D.Ü'de Çözüm Sürecinde Yeni Anayasa Tartışıldı

Dicle Üniversitesi Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Çözüm Süreci ve Barış için Yeni Anayasa" paneli gerçekleştirildi. Panele konuşmacı olarak Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Öğretim Üyesi Fazıl Hüsnü Erdem, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve aynı zamanda AK Parti MKYK üyesi olan Osman Can, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi, Selin Esen ve HDP Eş Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş Katıldı.

Paneli Dicle Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sabri Eyigün, D.Ü. Genel Sekreteri Mustafa Tuna, D.Ü. Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Akın, D.Ü. Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Tanrıverdi, çok sayıda akademisyen ve öğrenci izledi.

Panelin Moderatörlüğünü yapan Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Öğretim Üyesi Vahap Çoşkun, yeni bir anayasanın her şeyden önce yeni bir siyasal tasarım gerektiğini belirtti: "Bu ülkenin tarihsel sorunlarını çözmeye yardımcı olacak Demokratik bir anayasaya ihtiyaç var. Bunun içinde çalışmalar yapılmalıdır" dedi.

Konuşmada ilk sözü alan Selin Esen insan onuru kavramına değinerek diğer ülkelerdeki tanımlara ve bu tanımların yapıldığı tarihlere vurgu yaptı. İnsan onuru kavramının hak ve özgürlüklerin tanımı içerisinde yer aldığını dile getiren Esen, "Yeni anayasada kimlik ve kültürel hakların da tanımının yapılması gereklidir" şeklinde konuştu.

Çözüm Süreci'nin 2 yıldır ağır aksak bir şekilde devam ettiğini ancak 6-8 Ekim olaylarının süreci türbülansa soktuğunu belirten Fazıl Hüsnü Erdem, "Bu anayasa herkesin anayasası olmalıdır. Vatandaşlık tanımı yapılırken kimse üzülmemelidir" dedi. Türkiye'de birçok hak unsurlarının(kadın hakları, çocuk hakları, basın hakları vs.) tartışılması gerektiğine değinen Meral Danış Beştaş, "Anayasanın cinsiyetçi bir anayasa olmasını istemiyoruz. 21. Yüzyıl Türkiye'sine uygun bir anayasa istiyoruz. Çözüm süreci devam etmeli ve karara bağlanacak bir yapıda olmalıdır" diyerek konuşmasını tamamladı.

Son olarak sözü alan Osman Can ise, Osmanlı Devleti'nden bu zamana kadar yapılan anayasaların padişah fermanı veya birilerinin yönlendirmesi ile yapıldığını, sadece 1921 Anayasası'nda millet kavramının tam manasıyla var olduğuna ve egemenliğin doğrudan millete ait olduğunu söyledi. Can, Çözüm Süreci Türkiye'nin bir bütün olarak Demokratikleşmesiyle ilgili bir şey, anayasa hepimizin var olmasıyla ilgili bir şey, anayasa özgürlükle ilgili bir şey bu nedenle anayasanın işe yarar bir şekilde yapılması gerekir şeklinde fikirlerini dile getirdi.

"Türkiye ancak 100 yıllık yalanlarını bir kenara bırakarak yeni anayasa tartışmalarına başlayabilir." şeklinde konuşan Can, "Devlet iktidarını demokratikleştirmeden, toplumun bütün farklılıklarının siyasal işleyişlerine katılımını sağlamadan anayasa üzerine yapacağımız tartışmanın çok bir anlamı olmayacaktır. Bu nedenle yeni anayasa çalışmalarında herkesin siyasi maskelerini çıkararak bu işe girişmesi gerekir." dedi.

Anayasa'daki tekçiliğin devam ettiği sürece eşitlik ve özgürlükten bahsetmemizin mümkün olmayacağını belirten Can, etnik ve kimliğe dayalı unsurların anayasadan çıkarılması gerektiğini vurguladı. Panel soru ve cevap kısmının ardından sona erdi.