1- ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ: HERHANGİ BİR BİLGİ TALEBİNDE BULUNULMADI
Haber: Gökhan DANACI - İSTANBUL DHA
ABD Büyükelçiliği, MİT TIR'ları iddianamesiyle ilgili açıklamada bulundu. Büyükelçiliğin twitter hesabından yapılan açıklamada, " "MİT TIR'larının durdurulması' olayları sırasında, ABD Büyükelçiliği ve Başkonsolosluğu'nun Fethullah Gülen'e yakın kişiler tarafından telefonla arandığına dair basında çıkan haberleri takip etmekteyiz. Basında yer alan haberlerin aksine, bu hususla ilgili olarak büyükelçilik ve başkonsolosluktan herhangi bir bilgi talebinde bulunulmamış ya da savcı tarafından bu temsilciliklerimizle iletişime geçilmemiştir" denildi.
Açıklamada, "Büyükelçilik ve başkonsolosluk, söz konusu iddiaları doğrular nitelikte hiçbir bilgiye sahip değildir. ABD Adalet Bakanlığı ve ABD'nin diğer ilgili kurumları, geçtiğimiz yıl meydana gelen darbe girişiminin araştırılması ve faillerin adalete teslim edilmesi hususunda Türk mevkidaşlarıyla yakın iletişim halinde çalışmaya devam edecektir" ifadeleri yeraldı.
=====================
2- (Geniş Haber)
SAVCILIĞIN ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ'NE GÖNDERDİĞİ O YAZI
Haber: Ümit TÜRK/ İstanbul DHA
Adana ve Hatay'da 2014 yılında MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tamamlanan 5'inci iddianamede FETÖ imamı iki şüphelinin olaydan bir gün sonra hem ABD Büyükelçiliği hem de ABD Başkonsolosluğu ile telefon görüşmesi yaptığı tespit edilmişti. Başsavcılık dün yaptığı açıklamada, bu görüşmelerin kimlerle, hangi amaçla yapıldığını ABD Büyükelçiliğ'ine yazı yazarak sorduğunu açıklamıştı. Bugün ABD Büyükelçiliği yaptığı açıklamada, "Bu hususla ilgili olarak büyükelçilik ve başkonsolosluktan herhangi bir bilgi talebinde bulunulmamış ya da savcı tarafından bu temsilciliklerimizle iletişime geçilmemiştir" dedi. Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Büyükelçiliğe yazdığı yazının bugün 15.26 itibariyle teslim alındığını açıkladı. Başsavcılık, söz konusu yazının belgesini ve teslim edildiğine dair belgeyi de paylaştı.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
-Yazının fotoğrafları
dhafeed
=========================
3- FASLI KADIN OTEL ODASINDA ÖLÜ BULUNDU (1)
Haber-Kamera: Zeki GÜNAL/ İstanbul DHA
Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde Fas uyruklu bir kadın kaldığı otel odasında ölü bulundu. Olay yerine polis ekipleri sevk edildi.
Ekipler odada ve kadının cesedi üzerinde inceleme yapıyor. Kadının ölüm nedeni incelemelerin ardından netleşecek.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
-İstiklal Caddesi'nden detay
-Otele giren polisler
-Genel ve detaylar
=============================
4- TAKSİM MEYDANI'NDA ASANSÖRDE BUNALTAN 40 DAKİKA...
Taksim Meydanı'nda metroya inen asansöre binen 6 kişi asansör arızalınca mahsur kaldı.
Aralarında turistlerinde bulunduğu 6 kişi zor anlar yaşadı... Bir kişi baygınlık geçirdi, sıcaktan bunalanlar tişörtlerini çıkardı.
Asansördekileri kurtarma çalışması sürerken güvenlik görevlisi çekim yapan gazetecilere saldırdı.
Mahsur kalanlar yaklaşık 40 dakika sonunda asansörden çıkarıldı.
Haber-Kamera: Ersan SAN - İSTANBUL DHA
Taksim Metrosu'na inen asansörde 6 kişi mahsur kaldı.
Olay saat 15.00 sıralarında meydana geldi. Metroya inmek için Taksim Meydanı'ndan asansöre binen 6 kişi teknik bir arıza nedeniyle mahsur kaldı. 8 kişilik asansördekilere çevredekiler yardım etmek istedi, ancak başarılı olamadı. Durum itfaiyeye bildirildi. İtfaiye ekipleri ve metro istasyonu teknik görevlileri asansörde mahsur kalanları kurtarmak için çalışma başlattı. Bu sırada mahsur kalanlar zor anlar yaşadı. Asansördeki bir kadın baygınlık geçirirken bunalan bazı kişilerin ise tişörtlerini çıkardığı görüldü. Asansörde can pazarı yaşanırken görüntü çeken gazeteciler güvenlik görevlisinin saldırısına uğradı. Araya girenler metronun güvenlik görevlisini uzaklaştırdı.
Yaklaşık 40 dakika sonra asansörden çıkarılanlardan bir kişi, "İçeride havalandırma da çalışmıyordu. Kendi imkanlarımızla kapıyı araladık, hava gelmesini sağladık" dedi.
Olayın ardından asansör hizmete kapatılırken arızanın sebebi araştırılıyor.
Görüntü Dökümü:
-----------
-Asansörde kalanlar
-Kurtarma çalışmaları
-Asansörde kalanların tişörtünü çıkarması
-Gazetecilere saldıran güvenlik görevlisi
-Araya girenler
-Mahsur kalanların kurtarılması
-Kurtarılanların uzaklaşması
-Asansörden çıkan kişiyle röp.
DHA FEED
======================
5- ATATÜRK HAVALİMANI'NDA "VÜCUT TARAYICI CİHAZ" KULLANIMI BAŞLIYOR
Haber-Kamera: Murat ÇAKIR/İSTANBUL,
ABD uçuşlarında elektronik cihaz yasağının kaldırılmasından sonra güvenlik önlemleri çerçevesinde 'Vücut Tarayıcı cihazlar" Atatürk Havalimanı'na getirilerek montajına başlandı. Yetkililer yeni cihazlarda diş protezi röntgeni çektirir gibi tarama yapılacağı ve görüntülerin de ekran üzerinde görüleceğini söylediler. Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından Atatürk Havalimanı için 10, Ankara ve İzmir için ise 4'er 'Vücut Tarayıcı' (Body Scanner) alındığı öğrenildi. .Vücut tarayıcılarla, yolcunun üzerindeki plastik, seramik ve sıvı dahil tüm unsurlar ekranda görülüyor. Vücut üzerinde herhangi bir unsur varsa operatör bu bilgiyi güvenlikteki arkadaşlarına bildiriyor ve göründüğü noktaları da belirtiyor. Yolcu cihazın içine girdikten sonra iki kez sağlı ve sollu olarak dönüyor. Aynı diş protezi çekilir gibi görüntü alınıyor. Bu görüntü operatörün önüne düşüyor ve operatör de görüntüye göre karar veriyor.
Yetkililer 'Vücut Tarama' cihazlarının dış hatlarda pasaport kontrolünden sonra, iç hatlarda da güvenlik kontrolu yapılan bölgede kullanılacağını söylediler.
Görüntü Dökümü:
---------
-Cihazdan detaylar
-Muhabir anonsu
===========================
6- FATİH SULTAN MEHMET KÖPRÜSÜ'NÜ İŞGAL GİRİŞİMİNDE 61 ASKERE REKOR CEZA İSTENDİ
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nü işgal etmeye çalışan 61 asker hakkında 189 kez ağırlaştırılmış müebbet ile 3 bin 481 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Haber: Ümit TÜRK İstanbul/ DHA
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nü işgal etmeye çalışan bir yarbay, bir binbaşı, bir
yüzbaşı, bir üsteğmen, 10 uzman çavuş, 47 er olmak üzere 15'i tutuklu 61 şüpheli hakkındaki soruşturma tamamlandı.
3 kişinin şehit olduğu 49 kişinin de yaralandığı işgal girişimiyle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan 574 sayfalık iddianamede, darbe girişimi günü darbecilerin stratejik öneme sahip olan Fatih Sultan Mehmet Köprüsünü ele geçirmek ve İstanbul trafiğini kontrol altına almak için 4 adet tank ve 3 adet zırhlı araçla Kuleli Askeri Lisesi ve 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'ndan çıkış yaptıkları anlatıldı. Yarbay Ahmet Uygun'un öncülüğünde çıkan askerlerin halkın tepkisiyle karşılaştıkları, teslim olun çağrılarına rağmen halka doğru ateş ettikleri, tanklarla araçları ezdikleri belirtildi.
3 ŞEHİT 49 YARALI
İddianamede maktuller Hasan Kaya'nın uzun namlulu silahla ateş edilerek, İsmail Kefal'in çıktığı tank üzerinden düşerek, Şükrü Bayrakçı'nın ise aracının içindeyken üzerinden geçen tankın ezmesi sonucu hayatını kaybettiği belirtildi. 49 kişinin de darbecilerin ateş etmesi sonucu yaralandığı kaydedildi. 99 kişinin şikayetçi olarak yer aldığı iddianamede 15 şüphelinin tutuklu olduğu 46 erin ise tutuksuz oldukları belirtildi.
REKOR CEZALAR İSTENDİ
İddianamede en yüksek ceza tutuklu şüpheli Yarbay Adnan Uygun'a istendi. Uygun'un Hasan Kaya'yı yakın mesafeden ateş ederek öldürdüğü, 40 kişiyi de yine ateş ederek yaraladığı belirtildi. Uygun için, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Kasten öldürme" suçlarından dörder kez ağırlaştırılmış müebbet, "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 7.5 yıldan 15 yıla, 40 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs etme suçundan 690 yıldan bin 60 yıla, "Silahla kasten yaralama" suçundan 6 yıldan 18 yıla olmak üzere toplam 703 yıldan bin 93 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Uzman çavuşlar Ebubekir Yücel, Ferhat Kaymakçı ve Murat Berkmen'in de, darbecilere direnirken bulunduğu tankın üzerinden düşen İsmail Kefal'in ölümüne sebebiyet verdikleri belirtildi. Bu şüpheliler hakkında da, "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Kasten öldürme" suçlarından 4'er kez ağırlaştırılmış müebbet, 39 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 672 yıldan 1033 yıl 6 ay, 3 kez hafif şekilde kasten yaralama suçundan 1 yıldan 3 yıla, "Silahlı terör örgütüne yardım etme" suçundan da 7,5 yıldan 15'er yıla olmak üzere toplam 680 yıl 6 aydan bin 51 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep edildi. Mustafa Ceyhan ile uzman çavuş Seyit Ahmet Gündüz hakkında ise tankla Şükrü Bayrakçı'nın içinde bulunduğu aracının üzerinden geçerek ölümüne sebebiyet verdikleri belirtildi. Bu şüpheliler hakkında da, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Kasten öldürme" suçlarından dörder kez ağırlaştırılmış müebbet, 31 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 534 yıldan 821 yıla kadar, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan 2 yıl ve "Silahlı terör örgütüne yardım etme" suçundan da 7,5 yıldan 15'er yıla olmak üzere toplam 541 yıl 6 aydan 838 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Şüpheliler Caner Omay, Erçin Keskin, Gökhan Bolu, Hilmi Ertuğrul, Onur Yeniburgaz ve Muhammet Hanifi Ertosun'un, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, 31 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 534 yıldan 821 yıla kadar, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan 2 yıl ve "Silahlı terör örgütüne yardım etme" suçundan da 7,5 yıldan 15'er yıla olmak üzere toplam 541 yıl 6 aydan 838 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Şüpheliler Ayhan Tüfekli, Azmi Alan, Bahadır Köse ve Oğuz Aktürk"ün, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" suçundan 2 yıl ve "Silahlı terör örgütüne yardım etme" suçundan da 7,5 yıldan 15'er yıla olmak üzere toplam 7.5 yıldan 17 yıla kadar hapis cezası talep edildi. İddianamede tamamı er olan 45 şüpheli hakkında ise, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, "Silahlı terör örgütüne yardım etme" suçundan da 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istendi. Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Görüntü Dökümü:
------
-15 Temmuz'da FSM'de çekilen görüntüler
============================
7- FADIL AKGÜNDÜZ TAHLİYESİNİN ARDINDAN HAKİM KARŞISINA ÇIKTI
"AKGÜNDÜZ'Ü HAC'DA YAKALADIM... "
Şikayetçi İlker Arslan,
" Fadıl Akgündüz'ü Hac'da yakaladım. 'Utanmıyor musun?' deyince bana 'Paralel yapı yüzünden' dedi. Kendisine 'Senin paralel yapıyla ne alakan var' dedim. 900 bin liralık devre mülk aldım, karım da 100 bin liralık aldı. Ne kira aldım, ne mal. Şikayetçiyiz. İnşaallah adalet yerini bulur"
Fadıl Akgündüz,
"Projelerin yüzde 85'i, inşaatın ise yüzde 75'i belediye raporlarına bitirildi. Prosedür yerine gelmiş olsa da kalan kısmı için bir yatırım miktarı gerekiyor. Yurtdışında yatırımcılarla görüşüyoruz"
Haber: Özden ATİK/ İstanbul, DHA
Bayrampaşa'daki Caprice Gold ile Maldivler'deki Caprice Maldivler adlı gayrimenkul projelerinde, devre mülk satışı yapılan 349 kişiyi dolandırıldığı iddiasıyla yargılanan Fadıl Akgündüz ve yeğeni Mehmet Salih Obut tahliye edilmelerinin ardından ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanık Fadıl Akgündüz, Mahkeme Başkanı'nın "Projenin tamamlanabilmesi için bir girişimin var mı?" sorusu üzerine "Prosedür yerine gelmiş olsa da kalan kısmı için bir yatırım miktarı gerekiyor" diye cevap verdi.
İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, 2 bin 443 yıla kadar hapsi istenen tutuksuz sanıklar Fadıl Akgündüz ve yeğeni Mehmet Salih Obut ile çok sayıda mağdur ve avukatları katıldı. Duruşma salonunda sanıklar ile mağdurlar arasına çevik kuvvet polisi oturtularak güvenlik önlemi alındı.
"HA EVİME GELİNİP HIRSIZLIK YAPILMIŞ, HA BU ŞEKİLDE PROFESYONEL HIRSIZLIK YAPILMIŞ"
Mağdurlardan Hatice Doğan, Bayrampaşa Caprice Gold'dan bir devre mülk aldığını, 16 bin 500 lirayı peşin ödediğini ancak tapusunu alamadığını belirterek "Kendisinden şikayetçiyim. Çocuğum kalp hastası, çok mağdurum. Ha evime gelinip hırsızlık yapılmış, ha bu şekilde profesyonel hırsızlık yapılmış" dedi.
"AĞABEYİM VE YEĞENİMLE İLİŞKİMİZ BOZULDU"
2001 yılında Caprice Gold'dan 70 bin 500 liraya bir devre mülk aldığını, daha sonra da 2012'de ikinci elden 80 bin 500 liralık bir devre mülk daha aldığını anlatan şikayetçi Mehmet Yıldız ise "O sıralar çok yoğun günlerdi. Herkes daire alıyordu. Ben 28 bin lira kira aldım. ancak o tarihten bu yana toplam 60 bin lira kira bedeli almam gerekiyordu. Benim referansımla ağabeyim ve yeğenim de devre mülk aldılar. Bu olay patlayınca ilişkimiz bozuldu. Benim yüzüme bakmıyorlar. Hem ağabeyimle, hem yeğenimle barışmak istiyorum. Bu iş iyi olsaydı, her şey çok farklı olacaktı. Jet Fadıl, 3 bin insanın güvenini kaybetti. Kendisinden rica ediyorum, bu sorunu lütfen halletsin ki aileler yıkılmasın, ağabeyim ve yeğenimle barışmak istiyorum" dedi.
"YARI AÇIK CEZAEVİNDE YAŞAR GİBİYİZ"
Şikayetçi Semeyya Çikot, 100 bin lira peşin ödediğini belirterek "3 çocuk annesiyim. Çocuğumu iki lirayla okula gönderiyordum, okula beslenme çantasıyla giden tek benim çocuğum. Neredeyse yarı açık cezaevinde yaşar gibiyiz. Hep bugünü bekledim, Fadıl Bey duyar da belki vicdanı sızlar diye. Kimseye bakacak gücümüz kalmadı" diye konuştu.
"HAC'DA YAKALADIM, 'UTANMIYOR MUSUN' DEDİM"
Şikayetçi İlker Arslan da "Fadıl Akgündüz'ü Hac'da yakaladım. 'Utanmıyor musun?' deyince bana 'Paralel yapı yüzünden' dedi. Kendisine 'Senin paralel yapıyla ne alakan var' dedim. 900 bin liralık devre mülk aldım, karım da 100 bin liralık aldı. Ne kira aldım, ne mal. Şikayetçiyiz. İnşaallah adalet yerini bulur" şeklinde konuştu.
AKGÜNDÜZ: "PROSEDÜR YERİNE GELMİŞ OLSA DA KALAN KISMI İÇİN BİR YATIRIM MİKTARI GEREKİYOR"
Mahkeme Başkanı Mustafa Karayıldız, sanık Fadıl Akgündüz'e "Bu projenin tamamlanabilmesi için bir girişimin var mı?" diye sordu. Sanık Akgündüz, "Projelerin yüzde 85'i, inşaatın ise yüzde 75'i belediye raporlarına bitirildi. Prosedür yerine gelmiş olsa da kalan kısmı için bir yatırım miktarı gerekiyor. Yurtdışında yatırımcılarla görüşüyoruz. 2-3 aylık süre uzun süre değil. Turizm yeni yeni toparlanıyor. Araya hukuki süreç girdiği için temkinli bakılıyor. Tahliye olmam olumlu bir hava yarattı. İnşaallah çok uzun sürmeden iyi neticeler alacağız. Bitmemesi gibi bir ihtimal olamaz. Grubun kendi kaynakları var, oradan fon aktarılması söz konusu olacak. 1,5 yıllık zaman içinde daha güzel icraat anlamında anlatacaklarımız olacak. 15 ay tutuklu kaldım. Bu şikayetlerin olmasından dolayı proje geri kaldı" dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Karayıldız, "Dava bitmeden mağduriyetleri hallet" dedi. Bazı mağdurlar ve avukatları ise "Bizi kandırdı, daha sonra başkalarını da kandıracak" diyerek sanık Fadıl Akgündüz'ün tutuklanmasını talep etti. Duruşma, 2 Kasım'a ertelendi.
28 MART'TA TAHLİYE EDİLMİŞTİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Fadıl Akgündüz birlikte yargılanan 5 sanığa 349 müştekiye yönelik "Nitelikli dolandırıcılık" suçundan ayrı ayrı 698 yıldan 2 bin 443 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Akgündüz, 22 Aralık 2015'de tacir ve ya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçundan tutuklanmıştı. 28 Mart'ta çıkarıldığı mahkemede ise yeğeni Mehmet Salih Obut ile birlikte tahliyesine karar verilmişti.
Görüntü Dökümü:
---------
-(ARŞİV)
Akgündüz'ün tahliyesi
Son Dakika › Güncel › Dha İstanbul Bülteni - 4 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?