ERZURUM Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Abdullah Bozkurt, cinsel istismarı önlemek için alınması gereken tedbirlerden birinin çocuklara her konuda sır tutulmamasının öğretilmesi olduğunu söyledi. Bozkurt, "Çocuklar, bazı konuları ve durumları muhakeme edemez. Sağlıklı bir karar için ailesine bilgi vermesi gerekir. Özellikle cinsel istismar eylemlerine benzer davranışlarla ilgili çocuklara sır tutmamaları öğretilmeli" dedi.
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri tarafından kurulan Atasagun ile Hukuk Fakültesi öğrencilerinin kurduğu Erzurum Hukuk Kulübü, 'Çocuklara yönelik cinsel istismara hukuki ve tıbbi açıdan yaklaşım' konulu panel düzenlendi. Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi Mavi Salon'daki panele öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zülal Bozkurt'un yönettiği panelde konuşan Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Abdullah Bozkurt, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl 1- 14 yaş grubunda 40 milyon çocuğun istismara uğradığını söyledi. Yapılan araştırmalara göre cinsel istismarların ancak yüzde 15'inin bildirildiğinin ortaya konduğunu belirten Bozkurt, 8-12 yaş grupları arasında cinsel istismarın pik yaptığını ifade etti. Kız çocuklarında istismarın erkeklere göre 3 katı olduğunu ifade eden Bozkurt, failin genelde tanıdık biri olduğunu kaydetti.
ÇOCUKLAR YALAN SÖYLEMİYOR
Cinsel istismarın çocuklarda çok ciddi travmalara yol açtığını klinikte gözlemlediklerini vurgulayan Bozkurt, "Cinsel istismardan ne zaman şüphelenelim, alarma geçelim. Çocuğun öykü vermesi en önemli şüphelerden ve alarma geçiren husus. Şu ana kadar bir çocuğun yalan yanlış yere kendisiyle ilgili cinsel istismar suçunu iftira gibi naklettiğine rastlamadım. 'Şu bana cinsel istismarda bulundu' diye yalan söylediğiyle ilgili adli mercilerden de bilgi gelmedi. Kimsenin kendisine 'bana şu kişi taciz, tecavüz etti' diye yalan söyleyeceğini düşünmüyorum. Bu konuda bildirilen vakaların oranı yüzde 15- 20 civarında. Neden bu kadar az bildiriliyor. Bunun ailesel ve sosyal boyutu var. Çocuklar anlatamıyor. İstismar eden kişiler, çocuğun yakınları ya da akrabaları. Amca, dede gibi yakanları. Çoğu zaman tacizci tehdit ediyor. Ayrıca çocuk, hiç kimsenin kendine inanmayacağını düşünüyor, kendisini suçluyor, kendilerinin kabahati olduğunu zannediyor. Aktarmaktan çekiniyor, anne-babalarının gözünde değerlerini yitirmekten korkuyorlar" diye konuştu.
İYİ KÖTÜ DOKUNUŞ ÖĞRETİLMELİ
Cinsel istismarın önlenmesi için çocuklara kişisel güvenliğin öğretilmesi ve iyi ve kötü dokunuş konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini kaydeden Bozkurt, ailenin de bilinçli ve donanımlı olması gerektiğini söyledi. Bozkurt, şöyle konuştu:
"Çocukların güvenliklerini sağlamayı, bedenlerini korumayı, hayır demeyi, yardım istemeyi, her türlü sorunları paylaşabilmeyi öğretmeliyiz. Her zaman sır saklamamayı öğretmeliyiz. Dokunulmayı reddetmeyi, sınırlar koymayı öğretmeliyiz. Büyüklerin de bazen uygun olmayan davranışlar sergileyebileceğini öğretmeliyiz. Çocuklar sır saklamamalı. Çünkü, çocuklar, bazı konuları ve durumları muhakeme edemez. Sağlıklı bir karar için ailesine bilgi vermesi gerekir. Özellikle cinsel istismar eylemlerine benzer davranışlarla ilgili çocukların sır tutmamaları öğretilmeli."
RUSAL TRAVMAYI DA İZLİYORUZ
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök ise duygusal ve ekonomik istismara uğramış bir çocuğun cinsel ve fiziksel istismara açık olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Kök, "Duygusal istismara uğramış bir çocuk, ekonomik istismara uğramış bir çocuk aynı zamanda cinsel, fiziksel istismara açık bir çocuktur. Eğer siz çocuğu sokaklara salarsanız, 'git para kazan derseniz' onu aşağılarsanız, yok sayarsanız çocuk kendisine mutlaka birilerini bulur. Çocuk cinsel ve fiziksel istismara açık hale gelir. Hukuk bunu çözmeye çalışıyor. Adli tıp raporlarını yazarken sadece genital muayene yapmıyoruz. Fiziksel ve ruhsal muayene yapıyoruz. Uğranılan cinsel saldırının en önemli delillerinden bir tanesi ruhsal muayenede ruhsal travmaya uğradığı izlerdir. Burada elde ettiğimiz bulguları çocuğun söylemine uygun olarak cinsel istismar ve saldırıya uğradığının delili olarak rapor ediyoruz" dedi.
Son Dakika › Güncel › ÇOCUKLARA HER KONUDA SIR TUTULMAMASINI ÖĞRETMELİYİZ - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?