Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "AKP, siyasi bir parti değil, suç örgütü ve kapatılacak" diyen Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık için, "Her şeyden önce bu zat, zaten teröristin tekidir. Teröristin teki olmanın ötesinde, nasıl olduysa bir milletvekili olma şansını yakaladı ve şu anda bu ifadeleri kullanıyor. O da yine bir hukuk devletinin içerisinde, adeta teröristlerin yaklaşım tarzıyla bir yaklaşımın içerisinde. Bununla ilgili olarak şimdilik tazminat davası açılmıştır. Milletvekilliği olayı da üzerinden çıktıktan sonra, yani dokunulmazlığı kalktıktan sonra da ceza davaları arkasından gelecektir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün cuma namazını İstanbul'daki Kerem Aydınlar Camii'nde kıldı. Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kanun hükmünde kararnamelere (KHK) açıklamalarıyla ilgili şunları söyledi:
"TÜRKİYE HUKUK DEVLETİDİR. SİYASİLER OLARAK BİZ BÖYLE BİR YETKİYİ KULLANAMAYIZ"
"Bay Kemal, kendini buğday ambarında zannediyor. Herhangi bir gücü yok; şu anda kazanılmış, elde edilmiş, kendisine milletin verdiği yetki yok. Ama o durmadan, iki de bir, yalan üstüne yalanlarına devam ediyor. Türkiye, hukuk devletidir. Hukuk devletinin içerisinde siz ne zamandan beri yargı oldunuz da yargının yetkilerini, haklarını kendinde kullanıyorsun? Bu ifadeler neyi getirir? Yani 'Ben şu anda yargıyım hem hakimim hem savcıyım ve gelince bunların hepsini serbest bırakacağım' anlamına gelmiyor mu? Böyle bir yetkisi var mı? Yok. Böyle bir yetkin olmadığına göre bu; milleti, kusura bakmayın, tamamen ahmak yerine koyup aldatmaktan başka bir şey değildir. Şu anda KHK ile ilgili olarak bir şeyler bekleyen vatandaşı aldatmak, kandırmak.
'Bak ben bunu yaparım'… ya sen önce elindeki büyükşehir belediyelerinde vatandaşa verdiğin sözleri yerine getir. Su paralarını nasıl söz verilmişti, su paraları şimdi nerelere indirildi? Öyle mi. Yoksa çıkarıldı mı? Vatandaş su paraları konusunda ciddi sıkıntılar içerisinde mi? İçerisinde. Otobüs biletlerinde vesaire sıkıntı içerisinde mi? İçerisinde. Bunların sözünü nasıl vermişlerdi seçim meydanlarında? Farklı vermişlerdi. Şimdi geldikleri yer neresi, ortada. Bunların hepsi, maalesef 2023 seçimlerine yönelik yalanlardan başka bir şey değil. Hepsi yalan. Türkiye, bir hukuk devletidir. Siyasiler olarak biz, böyle bir yetkiyi kullanamayız. Hukuk devletinin içerisinde hakimlerin, savcıların yetkisi onlara aittir. Dolaysıyla siyasi, bu yetkiyi kullanma hakkına sahip değildir. Benim milletim de bu kadar, kusura bakmayın, enayi değildir."
"BU ZAT ZATEN TERÖRİSTİN TEKİDİR"
Erdoğan, "AKP, siyasi bir parti değil, suç örgütü ve kapatılacak" diyen TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık için de şöyle konuştu:
"Her şeyden önce bu zat, zaten teröristin tekidir. Teröristin teki olmanın ötesinde, nasıl olduysa bir milletvekili olma şansını yakaladı ve şu anda bu ifadeleri kullanıyor. O da yine bir hukuk devletinin içerisinde, adeta teröristlerin yaklaşım tarzıyla bir yaklaşımın içerisinde. Ahmet Şık'ın soyadı Şık ama kendisi neye benziyor bilmiyorum. Dolayısıyla onun gücü ne AK Parti'yi kapatmaya yeter ne bizleri bu noktada mahcup etmeye yeter. Önce o, kendi paçasını nasıl kurtaracak ona baksın. Bugüne kadar birçok terör örgütlerinin içerisinde yer almış bir kişidir. Bununla ilgili olarak şimdilik tazminat davası açılmıştır. Milletvekilliği olayı da üzerinden çıktıktan sonra, yani dokunulmazlığı kalktıktan sonra da ceza davaları arkasından gelecektir.
"İNSANSIZ SİLAH ARAÇLARI HAKKINDA DERSİNİ İYİ ÇALIŞMAMIŞ"
CHP'nin akşam başka, sabah başka tablosu ortada. Bay Kemal, maalesef partisinin içerisindeki milletvekillerine hakim değil, sahip değil. O da onlar gibi yalan üstüne yalanlar uyduruyor. Kendi milletvekili; kalkıp SİHA'ları terör örgütleriyle mukayese ettiklerini bilmiyor bile. Hatta orada gazeteciler filan da sordular; TB-2, TB-3 falan filan. 'Bunlar nedir' diye onu soruyor, haberi yok. İnsansız silah araçları hakkında dersini de iyi çalışmamış. Nasıl olduysa Samsun'a uğrayıverdi. Tabii biz şu anda TB-2, TB-3, Akıncı, bütün bunlarla ilgili çalışmalarımızı devamlı yaptık, devamlı yapıyoruz. Özdemir Bey'in sağlığında, bu işin ta kuruluşundan itibaren, oğul Bush'un Amerika'da başkan olduğu zamanda Türkiye'ye vermeleri gereken bu İHA'ları vermemişlerdi. Ben, ilk ziyaretimde kendisiyle konuştuğumda, 'Bize İHA verecektiniz, vermediniz'... O zaman Condoleezza Rice'ı çağırdı, 'Niye vermediniz? 48 saatte bunları vermenizi istiyorum' dedi. İlk etapta böyle bir partiyi bize gönderdiler. Bunlar tabii uzun sureli değil. O zaman Özdemir Bey, çocuklarıyla beraber hemen adımı attılar ve İHA'ları üretmeye başladılar. Arkasından SİHA'ları ürettiler. Şimdi de Akıncı'yı ürettiler. Bununla beraber Samsun'da meydanda görüyorsunuz, savaş uçaklarına yönelik çalışmaları da var. Artık Türkiye, bu ürünleri ithal eden bir ülke değil, tam aksine ihraç eden bir ülke haline geldi. Bu konuda BAYKAR, başarılarının üzerine başarılarını katlıyor. Bundan dolayı da kendileriyle iftihar ediyorum. Sadece BAYKAR değil, başkaları da mühimmat noktasında birçok şeyler yapıyorlar. Bunlar da çok önemli. Devlet olarak biz de bu mühimmatları üreterek Baykar'a bu unsurları veren duruma geldik."
"YUNANİSTAN'IN RAHATSIZ OLMASI TÜRKİYE-NATO İLİŞKİLERİNİ ZAYIFLATMAZ"
Erdoğan, Yunanistan'ın S-300 Hava Savunma Sistemi'ne ait füzeleri Türk savaş uçaklarına kilitlemesine ilişkin de şunları söyledi:
"NATO, daha sonra manevrasını yaptı her zaman olduğu gibi, bununla birlikte de bunlar silindi. Türkiye ile beraber ayrı bir güç olduklarını ifade etti. Yunanistan'ın rahatsız olması veya Yunanistan'ın NATO'ya olumsuz bir yaklaşım sunması, Türkiye-NATO ilişkilerini zayıflatmaz. Çünkü Türkiyesiz bir NATO düşünülemez. Kaldı ki Yunanistan'ın NATO içinde kıymet harbiyesi yoktur. Türkiye varsa NATO güçlüdür. Türkiye yoksa NATO güçlü değil."
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Ahmet Şık'a: 'Bu Zat Teröristin Tekidir. Dokunulmazlığı Kalktıktan Sonra Ceza Davaları Arkasından Gelecektir' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?