsü, tünel inşaatında şaft alanı olarak kullanılmak üzere kullanılıyor.
Görüntü Dökümü:
--------------------
Azerbaycan Dostluk Parkı'ndan görüntü
Parkın demirlerle çevrelenmesi
Parkın içinden, çocuk parkı ve spor aletlerinden görüntü
Caddenin görüntüsü
Parkın yakınındaki Marmara Kampüsü'nün ve üzerindeki levhaların görüntüsü
21.06.2017 - 16.11 Haber Kodu : 170621137
=============================
9 - PİLOTLAR DERNEĞİ " YORGUNUZ "
HABER: Murat ÇAKIR-Faik KAPTAN/ İSTANBUL DHA
Türkiye Havayolu Pilotları Derneği TALPA internet sitesinden yaptığı açıklamayla uyarıda bulundu. Açıklamada, uçuş saatleri yönergelerle belirlenen pilotların devamlı ve aşırı strese maruz kaldıkları ifade edilerek pilotların yorgun oldukları duyuruldu. TALPA açıklamasında, farklı zaman dilimlerinde yapılan uçuşların, düzensiz ve değişken çalışma saatlerinin insan fizyolojisi üzerinde yorgunluğa neden olduğu belirtildi. Sosyal yaşam düzenini ve insan faktörünü dikkate almayan çalışma şartları nedeniyle sağlığı bozulup mesleği bırakan ve yaşamını kaybeden pilotların bulunduğu kaydedilerek "Meslek örgütü olarak uyarıyor, paydaşları sorumluluklarını almaya çağırıyoruz" denildi.
===========================
10 - TEPKİ ÇEKEN O GÖRÜNTÜLERE SARIYER BELEDİYESİ'NDEN AÇIKLAMA
İSTANBUL DHA
Maslak'ta bulunan 3.Kolordu Komutanlığı'nın içerisinde bir kepçenin orman içerisinde çalışma yaptığı sırada çekilerek sosyal medya üzerinden paylaşılan görüntüler tepki çekti. Tepkiler üzerine Sarıyer Belediyesi konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı.
"SÖZ KONUSU ÇALIŞMA SARIYER BELEDİYESİ TARAFINDAN VEYA İZNİYLE YAPILMAMAKTADIR"
Belediyenin açıklamasında, "Son günlerde sosyal medyada paylaşılan, Maslak'ta ağaç kesimi görüntüleri içeren ve Sarıyer Belediyesi ile ilgisi olmayan çalışma üzerine aşağıda yer alan açıklamayı yapma gereği oluşmuştur. Söz konusu çalışma Maslak bölgesinde yer alan 3.Kolordu Komutanlığı'na ait arazi içerisinde 'istinat duvarı yapımı ve dere ıslahı çalışması' kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmaktadır. Sosyal medyada bazı çevrelerin iddia ettiği gibi söz konusu çalışma Sarıyer Belediyesi tarafından veya izniyle yapılmamaktadır." denildi.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
-Sosyal medyada paylaşılan görüntüler
-Kepçe ile yapılan çalışma
Detaylar
21.06.2017 - 16.36 Haber Kodu : 170621150
Son Dakika › Güncel › Dha İstanbul Bülteni - 5 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?