BÜŞRA NUR ÖZCAN - Karacabey ilçesine bağlı Yenikaraağaç köyünde, atalarından öğrendikleri geleneği yıllardır yaşatarak kıraathanede çorap örmeye devam eden 50-75 yaş arasındaki erkekler, makineleşme nedeniyle ürünlerinin eskisi kadar ilgi görmemesinden yakınıyor.
Ataları, Yunanistan'ın Drama kentinden 1923 yılında Bursa'ya gelen ve Yenikaraağaç'a yerleşen köy sakinleri, ecdat mirası "Drama çorabı" örme geleneğinin son temsilcileri olarak yaşamlarını sürdürüyor.
Drama'da yaşadığı yıllarda koyun yününden ip, bisiklet tekerleğinin telinden şiş yaparak çorap örmeye başlayan köylülerin ataları, geçim kaynağı edindikleri Drama çorabı ile ünlendi. Köyde yaşları 50 ile 75 arasında değişen, hala kıraathanede bir araya gelip çorap örmeye devam eden erkekler, makineleşme yüzünden ürünlerinin önceki yıllarda olduğu gibi talep görmemesinin sıkıntısını yaşıyor.
Kendisi de çorap ören Yenikaraağaç'ın 20 senelik muhtarı Yahya Bası (62), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 90 yıl önce Drama ilçesinden gelen atalarının hayvancılıkla geçindiğini ve çorap örmeye bu hayvanların yünlerini değerlendirerek başladığını söyledi.
Koyunların derede yıkandığını ve gezdirerek kurutulduğunu belirten Bası, "Atalarımız, koyunu kırpıp yününü ip haline getirmişler. Bisiklet tekerinin telinden 5 tane şiş yapmışlar. Böylece başlamışlar ve çorap yapmışlar ayaklarına, kazak yapmışlar" diye konuştu.
Atalarının, mübadele sonucu gelip 1923'te kurdukları Yenikaraağaç'ta da çorap üretimini sürdürdüğü bilgisini veren Bası, örgünün yanı sıra çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşmaya başladıklarını anlattı.
Zamanla örgü işi çorabın yerini makine üretiminin aldığını vurgulayan Bası, buna rağmen köyde çorap örme işinin sürdürüldüğünü ifade etti.
"7'den 70'e herkes çorap örmeyi bilirdi"
Köylülerden Şaban Kaya (56) ise bu işi 7 yaşındayken ninesinden öğrendiğini bildirdi.
Önceki yıllarda her gün köyden Bursa il merkezine otobüs kalktığını dile getiren Kaya, şöyle devam etti:
"Bizim köyden en az 150-200 kilogram yün, taranmak için Bursa'ya götürülürdü. Bir yılda 200 kilogram yün alırdık ve hepsini çorap yapardık. O zamanlar köyün hiçbir evinde çorap örmeyi bilmeyen yoktu, 7'den 70'e herkes çorap örmeyi bilirdi. Geçim kaynağımız çoraptı. Adettendir, ilk ördüğüm çorabı götürüp dereye attılar ki 'ellerim hızlı örsün, su gibi akıp gitsin' diye. İkinci ördüğüm çorabı da ekmek fırınında yaktılar. Bunun sebebi de örmüş olduğum çorap, giyenin ayağını ateş gibi ısıtsın diye. Gelenek budur."
Kaya, makineleşmenin, el örgüsü çorapları bitirme noktasına getirdiğini söyledi. Çocukluğunda çorapların yoğun ilgi gördüğünü aktaran Kaya, "Dışarıdan gelen tüccar çoktu, alıcısı çoktu bu çorabın. İstanbul'dan, Balıkesir'den, Malatya'dan, Konya'dan, Adapazarı'ndan gelenler vardı. Makineleşme her şeyi bitirdi" değerlendirmesinde bulundu.
Eskiden köyde kız istemeye gidildiğinde, ilk sorulan sorunun, "Oğlunuz çorap örmesini bilir mi?" olduğunu kaydeden Kaya, çorap örmeyi bilmeyen erkeğe kız verilmediğini anlattı.
Hüseyin Yemişen (71) de 64 yıldır çorap ördüğünü söyledi. Önceki yıllarda köy meydanında toplanarak akşama kadar çorap ördüklerini ve ipleri bitirmek için yarıştıklarını dile getiren Yemişen, "Saat 04.00'te kalkar, güneş doğana kadar kahvede çorap örerdik. Sonra eve giderdik, yemek yemeye. Sonra yine çoraba devam. Köyde üstüme çorap örecek kimse tanımam" diye konuştu.
Hem koyunlarını otlatıyor hem de çorap örüyor
Köyde çobanlık yapan Hüsmen Töz (70), bir yandan koyunları güttüğünü, diğer yandan çorap ördüğünü ifade etti.
Bu ata mirasını yaşatmaya çalıştıklarını vurgulayan Töz, "Hem koyun güdüyoruz hem de çorap örüyoruz. Bu bizim mesleğimiz, dedelerimizden geliyor. Bu örgü işi benim için yan gelir. Şimdi bunların yünü para etmiyor. Kimse almıyor. Alan da 1 liraya alıyor. Eskiden çok para yapardı koyunların yünü" ifadesini kullandı. - Bursa
Son Dakika › Güncel › Çobanından Muhtarına 'Çorap Ören Erkekler'İn Köyü - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?