Çocuk Gelişimi ve Eğitim Uzmanı Eraslan: "Öz bakım becerilerinin kazanılması konusunda yapılan yanlışlar çocuklarda özgüven eksikliği oluşturuyor"
İSTANBUL - Çocuk Gelişimi ve Eğitim Uzmanı İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Öğretim Görevlisi Emine Eraslan, "Öz bakım becerilerinin kazanılması konusunda yapılan yanlışlar çocuklarda özgüven eksikliği oluşturuyor" dedi.
Her anne babanın ortak isteği kendine güvenen çocuklar yetiştirmek. Çocuğun sağlıklı gelişimi için "özgüven" ilk sıralarda geliyor. Bu konuda nelere dikkat etmek gerektiğini Çocuk Gelişimi ve Eğitim Uzmanı Emine Eraslan anlattı.
" Önemli olan ayakları üstünde durabilen özgüvenli çocuklar yetiştirebilmek "
Türk anne babaların kültürel olarak çok korumacı davranışlar sergilediğini ve bunun çocukların özgüveninde büyük problemlere yol açtığını belirten Eraslan "Öz bakım becerileri kültürden kültüre değişiyor. Özellikle bizim toplumumuzda anne babalar çok koruyucu bir aile yapısına sahip ve çocuklarını sürekli korumak istiyor. Oysa batılı ülkelerde bebekler doğduğu günden itibaren kendi odasında yatırılır. Bebekler uygun aya geldiğinde kendisinin yemek yemesine kendisinin giyinip soyunmasına müsaade ediliyor. Bizler ise hep küçük diye düşünerek kendimiz yediriyor kendimiz giydiriyoruz ve yanımızda uyutuyoruz. Öz bakım becerilerinin kazanılması için bebek doğduğu andan itibaren yapılması gerekenler var. Bu konuda yapılan yanlışlar çocuklarda öz güven eksikliği yaratıyor. Herkes çocuğu doktor, mühendis olsun ister ama önemli olan ayakları üstünde durabilen özgüvenli çocuklar yetiştirebilmek. Öz bakım becerilerini öğretmezsek kendimiz yedirir içirir, uyutursak yani onun yerine her şeyi biz yaparsak ve ona bu konuda zaman tanımazsak özgüvensiz bir çocuk büyütürüz. Bu nedenle çocuğun yapabildiği tüm öz bakım becerilerini kendisinin yapmasına müsaade etmeliyiz. Onun yapabildiği hiçbir şeyi anne babalar yapmamalı. Özgüvenli, topluma uyumlu ve en önemlisi kendine yetebilen çocuk yetiştirmek buna bağlı. Öz bakım becerileri uzun süre kısıtlanmış olması artık geliştirilemeyeceği anlamına gelmez. Başta yanlışlar yapmış olabiliriz ama fark eder etmez ona kendi kendine bakabilmesi için fırsat tanımalıyız. Farkında olmadan her şeyi onların yerine biz yapıyoruz" dedi.
"Çocuklara fırsat tanınmalı"
Gelişim için tanınan fırsatların çok önemli olduğunu ve geç kalındığı durumlarda bile mutlaka fark edilir edilmez fırsat sunmak gerektiğini dile getiren Eraslan ; "Çocuklar dünyaya sadece emme refleksiyle geliyor ve 4-6 ay evresinde uzanıp alma kabiliyeti kazanıyor. 6 aydan sonra eline aldığı her şeyi ağzına götürüyor. İşte bu dönemden sonra eline bisküvi veya ekmek içi verebiliriz ve kendisinin yemesine müsaade edebiliriz. Bazı anneler 6-8 ayı erken olarak görebiliyor. Fakat 10 aydan sonra mutlaka ellerine yiyecek verilmeli ve bağımsız yemesi sağlanmalı. Kendisi yemek yiyen çocuğun tüm dikkati yemekte, çene ve yutma hareketinde oluyor. Bir sonraki lokmanın ne zaman geleceğine o karar veriyor kontrol onda oluyor. En geç 18 aydan itibaren kaşık vermeye başlamalıyız. Tabii ki tek başına beslenmesini sağlayamayabilir ama kaşık kullanmaya başlaması önemli. 3 yaşına kadar kendiniz yedirdiyseniz yani geç kaldıysanız, karar verdiğiniz an kaşığı ona vermelisiniz. Anneler bu kararlarda tutarlı olmalı ve arkasını getirmeli" ifadesini kullandı.
"Birlikte uyumak çocuklar gibi annelerin de isteği"
Çalışan annelerin gün içinde çocuklardan uzakta kaldığı uyku konusunda kararlı davranamadığını söyleyen Eraslan sözlerine söyle devam etti: "Ülkemizde çocukla uyuma konusunda fazlaca problem var. Özellikle çalışan anneler tüm gün çocuklarından ayrı kaldığı için onun sıcaklığı, ten kokusunu hissetmek istiyor. Bu karşılıklı bir istek. Sadece çocuk istemiyor, anneler de istiyor. Anne ve babalar kararlı olabilse çocuğu yatağa almaz. Bu karşılıklı birbirlerinden kopamama durumu. Halbuki bu sıcaklığı hissetmek için doyasıya oyun oynamalı, bol bol sevmeli, bol bol öpmeli ama gece olduğunda herkes yatağında yatmalı. İleride istediğimiz özgüven için bu gerekli. Yanımda uyusa ne olur diye düşünebilir. O zaman çocuk arkasında birini beklemeye devam eder. Onu birey haline getirmek için kendi yatağının ve odasının olması gerekiyor."
"Çocukların her dakika önünde değil bir adım gerisinde olmalıyız."
Artık kültürel alışkanlıklarımızdan kurtulmamız gerektiğini ifade eden Eraslan, "Çocuğumuz bize hep küçükmüş gibi geliyor. Elini biz yıkıyoruz, burnunu biz siliyoruz. Arkasında bir gölge gibi dolaşıp onu koruyoruz. Çocuklar yürüyorsa düşebilir. Kalkabiliyorsa kaldırmamalıyız ya da düşünce aşırı bir tepkiyle yanına koşmamalıyız. Yapı ve kültür olarak yeni kuşakta değişmeliyiz. Her dakika önünde değil bir adım gerisinde olmalıyız" şeklinde konuştu.
Son Dakika › Güncel › Çocuk Gelişimi ve Eğitim Uzmanı Emine Eraslan: 'Öz Bakım Becerilerinin Kazanılması Konusunda... - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?