(aktüel görüntüyle)
1- KILIÇDAROĞLU: DENİYOR Kİ 'FESİH YETKİSİ YOK'. VAR KARDEŞİM VAR
"Son günlerde bir tartışma var. Bir kişiye yetki veriyoruz. TBMM'yi feshedebiliyor. Deniyor ki 'fesih yetkisi yok'. Var kardeşim var"
"Bir de 'Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor' diyorlar. O zaman gösterin. 18 madde, hadi bin madde olur da bir maddeyi atlamış olursunuz. Gösterin. Başkan yardımcısı istediğin kadar atayabilirsiniz"
"Parlamentoda da 400 milletvekili dedi ki 'bu başkanı götürüp yargılamamız lazım'. Nerede yargılanacağım. Benim 15'inden 12'sini tayin ettiğim mahkemede ben yargılanacağım. O yargılamada bana mahkumiyet çıkar mı, çıkmaz"
"Eğer bir ülkede 15 yıl önce fakire kömür dağıtıyorsan, 15 yıl sonra kömür dağıttığın fakir sayısı artmışsa, o ülkede oturup düşünmek lazım, 15 yılda niye bu fakirlerin sayısı azalmadı"
Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Yaşar KAÇMAZ/
İstanbul DHA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
Beylikdüzü'nde İstanbul 3. Bölge muhtarlarıyla bir araya geldi.
Toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, "Bu anayasa değişikliği memleketin hangi sorununu çözüyor. Ülkenin sorunlarını çözen Anayasa değişikliği yapıldı mı, yapıldı. Pek çok başbakan döneminde, 1982 Anayasası'nda önemli değişiklikler yapıldı. Rahmetli Ecevit döneminde Anayasa'nın 30'dan fazla maddesi değişti. Koalisyon vardı, ve parlamentodan da oybirliğiyle çıktı. Hiç referanduma da gitmedi. Ama 30'un üstündeki madde memleketin sorunu çözüyordu. Şimdi yapılan değişiklik işsizlik sorunu çözmüyor. Muhtarların sorunu, siyasi partililerin sorununu, Suriyelilerin de sorununu çözmüyor. Hiçbir sorunu çözmüyor. O zaman niye biz bu değişikliği yapıyoruz. Deniyor ki 'Devlette çift başlılığı önleyecek'. Elimizi vicdanımıza koyup düşünelim 'Devlette çift başlılık var mı? Kaç Cumhurbaşkanımızı var. 1. Kaç başbakanımız var. 1. Herkes kendi görevini yapıyor mu, yapıyor. Herkes kendi görevini yapıp bir başkasının görev alanına girmezse çift başlılık olmaz" dedi.
"YENİ MODELDE ÇİFT BAŞLILIK VAR"
Kılıçdaroğlu, "Peki yeni model ne. Yeni modelde çift başlılık var. Cumhurbaşkanı, hem Cumhurbaşkanı hem partisinin genel başkanı olacak. Yani iki şapkası olacak. Oy kullanmadan önce şu soruyu kendimize sormak zorundayız. Cumhurbaşkanı taraflı mı olmalı tarafsız mı olmalı. Taraflı olursa anlamı başkadır tarafsız olursa anlamı başkadır. Tarafsız olursa 80 milyonu temsil eder. Peki partinin genel başkanı olunca, 80 milyonu temsil edemez, kendisine oy verenleri temsil eder. O zaman tarafsızlık bitiyor ve taraflı bir süreç başlıyor" şeklinde konuştu.
"CUMHURBAŞKANININ KAPISINI DEFALARCA AŞINDIRACAKLARDIR"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir partinin genel başkanı aynı zamanda hakim tayin edecek. Adalete siyaset bulaşmış olacak. Sayın Cumhurbaşkanı tarafsızken hakim tayin edebilir. Ama taraflı bir partinin genel başkanı olduğu zaman hakim tayin ederse hakime karşı güvensizlik çıkar ortaya. Şöyle düşünün. Ben başkanım. Tuttum
Anayasa Mahkemesi'ne 15 üyesinden 12'sini tayin ettim. Sonra ne oldu. Herhangi bir nedenle benim yargılanmam söz konusu olacak. Parlamentoda da 400 milletvekili dedi ki 'bu başkanı götürüp yargılamamız lazım'. Nerede yargılanacağım. Benim 15'inden 12'sini tayin ettiğim mahkemede ben yargılanacağım. O yargılamada bana mahkumiyet çıkar mı, çıkmaz. Şunu unutmayın. O hakimler Anayasa Mahkemesi'ne üye olmak için cumhurbaşkanının kapısını defalarca aşındıracaklardır, 'senin emrinden çıkmam' diyeceklerdir. Biz bunu parlamentoda çok gördük. Hakimin tarafsızlığını, bağımsızlığını kaybettiği bir yerde adalet olmaz. Siyasetçinin hakim tayin ettiği yerde adalet olmaz. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. Çünkü adalet bir kutup yıldızı gibidir. Yerinde sabit durur bütün kainat onun etrafından döner. Bir bilgin böyle söylüyorö diye konuştu.
"DENİYOR Kİ 'FESİH YETKİSİ YOK'. VAR KARDEŞİM VAR"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Son günlerde bir tartışma var. Bir kişiye yetki veriyoruz. TBMM'yi feshedebiliyor. Deniyor ki 'fesih yetkisi yok'. Var kardeşim var. Nasıl var anlatayım. Bugünkü Anayasa'da da var. Bugünkü anayasada diyelim ki seçim oldu ve hükümet kurulamadı. 45 gün içinde hükümet kurulamazsa cumhurbaşkanı diyor ki meclisi feshediyorum, memleket hükümetsiz kalmasın o zaman yeniden seçime gidebiliriz'" dedi.
"ŞİMDİ ERKEN SEÇİM KARARINI BİR KİŞİ VERECEK"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Kendisi kendisini feshedebilir. Neden? Halk kendisini seçti. Kendisi diyebilir ki 'Ben seçime gitmek istiyorum' diyebilir. Meclis de kendi iradesiyle kendisini feshedip sonlandırır, kendisi seçime gidebilir. Meclis, süresi dolmadan... Neden, kararı meclis veriyor. Erken seçim olmadı mı oldu. Kim verdi erken seçim kararını TBMM verdi. Şimdi erken seçim kararını bir kişi verecek. Süresi dolmadan feshedecek ve bir kişi diyecek ki ben seni kabul etmiyorum. Bu demokratik açıdan doğru değil. O nedenle sandığa giderken oturup düşünmemiz lazım. Demokrasiyi savunmamız lazım" şeklinde konuştu.
"YENİ MODELDE NE BAŞKAN YARDIMCILARI NE DE BAKANLAR HİÇ KİMSE MİLLETVEKİLİ OLAMAYACAK"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bugünkü sistemde milletvekillerini seçiyoruz. Çoğunluk partisinin lideri başbakan oluyor. Başbakan kendi kabinesini kuruyor. Cumhurbaşkanı onaylarsa hükümet olarak görevine devam ediyorlar. Yeni modelde ne başkan yardımcıları ne de bakanlar hiç kimse milletvekili olamayacak. Olmayacak. Eğer milletvekillerinin içinden birisini seçiyorsa bakan olarak, milletvekilliğinden istifa etmek zorunda kalacak. Bakanın meclis kürsüsüne gelip milletvekilinin sorusunu cevaplaması mı doğrudur, yoksa 'bırakın bu milletvekillerini canım boşu boşuna seçilip geldiler, bir de çıkıp ona cevap mı vereceğim' anlayışı mı doğrudur. Bakan da olsa milletvekiline meclise gelip hesap vermeli diyorsanız gidip hayır oyu vereceksiniz" dedi.
"KAÇ TANE BAŞKAN YARDIMCISI OLACAK?"
Kılıçdaroğlu, "Soru sordum 'kaç tane başkan yardımcısı olacak?' diye. 1-5-50-100-100, kaç tane? Belli değil. Diyorlar ki 'efendim 1-2 bilmedin 3 tane olacak.' Nerede yazılı? 18 maddeye bakıyorum hiç 3 tane demiyor, 1 ya da 5 tane demiyor. En faza 5 tane olacaktır demiyor. Başkanın takdirine bağlı, kaç tane istese o kadar atayacak. İsterse kendi partisinin il başkanlarını başkan yardımcısı olarak atayacak. En var mı? Engel yok" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu,
Afganistan'da 2 tane başkan yardımcısı olduğunu belirterek, "
Türkiye'de sınır yok. Bir de 'Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor' diyorlar. O zaman gösterin. 18 madde, hadi bin madde olur da bir maddeyi atlamış olursunuz. Gösterin. Başkan yardımcısı istediğin kadar atayabilirsiniz. 'bugünkü başkan atamaz' diyorlar, yarın bir başka başkan gelir atar, sınır yok" şeklinde konuştu.
"ÜLKENİN GELECEĞİ 1 KİŞİYE EMANET EDİLEMEZ"
Kılıçdaroğlu, "Diyorsanız 'sınır istediği kadar başkan yardımcısı tayin etsin'. O zaman gidip 'evet' oyu kullanacaksınız. 'Olmaz bu doğru değildir' diyorsanız, gidip 'hayır' oyu kullanacaksınız. Zor bir tercih değil. Aklımızı kullanacağız oyumuz ona göre kullanacağız. Bunun partilerle ilgisi var mı? Bugün A partisinden birisi başkan olur, yarın B partisinden olur. Ama ülkenin geleceği 1 kişiye emanet edilemez, 80 milyon bir kişiye emanet edilemez. İşin özü budur" dedi.
"BİR KİŞİYE BU KADAR YETKİ VERMEK, O KİŞİYE DE YAZIKTIR, GÜNAHTIR"
Kılıçdaroğlu, "Devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili, kararları bir kişi tek başına alabilecek. Devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili bütün kararları başkan bir kararname ile düzenleyebilir. Yani bir kararname ile arzu ederse devletin bütün müsteşarlarını, bütün genel müdürlerini, bütün daire başkanların, bütün müftüleri, bütün kaymakamlar, bütün büyükelçileri, bütün komutanları bir kararname ile değiştirebilir. Bir kişiyi ikna ettiğiniz zaman veya bir kişiyi kandırdığınız zaman
Türkiye Cumhuriyeti Devletini 24 saatte en geç ele geçirmiş olursunuz. Bu yetkileri veriyorsunuz. 'Bu yetkileri vermek doğrudur' diyorsanız gidip 'evet' oyu kullanın. Çocuklarınıza, vicdanınıza hesap vereceksiniz. Bunun vebali çok ağırdır. 'Bu yetkiler yanlıştır' diyorsanız gidip 'hayır' oyu kullanacaksınız.Türkiye Cumhuriyeti Devleti sıradan bir devlet değildir. Bu memleketin sınırları başka ülkeler tarafından çizilmedi. Bir kişiye bu kadar yetki vermek, o kişiye de yazıktır, günahtır. Nasıl yapacak bu kadar? Bir kişiye dünyanın yetkisini veriyorsunuz, 80 milyonu teslim ediyorsunuz" diye konuştu.
"ADALET MEKANİZMASINDA HÜLLE OLMAZ"
Kılıçdaroğlu, yeni sistemde atamaları da bir kişinin yapacağını, amca, dayı çocuklarının, ilkokul ya da ortaokul mezunu olsa da başkan yardımcısı olabileceğini belirterek "Yetkisi var mı? Var. 'Bu yetki kullanılamaz, böyle bir şey olmaz' diyorlar. Birisi için olmaz ama bir başkası için 'ben yapıyorum arkadaş' olur. Örneği de var. Mevcut sistemde bile hülleyle bu tür atamalar yapılıyor. Bir kişi anayasa mahkemesine üye tayin edilecektir, şartları tutmuyordu, onu kısa süre için müsteşar yardımcısı yaptılar, sonra anayasa mahkemesi üyesi yaptılar. Ben buna itiraz ettim. Bu doğru değildir, 'adalet mekanizmasında hülle olmaz' dedim. Ama yaptılar. Nerede o hakim biliyor musunuz? Şimdi hapiste" dedi.
"AL ARKADAŞ TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ TEPE TEPE İSTEDİĞİN GİBİ KULLAN"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir partiliyi alıyorsunuz, özel kalem müdürlüğü üzerinde hiçbir sınava girmeden, devlet memuru yapıyorsunuz. Garibanın çocuğu da alın teri döküyor
KPSS sınavlarında 'acaba ben nasıl devlet memuru olurum' diye. Şimdi siz bütün bu yetkileri falan, KPSS kaldırıyorsunuz. Bir kişiye veriyorsunuz yetkiyi. Al arkadaş Türkiye Cumhuriyetini tepe tepe istediğin gibi kullan" dedi.
"ONLAR DA BİLİYORLAR Kİ BEN DOĞRULARI ANLATIYORUM"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Çıkıp ben neden 'evet' neden 'hayır' denmesi gerektiğini anlatıyorum. Meydanlarda dönüp bana hep birlikte 'Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor' diyorlar. Hatta onların ifadesiyle, kaba bir ifade, özür dileyerek burada kullanıyorum, 'Kılıçdaroğlu yalan söylüyor' diyorlar. Bende onlara gayet makul, gayet akılcı bir çağrı yapıyorum. Medyanın yüzde 90'ı zaten sizin kontrolünüzde, gazeteler sizin kontrolünüzde, televizyonlar sizin kontrolünüzde. Sizin istediğiniz televizyon kanallarına beraber çıkalım. Gelin üçünüz, hatta kurmaylarınızı da alın, ben de tek başıma geleyim. Söz verdim her biriniz yarım saat konuşun, vallahi bana sadece 15 dakika verin. Ben mi doğruyu söylüyorum, siz mi doğruyu söylüyorsunuz, vatandaş evinde otururken seyretsin. Kimin doğruyu söyleyip, söylemediği anlaşılır zaten. Öyle bin maddeyi de tartışmayacağız, topu topu 18 madde. Oturalım konuşalım. Ona gelmiyorlar. Niye kavga edelim, medeni insanlar gibi bir araya gelip konuşmak çok mu zor. Eğer ben doğruyu söylemiyorsam daha iyi ya bundan büyük bir fırsat mı olur. Alırsın eline 18 maddeyi, dersin şu maddede doğruyu söylemiyorsun. Beni mahcup et. Belki bu toplantılara hiç gerek kalmaz. Gelmiyorlar. Niye gelmiyor çünkü onlar da biliyorlar ki ben doğruları anlatıyorum. Onlar da biliyorlar ki ben doğruları anlattıkça, onlar rahatsız oluyor" şeklinde konuştu.
"KÖMÜR DAĞITTIĞIN FAKİR SAYISI ARTMIŞSA, O ÜLKEDE OTURUP DÜŞÜNMEK LAZIM"
Kılıçdaroğlu, "Eğer bir ülkede 15 yıl önce fakire kömür dağıtıyorsan, 15 yıl sonra kömür dağıttığın fakir sayısı artmışsa, o ülkede oturup düşünmek lazım, 15 yılda niye bu fakirlerin sayısı azalmadı. Kişi başına gelir arttı diyorlar, hem de 3 kat arttı. Niye bu aileler hala kömüre muhtaç. Bu sorunun da cevabın ben şu ana kadar almış değilim" dedi.
Görüntü Dökümü:
---------------------
- Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları
- Detaylar
30.03.2017 - 11.52 Haber Kodu : 170330046
30.03.2017 - 11.54 Haber Kodu : 170330047
30.03.2017 - 11.57 Haber Kodu : 170330048
====================================
2- ABD BAŞKONSOLOSLUĞU ÖNÜNDE "ADİL ÖKSÜZ" PROTESTOSU
Haber-Kamera: Erhan TEKTEN İstanbul DHA
15 Temmuz firarisi
Adil Öksüz'ün, darbe girişiminden 6 gün sonra ABD İstanbul Başkonsolosluğu'ndan telefonla aranması Vatan Partisi tarafından protesto edildi.
İstinye'de bulunan ABD Başkonsolosluğu önünde saat 13.00'da toplanan grup, "ABD Başkonsolosu hakkında derhal soruşturma açılmalıdır" pankartı açtı. Grup adına basın açıklamasını Vatan Partisi İstanbul İl Başkanı Erkan Önsel yaptı. ABD Başkonsolosluğunu işaret ederek 'Bu gördüğünüz bina suç karargahıdır' diye başladığı açıklamasında Önsel, "15 Temmuz darbesinden 6 gün sonra bu binadan ABD başkonsolosluğa kayıtlı telefondan darbenin aranmakta olan elebaşısı Adi Öksüz'e telefon açılmıştır. Bu bilgi Ankara Cumhuriyet başsavcısı tarafından saptanmış ve kamuoyuna açıklanmıştır. ABD Başkonsolosu olmak hiç kimseyi suçlu olmaktan kurtarmaz. Başkonsolos hakkında derhal soruşturma açılmalıdır" dedi.
"BAŞKONSOLOS HAKKINDA DERHAL SORUŞTURMA AÇILMALIDIR"
ABD Büyükelçiliği'nin konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamaya değinen Önsel, "Büyükelçilik bir açıklama yaptı. Dedi ki; Biz vize uygulaması için, vize alamadığını bildirmek için Adil Öksüz'ü buradan aradık. İtiraf ettiler. 15 Temmuz'dan sonra basında 6 gün boyunca defalarca manşet olmuş bir FETÖ'cü elebaşısını buradan aramışlar. Bu olsa olsa Adil Öksüz'ün kaçmasına yardımcı olmak amacıyla aranmıştır. Düşünebiliyor musunuz? Aranmakta olan bir kanun kaçağı ABD başkonsolosu tarafından aranıyor. Başkonsolos hakkında derhal soruşturma açılmalıdır" ifadelerini kullandı.
Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı görülürken, grup basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldı.
Görüntü Dökümü:
--------------
-Grubun toplanması
-Pankartın görüntüsü
-Atılan sloganlar
-Önsel'in basın açıklamasını okuması
-Güvenlik önlemleri
-Genel ve detaylar
30.03.2017 - 14.39 Haber Kodu : 170330102_
===================================
(ÖZEL)
3 - ADLİYEDE "CİNDY" KAVGASI
* Cindy adlı köpeğin dövülmesiyle ilgili davada sanık yakınlarıyla hayvan severler arasında kavga çıktı.
* Adliye koridorlarını karıştıran kavga duruşmayı izlemeye gelenlerin cep telefonu kamerasına yansıdı.
Haber: Hayati KILIÇ/ İstanbul DHA
Sarıyer Belediyesi Hayvan Kısırlaştırma ve Rehabilitasyon Merkezi'ndeki "Cindy" isimli Golden Retriever cinsi köpeğin geçtiğimiz yıl dövülerek kafatasının kırılmasına ilişkin, rehabilitasyon merkezinde görevli veteriner hekim ve veteriner işleri müdürü "Görevi kötüye kullanma" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle hakim karşısına çıktı. Duruşma çıkışı sanıkların yakınları ile hayvan severler arasında kavga çıktı.
İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan İstanbul 34.
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan sanıklar Cihan Yaşar ve Ayhan Akbulut Katıldı. Şikayetçi
İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi adına 8 avukat duruşmada hazır bulundu. Şikayetçiler Birgül Kükrer ve Özen Baydoğan da duruşmaya geldi. Bir grup hayvan sever de duruşmaya izleyici olarak katıldı.
"SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİLER"
Sanık Cihan Yaşar savunmasında veteriner hekim olduğunu belirterek "Olay tarihinde Sarıyer Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü'nde görevliydim. Olayı bir gün sonra öğrendim.
Adem İnce'yi çağırıp savunmasını aldım. Ayhan Akbulut'a da soruşturma sonuna kadar rehabilitasyon merkezine çağrılmaması gerektiğini ve izine çıkarılması gerektiğini söyledim. Benim görevini yaparken ihmalim söz konusu değildir . Üzerime atılı suçlamayı kabul emiyorum. Beraatimi talep ediyorum. Aksi takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ediyorum" dedi.
Sanık Ayhan Akbulut ise savunmasında, olay tarihinde Sarıyer Belediyesi'nde vekaleten veteriner işleri müdürü olduğunu belirterek "Adı geçen köpek geçtiğimiz Nisan ayında bakım merkezinde işçi olarak çalışan Adem İnce isimli şahsı ısırmıştı. Sağlık personeli tarafından müdahalesi yapıldıktan sonra hasta neye gönderildi. Hastanede kendisine iki gün rapor verilmişti. Adem İnce'nin köpeğe kötü muamele yaptığı düşünüldüğünden, diğer sanık Cihan Yaşar, Adem'in savunmasının alınmasını ve bu süre zarfında çalıştırılmamasını söyledi. Raporu bitince kendisini izne çıkardık. Adem İnce taşeron firmanın elamanı olduğu için yasal işlemlerin yapılması amacıyla dosyayı ilgili destek hizmetleri müdürlüğüne gönderdi. Nisan ayının 15'inde iş akdi feshedildi. Biz bu olayda herhangi bir gecikme ve ihmal göstermedik. Bu nedenle beraatimi istiyorum" dedi.
ŞİKAYETÇİ OLDULAR
Şikayetçi Birgül Kükrer, "Ben köpeği sokakta buldum ve sahiplendim. Bir gün işteyken köpeğin evden kaçtığını öğrendim. Çevrede aradım, internetten ilan verdim. Ancak bulamadım. İnternette Sarıyer Belediyesi'nin bakım merkezinde işkence gören köpeğe ait fotoğrafları görünce köpeğin Cindy olabileceğini düşündüm. Köpeğe çip taktırmıştım. Belediyeye müracaat ettim. Köpeği bana vermek istemediler. Köpeği gördüğümde kafasının üst kısmı yarık haldeydi. İşkenceye maruz kaldığı açıkça anlaşılıyordu. Uzun uğraşlar sonucu köpeği bana teslim etiler. 6 saat süren ameliyat sonucu iyileşti. Bu olay nedeniyle köpek travma yaşamaktadır. Kafasında 9 adet plaka vardır. Gerekli işlemleri vaktinde yapmayan sanıklar hakkında şikayetçiyim" dedi.
Şikayetçi Zeynep Güver de İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi adına savcılığa müracaatta bulunduğunu belirterek "Sanıklardan şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum" dedi. Duruşmada Sarıyer Belediyesi Hayvan Kısırlaştırma ve Rehabilitasyon Merkezi'ndeki çalışan 4 kişide tanık olarak dinlendi. Tanıklar köpeğe kötü muamele yapıldığını ve kafasında kırık olduğunu gördüklerini söylediler.
Duruşma sonunda, suçtan zarar görme ihtimaline karşı müştekilerin duruşmaya kabulüne karar verildi. Sanıkların belirttiği tanıkların dinlenmesi için duruşma ertelendi.
DURUŞMA ÇIKIŞI ARBEDE
Duruşma çıkışında sanıkların yakınlarıyla şikayetçiler arasında arbede çıktı. Adliye koridorlarında yaşanan kavga güvenlik görevlilerinin müdahalesi ile sona erdi. O anlar duruşmayı izlemeye gelenlerin cep telefonu kamerasına yansıdı
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheli Ayhan Akbulut'un Sarıyer Belediyesi Veteriner İşleri Müdür Vekili olduğu, şüpheli Cihan Yaşar'ın da Sarıyer Belediyesi Rehabilitasyon ve Kısırlaştırma Merkezi'nde çalışan işçi ve veteriner hekimlerin denetlenmesi ile çalışma koşullarının kontrol edilmesinden sorumlu olduğu belirtiliyor. Her iki şüphelinin de kamu görevlisi olduğu ifade edilen iddianamede, taşeron firma personeli Adem İnce'nin 5 Nisan 2016 tarihinde Cindy isimli Golden Retriever cinsi bir köpeği döverek kafatasını kırdığı iddia ediliyor. Aynı gün bu kişi hakkında gerekli idari para cezası uygulanmasının temin için kolluğa haber vermeleri gerekirken görevlilerin gereklerini yapmakta ihmal ve gecikme gösterdikleri ifade edilen iddianamede, görevlerini kötüye kıllandıkları, Adem İnce hakkındaki idari para cezasının da 22 Nisan 2016 tarihinde uygulanabildiği ifade ediliyor. İddianamede şüphelilerin "görevi kötüye kullanma" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapsi isteniyor. Cindy'i döven Adem İnce hakkında da idari para cezası verilmiş, iş akdi sona erdirilmişti.
Görüntü Dökümü
------------
-Duruşma çıkışı kavga görüntüleri
-Güvenlik görevlilerinin müdahalesi
-Şikayetçilerin adliyeden ayrılması
30.03.2017 - 13.28 Haber Kodu : 170330084_
===================================
4- BAKAN EROĞLU'NDA "DÖVİZ" DÜZELTMESİ
* Bakan
Veysel Eroğlu, bir hayvanseverin elinde taşıdığı dövizde "de" nin yanlış yazıldığını belirterek kalemiyle düzeltme yaptı.
Haber-Kamera: İdris TİFTİKCİ - İSTANBUL DHA
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu,
Büyükçekmece Mesleki ve Teknik
Anadolu Lisesi'nde fidan dikim törenine katıldı. Öğrencilerle birlikte fidan diken Bakan Veysel Eroğlu, can suyunu da kendisi verdi. Fidan dikiminin ardından Büyükçekmece İmaret Camii önünde fidan dağıtım etkinliğine katılan Bakan Eroğlu yaptığı konuşmada referandumda "evet" verilmesini istedi.
Bakan Eroğlu, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Cihangir'de veterinerde yaşanan kavganın ardından Kulaklı Orman Baykuşu'nun sorulması üzerine Bakan Eroğlu, " Nadir korunması gereken türlerden dolayısıyla veteriner tarafından birimlere bildirildi. En yakın ekibimiz teslim aldı. Veteriner fakültesinde tedavisi yapılıyor, iyi durumda. Tedavisi tamamlandıktan sonra tabiata tekrar bırakacağız" dedi.
Ak Parti Hayvan Hakları Komisyonu üyelerini de dinleyen Bakan Veysel Eroğlu, bir hayvanseverin elinde taşıdığı dövizde "de" nin yanlış yazıldığını belirterek kalemiyle düzeltme yaptı.
Görüntü Dökümü
------
-Okulda fidan dikimi
-Konuşması
-Soruları yanıtlaması
-Dövizdeki hatayı düzeltmesi
-Fidan dağıtım töreni
====================================
5- TAKİPTEKİ CİP KAÇMAYA BAŞLAYINCA POLİS HAREKETE GEÇTİ
* FİLM GİBİ OPERASYON POLİS KAMERASINDA
* Durdurulan cipte "Galia"nın yaptığı aramada 102 kilo eroin ele geçirildi
Haber-Kamera: Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
İstanbul Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerine
Van'dan yüklü miktarda eroin getirileceği yönünde bir bilgi üzerine çalışma başlattı. Polis ekipleri yaklaşık 1 ay boyunca şüpheliyi fiziki ve teknik takip ederek çalışmalarını tamamladı. Geçtiğimiz pazar günü Van'dan ciple yola çıkan şüpheliyi polis ekipleri farklı araçlarla 30 saat süren yolculuk boyunca izledi.
36 yaşındaki A.G.,
Balıkesir Karesi ilçesine geldiğinde takip edildiğini fark ederek kaçmaya çalıştı. Balıkesir
Emniyet Müdürlüğü ekiplerine durum bildirilerek trafik kontrollü bir şekilde yavaşlatıldı. Ekipler, Van'dan itibaren takip ettiği cipi durdurarak şüpheli A.G.'yi gözaltına aldı. Dedektör köpek "Galia" cipte yaptığı aramalarda arka koltuk altında ve arka tampona gizlenmiş 102 kilogram eroin buldu. Gözaltına alınan A.G.
Vatan Caddesi'ndeki Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğüne getirildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan A.G. sevk edildiği adliyede çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.
FİLM GİBİ OPERASYON POLİS KAMERASINDA
İstanbul ve Balıkesir Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı operasyonda film sahnelerini aratmayacak görüntüler kaydedildi. Polis ekipleri Van'dan itibaren takip ettiği cipi durdurmaya çalışması ve cipin kaçmaya çalışması görüntülere yansıdı. Polis ekipleri yolu yavaşlatarak cipi durdurması ve A.G.'yi yere yatırıp gözaltına alması polis kameraları tarafından kaydedildi. Balıkesir
Narkotik dedektör köpeği Galia'nın cipte arama yapması ve zulaları bulması görüntülere yansıdı. Ele geçirilen 102 kilo eroin Vatan Caddesi'ndeki Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sergilendi.
Görüntü Dökümü
-----------
(Polis Kamerası)
-Polis ekiplerinin cipi takip etmesi
-Cip'in kaçmaya çalışması
-Yolun yavaşlatılması
-Polislerin cipte bulunan A.G.'yi yakalayarak gözaltına alması
-Narkotik dedektör köpeği Galia'nın arama yapması
-Arka tamponda bulunan uyuşturucu maddeleri bulması
-Seriden görüntü
-Eroinlerin görüntüsü
-Genel ve detay görüntüler
30.03.2017 - 12.48 Haber Kodu : 170330070
========================
6- AHMET ERTEGÜN ÖLÜMÜNÜN 10. YILINDA ANILDI
Haber: Orhan SENCER/ İSTANBUL,
Müzik dünyasının efsane ismi
Ahmet Ertegün, ölümünün 10. yılı dolayısıyla düzenlenen özel bir saygı konseri ile İstanbul'da anıldı.
Üsküdar Belediyesi tarafından
Bağlarbaşı Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen gecede, hayatı boyunca birçok ismi müzik dünyasına kazandırarak geniş kitlelere tanıtan Ahmet Ertegün 10. ölüm yıl dönümünde anıldı. Gecede, dünyaca ünlü saksafon sanatçısı
İlhan Erşahin'in projesi İstanbul Sessions'ın yanı sıra 13 yaşındaki piyanist
Hakan Başar da sahne aldı.
Üsküdar Belediye Başkanı
Hilmi Türkmen yaptığı konuşmada, Ahmet Ertegün'ün Üsküdar'ın en önemli değerlerinden biri olduğunu belirterek, "Ertegün, müzik dünyasına kazandırdığı sayısız değerlerin yanı sıra, Üsküdarlı kimliği ile bütün dünyaya 'Üsküdar'a Gider İken' şarkısını da sevdiren çok önemli bir isim. Bu gece kendisini ölümünün 10. yılı sebebiyle anıyor olmaktan büyük gurur duyuyoruz. İlhan Erşahin'in de evrensel değerlerimizi saksafonla, cazla dünyaya duyurmasından büyük gurur duyuyoruz" dedi.
Bu arada Üsküdar Belediyesi'nin, 8 yaşından beri piyano çalan 13 yaşındaki piyanist Hakan Başar'a eğitim bursu verdiği açıklandı.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-İzzet Öz'ün konuşması
-Hakan Başar'a eğitim bursunun takdim edilmesi
-Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen'in açıklamaları
-İlhan Erşahin's İstanbul Sessions ve Hakan Başar'ın sahne alması
30.03.2017 - 13.30 Haber Kodu : 170330085
Sizin düşünceleriniz neler ?