Almanya'daki Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturma sonucunda 20 sanık hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi.
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, Zekeriya Karaman ve Mustafa Çelik'in de aralarında bulunduğu 9 tutuksuz sanık ve taraf avukatları katıldı. Duruşmayı, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da izledi.
Duruşmada ifade veren sanık Bedrettin Bülent Bilgin, hakkındaki iddiaları reddederek, Deniz Feneri'nde 2002-2007 yılları arasında büro elemanı olarak görev yaptığını anlattı.
Mehmet Gürhan'ın talimatıyla, 2004 yılında Almanya'da 50 bin avroyu bankadan çektiğini ve Gürhan'a teslim ettiğin söyleyen Bilgin, "Gürhan'ın talimatını yerine getirdim ve bir daha da para yatırma ve çekme işlemi gerçekleştirmedim. Ne Almanya'dan Türkiye'ye, Ne Türkiye'den Almanya'ya para, alındı belgesi ya da makbuz getirmedim. Yurt dışına giriş ve çıkış kayıtlarım da incelendiğinde, söylediklerimin doğru olduğu görülecektir. Sahte alındı belgesi de düzenlemedim. Beraatime karar verilmesini talep ederim" diye konuştu.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen sunucu Uğur Arslan ise Ankara'da verdiği ifadesini tekrar ettiğini söyledi.
Sorular üzerine Uğur Arslan, sürekli kamera ve sahne önünde bulunduğu belirterek, naklen yayın aracıyla belge gönderildiğine ilişkin bilgisi olmadığını kaydetti.
Arslan'ın ardından, duruşmada 13 tanık daha dinlenildi. Tanık ifadeleri sonrası söz alan avukatlar, davaya ilişkin taleplerini dile getirdi.
Mahkeme heyeti, müşteki Tülay Doğan'ın davaya katılma talebini içerir dilekçe gönderdiğini aktararak, ancak şikayetçinin daha önce konsolosluk aracılığıyla şikayetten vazgeçme dilekçesini gönderdiğini belirtti.
Heyet, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre şikayetten vazgeçme mümkün olmadığından, Doğan'ın mağdur sıfatıyla beyanlarının alınması için Almanya adli makamlarına yazı yazılmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Mahmut Tanal
Adliye çıkışında gazetecilere açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, duruşmadaki izlenimlerini anlatarak, mahkeme başkanı ve tanıkların seslerini duymakta zorlandığını söyledi. Tanal, duruşmada bilinçli olarak yüksek sesle konuşulmadığını savundu.
Türk hukukuna göre bir tanık dinlenildiği zaman diğer tanık ya da tanıkların salonda olmaması gerektiğini belirten Tanal, "Bir tanık ifade verirken, öbür tanık salonda oturuyor. Bir başka hukuka aykırılık ise dinlenmeyenlerle, dinlenilen tanıklar yüzleştirilemez. Duruşmadaki tanıkların güvenirliği de önemli" dedi.
Duruşmada 5 dakikada 3 tanık dinlenildiğini anlatan Tanal, "Bu yargılamanın sonucunda adaletin gerçekleşeceğine ben inanmıyorum. Biz burada rol gereği, bir piyes olarak duruşmayı izliyoruz" şeklinde konuştu.
Davanın geçmişi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 20 sanığa "özel belgede sahtecilik", "kamu görevlisinin sahtecilik suçuna iştiraki" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlamaları yöneltildi, 25 şüpheli hakkında ise "ek takipsizlik kararı" verildi.
Hazırlanan iddianame, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Ancak suçlama konusu eylemlere ilişkin yargılama yerinin İstanbul olduğuna kanaat getirilerek, "yetkisizlik" kararıyla dava dosyası, görevli ve yetkili İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Dosyaya bakmakla görevlendirilen İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi de Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nin "yetkisizlik" kararını yerinde bularak, davanın kendi mahkemelerinde görülmesine karar verdi. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Deniz Feneri E.v. Bağlantılı Dava - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?