Cumhurbaşkanı Erdoğan'a İngiltere'den, Türk İş Adamından Mektup

İngiltere'nin dünyaca ünlü Sofra ve Özer markalarını yaratan Hüseyin Özer, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Türk yemeğinin dünyada hak ettiği yeri bulması ve yeterince tanıtılması amacıyla mektup gönderdi.

"DEVLET POLİTİKASI HALİNE GELMELİ"

Cumhurbaşkanı'na açık mektup yazan İngiltere'nin ünlü Sofra Restoranlarının kurucusu Özer, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hitaben yazdığı ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne özel kurye ile gönderdiği mektubunda, Türk yemeğinin dünyada hak ettiği yerde olmadığını ifade ederek, mektubunda şunları yazdı:

"Dünyanın merkezinde bulunan ve çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmış olan güzel ülkemiz, diğer pek çok güzelliğinin yanı sıra eşsiz bir yemek kültürüne de ev sahipliği yapmaktadır. Bu eşsiz kültür yurtdışında hak ettiği yerde olmadığı gibi zaman zaman ülkemizle ilgili olumsuz algıya da sebep olmaktadır. Yukarıda anlatmaya çalıştığım durumu tersine çevirmek için İngiltere'de örneğini uygulamaya başladığım modeli büyük ölçekte hatta devlet politikası haline getirilmesi arzusundayım" dedi.

"TÜRKLER YANDAN DEĞİL, CANDAN SERVİS YAPIYOR"

Türk mutfağını İngiltere'de kraliyet ailesine sunan ve buradan dünyaya tanıtan adam olarak tanınan Özer, Türkiye'nin yurt dışında ceket ve pantolonla temsil edilemeyeceğini engin bir yemek kültürü olduğunu ve bunu tüm dünyaya yayılması gerektiğini ifade ederek: "Türkiye'yi yurt dışında iyi temsil etmemiz gerekiyor. Ceketle pantolonla, elbiseyle yurtdışında Türkiye'yi temsil edemeyiz. Türkiye'nin kahvesi, çayı, böreği, çöreği, simidi, balığı, mezesi, kebabı tatlısı var. Her şeyden önemlisi Türk insanın servisi var. Türk insanın sevecenliği var. Türk usulü bir servis vardır. Fransız usulü servisi Fransızlar yapar. Biz yandan değil candan servis yapıyoruz" dedi.

"50 MİLYONER YETİŞİTİRDİM"

İngiltere'den tüm dünyaya sevdirdiği ve Sofra Londonla geliştirdiği Türk mutfağını Türkiye'ye taşıyan Özer, İstanbul Karaköy'de açtığı restoranın bir okul olduğunu belirerek: "İngiltere'de en az 50 milyoner yetiştirdim. Şimdi hepsinin kendi lokantaları var. Çok paranız olması şart değil. Parası olan biri para koydu, hepsi milyoner oldu. Bu yaşa geldim, vatanıma milletime bir şey yapmak istiyorum. Kendi mesleğimden insanlar yetiştirmek istiyorum. Bizden başka yurtdışında dünyanın kabul ettiği bir Türk restoranı da yok hali hazırda.

Küçükken hep vatanıma hizmet etmek istedim. Verdiğim sözü tutmak istiyorum. Kendim gibi insan yetiştirmek istiyorum. Komple lokantacı, mutfağı, salonu bilen, memleketin kültürünü iyi bilen ve gittiği ülkeye uyum sağlayacak, her ülkede, Türk elçilikleri ve konsoloslukların olduğu yerde restoran açacak insan yetiştirmek istiyorum. Türkiye'de bir lokanta açtım ve orada Sofra London diye bir okulum var. Burada milyonerler yetiştirmeyi hedefliyorum." şeklinde konuştu.

"TÜRK KÜLTÜRÜ YEMEKLE TANITILIR"

Türk kültürünün lokantacılıkla meydana çıkabileceğini ve bunun okullarda öğretilmesi gerektiğini savunan Özer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk kültürü lokantacılıkla meydana çıkar, başka hiçbir şeyle ortaya çıkmaz. Yurtdışında itibarımızı lokantacılıkla hep üste çıkarmalıyız. O da lokantacıların işi, benim işimdir. Sayın Cumhurbaşkanımız bununla çok ilgilenecektir biliyorum. Emine Hanım'a da daha önce bahsetmiştim. Bunun için Türkiye'de okul açtım. Dört duvardan okul olmaz. Direk aşçılık, komilik, garsonluk yapıyor. Müşteri ile kontakta oluyorlar. Bu sistemi geliştirip tüm Türkiye'ye yayılmasını diliyorum". - Londra