Gülseren KARAPINAR-Harun ŞAHBAZOĞLU/İSTANBUL, - CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, 38'inci DEİK Olağan Mali Genel Kurulu, 4'üncü Ustalara Saygı Ödül Töreni'ne katıldı. Burada katılımcılara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vicdanı, adaleti, insan hayatı ve onurunu merkeze alan dış politikamızdan taviz vermeden Türkiye'yi çatışmaların ve gerilimlerin uzağında tutmak. Bunun için her adımı dikkatle hesap edilmiş ince bir siyaset izliyoruz. Ne zulme sessiz kalıyor ne de macera peşinde koşuyoruz. Ne pısırık davranıyor ne de muhalefetin kışkırtmalarına prim veriyoruz. Türkiye için 86 milyonun tamamı için yüzünü ülkemize çevirmiş mazlumlar için en doğrusu neyse onu kararlılıkla hayata geçiriyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 38'inci DEİK Olağan Mali Genel Kurulu, 4'üncü Ustalara Saygı Ödül Töreni'ne katıldı. Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, İstanbul Valisi Davut Gül, DEİK Başkanı Nail Olpak, diplomatik misyon temsilcileri ve iş insanları katıldı. Bu yıl 40'ıncı yaşını kutlayan DEİK'in, küresel ticari diplomasi yolculuğuna katkı sunan üyelerine vefasını simgeleyen 4. Ustalara Saygı Ödül Töreni'nde, DEİK ailesine ve Türk özel sektöründe iz bırakan iş insanlarından Emre Aykar, merhum İbrahim Çağlar, merhum Nejat Eczacıbaşı ve Halim Mete ödüle layık görüldü. Ödülleri Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından verildi.
'NE PISIRIK DAVRANIYOR NE DE MUHALEFETİN KIŞKIRTMALARINA PRİM VERİYORUZ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gerek bölgemizdeki çatışmaların, gerekse küresel ekonomide süre giden belirsizliklerin, iş dünyamıza sebep olduğu tedirginliklerin farkındayız. Gazze'deki soykırımla başlayan, ardından İsrail'in Lübnan'a, Yemen'e, İran ve Suriye'ye saldırmasıyla artan jeopolitik riskleri de çok net okuyoruz. Bilhassa iş dünyamızın fırtınalı bir denizde yol almaya çalıştığı aşikardır. Türk iş dünyası yeni durumlara adaptasyon kabiliyeti en yüksek kesimler arasında ilk sıradadır. İhracatçılarımız başta olmak üzere şirketlerimizin yeni pazarlar bularak, yeni ortaklıklar kurarak bu sancılı dönemi başarıyla yönettiğini görüyoruz. Biz de bütün bu gelişmeleri yakından takip ediyor, doğuracağı risklerle beraber potansiyel fırsatları da dikkate alarak yeniden şekillenen küresel sistemde ülkemizi en iyi şekilde konumlandırmaya çalışıyoruz. Bir başka hassasiyetimiz şudur değerli arkadaşlar. Vicdanı, adaleti, insan hayatı ve onurunu merkeze alan dış politikamızdan taviz vermeden Türkiye'yi çatışmaların ve gerilimlerin uzağında tutmak. Bunun için her adımı dikkatle hesap edilmiş ince bir siyaset izliyoruz. Ne zulme sessiz kalıyor ne de macera peşinde koşuyoruz. Ne pısırık davranıyor ne de muhalefetin kışkırtmalarına prim veriyoruz. Türkiye için 86 milyonun tamamı için yüzünü ülkemize çevirmiş mazlumlar için en doğrusu neyse onu kararlılıkla hayata geçiriyoruz. Komşumuz Suriye'de 14 yıl boyunca bunu yaptık. Rusya- Ukrayna savaşının ilk gününden itibaren bunu yaptık. İsrail'in İran, Yemen ve Lübnan'a yönelik saldırılarında bunu yaptık. Gazze soykırımına tepki olarak İsrail'le ticari ilişkilerin kesilmesinde bunu yaptık. Körfez'deki kardeş ülkelerle ilişkilerimizi geliştirirken yine bunu yaptık. Libya'dan Karabağ'a. Nerede bize ihtiyaç varsa orada yine biz bunu yaptık. Kendi ülkesini, batılı televizyon kanallarına şikayet eden ezik siyasetçiler gibi değil, hadiselere Ankara merkezli bakarak politikalarımızı belirledik. Hepsinde de haklı çıkan biz olduk. Bugün hemen herkes Türkiye'nin meselelerini, okuma biçimini takdir ediyor. Rakiplerimiz dahi ülkemizin dengeli, vicdanlı, ilkeli ve dirayetli duruşundan övgüyle bahsediyor. Türkiye, barış masalarının aranan aktörü haline geliyor. Bugün Türkiye kendisine güveniyor, kendisine inanıyor, özgüvenli bir şekilde hedeflerine doğru sağlam adımlarla ilerliyor. İnşallah çok daha iyi yerlere geleceğiz. Sizlerle çok daha fazlasını başaracağız. Ölçek büyüterek yola hep beraber devam edeceğiz" dedi
'MİLLİ GELİRİMİZ İLK KEZ 1 TRİLYON DOLARI AŞMIŞ VE 1 TRİLYON 371 MİLYAR DOLARA ULAŞMIŞTIR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte geçtiğimiz günlerde ekonomimize dair çok önemli veriler açıklandı. Özellikle dış ticarette yine rekorlara imza attık. Hatırlarsanız 28 Mart'ta 2 milyar 64 milyon dolar ile günlük mal ihracat rekoru kırmıştık. 2025 yılı Temmuz ayında ise 25 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihimizin en yüksek aylık mal ihracatını gerçekleştirdik. Dış ticaret açığı son 9 ayın en düşük seviyesine indi. 2002'de yılda 36 milyar dolar ihracat yapan Türkiye'yi böyle aldık. Sadece bir ayda 25 milyar dolar ihracat yapan bir ülke haline getirdik. Ocak-Temmuz ihracatına bakıldığında da yüzde 5,2'lik artışla 7 ayda 156,4 milyar dolara ulaştık. Şurası da fevkalade önemlidir. Kişi başına düşen gelirimiz 2024'te 15 bin 463 dolara, 2025'in ilk çeyreğinde ise 15 bin 971 dolara yükselmiştir. Milli gelirimiz ilk kez, burası çok önemli, 1 trilyon doları aşmış ve 2025'in ilk çeyreği itibariyle 1 trilyon 371 milyar dolara ulaşmıştır. 2002 sonunda milli geliri 230 milyar dolar olarak devralmıştık. 23 yılda 6 kat artırdık ve toplam 1 trilyon 371 milyar dolara yükselttik. Bu Türkiye ekonomisinin farklı bir lige yükseldiğinin ifadesidir. Allah'ın hamdolsun biz bunu başardık. Ülkemizi bu seviyelere taşıdık. Sırf muhalefet etmek adına Türkiye'nin kazanımlarını önemsizleştirenler ortadaki bu başarıya gözlerini kapatsa da iş dünyamız belirsizliklerle dolu küresel iklimde bu rakamların ne manaya geldiğinin gayet farkındadır. Tabii burada şunu da vurgulamakta fayda görüyoruz. 2002'ye göre sadece rakamlarda ciddi artış olmadı. Dış ticaretimizin yapısı da dönüşüme uğradı. Hem ihracat yaptığımız ülkelerin sayısı yükseldi hem de ihraç ettiğimiz ürünler çeşitlendi. Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatımız 101 milyar doları aşarken ihracatımızdaki payı da yüzde 41'e çıktı. Savunma sanayimiz 7,15 milyar dolarlık ihracat ve 180 ülkeye erişimle gurur kaynağımız oldu. Otomotiv sektörümüz 37 milyar doları aşkın ihracat hacmiyle Avrupa'da 4'üncü dünyada 12'inci sıraya yerleşti. Bu vesileyle Ticaret Bakanlığımızı, İhracatçı Birliklerimizi, İş Dünyamızı, Ticaretimizin akıncı beyleri olan ticaret müşavirlerimizi tebrik ediyorum. Mücadelemize omuz verdiğiniz için sizlere de şükranlarımı iletiyorum. Şu gerçeğin de gözden kaçırılmaması gerektiği inancındayım. Günümüz dünyasında ticaret diplomasisi artık çok aktörlü bir süreçtir. DEİK bu anlamda yalnızca Türk özel sektörünün temsilcisi değil, aynı zamanda iş dünyamızın da diplomatik sözcüsüdür. Cumhuriyetimizin ikinci asrında başta DEİK olmak üzere Türk sivil toplum kuruluşlarımızdan, ülkemizin küresel ticaretteki ağırlığını artırmak için canla başla çalışmaya devam etmelerini bekliyorum" dedi.
'TÜRKİYE'NİN BU OYUNLARI BOZACAK ADIMLARI KARARLILIKLA ATMASI DEVLET AKLININ BİR GEREĞİDİR'
Erdoğan, "Sadece dış ticaret rakamlarında değil, iç cephemizin tahkimatına yönelik çabalarımızda da güzel haberler alıyoruz. Terörsüz Türkiye sürecimizde bu hafta yeni bir evreye daha geçildi. Sürece siyasi desteği ve katılımı artırma çağrılarımız olumlu muakes buldu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir komisyon kuruldu. Böylece Türk siyaseti psikolojik bir eşiği daha başarıyla aştı. Bir ön yargıyı daha kırdı. Demokratik zeminde meselelerini konuşarak çözme yolunda kıymetli bir adım daha attı. Milli dayanışma, kardeşlik ve demokrasi komisyonunun çalışmalarına başlamasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Komisyona katılan siyasi partilerin temsilcilerinin ilk toplantıda verdikleri yapıcı mesajları takdirle karşıladık. İlk güne hakim olan müsbet atmosferin inşallah ilerleyen günlerde daha da güçlenmesini ümit ediyoruz. Bugün de Milli Savunma Bakanımız, İçişleri Bakanımız ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımız davet üzerine komisyona ilgi verdiler. Şurası bir gerçek ki bölgemizde yeni oyunlar oynanırken Türkiye'nin bu oyunları bozacak adımları kararlılıkla atması devlet aklının bir gereğidir. Etrafımızı saran bu ateş çemberinden özellikle mevzi kazanımlarla değil, ancak ve ancak stratejik bir yaklaşımla birbirimize güvenerek, inanarak, güçlü bir irade ortaya koyarak çıkabiliriz. Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz. Hangi riske giriyorsak bunun için giriyoruz. Cumhur İttifakı olarak yalnızca elimizi değil tüm gövdemizi taşın altına işte bunun için koyuyoruz. Bakınız daha önce de birkaç kez söyledim. Türkiye'nin yarım asırlık terörle mücadelesinin ekonomik faturası yaklaşık 2 trilyon dolardır. Terörün ekonomiyle birlikte ülkemize başka maliyetleri de oldu. Henüz ömrünün baharındaki nice gencimizi kara toprağın bağrına verdik. Ocaklar söndü. Aileler parçalandı. Çocuklar yetim ve öksüz kaldı. Ateş sadece düştüğü yeri yakmadı. Hepimizin yüreği dağlandı. Terör, sivil siyaseti de yıllarca esir aldı, baskı altında tuttu. Dış politikadan, sosyal hayata, toplumsal barışımızdan, güvenliğe kadar her cephede terörün yol açtığı sorunlarla mücadele ettik. Millet olarak biz kaybederken Türk'ün de, Kürt'ün de, Arap'ın da can düşmanı olanlar kazandı. Demokrasimiz kan kaybederken millet iradesine musallat olan vesayet odakları kazandı. Biz değerli kardeşlerim artık 'Bu ülke, bu millet kaybetmesin' diyoruz. Şimdi Allah'ın izniyle kazananlar ile kaybedenlerin yerini değiştirecek olan tarihi bir sürecin içindeyiz. Bu amaçla devletimizin tüm kurumları tam bir uyum içinde çalışıyoruz. Biz de sabotajlara ve tahriklere karşı tedbiri elden bırakmadan, tehakkuz halinde dikkatle, hassasiyetle, üstüniyetle bu çalışmaları yönetiyoruz. Aynı şekilde siyaset kurumu bazı çatlak seslere ve fırsatçılara rağmen genel olarak sürece olumlu yaklaşıyor. Terörle hiçbir yeri varılamayacağı, bölgemizin geleceğinde terörün hiçbir çeşidine yer olmadığı gün geçtikçe daha net görülüyor. Bu avantajları en iyi şekilde değerlendirerek ülkemizde ve bölgemizde yeni bir dönemin kapılarını açmak istiyoruz. Zarfımız birlik, mazrufumuz kardeşliktir. 86 milyonun imzasını taşıyan bu mektup er ya da geç adrese ulaşacaktır. Sürecin sonunda inşallah sadece ekonomisiyle değil, demokrasiyle de, kardeşliğiyle de güçlü bir Türkiye ile müşerref olacağız. Ülkesi ve milleti için hayal gören, bu ülkenin istikbalini düşünen herkesten bu hayırlı adıma samimi destek vermelerini rica ediyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bu düşüncelerle DEİK 38'inci Olağan Genel Kurulu'nun ülkemize, iş dünyamıza ve DEİK ailesine hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Ödüllerini takdim ettiğimiz ustalarımızı ayrı ayrı tebrik ediyor. Ekonomimize yaptıkları katkılar için her birine şükranlarımı sunuyorum. Tekrar görüşmek temennisiyle sizleri Allah'a emanet ediyorum. Sağ olun, var olun, kalın, sağlıcakla" dedi.
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanı Erdoğan: Her adımı dikkatle hesap edilmiş ince bir siyaset izliyoruz - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?