TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, "Vesayeti, yarı parlamenter sistemin arızalarını bertaraf etmek için cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi tercihi yapılmıştır." dedi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfınca (SETA) Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen "Cumhurbaşkanlığı Sistemi Sempozyumu" kapsamında, "Türkiye İçin Cumhurbaşkanlığı Sisteminin Tasarımında Temel Dinamikler" konulu panel, SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun'un başkanlığında yapıldı.
İyimaya, bir ülkenin tercih ettiği hükümet sisteminin niteliğinin, o ülkenin demokrasi kalitesini, özgürlük değerlerini ve kalkınma yapısını doğrudan belirlediğini söyledi.
Türkiye'de, tek parti ve demokrasi dönemleri dahil, tercih edilen bir hükümet sistemi olmadığını ve bir sistemsizliğin hakim olduğunu anlatan İyimaya, şunları kaydetti:
"Parlamentolu vesayet sistemi hakimdir. Millet parlamentoya temsilcilerini gönderiyor. İktidar kalitesi yükseldiği zaman vesayet özneleri ön tıkıyor, yol kesiyor. Bu anlamda hükümet sistemi tercihi ilk defa yapılıyor, cumhurbaşkanlığı sistemiyle. Bana göre bu bir devrim. 367 krizinde yine Adalet ve Kalkınma Partisi olarak, bir ara reform, cumhurbaşkanının halk tarafından tercihi mekanizması geldi. Şu anda cumhurbaşkanlığı sistemi, bir talebin, bir felsefi birikimin değil, zaruretin getirdiği bir sistemdir. Vesayeti, yarı parlamenter sistemin arızalarını bertaraf etmek için cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi tercihi yapılmıştır."
Muhalefetin hükümet sistemi değişikliğini "rejim değişikliği" olarak adlandırdığını aktaran Ahmet İyimaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir CHP klasiği... Kesinlikle hiçbir hükümet sistemi rejim sorunu oluşturmaz çünkü anayasalar aşkın zamanlı metinlerdir. Fani olan cumhurbaşkanlarımızın yaşam sürelerinden sonra da var olacak seçimlerdir. Şu anda cumhurbaşkanlığı sistemi gerçekten Türk medeniyeti bakımından Türk yasama ve diğer siyaset kurumları bakımından ve tarih bakımından bir atılım. Yeni sistemin üç erken pozitif etkisi olacak. Birincisi, bu yapıda yürütme iktidarı ye hep ya hiç iktidarıdır. ya seçilirsin ya da seçilmezsin. Yani koalisyon falan yok. O zaman iktidara gelmek isteyen muhalefet partilerinin dönüşme zaruretleri vardır. Bu sistemin zaman içerisinde CHP'yi de ideolojik ve klasik yapısından demokratik yapıya dönüştürme etkisi gösterebileceğini düşünüyorum. Bu sistemin yakın dönem etkilerinden biri; deyim bana aittir, 'antivirüs programı'dır. Gerçekten Türk ve dünya tarihinde örneğine rastlanmayan FETÖ felekatinin, kılcal damarlardan tasfiyesi, daha planlı, daha merkezi ve daha hızlı gerçekleşecektir. Üçüncü yararsa ki, ana yarardır. Zor zamanlar siyasetine müthiş fırsatlar kazandırır. Terörle mücadele, küresel rekabet, büyük diplomasi ve yürütme tek mekanizmada toplandığı için diğer sistemlerin arızaları burada görülemeyecektir."
"Parlamenter model Türkiye için miadını doldurmuştur"
AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu da Avrupa'daki parlamenter modelin sıkıntılarına değinerek, "Parlamenter model Türkiye için miadını doldurmuştur." dedi.
Gelişmiş ülkelerin anayasalarının kısa olduğunu ifade eden Kuzu, doğuya doğru gidildikçe metinlerin uzadığını, kısa olması için ise önce gelişmenin şart olduğunu söyledi.
Yasaların yüzde 98'inin hükümetten, yalnızca yüzde 2'sinin parlamentodan geldiğini belirten Kuzu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Meclis'te vekillerin hiçbir önergesi geçmez, parmak kaldırıp indirmekten ibarettir. Grup başkanvekillerine bakarız, onlar ne yapıyorsa onu yaparız. Bu kadar basit. Muhalefette bizimkine bakar, o da tersini yapar. Yani vekiller işlevsizdir. Sayın Kılıçdaroğlu, getirilecek sistemde denetimin olmadığını söylüyor. Bugün için ise gensoruyu denetim mekanizması olarak öne sürüyor. 1960'tan bu yana 262 gensoru verilmiş, bunların sadece ikisi kabul görmüştür. Onlar da danışıklıdır. Bu gensoru her hafta verilerek Meclis'i çalışmaz hale getirmek için kullanılıyor. Cumhurbaşkanlığı modelinde gensoru olmaz, güven meselesidir, bu güveni millet direkt vermiştir. Parlamenter sistem kuralları olduğu zannedilen yalancı bir sistem. Bu modeli değiştirmek için geç bile kalındı."
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Yrd. Doç. Dr. Nebi Miş ise getirilen sistemde, cumhurbaşkanının partisi ile ilişkisinin devam edeceğini ifade etti.
Miş, Avrupa Konseyi'ndeki ülkelerin hiçbirisinin anayasasında cumhurbaşkanı ile partisi arasındaki ilişkinin kesileceğini belirten bir maddenin bulunmadığını söyledi.
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanlığı Sistemi Sempozyumu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?