Devlet Bakanı Faruk Çelik, Ak Parti Adana İl Başkanlığı 46'ncı İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katılarak, partililere seçim süreciyle ilgili konuştu. 12 Haziran'da yapılacak seçimlerle ilgili vatandaşları duyarlı olmaya çağıran Çelik, "12 Haziran'da seçim var. Bu seçim, gelişime, değişime, kalkınmaya, demokrasiye, özgürlüklere, dünyaya entegre olmaya devam mı, tamam mı seçimi olacak. Onun için bu seçim, Türkiye'nin kader seçimidir" dedi.
Ak Parti'nin 8 yıllık iktidarlık döneminin son 4 yılında IMF bulunmadığını belirten Çelik, "IMF talimatlarıyla ayakta kalmaya çalışan hükümetler vardı. 8 yılın son 4 yılında IMF yok. Türkiye'de IMF'ye eyvallahı olmayan bir hükümet var" diye konuştu.
AK Parti'nin yönetiminde birçok hayalin gerçekleştiğini vurgulayan Çelik, "Hayaller kurmadık, biz kurulan hayalleri gerçekleştiren bir iktidarız. Genelde ve yerelde birçok şey yaptık, bir çok projelere imza attık. Biz laf üretmedik, iş ürettik. Milletimiz bu işi hafızasına, gönlüne yazdı. Bu ülkede yerel ekonomik krizler hükümetleri aldı götürdü. Hükümetleri iktidardan uzaklaştırdı. 8 yıl sonra bugün bir iktidar var ki, küresel ekonomik krizi alt eden bir iktidar. Ak Parti'nin karşı karşıya kaldığı kriz, yerel değil, ABD merkezli, 190 ülkeyi kasıp kavuran bir kriz. Bazı devletler adalarını satılığa çıkardılar, ama Türkiye dimdik ayakta duruyor. 10 yıl önce Türkiye bir karanlığa gömüldü. Öyle bir karanlıktı ki, 380 milyar lira hiç edildi. Düşünmenizi istiyorum eski parayla 380 katrilyon lira ile neler yapılırdı. Yuvalar yıkıldı, aileler dağıldı, intiharlar yaşandı. Neler yaşanmadı neler. Cumhuriyet tarihinde ilk kez esnaflar caddelere döküldü. Esnaf toplumun omurgasıdır. bu omurga bin bir çileye dayanarak hayatını sürdürmüştür. Ama öyle bir noktaya getirmişlerdi ki esnaf caddeye çıkmak zorunda kalmıştı" dedi.
DEMOKRASİDE EVRENSEL KRİTERLER
Türkiye'nin son süreçte demokraside evrensel kriterlere ulaştığını ileri süren Bakan Çelik, konuşmsını şöyle sürdürdü: "Türkiye kendisine has bir demokrasisi olan bir ülkeydi. 'Hayır bu olamaz' dedik. Ne oldu? 8 yıl içinde evrensel demokrasi ilkelerini benimseyen bir ülke noktasına Türkiye'yi getirdik. Evrensel kriterlere göre demokratik Cumhuriyet nasıl olursa, Türkiye'yi o yöne doğru taşıyoruz. Faili meçhul cinayetlerin rutin geçtiği Türkiye vardı. Türkiye'yi buradan çıkardık. Türkiye'de artık işkenceden söz edilmiyor. Faili meçhul cinayet de bizim iktidarımızda söz konusu değil. Ne karanlık sahnelerin yaşandığını biliyoruz. Özgürlükleri imtiyaz olduğu bir Türkiye vardı. 8 yılda 'Özgürlükler haktır' diyen bir Türkiye haline getirdik. Komşularıyla didişen kavga eden bir Türkiye vardı, şimdi komşularıyla kaynaşan bir Türkiye haline geldik. Sorunlarını konuşmaktan korkan bir Türkiye vardı. Oysa şimdi sorunlarıyla yüzleşen bir Türkiye var. 2007 seçimlerine gittik, milletimiz bize neredeyse 2 kişiden birinin oyunu verdi. Yüzde 47 oy verdi. Biz sorunlarla yüzleşmekten korkmayan yeni Türkiye'nin temsilcileri olarak, hangi sorun varsa masaya yatırdık. Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun, Kürt meselesi, PKK, terör söylenmedik bir şey kaldı mı televizyonlarda? Her şey konuşuluyor, konuşulmasından rahatsız olanlar var. Biz rahatsız değiliz. konuşsun herkesin maskesi insin. Kim neyi savunuyor, kim terörle, PKK ile kol kola bunu bilelim. Artık maskeli siyaset dönemi bitsin istedik."
SÖZ DİNLEYEN DEĞİL, SÖZ SÖYLEYEN KONUMA GELDİK
Türkiye'nin diğer devletler karşısında bir dönem sürekli söz dinleyen konumda olduğunu, Ak Parti iktidarıyla söz söyleyen konuma geçtiğini ileri süren Çelik, şunları söyledi: "Ak Parti'den önce, söz dinleyen, şimdi söz söyleyen konuma geldik. Devletlerarası ilişkilerde sözü sürekli dinlerseniz faturanın ne olacağını biliyorsunuz. Sözü olan ve söz söyleyen bir konuma Türkiye gelmiştir. Herkes duysun, herkes bilsin diye üzerine basa basa söylüyorum. Türkiye siyasette bu niteliği nasıl yakaladı? Bunlar sizden aldığımız, milletten aldığımız güçle oldu, istikrar ve güven ortamının oluşmasıyla oldu. Ak partililer sayesinde oldu, ellerinize yüreğinize sağlık. Milletimiz artık, siyasete güveniyor. Benim şahsen en çok mutlu olduğum nokta bu. Milletimiz siyasetçiye güveniyor. Dert mi var? Var. Çözümü milletimiz başka yerde aramıyor, millet 'siyasi mekanizma çözer' diyor. Yakın geçmişte öyle miydi? Bizim dönemde bile birileri çıktı, gelin bizi kurtarın diye. Kurtuluş naraları atanları da dinlediniz. Ama, Ak Parti döneminde milletimiz çıkışı, sorunların çözüm kaynağı olarak siyaseti görmeye başladı. Biz bu kadar mücadeleyle Türkiye'de demokrasi kökleşsin, çözüm adresi siyaset olsun diye uğraşırken, bu süreçte bizle nasıl uğraşıldığını biliyorsunuz, karanlık senaryolar, üniversiteleri kışkırtmalar, darbe girişimleri, e-muhtıralar, daha neler neler yaşandı. Sizler bunları çok iyi biliyorsunuz. Bunların hepsini geride bıraktık. Millete sırtımızı dayadık, yılmadık, yıkılmadık, neticede başardık. Başaramadığımız şeyler de oldu örneğin muhalefeti negatiften pozitife çıkaramadık. Muhalefet hep karamsar."
SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ GERİDE KALDI
Tüm kurumlara duyarlı şekilde görevlerini yapma çağrısında bulunan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Asker bizim sınırlarda güvenliğimizi sağlayacak, polis iç güvenliği sağlayacak, yargı adalet dağıtacak. Herkesin görev alanı belli. Artık soğuk savaş dönemi Türkiye'si geride kalmıştır. Yeni dönemde millet idaresi baş tacıdır. Milletin dediği oldukça, milletin yüzü gülüyor. Dert, kurumlarımızla mücadele değil, kurumlarımız başımız tacı. Ordumuz peygamber ocağı, başımızın tacı. Diğer kurumlar da kendi alanlarında bu milletin gelişmesine kendilerini endekslemeliler. Soğuk savaş dönemine taşıma isteği yetti artık. Söz veren, umut vermeyen, söz veren güven vermeyen bir anlayış var ortada. Millet rağbet etmiyor. Söyledikleri bir çok şeyde ne kadar tartışmalara konu olduğunu hepiniz gördünüz. neler neler söylediler. Kısa süre içinde inkarlara kalktılar. Bu nereden kaynaklandı. Recep Tayyip Erdoğan öyle bir politika yürütüyor ki; solcu solculuğunu şaşırdı, sağcı sağcılığını şaşırdı. Bir şey söyleyecekler, hükümet onu yapıyor. Siyasette alan bulamayınca, yapacakları, hareket edecekleri alan kalmayınca siyasi partiler çok zor durumda kalıyor."
BATUM HOCA KALSAYDI, ÇOCUKLARIN VAY HALİNE
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na Süheyl Batum'u siyaset sahnesine çekmesinden dolayı teşekkürü borç bildiğini ifade eden Çelik, "CHP'de Genel Başkan Yardımcısı olarak görev alan, soyadı Batum olan sayın hoca için bir şeyler söyledi. Orduya 'kartondan kaplan' dedi. Sayın Kılıçdaroğlu'na teşekkür etmek gerekiyor. Böyle bir hocayı üniversitede bıraksaydı çocukların vay haline. İyi ki siyasete çekti" dedi.
ALEVİ İŞLERİ VAKFI'NI SAYGISIZLIK OLARAK GÖRÜRÜZ
Toplantının ardından Ak Parti İl Başkanlığı'nı ziyaret eden Çelik, partililerle görüştü, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Alevi İşleri Vakfı'nın kurulması yönündeki söylentilerle ilgili soruya Bakan Çelik, "Alevi İşleri Vakfı diye bir vakfı, böyle bir ismi saygısızlık olarak görürüz. Hem bizim çalışmalara saygısızlık, hem katılımcılara saygısızlık, hem tarihi süreci saygısızlık olarak görürüz. Bunlar masabaşı haberlerdir. Biz Alevilerle ilgili çalışmalarımızı derli toplu bir şekilde yürütüyoruz. Cem Evleri'nin statüsüyle ilgili geçen hafta bir çalışma yaptık. Arkadaşların farklı, güzel önerileri oldu. Bunlardan bir tanesi de bir vakıf, bir kamu vakfı kurulup, bütün Cem Evleri'nin o vakfa bağlı olması yönünde bir öneri geldi. Daha bir sivil yapı ve bu şekilde devletin bazı kaynaklarını ya da bazı yasalardan doğan haklarını karşılayabilecekleri yönünde bir görüş ifade edildi. Bu benzer alternatifler üzerine çalışmalar sürdürülüyor. Hüküm anlamında bizim yaptığımız bir açıklama değil" dedi. Sarkozy'nin AB sürecindeki sert tutumuyla ilgili yorumu sorular Çelik, "G20 zirvesinde Türkiye'ye bir ziyareti oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımızla görüştü. Ben Sayın Başbakanımızla yaptığı görüşmeye katıldım. Çok sıcak bir görüşmeydi. Herkes görüşlerini açık ve net bir şekilde ifade etti. Türkiye'nin AB süreciyle ilgili tezleri açık. Tabi Fransa'da Mart ayında yerel seçimler, 2012 Mayıs ayında da Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Tüm bu değerlendirmelerin önemli bir ayağının da politik yönlü olduğunu bilmenizi isterim. Türkiye de seçime gidiyor ama AB süreciyle ilgili dikkat ederseniz politik bir duruşu yok. Biz başından beri aynı çizgiyi takip ediyoruz. Ama Avrupa'daki dostlar maalesef kendi iç politikalarıyla, Türkiye'nin AB sürecini sürekli karıştırıyorlar. Benim gördüğüm eksiklik, yanlışlık bu" dedi.
Türk kahvesi içerek günün yorgunluğunu atan Bakan Çelik'e Ak Parti İl Başkanı Mustafa Kebude el yapımı kilim hediye etti. Çelik, buradaki ziyaretinin ardından Adana Valisi İlhan Atış'ı makamında ziyaret etti. Çelik, daha sonra da, İl Müftülüğü'nde il ve ilçe müftüleriyle toplantı yaptı.
Son Dakika › Güncel › Devlet Bakanı Faruk Çelik : 'Devam Mı Tamam Mı Seçimi Olcak' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?