"Görevimden Türkiye'nin Geleceğine Olan İnancımla Ayrılıyorum"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, veda resepsiyonunda yaptığı konuşmada Recep Tayyip Erdoğan'a "seçilmiş Cumhurbaşkanı" diye hitap ederken, görevinden Türkiye'nin geleceğine olan inancını, güvenini ve umudunu muhafaza ederek ayrıldığını kaydetti.

Görev süresi 28 Ağustos'ta dolacak olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya Köşkü'nde bir veda resepsiyonu verdi. Resepsiyonda kısa bir konuşma yapan Gül, konuşmasından önce salonda eşi Hayrünnisa Gül ile birlikte konuklarla tek tek tokalaştı. Gül kürsüye çıkmadan önce de halefi Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan ile bir süre görüştü. Gül ve Erdoğan sıcak bir şekilde tokalaşırken, görüşmede Hayrünnisa Gül de bulundu. Eski ve yeni first lady sıcak bir havada sohbet etti.

Konuşması sırasında kürsünün gerisinde kalan Erdoğan çiftini ve eşini kürsünün yakınına çağıran Gül, 5 dakikalık kısa bir konuşma yaptı.

-"SAYIN SEÇİLMİŞ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN" -

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a artık "seçilmiş Cumhurbaşkanı" diye hitap edeceğini kaydeden Gül, "Sayın seçilmiş Cumhurbaşkanı, muhterem hanımefendi Emine Hanım" diye konuşmasına başladı.

Türkiye Cumhuriyetinin 11. Cumhurbaşkanı olarak görev süresinin bitmek üzere olduğunu aktaran Gül, "Bu vesileyle eşimle birlikte verdiğimiz bu resepsiyona hoş geldiniz diyoruz, hepinize teşekkür ediyoruz. Geçen Pazar günü yapılan seçimlerde 12. Cumhurbaşkanı olarak seçilmiş bulunan Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı canı gönülden tebrik ediyorum, Emine Hanımı da aynı şekilde. Allah'tan muvaffakiyetler diliyorum. Kendilerine üstlenecekleri bu şerefli görev dolayı Ceneab-ı Allah'ın hep yardımcı olmasını diliyoruz, niyaz ediyoruz" ifadelerini kullandı.

-"GÖREVİMDEN TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNE OLAN İNANCIMI MUHAFAZA EDEREK AYRILIYORUM"-

Cumhurbaşkanı olarak başlıca Anayasal vazifesi olan devletin kurumları arasında eş güdümü sağlama görevi olduğunu kaydeden Gül, yasama, yürütme ve yargı mensuplarının kendisine bu büyük destek verdiğini kaydetti.

Gül konuşmasına şöyle devam etti:

"Türkiye Büyük Millet Meclisi, iktidar ve muhalefete mensup yönetici ve üyelerinin hükümetlerimizin, bakanlıklarımızın, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve diğer kurumlarının, yargı organlarımızın iş birliği ve katkıları içeride ve dışarıda görevimi en iyi şekilde yerine getirmeme de büyük rol oynadı, katkı sağladılar. Cumhuriyetimiz, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak 90 yıldır aşan yürüyüşünün son 7 yılını hep beraber, birlikte devam ettirdik. Dolayısıyla bugün sizlere hem veda etmek hem de teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.

Görev sürem boyunca devlet başkanı olarak, ülkemizin içeride huzurunu ve istikrarını, dışarıda itibarını ve gücünü korumasına özen gösterdim. Toplumumuza, halkımıza, ulusal barış ve refahın demokratik çoğulculuk, insan haklarına dayalı hukuk devleti ve çağdaş eğitimden ve iyi yönetişimden geçtiği anlayışıyla öncülük yapmaya gayret ettim. Her zaman söylediğim gibi, demokratik hayat bir mükemmelleşme sürecidir. Bu süreç eleştiri, öz eleştiri yoluyla eksikliklerin giderilmesinin, kusurların düzeltilmesi, reformlar yoluyla yapılanların iyileştirilmesini içerir. Türkiye'de de bugün çok şükür kusurlarını ve eksikliklerini yeteneğine sahip demokratik olgunluğa erişmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla görevimden Türkiye'nin geleceğine olan inancımı, güvenimi ve umudumu muhafaza ederek ayrılıyorum. Ancak son günlerde, başta yakın çevremiz olmak üzere bütün dünyada ne yazık ki insanlığın geldiği uygarlık düzeyine yakışmayan çok ciddi siyasi gerginliklerin ve silahlı çatışmaların, işgallerin, katliamların yaşanmakta olduğunu da endişeyle görüyorum. Dolayısıyla Türkiye'nin her zamankinden daha güçlü, itibarlı, istikrarlı, saygın ve müreffeh olmasına kendi çıkarlarımız bakımından olduğu kadar, bölge ve dünya barışı için de muhtaç olduğumuzu vurgulamak istiyorum.

Aziz milletimiz, yüzyıllar dayanan tarihsel birikiminden süzülen tarihsel bir bilgeliğe sahiptir. Milletimizin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin 21. Yüzyıl dünyasında da seçkin bir yeri olacağına ve Türk milletinin daima asaletini koruyacağına hiç şüphem yoktur"

Katılımcılara tekrar teşekkür eden Gül, önümüzdeki hafta STK temsilcileri ile yine bir araya geleceklerini söyledi.

-CHP LİDERİ RESEPSİYONA KATILMADI-

Veda resepsiyonuna, Başbakan Erdoğan, kabineden çok sayıda başbakan yardımcısı ve bakan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, kuvvet komutanları, MHP lideri Devlet Bahçeli, HDP Eş Genelbaşkanı Selahattin Demirtaş, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Ankara'da bulunan üniversitelerin rektörleri, büyükelçiler, uluslararası misyon şefleri, iş dünyasından isimler, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri ile genel yayın yönetmenleri katıldı. Cumhurbaşkanı Gül ve eşi konuklarını salon girişinde karşılamazken, salonun içinde dolaşarak konuklarıyla tokalaştı. Başbakan Erdoğan da cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle kendisine yapılan tebrikleri kabul etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise resepsiyona katılmadı.