Bdp Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, AYM Başkanı Haşim Kılıç'ın bugün yaptığı konuşmayı değerlendirirken, Bana kalırsa Anayasa Mahkemesi sayın başkanı, bir hukukçu ve bir yüksek yargının başkanı olarak söylemesi gerekenleri söylemiştir. Asıl sıkıntılı söylemler Başbakan'ın AYM Başkanı ve üyelerine karşı kullandığı söylemlerdirdedi. BDP'li vekillerin HDP'ye geçeceğini ve kendisinin HDP'de eş başktan olmayacağını belirten Demirtaş, Yeniden, her hangi bir kurumun her hangi bir partinin eş başkanı olmak gibi bir düşüncem yok. Her hangi bir adaylık ta düşünmüyorumdedi.
KILIÇ, SÖYLEMESİ GEREKENLERİ SÖYLEMİŞTİR
Diyarbakır'da bulunan BDP Eşgenel Başakanı Selahattin Demirtaş, gazetecilerin gündemle ilgili sorularını yanıtladı. Demirtaş, AYM Başkanı Haşim Kılıç'ın bugün yaptığı ve hükümeti eleştirdiği konuşmasıyla ilgili, Bana kalırsa Anayasa Mahkemesi sayın başkanı, bir hukukçu ve bir yüksek yargının başkanı olarak söylemesi gerekenleri söylemiştir. Asıl sıkıntılı söylemler Başbakan'ın AYM Başkanı ve üyelerine karşı kullandığı söylemlerdir. Bir başbakan AYM'nin aldığı bir karara hakaret vari küçültecek şekilde zan altında bırakamaz. Hesabına geldiği bütün mahkeme kararlarını alkışlarken hesabına gelmeyen siyasi çıkarlarına denk düşmeyen mahkeme kararlarını yerden yere vurabiliyor. Hatta gayri milli olmak ve başka yapılarla bağlantılı olmakla suçlayabiliyor. Bu doğru bir tutum değil. AYM Başkanı'nın ortaya koyduğu tutum evrensel hukuk kriterlerinin tekrarıdır. Dolayısıyla açıklamaların önemli olduğunu düşünüyorum. Evrensel hukuk çerçevesinde hakimler kararlarıyla mesajlarıyla tabiki kendilerini savunmalı savunabilmelidedi.
BUNDAN SONRA HİÇ BİR PARTİDE BAŞKANLIK DÜŞÜNMÜYORUM
Demirtaş, BDP'li vekillerin HDP'ye katılması, HDP'de Eşgenel Başkan olup olmayacağı ve Öcalan'ın istemesi durumundaki tavrı konusunda şöyle konuştu HDP kongresinde HDP Eşbaşkan adayı olmam gibi bir düşüncem yok. BDP Eşbaşkanı olarak şimdilik BDP'yi kongreye götürecek hazırlıkları yürüteceğiz. Daha sonra bende HDP'ye bir geçiş yapacağım. HDP milletvekili olarak görevimi sürdürmeyi düşünüyorum. Yeniden her hangi bir kurumun her hangi bir partinin eşbaşkanı olmak gibi bir düşüncem yok. Her hangi bir adaylık ta düşünmüyorum. Kamuoyunda devam etmeme dönük destek mesajları halkın bu konudaki tevecühü bizim için tabi ki önemlidir fakat, kişiler üzerine, isimler üzerine büyümüş bir hareket değiliz. En nihayetinde bu görevi yapabilecek çok sayıda arkadaşımız çıkacaktır. Zaten mücadeleden çekilmiyordum, mücadelenin içinde ve merkezinde olacağım. Ama eşbaşkanlık konusunda bir yenilenmeye, yenileşmeye ihtiyaç var muhakkak. Bende siyaseten bu görevlerimi, mücadeleyi bırakmıyorum. Gelecek önerilerin hepsi çok saygındır, değerlidir fakat ben eş başkanlığı sürdürmeyi düşünmüyorum. Çünkü HDP ile birlikte yeni yüzlerle birlikte yola devam etmenin daha faydalı olacağını ben düşünüyorum. Arkadaşlarımla genel olarak hep birlikte buna inandığımız için böyle bir yenilenmeyi gerçekleştiriyoruz.
HDP VE BDP'NİN İSİMLERİ, LOGOLARI DEĞİŞEBİLİR
Demirtaş, HDP yeniden büyümek için daha geniş çevrelere açılabilmek için yeniden yapılandırmayı tartıştığını, sadece bir sol birlik olarak kendini konumlandırmayacağını ifade ederek, şöyle dedi Belki sol güçler öncülük yapacaklar, bu konuda fedakarlık yapacaklar, lokomotif olacaklar, ama Türkiye'nin İslami kesimleri dahil, bütün ezilenlerin, yok sayılanların Kürdi ile Alevisi ile, işçisi, emekçisi, Sünnisi ile bütün ezilenlerin ortak mücadele partisi ve kısa zamanda ana muhalefet partisi olmayı hedefleyen bir pozisyona getirecek kendini HDP. Umut ediyorum tartışmalar HDP'yi o noktaya götürecek. BDP'nin 8 Haziran'da, HDP ise, 22 Haziran'da kongre yapmayı hedefliyor. Her iki partinin de bayrağı, logosu ismi tartışılabilir. Kongrelerde bu önerileri delegelere sunacağız. Muhtemelen bir hazırlığımızda olabilir. Seçmenimizin, halk tabanımızın, bizi destekleyenlerin karşısına bundan sonra her boyutuyla bundan sonra daha fazla cevap olabilecek bir hazırlıkla çıkmayı hedefliyoruz. Hem HDP'nin hem BDP'nin daha fazla anlaşılır akılda kalır diğer partiler ile karıştırılmayacak aynı zamanda partinin tüzüğünü ve mücadele perspektifini yansıtan, o mesajı veren yeni bir logo düşünülebilir. İki partinin logoları güzel ama bazı karışıklıklara yol açabiliyor seçimlerde. Mesajı doğru yansıtabilecek doğru verebilecek logoyu da tartışabiliriz elbet. BDP kapanmayacak. Şu aşamada belediyelerimiz HDP'ye geçiş yapmayacak. Bu tartışmalar sonucunda alınabilecek bir karardır.bizler bu tartışmaya kapalı değiliz ama hali hazırda BDP kapanmayacak, başka bir isim ve tüzükle yoluna mücadelesine devam edecek. Belediyeler de şimdilik BDP çatısı altında çalışmalar yürütecek.
İSMİM ÜZERİNDE TARTIŞMAYI DOĞRU BULMUYORUM
Demirtaş, çocukluğu ve gençliğinin özgürlük ve demokrasi mücadelesinin içerisinde geçtiğini, bundan sonrada bu mücadelenin asla dışında olmayacağını, ismi üzerinde bu tartışmanın yürütülmesini doğru bulmadığını söyledi. Bu mücadelenin ismi ile başlayan bir mücadele olmadığı gibi ismi ile bitecek bir mücadele olmadığını ifade ederek, Bunda bulunduğum konum pozisyon ne olursa olsun elimden gelen bütün katkı ve çabayı mücadeleme halkıma sunmaya devam ederim. Fakat önümüzdeki günler ne getirir ne götürmez bunları kestirmek zordur. Siyasette nokta diye bir şey yoktur. Virgüller olur ama siyaset siyasi mücadelede aslı nokta konulamaz. Yani tarih önümüze hangi görevi çıkarırsa ve o göreve hazırsa layık olmak için elimizden geleni yaparızdiye konuştu.
SİYASİ PARTİLERİN ORTAK ADAY ÇIKARMASI YANLIŞ OLUR
Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda HDP ve BDP olarak bu konuları resmi kurumlarında henüz yoğun tartışmadıklarını, ağırlıklı görüş olarak kendi adaylarını çıkarmak istediklerini söyleyen Demirtaş, şöyle dedi
Bir aday etrafında nasıl bir Türkiye istiyoruz nasıl bir demokrasi, yönetim, model istiyoruz, sistemi hangi yöntemlerle değiştirmek istiyoruz bütün bunları Cumhurbaşkanlığı yarışında ortaya koymak istiyoruz. O nedenle kendi adayımızın çıkma ihtimali çok daha güçlü görünüyor. Mesele sadece Cumhurbaşkanlığı yarışı içinde olmak değil, mesele kendi farkımızı ve farklılığımızı bu Cumhurbaşkanlığı seçimi vesilesi ile bütün Türkiye'de bir daha anlatabilmek, bütün dünyana bir kez daha anlatabilmektir. Destekleyeceğimiz kişi, her şeyden önce gerçekten Türkiye'nin çok kültürlü, çok dilli çok inançlı yapısını kucaklayacak bunu yaşamında özümsemiş, benimsemiş yaşamı ile pratiği ile bunu ortaya koşmuş, mücadelesi ile bunu ortaya koşmuş bir kişi olmalı. Bu kişi aynı zamanda bir kadın olursa bu daha büyük bir avantaj olabilir, daha güçlü bir mesaj olabilir. Bu niteliklere sahip bir aday ortaya çıkarsa bizim yeniden ayrıca illa partili bir aday çıkarmamıza gerek yok. Böylesine bir profili temsil eden bir ismin ortaya çıkması halinde tabi ki bizler onu destekleme konusunda asla ön yargılı davranmayız.Fakat diğer partilerin çıkaracağı adaylar konusunda bizim partiler arası bir ittifak tartışmamız bu aşamada mümkün değil. Ortak aday çıkarma konusunda partiler arası ortak aday çıkarmak yerine tabandan gelen tabandaki demokrasi hareketlerinin çıkaracağı ortak adayı siyasi partilerin birlikte desteklemesi daha doğru olur. Yani siyasi partilerin bir araya gelip ortak aday çıkarması bence yanlış olur. Ama tabandan, halktan destek görerek ortaklaşmış bir ismi siyasi partilerin ortaklaşa desteklemesi daha demokrasiye uygun olar, daha sonuç alıcı olur diye düşünüyorum.
ERMENİ ÇIKIŞI SİYASİ ÇIKAR İÇİN KULLANALMAMASI LAZIMDIR
Başbakan Erdoğan'ın Ermeni çıkışını da değerlendiren Demirtaş, taziye mesajının Türk devlet geleneği, Türk devlet yapısı, AK Parti'nin Türk-İslamcı yapısı ve milliyetçi yapısı düşünüldüğünde bunun önemli bir çıkışı ifade ettiğini söyledi. Demirtaş, Yani kendi içinde anlamlı ve Ermeni soykırımı meselesine giriş yapma açısından değerli bir açıklama olarak ifade edilebilir. Fakat, bunun yapılış amacı itibariyle gerçekten de Ermeni soykırımı ile yüzleşme, özür dileme, tarih ile yüzleşme meselesine, mevzusuna ilk adım olarak mı düşünülmüştür yoksa başka siyasi hesaplar mı vardır diye tartıştığımızda hiç şüphesiz ki AKP'nin başka siyasi hesaplar ile bunu yaptığını bunu rahatlıkla ifade edebiliriz. Bir defa Ermeni soykırımı ile yüzleşme gündemini Başbakan zamana yaymak istiyor, üzerindeki basıncı zayıflatmak istiyor ve bu konu ile ilgili gerçek yüzleşmeyi ertelemek, ötelemek için bu çıkışını ortaya koyuyor. Birde uluslararası alanda ABD ve AB nezdinde muazzam bir tıkanmışlık var AKP'ye karşı bir tepki var., Bu tepkileri dindirmek, Ermeni ve Yahudi lobileri benzeri lobilerle ilişkileri yeniden canlandırmak ve sıcak tutmak açısından muhtemeldir ki Cumhurbaşkanlığı seçiminde olası uluslararası desteği yeniden konsolide etme açısından bir fayda olarak görülmüş olabilir. Bunun devamı gelirse gerçekten tarihsel bir yüzleşmeye dönüşürse bu açıklama AKP'nin kendi içindeki o dar milliyetçi yapısı düşünüldüğünde önemlidir. Ama bu bir yüzleşmenin tamamı ve meselenin tümü ile ortaya çıktığı ve özür dilendiği anlamına gelmiyor. Umut ediyorum ki Ermeni toplumunun ve halkının beklentisini karşılayan ve onların acılarını ve tarihsel travmalarını gidermeye yol açacak ve Türkiye- Ermenistan ilişkilerinde de doğru bir hatta ve doğru bir çizgiye yönelmesini sağlayacak bir adıma dönüşür. Bu adımlardın peş peşe gelmesi lazım. Siyasi çıkar için kullanılmaması lazımdiye konuştu.
Görüntü Dökümlü
-Demirtaş'tan detaylar
-Demirtaş'ın konuşması
-Genel ve detaylar
Haber-KameraFerit ASLAN-Serdar SUNARDİYARBAKIR,(DHA)-
(Tür: Yurt)
Son Dakika › Güncel › Demirtaş Bundan Sonra Hiç Bir Partide Başkanlık Düşünmüyorum - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?