Davutoğlu, Evinin Kapılarını İlk Kez Açtı - Son Dakika
Güncel

Davutoğlu, Evinin Kapılarını İlk Kez Açtı

Evini ilk kez açan Başbakan Ahmet Davutoğlu, aile yaşamının ve entelektüel serüveninin dönüm noktalarını anlattı, "Ya sert bir ateist olacaktım, ya da sağlam bir Müslüman" dedi.

25.10.2015 11:06  Güncelleme: 11:11

Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul'daki evinin kapılarını ilk kez Habertürk gazetesine açtı. Kübra Par'ın sorularını yanıtlayan Davutoğlu, aile yaşamının ve entelektüel serüveninin dönüm noktalarını anlattı.

"Boğaziçi'ne sadece okul okumak için değil, fikri bir hareket için gittim." diyen Davutoğlu, "İslamcı kuşağın Boğaziçi'ndeki altyapısını kurmak mı istemiştiniz?" şöyle yanıt verdi:

"Evet, ama bu şimdi anlaşılan şekliyle bir İslamcılık değildi. Fatih Camii'nde, sokaklarda, sahaflarda hissettiğim şeydi. İstanbul'un özü İslam'dı. Bütün lise hayatım bu yüzleşmeyle geçti. Bir yandan Marksist literatürü diğer yandan diğer ideolojilerin eserlerini okuyorduk. Tarihi ve diyalektik materyalizmi gözden geçiriyordum. Sürekli tartışıyorduk. Bu yüzleşmeler ve tartışmalar sonunda ya çok sert bir ateist olacaktım ya da sağlam bir mümin... Vasat olma şansım yoktu. O gerilimi öylesine içeriden ve yoğun bir şekilde yaşamıştım ki bir gün "Biri bana Allah inancımdan daha kuvvetli bir şekilde varoluşumu anlamlandıracak bir şey söylesin, ona inanacağım" demiştim. Hayatımı değiştiren ve ruhuma yön veren husus Esma-ül Hüsna oldu. (...)"

İşte o röportaj'dan önemli kısımlar:

İstanbul'daki bu eviniz daha önce hiç görüntülenmemişti…

Evet, Ankara'dan geldiğimizde burası bizim için bir sığınak oluyor. Burada resmiyet yok, en doğal halimizle yaşıyoruz. 1990 yılında doktorayı yeni bitirdiğimde Sare Hanım'la birlikte Malezya'ya gittik. Dönünce, gurbetteki birikimimizle bu evi daha kaba inşaatken aldık. 5-6 yıl içinde de yavaş yavaş bu hale getirip 2007'de taşındık. Küçük bir bahçemiz, armut, dut, kayısı ve elma ağaçlarımız var. Trafik gürültüsü olmadan, insanın kendine dönebileceği, sessiz, sakin ve huzurlu bir yer...

Komşularla aranız nasıl?

Yandaki evde Ömer Dinçer oturuyor. Burayı birlikte düşünüp almıştık zaten. Yakın zamanda karşımıza da İbrahim Turhan taşındı. Tanıdık bir ortam var yani...

Evde birlikte zaman geçirecek boş anlar yakalayabiliyor musunuz?

Ben boş anlar yakalıyorum da Sare Hanım kaçırıyor! (Gülüyor). Ben zaman bulup "Hadi bir şeyler yapalım" desem de Sare Hanım'ın bekleyen hastaları ya da başka işleri oluyor. Birlikteysek yürüyüş yapıyoruz ya da çay içip sohbet ediyoruz.

Dizi ya da film seyreder misiniz?

Çocuklarla birlikte denk geldikçe Diriliş'i izliyoruz. Önceki dönemlerde de Hatırla Sevgili ve Elveda Rumeli'yi izlerdik.

İstanbul ile ilişkiniz nasıl?

İstanbul'da sokak sokak hatıralarım vardır. Çocukluğumda babamın dükkânı Sultanhamam'daydı. Fatih'te Tokadi Türbesi'nin oradan Tahtakale'ye iner, babamın yanına kadar yürürdüm. Lisedeyken Divan Yolu'ndan Köprülü Kütüphanesi'ne giderdim. Sahaflarda kitaplara bakıp üniversitenin önünden Süleymaniye'ye, oradan da Vefa'ya inerdim. "Okul sıralarında mı yoksa İstanbul sokaklarında mı çok şey öğrendiniz?" diye soracak olursanız, kesinlikle İstanbul sokakları derim. 1960'lı yılların sosyolojisini İstanbul sokaklarında tanıdım. Türkiye'nin çeşitli yerlerinden gelmiş işportacılar vardı. Şehirleşmenin laboratuvarı Tahtakale'ydi. Konya, Karadeniz, Diyarbakır lehçelerini aynı yerde duyabiliyordum. Batılılaşma tecrübesini sokakta öğrenmek isteyenlere Karaköy'den İstiklal Caddesi'ne kadar yürümelerini tavsiye ederim.

"GENÇKEN İSTANBUL'DA SIĞINDIĞIM YERLER VARDI"

Bir gün tebdil-i kıyafet gezebilecek olsanız İstanbul'da nereye giderdiniz?

Sahaflara giderdim. Gençken İstanbul'da sığındığım yerler vardı. İstanbul Lisesi'nde yatılı okurken çarşamba günleri öğleden sonra 1.5 saat dışarı çıkma izni verirlerdi. Gülhane Parkı'nın ucuna kadar gider, Boğaz'ı, Üsküdar'ı seyrederdim. Topkapı Sarayı'na bakarak tefekkür ederdim. 40 lira haftalığım vardı, artırdığım harçlıklarımla kitap alırdım. Karaköy'de Almanca kitaplara bakardım. Üniversite yıllarında da sığındığım iki yer vardı. Rumelihisarı'nın dibinde, Aşiyan Mezarlığı'nın üzerinde bir yer vardı. Oralarda oturur, saatlerce kitap okurdum. Diğer sığındığım yer ise Yahya Efendi Dergâhı'ydı.

"ORHAN PAMUK'U TAKDİR ETMİŞİMDİR"

Orhan Pamuk'un "Kafamda Bir Tuhaflık" kitabını okudunuz mu?

Okudum. Orhan Pamuk'un İstanbul'u anlatımını hep takdir etmişimdir. Şehir ve Medeniyet kitabımda ben de benzer konulardan bahsediyorum. Necib Mahfuz'un Kahire'si, Dostoyevski'nin St. Petersburg'u, Charles Dickens'ın Londra'sı... Romancılarla şehir arasında da bir bağ var. Yahya Kemal de İstanbul'u şiirleriyle çok güzel yansıtmış biridir.

İstanbul'da sevdiğiniz lokantalar var mı?

Üniversite yıllarından beri bir şeyi kutlayacaksak Hacı Abdullah'a gideriz. Lise yıllarında Aksaray'daki Bizim Köfte'ye giderdik.

"BİRAZ DÜZENSİZİMDİR!"

Sare Hanım'a "Ahmet Bey'in zor bir tarafı var mıdır?" diye sordum, cevabı Ahmet Davutoğlu verdi: "Aslında çok zor taraflarım var. Biraz düzensiz biriyimdir (Gülüyor)."

"STRATEJİK DERİNLİK'TEKİ ANALİZLERİM HÂLÂ GEÇERLİ"

Size en çok yöneltilen eleştiri dış politika konusunda... "Sıfır sorun politikasıyla yola çıktınız ama şu an komşularımızın neredeyse hepsiyle ilişkilerimiz kötü" deniyor. Bir iç muhasebe yapıyor musunuz?

Elbette muhasebe yapıyorum ama, peki bu yaşananların sorumlusu kim? Size 4 örnek vereyim. Bir, Suriye-İsrail barışı bizim arabuluculuğumuzda gerçekleşmiş olsaydı acaba bugün Ortadoğu nasıl olurdu? İki, İran Nükleer Antlaşması Türkiye aracılığıyla 2015'te değil de 2010'da olsaydı nasıl bir dünya görürdük? Üç, Türkiye'nin teklif ettiği Türkiye-Ürdün-Lübnan-Suriye dörtlü ortak pazarı, ki çok ileri bir aşamaya gelinmişti, Arap Baharı'nda Suriye rejiminin yaptığı hatalar sebebiyle durmamış olsaydı nasıl bir sonuç doğardı? Dört, Mısır'da askeri darbe gerçekleşmeseydi de Mısır'daki demokratik devrim Ortadoğu bölgesine dağılmış olsaydı nasıl bir sonuç doğardı? Bütün bu sorduğum soruların cevaplarında Türkiye'nin sorumluluğu yok. Bakın, biz bir düzen kurmaya çalıştık ama bazıları Türkiye'nin öncülüğünde doğacak bir bölgesel düzenin yarattığı rahatsızlık sebebiyle tüm çalışmalarımızı sabote etti. Gelinen noktada bölge, diktatörlerle teröristlerin mücadele alanına dönüştü.

Stratejik derinlikteki tezleriniz geçerliliğini koruyor mu?

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki o teorik analizler hâlâ geçerli. Ben o çalışmayı bir diplomasi tecrübesi üzerinden değil bir akademisyen olarak yapmıştım. Şimdi yazacak olsam omurgasında değişiklik yapmam, ama kaslarında ve sinirlerinde değişiklikler yaparım. Aslında son gelişmeler bile söylenilenin aksine savunduğum tezlerin geçerliliğini ortaya koyuyor.

'ŞU ANKİ BİRİKİMİMİN TEMELİ, O YILLARDAKİ GERİLİMDE OLUŞTU'

Geçen hafta Fatih'teki ilkokulunuzu ziyaret ettiniz. O günleri nasıl hatırlıyorsunuz?

4 yaşımdan 11 yaşıma kadar Fatih'te büyüdüm. Evde muhabbet hiç eksik olmadı. Babam annemi kaybettikten sonra Konya'da tekrar evlendi. Birlikte buraya geldik. Beni büyüten annem çok merhametliydi, gerçek annemi aratmadı. O zamanlar Fatih'teki evlerin çoğu tarihi ahşap evlerdi. Mahalle kültürünün, komşuluk ilişkilerinin yaşandığı çok güzel günlerdi.

İstanbul Erkek Lisesi'ndeki günler nasıldı? O dönem kurduğunuz arkadaşlıklar hayatınızı nasıl etkiledi?

Lise yıllarım zihin dünyama da karakterime de büyük etki etti. Düşünün Konya'dan gelmişsiniz, tipik Yörük Türkmen bir çevrenin ferdi olarak, İstanbul'da Fatih gibi bir yerde, yani muhafazakâr İstanbul kültürünü yansıtan bir ortamda büyümüşsünüz. Bir anda sınıfa giriyorsunuz ve karşınıza beyaz saçlı, mavi gözlü bir Alman hoca çıkıyor... Hâlâ da kendisini hatırlarım. Lise hayatım boyunca Batı-Doğu ayrımını bütün zihin dünyamı etkileyecek şekilde derinden yaşadım.

Arkadaşlarınız hep modern ailelerin çocukları mıydı?

Modern, kalburüstü ailelerin çocukları da vardı, Anadolu'nun değişik yerlerinden gelmiş parasız yatılı sınavını kazanarak kalan çocuklar da. Benim gibi geleneksel çevrelerden gelenler daha azınlıktaydı. Modern Batılı eğitim veren bir okulda okudum. Bir tarafta daha sistematik, kurumsallaşmış okul ortamı, diğer tarafta aileden gelen bir kültür...

İstanbul Erkek Lisesi'nde bu değerler birleşti...

Kesinlikle... Bir sentez vardı ortada. Doğu'nun irfan anlayışıyla Batı'nın sistematik zihniyeti birleşiyor ve siz bunu fark etmeden yaşıyorsunuz. Bu durum bir müddet sonra kimliğinizin bir parçası haline geliyor; aşkla disiplinin sentezi... Kendi köklü tarihimizle, "Batı bizden üstündür" anlayışı arasındaki dengeyi bulmak adına çok ciddi arayışlara girmiştim. Batı klasikleri ve Doğu klasiklerini aynı anda çok yoğun okurdum. Şu anki birikimimin temeli, o yıllardaki gerilimde oluştu. Lise yıllarında bir yanda Stalin'i, Hegel'i; diğer yanda aynı dönemde İmam-ı Azam'ın Fıkh-ı Ekber'ini de, Gazali'yi de okuduk. Lise çağlarında bu okuma serüveni arkadaşlarla birlikte de yapılırdı, bazen Beyazıt'ta bir kahvehanede oturur kitap okurduk...

Murat Ülker'le o dönemden arkadaşsınız değil mi?

Evet, ben yatılı okuyordum, Murat gündüzcüydü. Yatılı okumanın başka meydan okumaları vardı. Samimi ilişkiler yürütmek çok zordu. Lise birden itibaren fikri karşıtlıklar derinleşti. Çok samimi olduğumuz arkadaşlarımızdan bazıları sol çizgiye yöneldi.

Solcu arkadaşlarınızla hâlâ görüşüyor musunuz?

Evet. 15 gün önce aradılar. Hem hasret gidermek istediler hem de ülkemizdeki ortamla ilgili aktarmak istedikleri varmış, konuşmak istediler. Oturduk, birlikte yemek yedik. Orada 30 yıl öncesine gittik. Hepimiz sınıf arkadaşıydık o masanın çevresinde. Ne ben Başbakandım ne onlar doktor, işadamı ya da başka bir meslek. Birbirine ismen hitap eden insanların verdikleri güven duygusu başkadır. Sağcı ya da solcu bütün arkadaşlarıma tatlı bir hatıra olarak bakıyorum. Lisedeyken sağdan ve soldan arkadaşlarımız çatışmalarda hayatını kaybetmişti. Hepsi de bu ülkenin daha bağımsız, daha onurlu olması için mücadele etmişti. Düşünün daha lise yıllarında bile bu tür çatışmalar yaşanıyordu.

'YA SERT BİR ATEİST OLACAKTIM YA DA SAĞLAM BİR MÜMİN'

Sonra Boğaziçi yılları başladı...

Evet... Üniversiteye başladıktan bir hafta sonra "Biz seni tanıyoruz. Burada lisede yaptığın faaliyetleri yapamazsın" tehdidiyle karşılaştığım liberal bir ortam düşünün! Gençlik hareketi liderleri olarak biliniyorduk. Aslında annem o dönemdeki gelişmelerden kaygılanıp Almanya'da okumamı istiyordu. Oysa ben Boğaziçi'ne sadece okul okumak için değil, fikri bir hareket için gittim.

Neydi o fikri hareket? İslamcı kuşağın Boğaziçi'ndeki altyapısını kurmak mı istemiştiniz?

Evet, ama bu şimdi anlaşılan şekliyle bir İslamcılık değildi. Fatih Camii'nde, sokaklarda, sahaflarda hissettiğim şeydi. İstanbul'un özü İslam'dı. Bütün lise hayatım bu yüzleşmeyle geçti. Bir yandan Marksist literatürü diğer yandan diğer ideolojilerin eserlerini okuyorduk. Tarihi ve diyalektik materyalizmi gözden geçiriyordum. Sürekli tartışıyorduk. Bu yüzleşmeler ve tartışmalar sonunda ya çok sert bir ateist olacaktım ya da sağlam bir mümin... Vasat olma şansım yoktu. O gerilimi öylesine içeriden ve yoğun bir şekilde yaşamıştım ki bir gün "Biri bana Allah inancımdan daha kuvvetli bir şekilde varoluşumu anlamlandıracak bir şey söylesin, ona inanacağım" demiştim. Hayatımı değiştiren ve ruhuma yön veren husus Esma-ül Hüsna oldu. Allah'ın güzel isimleri üzerinden bir varoluş alanı oluşturup kendi varoluşumu anlamlandırıyordum. Boğaziçi o zamanlar sağlam entelektüellerin olduğu bir ortamdı. Öğrenciler arasında ideolojik ayrışmalar olmakla birlikte ortak bir kültür atmosferi vardı. Cemil Meriç, konuşmalar yapardı.

'ŞERİF MARDİN VE TANSU ÇİLLER HOCAMDI...'

Doktora tezinizi Şerif Mardin ile yazmışsınız...

Evet. Şerif Mardin Hoca'yla saatlerce baş başa sohbetlerimiz olurdu.

Tansu Çiller de hocanızmış...

Evet, Boğaziçi Üniversitesi'nde çift anadal yaparken Ekonomi Bölümü'nde Tansu Hanım'dan da ders aldım. Geçen gün bir tebrik için aradığında o günleri de konuştuk.

MÜSTEARI: AHMET MÜMTAZ

İlk makalenizi 1986 yılında İlim ve Sanat Dergisi'nde yazmışsınız.

Aslında ilk makalemi 1977 yılında 18 yaşındayken yazmıştım. Bunlar bilinmez, çünkü müstear isimle yazmıştım.

Neydi müstearınız?

Ahmet Mümtaz.

İlim ve Sanat, İskenderpaşa Cemaati'ne bağlı bir yayındı. İskender Paşa Cemaati ile bağınız var mıydı?

O dönemde bütün camialarla görüşürdüm. Kategorize etmeye karşıyım. Sol dergiler de okurdum, her toplantıya katılırdım. İlim ve Sanat Dergisi o nesilde çıkan ilk ciddi dergilerden biriydi. Oradan yazı talebi gelince memnuniyetle kabul etmiştim.

"PAN-İSLAMİST YA DA NEO-OSMANLICI DEĞİLİM"

80'li ve 90'lı yıllarda İslami referanslarla pek çok makale kaleme aldınız. Sonraki dönemde düşüncelerinizde değişiklik oldu mu?

Hayır, 90'lı yıllarda yazdığım şeylerin hepsinin altına tekrar imza atarım. Elbette hiçbirimiz statik, kişilikler değiliz. Değişen tarihi kontekst, dinamik tarihi süreç içinde fikirlerimizi gözden geçirip yeni yaklaşımlar geliştirebiliriz. Bu konuda hiçbir zaman dogmatik bir yaklaşım içinde olmadım. Ama temel eksen itibariyle 80'li ve 90'lı yıllardaki düşüncelerimde sapmalar da olmadı.

Düşünce dünyanıza bakıp sizin Neo-Osmanlıcı olduğunuzu ya da Pan-İslamist olduğunuzu ileri sürenler oldu. Sünni İslam birliği kurma hayalinizin olduğu doğru mu?

Hiçbir savımda Neo-osmanlı gibi bir tabir kullanmadım. Ama Osmanlı'yı redd-i miras edenleri de hep eleştirdim. Osmanlı'ya herhangi bir atıfta bile tüyleri diken diken olup tarihle bağlarını koparanlar beni 'Osmanlıcılık'la suçluyor. Eğer Osmanlıcı isem; Türkiye, Rusya ile ilişkilerini nasıl böyle bir yere getirdi? 2004'te Putin Türkiye'ye gelene kadar Türkiye-Rusya tarihinde hiçbir Rus lider Türkiye'ye gelmemişti. Ya da mesela Türkiye-Sırbistan-Bosna Hersek üçlü mekanizmasını kim kurdu? Ben Pan-İslamist isem Sırbistan'ın ne işi var o mekanizmanın içinde? Brezilya ile birlikte nükleer anlaşmayı kim yaptı? Biz sadece Müslüman ülkelere mi açıldık? Gidin Zambiya'da, Madagaskar'da, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde nasıl bir Türkiye dostluğu olduğunu görün. Sünni birlik peşinde olsak Irak'ta seçimleri kazanan şii lider Allavi'yi neden destekledik, İran'ın nükleer sorununu çözmek için neden o kadar mücadele ettik ya da halkını katletmediği dönemde Beşşar Esad'la neden iyi ilişkiler geliştirdik. Bunların hepsi görmesini bilen için tarihin kayıtlarında duruyor.

"5 YENİ KİTAP HAZIRLIYORUM'"

Öğrencilerimle üzerinde çalıştığımız 4-5 kitap var. Biri medeniyetler ve şehirler üzerine bir kitap olacak. "Alternatif Paradigmalar" ve "Medeniyet Dönüşümü" adlı kitaplarımı Türkçeye çevireceğiz. Osmanlı döneminin nasıl okunacağı ve yorumlanacağına dair bir kitap üzerinde de çalışıyoruz. 5. kitap ise "İslam, Hıristiyanlık, Laiklik". İngilizce yayınlanmış 3 makalemin gözden geçirilmiş halini kapsayacak.

"DÖRT AYRI YERDE KÜTÜPHANEM VAR"

"Şu anda dört ayrı yerde kütüphanem var. Bu evin üst katını kütüphaneye çevirdik. Sare Hanım, benim hassasiyetimi bildiği için Ankara'da Başbakanlık Konutu'ndaki terasa bakan aydınlık bir yeri de kütüphaneye çevirdi. Başbakanlık Konutu'nun resmi kısmında da bir kitaplığımız var, daha eski eserleri oraya aldım. Süleymaniye'de Bilim Sanat Vakfı'nın bir odası hâlâ bana aittir. Ara sıra kaçamak yapıp oraya giderim. Kitaplarım bu dört yere dağılmış durumda."

"AK PARTİ İÇİNDE YANLIŞ YAPANLAR OLABİLİR AMA OMURGAMIZ SAĞLAM"

Bu seçim AK Parti için "Köprüden önce son çıkış" diyebilir miyiz? Stresli misiniz?

Hayır, böyle bir şey söz konusu değil. AK Parti daha önce pek çok sınavdan başarıyla geçti. 1 Kasım'dan da başarıyla çıkacağız.

Tek başına iktidar olamama endişeniz var mı?

Hayır, yok. Biz gereğini yaparız ama nihayetinde takdir milletin. 7 Haziran'da da söylediğim gibi elinizden geleni yaparsınız. Esas olan milli iradedir, ona da saygı gösterirsiniz.

AK Parti'nin geldiği noktadan memnun musunuz? AK Parti'yi son yıllarda kutuplaşmayla, otoriterleşme, medyaya baskıyla, yolsuzluklarla ilişkilendiren eleştirilere ne diyorsunuz?

Ortak akıl, tevazu, yolsuzlukla ve yoksullukla mücadele… Bu değerler bizim için gerçekten önemlidir. Farklı fikirlerin ifade edilmesi hususunda her zaman açık ve net tavrımı sürdürdüm. Ama şunu da göz ardı edemeyiz; AK Parti sadece ideolojik değerler üzerinden kurulmuş bir parti değil, aynı zamanda bir kitle partisidir. Kitle partilerinde her tür insan kendine yer bulabilir. Bu esnada halkın yanlış algılamasına sebep olan davranış biçimleri de gelişebilir. Güç sahibi olduğunuzda, normalde o hareketin içinde olmayacaklar da o hareketin içine girmeye çalışır. AK Parti içinde yanlış yapanlar olabilir. Önemli olan, yanlış yapanların partinin ana omurgasını oluşturmaması ki böyle bir şey de zaten söz konusu değil.

İktidara yakın medyadaki bazı köşe yazarlarının ya da kimi sosyal medya hesaplarının söylemlerinin sizi de rahatsız ettiği oluyor mu?

Yanlış olan şeyin yanlışlığı, söyleyen kişiye göre değişmez. Yanlış kim tarafından yapılırsa yapılsın yanlıştır. Bir dönem AK Parti'ye ağır eleştiriler yaptıktan sonra AK Parti'ye yakın bir tavır sergilemeye çalışan birisi, eğer gerçekten samimi bir değişim yaşıyorsa bu takdire şayandır. Ama üslupta, yöntemde yanlış yapanlar, tevazu, hoşgörü gibi değerlerden uzaklaşanlar varsa, onlar ister eskiden beri AK Parti'de olsun, ister yeni gelmiş olsun, yaptıkları yanlıştır. Yanlış olarak görülmesi gerekir… Ben kullanılan dilin, söylenen söz kadar değerli olduğunu düşünürüm. Bu konularda özgürlükçü ve müsamahaya dayalı anlayışın muhafaza edilmesi çok önemli…

"ÜZERİMDE SORUMLULUK OLMASAYDI BELKİ ŞAHSEN KIRILABİLİRDİM"

Son dönemde parti içinde bazı gruplaşmalar yaşandığı söyleniyor. Partinizde gizli bir güç savaşı mı var?

Genel Başkan olduğumda kendime 3 hedef çizmiştim. Birincisi, ne olursa olsun, kim ne yaparsa yapsın, şahsi hesaplara aldırmadan partinin birliğini koruyacağım. İkincisi, 7 Haziran seçimlerinden sonra ülkenin yönetiminde bir boşluk oluşmasına izin vermeyeceğim. Üçüncüsü, sorunların çözülmesi ve yeni bir vizyon belirlenmesi için çabalayacağım. Şimdi dönüp baktığımda kendime çizdiğim bu çerçevenin içinde kaldığımızı düşünüyorum. AK Parti kendi içinde yenilenerek, tazelenerek, güçlenerek yola devam ediyor.

Peki, bu süreçte kırıldığınız oldu mu?

Eğer ülkeyi yönetme sorumluluğum olmasaydı o zaman belki şahsen kırılabilirdim, ama şu durumda şahsen kırılmaya hakkım olmadığını düşünüyorum.

Ya AK Parti içinden 5. parti çıkacağı iddiası?

Bu Bahçeli'nin fantezisi. Kendi partilerindeki tartışmaları, örtbas etmek için dikkatleri başka yöne çekme çabası… (Kaynak: Habertürk)

Davutoğlu, Evinin Kapılarını İlk Kez Açtı

Son Dakika Güncel Davutoğlu, Evinin Kapılarını İlk Kez Açtı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    Yorumlar (70)

  • UZUN ADAM:
    Oyumu hollanda da kullandim. Akp ye verdim. Vatan a millete hayirli olsun. 29 75 Yanıtla
  • Mehmet seyit:
    Davutoglu sanki izdivac orasi kim kime gelmis acaba 52 5 Yanıtla
  • İşsiz...:
    Bence Akp ye vermeyinde kime verirseniz verin bu adamlar Perincekle sarayin oyuncağı olmuşlar..... 21 26 Yanıtla
  • İzmirli.. :
    inadına zılgıt inadına halay inadına horon .. inadına barış inadına HDP... 15 29 Yanıtla
    Bingollu musa:
    Inadina akp gorecez az kaldi hdp barj altinda kalacak cak cak cak sanada cak 1 1
  • oylar hdp:
    1 Kasımda bağımsızlığımızı ilan edecaz tüm dünyaya gorusecaz . Az kaldı hevaller dayanin 8 35 Yanıtla
    Bingollu musa:
    Uc bes capulcuylami bagimsuzligini ilan edecen siz daha duz yolda yuruyemiyonuz 3 2
  • Assubay:
    Allah sizi başımızdan eksik etmesin ilim ve bilim adamı 25 18 Yanıtla
    Meeeeee:
    sen astsubay olamazsın..lan kukla mahsül..koyun yumağı..sürü...meeeeeeeee 5 1
  • muhammed mustafa allaha özlem:
    akparti ile devam 20 20 Yanıtla
  • Nf:
    Biz seni yasaklarda sevdik başkanım 14 22 Yanıtla
  • misafir:
    Bi gariban dostu Kılıçdaroğlu nun evine bak bide başbakanın sasali evine bak 15 16 Yanıtla
  • tayibin sayesinde tc gidiyor:
    katil akpliler ve tayip 18 11 Yanıtla
  • gara:
    Yaa hocam bırak siyaseti torunlarınla oyna kitap yaz balık tut vs vs... 11 17 Yanıtla
  • Meeeeee:
    Müslüman olamadığın kesin..Bir insan hem Müslüman hem de soyguna göz yuman olamaz... 13 15 Yanıtla
  • Egeli:
    Oyum akp ye.Bu lillet farki goruyor.istikrar icin yarinlar icin yine AKP... 10 18 Yanıtla
  • Ademoğlu:
    Din devletin isine karisirsa . Cikis cok zor. Ticarettede ole onlar iyi bilir. Akpye hayir 14 11 Yanıtla
  • selam:
    Eve ayakkabılarla girmeyi de mi islamdan ogrendeniz satın basbakan 14 9 Yanıtla
  • sokaktaki vatandaş:
    Bize sattığınız ideoloji ile yaşadığınız hayat birbirini tutmuyor. Lüks içinde yaşıyorsunuz başkalarına ise mütevazılık, fakirlik satıyorsunuz 19 4 Yanıtla
  • Kagizman'li:
    Ayakkabiyla evde dolasan bizden degildir !!! 11 11 Yanıtla
    Şaka la şaka:
    Yeter artık bu akp ye yaptıklarınız çıplak ayakla dışarda dolaşsa daha mı iyi başbakanımız yapmayın allah aşkına iktidar olmamızı engelleyemeyeceksiniz... 3 4
  • AKP:
    hilafet gelecek cumhuriyet gidecek 6 15 Yanıtla
  • ABBAS AZERI TURK:
    HILAFET DEVLETI ICIN AKP 4 16 Yanıtla
  • BBP:
    EY MÜSLÜMANIM DİYEN TÜRK MİLLETİ BU BAŞBAKANA DESTEK OLMAZSANIZ ALLAH HESABINI SORACAK HABERİNİZ OLSUN BU ADAMA DESTEK VERİLMEZMİ 1 18 Yanıtla
  • mağdurumda mağdurum:
    Lafa bak ya sert bir ateist olacaktım ya da sağlam bir Müslüman. Acaba ateist olsaydınız bu ülkede nasıl iktidar olacaktınız. Dini bile kullanarak anca bu kadar... 8 11 Yanıtla
  • istanbul:
    evi güzel yap ailedir saygılar 17 2 Yanıtla
  • OSMANLI TORUNU:
    paralelci mhp pkk hdp chp dhkp c parti deil sanki terör orgutu hepsi,halifelik için şeriat için oylar müslüman akp yeee 4 14 Yanıtla
  • ABBAS AZERI TURK:
    TURKIYE HILAFET DEVLETI OLACAK KAHROLSUN KEMALIZIM 2 15 Yanıtla
  • Bingollu musa:
    Helal sana adam gibi adam davutoglu bide hdpnin basindaki silloya bakin kimin masasiysa artik bazi kürt salaklarda inaniyo lan 30 yil once kürtce konusan hapse giriyodu neyin kafasindasiniz 12 5 Yanıtla
  • Diyarbakırlı:
    5 bunların hepsinin sorumlusu sizsiniz kendi ülkeni bırakıp başkaların iç işlerine karışmak sizemi düşmüştü 13 yıl sonra elde var 0 ekonomi 0 iç huzur 0 dış ilişkiler 0 daha istiyebilirizki sizden teşekkür ederiz ülkeyi bu duruma getirdiğiniz için 15 2 Yanıtla
  • veli:
    geçen seçimde ak partiye oy vermedim.. bu seçimde ülkemizin selameti için ak partiye vereceğim inşallah çünkü pkk tehdidine bahçeli kayıtsız kalıyor 8 8 Yanıtla
  • Tamer:
    Boze din iman kendileri lüks villalar benim icin akp bitmistir.. 14 2 Yanıtla
  • AKP:
    yasasin hilafet devleti savascilarimiz turk ordusu kahrolsun kemalizim 7 9 Yanıtla
  • AKP:
    KAHROLSUN CUMHURIYET YASASIN HILAFET DEVLETI 3 12 Yanıtla
  • sağlikli duşunce.:
    kahrolsun demokrasi kahrolsun ozgurluk, yasasin hainlik, huzursuzluk.. 0 15 Yanıtla
  • Gerçek:
    Allah muvaffak etsin. Tek başına iş başına. 6 9 Yanıtla
  • koska:
    davutoğlu ve eşi sare hanımı beytullahta görüştük maşallah eşi sürekli vaktini beytullahta geçiriyordu ALLAH yolllarını acık etsin ve yar ve yardımcıları olsun 6 8 Yanıtla
  • AKP:
    hilafet devleti icin akp 5 8 Yanıtla
  • ANTİ AKP:
    ADALET İLE HÜKMETMEYEN HÜKÜMDARIN VAY HALİNE HUTAMENİN NE OLDUĞUNU SANA KİM BİLDİRDİ O ALLAH IN YÜREKLERE ÇÖKECEK OLAN TUTUŞTURULMUŞ ATEŞİDİR... 8 4 Yanıtla
  • TÜRK'ün gücünü göreceksiniz :
    Adalet,zenginlik ve huzur istiyorsan oylar MHP'ye 11 1 Yanıtla
  • Zaza:
    Yeyin beyler yeyin.. Çatlayana kadar yeyin.. Zehir zıkkım olsun 8 4 Yanıtla
  • zeynel:
    kübra taş gibi karı 3 8 Yanıtla
  • COS LU:
    ORNEK INSAN, ALLAH UZUN OMUR VERSIN INSALLAH. 3 7 Yanıtla
  • geçmiş:
    Keşke biraz kendiniz olsaydınız çok samimiyetsizsiniz 5 5 Yanıtla
  • Darül Harb:
    Allah evi olmayan herkeze güzel bir yuva nasip etsin. AMİN 10 0 Yanıtla
  • tarihçi:
    Karı isterem kumral veya esmer olsun katalok varmı ordan görelim 4 6 Yanıtla
  • ...TAŞOVA...:
    Sen nsl bir başbakansın onca insanın öldü bazı partiler mitink yapmaktan çekildi ama sen hala mitink yaparak oy peşinde koluyon ondan kimse sana baş sağlığı dilemiyor 2 7 Yanıtla
  • Bingollu musa:
    Oylar akpartiye inadina akp 2 7 Yanıtla
  • Evin içinde ayakkabılarla:
    İzmirli 8 1 Yanıtla
  • FATİH:
    Şu parti de Tayyip Erdoğan artık olmasa çok değerli insanlar var,siz sahil. 7 2 Yanıtla
  • Ogretmen:
    Ateist olmadigini soyluyorsun ne guzel ancak saglam mi curuk musluman mi olduguna beyaninla degil icraatlerine bakarak biz karar veririz ki oyle bir emare yok suana kadar 3 6 Yanıtla
  • hödükoğlu:
    sen zaten sağlam bir ateist olmuşsun. siz dindar değil dincisiniz. millete hayal satıyor emeğini sömürüyorsunuz. modası geçmese cennetten tapu vaad ederdiniz meydanlarda 6 3 Yanıtla
  • isid:
    buyuk destekcimiz turk ordusu hilafet devleti icin savasiyor 0 9 Yanıtla
  • Mühendis:
    sırf MAVİ AKIM projesinde bu ülkeyi 14 milyar dolar zarara uğrattınız..yazıklar olsun sizin gibi müslümana..Ateist olun ama önce insan olun.. 8 0 Yanıtla
  • Misafir:
    Halktan biri olmadığı evinin içinde ayakkabılarla dolaşmalarından belli oluyor Amerikan kültürüne daha yakınlar bizim Türk kültüründe böyle bişey yok 5 3 Yanıtla
  • Mhp:
    Davut bey ayakkabilar haliya yakismis ama kulturumuz terlik veya corap gerektirir unuttunuz herhalde 5 3 Yanıtla
  • İzmirli:
    Evin içinde ayakkabılarla 4 3 Yanıtla
  • Fizuli:
    Müslüman evinde ayakkabı ile dolaşmaz Ahmet hoca.! 3 4 Yanıtla
  • yalovali:
    Yaww he he sizin cakma islam anlayişinizda sizide temizleyecez 1 kasimda 6 1 Yanıtla
  • adiyaman:
    Utanmadan sağlam musluman diyor yaww zaten sizin muslumanliğiniz her gün görüyoruz 5 1 Yanıtla
  • adam:
    allah güle güle oturup yemeği içmeği sıze nasıpetsın sayın davutoğlu ailesi.yanliz oradan çatısız bacasız gece kondular evsız insanlar nasıl gözükuyor onu merak ettim . 2 4 Yanıtla
  • Potin bir:
    Kasaları ne zaman açacak 3 1 Yanıtla
  • ANTİ AKP:
    İLAVETEN MEMLEKETİ SATILIĞA ÇIKARMANIN VE İHANETİN BEDELİNİN NE DEMEK OLDUĞUNU ÖĞRENECEKSİNİZ... 4 0 Yanıtla
  • şevket:
    Ne muslumanliği be çoçuk mu kandiriyorsunuz insanlar aptal koyun değiller insanlar çaressizler sizi iktidar yaptilar çünkü çaressizlikten yaptilar alternatif olmadiği için 2 1 Yanıtla
  • Akil:
    Misafir et evinde savaş bitene kadar!!!yemez tabiki!!! 2 1 Yanıtla
  • Temiz Siyaset İstiyoruz:
    Yazı çok uzun okuyan varsa acaba mağdurum da mağdurum durumları var mı? Zili kim çaldı acaba? :D 2 1 Yanıtla
  • osmanlı:
    bazıları ınadına hdp dıeyenlere sozum ınadına islam duşmanlık deyın daha anlamı olur atteyıstler 1 2 Yanıtla
  • murat can:
    musluman basbakanimiz evde hristiyan gibi ayakkabi ilemi geziyor ? bari orjinal ev haliyle ayakkabisiz poz verseydinizde reklam olmadigi azda olsa kamufle olsa ... 0 2 Yanıtla
  • istanbul:
    çok guzel evi ev yapan ailedir .saygılar 1 0 Yanıtla
  • AvsarBey:
    Gülümseme tebbessüm okde, siritmak olmadi , mütavazi gülümseyin, ama dislserin hespsini discideymisin gibi göstermek abesle istikaldir 0 0 Yanıtla
  • SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement