Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kürtçe eğitim verme amacıyla kayıt dışı olarak açılan okulların mühürlenmesini protesto amacıyla düzenlenen gösterilerin şiddet olaylarına dönüşmesini eleştirdi. Milli Eğitim Bakanlığı Bilgilendirme Toplantısı'nda soruları yanıtlayan Davutoğlu'na son olarak Cizre'de dört okula yapılan saldırı soruldu. Davutoğlu tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
" Türkiye'de konuşulan bir dile ön yargıyla bakmadığımızı herkes bilir. Kürtçe konusunda çok önemli adımlar da atıldı, herkes takdir ediyor. 10 sene önce bir Kürtçe yayın yapan ulusal kanal, Kürtçe öğretmen yetiştiren üniversite bölümleri yoktu. Kürtçe bizi güzel Türkçemiz gibi kullandığımız bir dilimizdir. Türkçe resmi dil, ama çok sayıda kullanılan dil var. Muhabbetle konuşulduğunda her dil güzeldir. Bu sene yeni bir dönem başlıyor, Kürtçe öğretmenler görevlendiriliyor. Biz bu güzel adımları atarken bazı çevrelerin oyunları hoş değildir. Bazı çevrelerin sanki bu adımı kendileri atıyormuş gibi, kamu düzenini bozacak şekilde adımlar atması da kabul edilemez, izin verilemez. Kamu düzeni esastır, okul açmanın prosedürü var. İmam Hatip de olsa izinsiz açılan okul kapatılırdı. Her türlü çözümü konuşarak birlikte buluruz. Ama molotof kokteylli saldırılar şiddettir, terördür. Hem özgürlükten bahsedeceksiniz hem bunu yapacaksınız. Bu şiddete, teröre izin verilmez, bunu herkes bilmeli. Türkiye özgürlükler ülkesidir, her konu konuşulur."
AİHM'nin zorunlu din dersi kararına yanıt
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), eğitimde zorunlu din ve ahlak kültürü derslerine karşı Ankara'dan davacı olan 14 Türk vatandaşının 2011'de açtığı davada kararını açıklamıştı. Mahkeme, oybirliğiyle aldığı kararda, Türk hükümetinden "zaman geçirmeden öğrencilerin zorunlu din ve ahlak kültürü derslerinden muaf tutulmalarını da sağlayacak yeni bir sisteme geçmesini" istemişti. Davutoğlu, kararın inceleneceğini söyledi ama zorunlu din dersini savundu.
"AİHM kararlarının daha önceki benzer konularda farklı nasıl kararlar olduğu malum. Avrupa içinde bazı farklı kararlar da malum. Bazı ülkelerde bırakınız din kültürü ve ahlak bilgisini, tüm dinler anlatılıyor hatta öğrenciler kliselere götürülüp uygulamalı din eğitimi veriliyor. Din kültürü ve ahlak dersi baktığımızda Türkiye için elzemdir, devlet dini demek istemiyorum. Dini terakki ailede gelişir ama sağlam bilgi eğitimde verilmezse düzensiz ve sağlıksız bilgiyi denetleme imkanı kalmaz. Doğru bilgi devlet eliyle verilmezse işte çevremizdeki yanlış bilgilendirmelerden kaynaklana durumları görüyoruz. Türkiye'de bunu bir dini baskı aracı gibi yansıtma çalışmalarını kabul etmemiz mümkün değil. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersine duyulan ihtiyaç farklı ülkelerde farklı olabilir. Biz ona göre adım atarız. Nasıl ben Marksist değilken Marksizmi bilmek durumundaysam, bir ateistin de din kültürü bilgisi alması zaruridir. Hiçbir sosyal olguyu dini dışarıda tutarak anlamak mümkün değil, çevremizi görüyoruz. Din doğru anlaşılsaydı belki çevremizdeki olaylar yaşanmazdı. Mesele müfredattır. Ben bir baskı unsuru görmedim, araştırılır. Türkiye'nin ihtiyaçları herhangi bir İskandinav ülkesinden farklıdır. Kendi ihtiyaçlarımıza cevap verecek adımlar atarız."
Son Dakika › Güncel › Davutoğlu'ndan Okul Saldırılarına Tepki - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?