Çanakkale Boğazı başta olmak üzere Marmara ve Ege Denizi'nde avlanmanın giderek artması, birçok balık neslini tehdit etmeye başladı. Son dönemde avlanmaya çıkan birçok balıkçı eli boş olarak limana dönüyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Su Ürünleri Fakültesi Temel Bilimler Bölüm Başkanı ve Sualtı Araştırmaları Merkez Müdürü Prof. Dr. Mustafa Alparslan, "İnsanlar düğün derneklerinde altın yerine, bulabilirlerse gelin ve damada lüfer taksınlar" dedi.
"Rastgele Reis" ya da "Bereketli Olsun Reis" gibi deyimler geçmişte denize açılan veya avdan dönen balıkçılar için çok sık kullanılırdı. Ne var k, son yıllarda avlanmaya çıkan birçok balıkçıya eli boş olarak limana dönüyor. Bu yüzden, rıhtıma yanaşan balıkçı teknelerini meraklı gözlerle karşılayan vatandaşlar da balık bulamıyor. ÇOMÜ Su Ürünleri Fakültesi Temel Bilimler Bölüm Başkanı ve Sualtı Araştırmaları Merkez Müdürü Prof. Dr. Mustafa Alparslan, yıllık avlanma miktarının kayıt dışılarla 10 bin tonun çok üstünde olduğuna dikkat çekti. Son iki yıldır lüfer ve çinekop balığının yok denecek kadar azaldığını belirten Prof. Dr. Alparslan, "Maalesef böyle bir gerçekle karşı karşıya kaldık. İnsanlar düğün derneklerinde altın yerine bulabilirlerse gelin ve damada lüfer taksınlar" diyerek konuya dikkat çekmek istedi. Yürürlülükte olan su ürünleri sirkülerinde, lüfer yavrusu çinekopun 14 santim boydan itibaren avlanabileceğine ilişkin maddenin bulunduğunu ve bunun yanlış olduğunu söyleyen Prof. Dr. Alparslan, "Avrupa Birliği ve ABD gibi ülkelerde ise böyle bir şey asla söz konusu değil. Hatta çok eski yıllarda İstanbul'da lüfer yavrusu çinekop avlayan ayıplanırdı. Maalesef bugün denizlerdeki tüm balık türleri için risk söz konusudur" dedi.
YUNANİSTAN DOĞRUSUNU YAPIYOR
Her kesimin vazgeçilmezleri arasında yer alan sardalye balığının da yanlış zamanda avlanması nedeniyle büyük tehdit altında olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Alparslan, "Sardalye şu anda bizim kuzey sularımızda yumurtalıdır. Güneyde ise yumurtadan çıkıp yavru verdi. Ancak kış döneminde bizde maalesef Sardalye balığı avı serbest. Yanlış bir şekilde yumurtalı balığı binlerce kasa olarak avlıyoruz. Hal böyle iken Yunanistan ise son derece akıllı bir şekilde bu yumurtalı Sardalyenin avını yasaklıyor. Yunanistan'da 15 Haziran'da av serbest oluyor, biz ise tam tersine bu tarihte yasak moduna geçiyoruz. Bu durumda da Sardalye balığını en lezzetli döneminde Yunanistan'dan ithal etmek durumunda kalıyoruz. Önerim, Yunanistan ve Ukrayna gibi ülkelerle su ürünleri düzenlemeleri konusunda ortak politikalar yürütmemiz yönünde. Ancak bu şekilde geleceğin su ürünlerini kurtarmış oluruz" diye konuştu.
'HİÇBİRİMİZ MASUM DEĞİLİZ'
Denizlerde bilinçsiz ve yasak avlanmanın balık nesli üzerinde yarattığı etkinin yanı sıra, tüketen toplumun da bunda pay sahibi olduğunu ifade eden Alparslan, "Hiçbirimiz masum değiliz. Örneğin tezgahlardaki yavru barbunlar, tekirler, mezgitler, çinekoplar ve istavritlere talebimiz olduğu müddetçe avlanmalar da devam edecektir. Çözümü, gerçeklere uygun şekilde bölge balıkçıları ve ilgili üniversitelerden bilim adamlarının görüşlerinin uygulanmak üzere hayata geçirilmesinde buluyoruz. Yoksa toplantılarda ancak belirli grupların, politikacıların etkinlikleri hakim olursa, bilim adamlarının çalışmaları dominant olmazsa biz sonuç alamayız" dedi.
YILDA 10 BİN TON BALIK AVLANIYOR
Tarım İl Müdürlüğü Kontrol Şube Müdürü Mehmet Sezer, 671 kilometre sahil şeridine sahip Çanakkale'de 962 ruhsatlı balıkçı teknesi, 2 trol ve 21 de gırgır teknesi olduğunu söyledi. Çanakkale'ye kayıtlı gırgır ve trol sayısının çok az olmasına rağmen, Çanakkale Boğazı'nın Ege Denizi girişi ile Marmara Denizi girişinde avlanmak üzere her balık sezonunda diğer illerden yaklaşık 80 gırgır ve 90 trol teknesinin geldiğini belirten Sezer, bu nedenle av yükünün arttığını söyledi. Sezer, yıllık istatistiklere göre Çanakkale sınırları içinde yılda ortalama 10 bin ton balık avlandığını belirterek, "Çanakkale'de avlanan balık miktarı 2008 yılında 10 bin 505 ton, 2009 yılında 10 bin 87 ton ve 2010 yılında 10 bin 180 ton olarak gerçekleşti" dedi.
RESTORANCIDAN ACI İTİRAF
Çanakkale'de 1940 yılından buyana deniz ürünleri ağırlıklı olmak üzere hizmet veren Yalova Restaurant, balık neslinin karşı karşıya olduğu tehdidi dile getirmek için çok ilginç bir mücadele başlattı. Türkiye Kıyılarının Balıkları adlı bir kitapçık bastıran restoran işletmecisi Ertuğrul Sürgit, vatandaşların adını bile duymadığı, ancak birçoğunun neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan balıkları resim ve isimleriyle topladı. Sürgit, "Bu kitapçığı hazırlama sebebim, çoğunun türleri artık kaybolmaya yüz tutmuş, Türkiye kıyılarının balık ve diğer su ürünlerini tanıtabilmek. Geçmişte rahatlıkla görüp de tadabildiğimiz bu ürünlerin gelecekte de unutulmamasını sağlamaya katkıda bulunmak istedim. Dilerim yine her şey eskisi kadar bol ve temiz olsun, gelenek bozulmasın" dedi. - Çanakkale
Son Dakika › Güncel › Denizin Bereketi Azalıyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?