Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde, Polatlı'daki 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığındaki olaylara ilişkin görülen davanın bugünkü duruşmasında 22 sanığın savunması alındı.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü duruşma salonunda görülen davada sanıklar savunma yaptı.
Sanık eski Üsteğmen Önder Tanrıkulu, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da gece eğitimi yapılacağına dair emir aldıklarını, bunun üzerine emrindeki askerlerle hazırlık yapmaya başladığını söyledi.
Akşam saatlerinde eğitim programının bitimine doğru, eski Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Aygün'ün komutasında acil toplantı icra edileceği bilgisini aldıktan sonra harekat merkezine gittiğini söyleyen Tanrıkulu, "Diğer komutanlara göre daha geç gitmiştim, toplantının sonuna yetiştim. Neler konuşulduğunun detaylarını bilmiyorum." iddiasında bulundu.
Aygün'ün harekat merkezinde düzenlediği toplantıda, birlik komutanlarının hepsine sözde görev listeleri verdiğini belirten Tanrıkulu, bu listelerin hiçbirinde isminin yer almamasına rağmen eski Tugay Komutan Yardımcısı Albay Serhat Selçuk Pesek'in kendisini, eski Yüzbaşı Uğur Tümürlek'in emrine verdiğini söyledi.
Yüzbaşı Tümürlek'in, Ankara'da olası bir terör saldırısına karşı kolluk kuvvetlerine destek için tugayın görevlendirildiğini, bu kapsamda Beysukent-Hacettepe yolunun güvenliğini almaları için görevlendirildiklerini belirttiğini aktaran Tanrıkulu, şöyle devam etti:
"Teçhizatlarımızı alıp intikal araçlarıyla kışladan ayrıldık. Polatlı çıkışına kadar her şey normal akışında gözüküyordu. Kargalı mevkine geldiğimizde, trafik vardı. Uğur Yüzbaşı orada bulunan polislerle konuştuktan sonra bizlere araçlardan inmememiz için emir verdi. Daha sonra telefonlardan baktığımızda, bize söylendiği gibi bir terör saldırısına karşı güvenlik önlemi almaya gitmediğimizi, darbe girişiminin olduğunu öğrendik."
Bunun üzerine bulundukları yerden hareket etmediklerini, vatandaşlara kandırılarak kışladan çıkarıldıklarını anlatmaya başladıklarını bildiren Tanrıkulu, "Bu sırada vatandaşlar da bize Cumhurbaşkanımızın darbe girişimine karşı açıklamalarını izlettirdiler. O açıklamaların hepimizin üzerinde etkisi oldu ve 'Bu saatten sonra hiç kimse bizi bir metre dahi ileri götüremez' dedik." ifadelerini kullandı.
İlerleyen saatlerde bulundukları yere gelen polise yaşadıklarını anlattıklarını, kışlaya dönmeleri için kendilerinden destek istediklerini kaydeden Tanrıkulu, güvenlik güçlerine zorluk çıkarmadan silahlarını teslim ettiklerini söyledi.
Kışlanın dışında bulundukları sürede kimseye zarar vermediklerini, darbe girişimini öğrendikten sonra birliklerine dönmek için çaba harcadıklarını iddia eden Tanrıkulu, terör örgütü FETÖ ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını savundu.
"Yol emniyeti için birlikten çıkarıldık"
Suçlamaları kabul etmeyen eski Uzman Çavuş Murat Bıyık da görev süresi boyunca vatana en iyi şekilde hizmet ettiğini, rütbesi nedeniyle emir verme, karar alma yetkisinin olmadığını kaydetti. 15 Temmuz gecesi önce gece eğitimi, daha sonra da terör saldırısı olabileceği yönünde söylentiler olduğunu belirten Bıyık, daha sonra yol emniyeti almaları için birlikten çıkarıldıklarını aktardı.
Daha önceki eğitimlerde de benzer durumlar yaşadıklarını ifade eden Bıyık, şöyle devam etti:
"Her personele 40 adet fişek dağıtıldı. Daha sonra askeri araçlara binmemiz emredildi. Akıllı telefonum ve internet erişimim yoktur. Bana kanunsuz hiçbir emir verilmedi. Emniyet maksatlı intikal olduğunu söylediler. Yapracık'ta darbe girişimi olduğunu öğrendik. Bu hain girişimin bir parçası olmamak için silah ve cebir kullanmadım. Asla halkıma silahımı doğrultmadım. Yaşantım boyunca devletime ve milletime bağlı kaldım. 3 çocuğum var. Hiçbirini FETÖ'nün eğitim kurumlarına göndermedim. Hain darbe girişimi nedeniyle şerefle taşıdığım üniformamdan uzaklaştırıldım. Suçsuzum, beraatımı talep ediyorum."
Sanıklardan eski Uzman Onbaşı Sadi Arslan da 15 Temmuz'da olağandışı bir durumu fark etmediklerini, rutin görevine devam ederken gece eğitimi yapılacağı gerekçesiyle kendisinden 3 araç hazırlamasının istendiğini belirtti.
Eski üsteğmen Naci Kozan'ın emrine verildiğini kaydeden Arslan, "Kozan'a 'Nereye gidiyoruz' diye sordum. Bana bilmediğini, öndeki aracı takip etmemizi söyledi. 23.30 civarında nizamiyeden çıktık. Ankara istikametine doğru yola koyulduk. Yapracık'ta durduk. Vatandaşlardan gelişmeleri öğrendik ve onların yardımıyla istikametimizi Polatlı'ya çevirdik. Ancak trafik yoğunluğundan birliğimize gidemedik. Sabaha kadar başımızdaki Binbaşı Cafer Öncel ile polisin gösterdiği yerde bekledik. Olay sırasında şiddete başvurmadım. Sözde personel listesine adım bilgim dışında yazılmış. FETÖ ile ilişkim, bağım olmamıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin onurunu zedeleyecek hiçbir faaliyette bulunmadım. Amir sıfatında bazıları bu ülkeye hainlik yapmış. Beni o hainlerden ayıracağınıza inanıyorum." diyerek beraat talebinde bulundu.
"Siz bizi vuracak mısınız"
Sanık eski Yüzbaşı Uğur Tümürlek, 15 Temmuz'da nöbetçi olduğunu ve tugay komutanının terör saldırısı ihtimali üzerine sıkıyönetim direktifi geleceğini söylediğini aktararak, yol emniyeti almakla görevlendirildiğini, araçlarla birlikten çıktıklarını anlattı.
Kobani eylemlerinde Siirt'te görev aldığını ve benzer bir hareketlilik yaşandığını söyleyen Tümürlek, darbe girişimiyle ilgili bir bilgisinin olmadığını savundu.
Yolu kapatan polislerle arasında geçen konuşmayı da anlatan Tümürlek, şu ifadeleri kullandı:
"Bir süre ilerledikten sonra yol tıkandı. Araçtan inerek yolu kesen polislerin yanına gittim. Terör saldırısı ihtimaline karşılık göreve gittiğimizi ve yolu açmalarını söyledim. Önce kabul etmediler. Polislerden biri, 'Siz bizi vuracak mısınız' diye sordu. 'Neden sizi vurayım, siz görevinizi yapın, yolu açın biz de görevimize gidelim' dedim. Darbe girişimi olduğundan bahsetmediler. Darbe emri almış olsam ve bunu uygulayacak olsam polislerle çatışma ihtimaline karşılık tek başıma, silahsız olarak onlarla konuşmaya gitmezdim."
Polislerin bu söyleminin ardından harekat merkezini aradığını kaydeden Tümürlek, net bir cevap alamadığını, daha sonra küçük bir grubun askeri kalkışma yaptığını öğrenmesi üzerine birliğe dönmek için geri döndüklerini aktardı.
Girdikleri köy yolunda gelen polislere silahlarını teslim ettiklerini ifade eden Tümürlek, suçsuz olduğunu beyan ederek tahliye talebinde bulundu.
Sanıklardan Necip Hacıbektaşoğlu, Mehmet Acar, Ahmet Kaygısız, Ziya Karapınar, Süleyman Önem, Uğur Yalçındağ, Hacı Kaya, Emre Ertosun ve Adem Altan da savunma yaptı.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanımızın Açıklamaları Bizi Etkiledi' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?