Cumhuriyet Halk Partisi Denizli Milletvekili ve eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, Trabzon'da düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, Uludere olayını değerlendirdi. Cihaner, "Bir takım kirli oyunlar, kirli noktalar var. Başbakan kimin sorumlu olduğu ortaya çıkmadan birden bire askersever kesildi, Genelkurmay'a teşekkür etti. Hani bu ordu Reşadiye'de, Hantepe'de meydana gelen olayların tamamını kendi yapmıştı. Hani kendi halkını, camisini bombalıyordu bunlar. Hayali planlarla bir sürü general tutuklandı. Önümüzde gerçeği var. Onlara teşekkür ediyorsunuz ama hayali planlarla generalleri tutuyorsunuz." dedi.
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, partisinin Trabzon Gençlik Kolları tarafından Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansa katıldı. Cihaner'in konuşması öncesinde CHP'li gençler, hükümetin uyguladığı baskı politikalarını eleştiren mini bir skeç sahneledi.
EMEKLİ MİLLETVEKİLİ ZAMLARI
Konuşmasının başlangıcında, kamuoyunda eleştirilen emekli milletvekillerine yapılan maaş zamlarına değinen Cihaner, "Milletvekili emekli maaşlarına yapılan zam özellikle bizim tabanımızın çok tepki gösterdiği bir konu. Başkanımız da özellikle vurguladı. Burada bu olayın iki açıdan çok büyük önemi var. Birincisi medyanın aldığı konum nedeniyle çok büyük önemi var. İkincisi de aslında eleştirilen, duyarsız, apolitik gibi bir takım yakıştırmalarla eleştirilmesine, sesinin çıkmadığı gibi nitelendirmelere rağmen isterse toplumun neler yapabileceğinin göstergesi oldu. Partimiz bu zamma karşıydı. AKP'li 216 milletvekili bu yasayı kotardığı halde, AKP'nin istemediği tek bir yasa meclisten geçmemişken bu yasanın sorumlusu CHP gibi bir hava verildi ve hatta tabanımız bile bu havaya kapıldı. Asgari ücretin 700 lira bile olmadığı bir ortamda milletvekili emekli maaşlarına bu oranda zam yapılması kabul edilemez. 2.5 milyon emeklinin intibak yasasını beklediği ortamda milletvekili emeklilerine intibak yasası çıkarılması şık değil. Partimiz buna karşı ve hep karşı olacak" dedi.
Cihaner sözlerini şöyle sürdürdü:
"Toplumsal tepkinin, uygun kanalize edilmesi halinde siyasal süreci nasıl belirleyeceğini gösterdi yaşadıklarımız. Keşke Tekel işçileri Ankara'da coplanırken de toplumumuz bu tepkiyi gösterseydi. TEKEL, Tüpraş peşkeş çekilip özelleştirilirken bu tepkiyi gösterebilseydi. Hükümet Van depreminin enkazının altında kaldı. Yurttaşlar bu beceriksizliğin sorumlularını istifaya davet etti. Ancak iktidar biber gazı ve coplarla, o soğukta basınçlı sularla susturdu vatandaşları. Keşke milletvekili emekli maaşlarına zamda gösterilen tepkiyi bu gibi olaylarda da gösterseydik."
ULUDERE OLAYINDA TEK SORUMLU HÜKÜMET
Cihaner, Şırnak'ın Uludere ilçesinde 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaya da değinerek, "Bu olayda başlangıçta tespit yapmak için çok net söylememiz gerekir. Demokrasilerde sorumluluk hükümetlerdedir. Bir hükümetin demokratik bir ülkede olan biten her şeyden sorumluluğu vardır. Olayın birebir kendi emriyle gerçekleşmesi şart değildir. Japonya'da deprem sonrasında belediye yurttaşlara yeterince su veremediği için belediye başkanı intihar etmiştir. Dünyanın her yerinde basit öngörüleri yerine gelmeyen politikacılar istifa eder. Demokrasi böyle bir şeydir. Demokrasilerde olan ya da olmayan her şeyden hükümetler sorumludur. Siyasi sorumluluk hükümetin üzerindedir." dedi.
Uludere olayında çok fazla karanlık nokta olduğunu da ileri süren Cihaner şunları söyledi:
"Sormak istiyorum, sizce ABD, PKK'yı destekliyor mu' İsrail destekliyor mu? Aynı tespiti askerler, politikacılar, AKP'liler içinde yaparsak da sizin kadar fazla el kalkar. Bunun bir takım somut verileri de var. Çekiç güç aracılığıyla verilen destekler. Uzunca süre ABD'nin PKK'yı terörist listesine almaması gibi konular var. Ama biz ABD ile terör konusunda üçlü mekanizma oluşturuyoruz. Sonra da terörle mücadele ediyoruz diyorlar. Bu bir kandırmaca. İnsansız Hava Araçları İsrail'e ait. Veriler ABD üzerinden geliyor. ABD'nin izin verdiği yerlerde uçuyor insansız hava araçları. Hükümetler terörün arkasında olduğunu düşündüğümüz bir ülkeyle birlikte terörle mücadele ediyor. Kendi içinde tutarsız, şizofrenik bir terörle mücadele politikası izleniyor."
BAŞBAKAN ASKERSEVER KESİLDİ
AKP'nin ırkçı ve bölünmeyi göze almış bir politika yürüttüğünü de vurgulayan Cihaner, "Bunca yıllık birlikte yaşam azmini kıracak şekilde bölünmeyi göze almış politikalar izliyor. Gelinen noktada Kürt sorununu çözülmesi bir yana artık sahra toplarının, Hava Kuvvetleri'nin kendi topraklarımızda kullanıldığı bir noktaya gelinmiştir. AKP'nin bu konudaki politikası iflas etmiştir. Orada ölenlerin önemli kısmı çocuk. Sonrasında yaşananlar, cenazede olanlar hep olayın sonrası. Ama orada üstü örtülü şekilde kaçakçılığa göz yuman bir devlet var. Bu nasıl olabilir' Bu kadar kişi katırlarla sınırı geçiyorlar. Dönerken bu olay meydana geliyor. Çıkarken neredeydiniz? Bu çok büyük bir soru işareti. Başka bir takım kirli oyunlar, kirli noktalar var. Başbakan kimin sorumlu olduğu ortaya çıkmadan birden bire askersever kesildi, Genelkurmay'a teşekkür etti. Hani bu ordu Reşadiye'de, Hantepe'de meydana gelen olayların tamamını kendi yapmıştı. Hani kendi halkını, camisini bombalıyordu bunlar. Hayali planlarla bir sürü general tutuklandı. Önümüzde gerçeği var. Onlara teşekkür ediyor ama hayali planlarla generalleri tutuyorsunuz." diye konuştu.
YARGI AKP BÜROSU HALİNE DÖNÜŞTÜ
AKP'nin istediği her alanda sadece kendisine biat etmiş kendinin kontrolüne geçmiş bir yapı yaratmak olduğunu da vurgulayan İlhan Cihaner, "Referandumda AKP yargıyı kendini aslında kendine ait büro haline dönüştürdü. AKP'nin dönüştürmesinden önce de yargı sistemimiz ciddi sıkıntılara sahipti. Darbe dönemlerini hatırlayın. Bu dönemlerde yargının ciddi günahları vardı. Geldiğimiz noktada adalete ulaşma, adil yargılama ilkelerinin hayata geçirilmesi konusunda umutlar da tükenmiş durumda. Özellikle ceza yargısı ve idari yargı AKP'nin güdümüne geçmiş durumda. Hatta aynileşmiş durumda. Yüksek yargıda kadın oranı yüzde 30'un altına düşmez. Ama bakıyorum yeni seçilen HSYK'da 200 yüksek yargıç içerisinde sadece 6 tane kadın yargıç seçti. HSYK'nın yaptığı iş, belli davalarda vicdani kanaatini tahliyeden yana kullanan ve hükümetin hoşuna gitmeyen kararları veren hakimlerin görev yerlerini değiştirmek oldu. ya tayinleri çıkarıldı ya da kanun dışı özel hayatına dair kaydedilmiş verilerle görevlerini bırakmak durumunda bırakıldılar" dedi.
ÖZEL YETKİLİ SAVCI VE MAHKEMELER BİRİNE SALDIRIYORSA O SUÇSUZDUR
Cihaner, yargı sisteminde ciddi aksaklıklar olduğunu da sözlerine ekleyerek, "Lehe delil toplanmıyor. Adil yargılama ilkesinin temel dayanaklarından biri silahların eşitliliği dediğimiz savunma ve iddianın ayrı şartlarda olması. Oda TV davasında gördük. Savcılık toplumsal tepki artınca 'gizli deliller' var dedi. Bu insan aklının firar ettiği bir nokta.
Tabi çok iyimser insanlar, 'durun bakalım bekleyelim' dedi. Yaşanan süreçte en tehlikeli yaklaşım bu. 'Bir şey olmazsa yapmazlardı' düşüncesini mutlaka terk etmemiz lazım. Geldiğimiz noktada bunu tersine bile çevirebiliriz. Eğer birine özel yetkili mahkemeler ve savcılar saldırıyorsa, artık saldırı diyorum buna; bilin ki bu adamın suçlu olma ihtimali daha az. Maalesef o noktaya geldik. Burada ceza hukukunun ikinci bir ilkesini hatırlatmak istiyorum. Masumiyet karinesi. İddia eden iddiasını ispatlamak zorunda. Ceza soruşturmasında da bu savcılık makamıdır. Ama bizim özel yetkili savcılarımız şöyle bir süreci yerleştirdiler; imzasız ihbar mektubunu alırım, iddianameye koyarım. Sen suçsuz olduğunu ispatla. Suç ve cezaların yasallığı da temel ilkelerden biridir. Bir eylem ceza yasasında açıkça tanımlamamışsa o sizin özgürlük alanınızdır. Kitap yazmak suç olarak tanımlamamışsa siz kitap yazarsınız. Ama ortam şu anda o kadar belirsiz ki; Şu konferans bile suç olabilir. 'Sen hükümeti yıpratmaya çalışıyorsun' denilebilir. Muhalefetin amacı hükümet politikalarını eleştirmek. Bırakın yıpratmayı, benim amacım hükümeti yıkmak. Yani 'sen git ben bu işi daha iyi yaparım' iddiasındayım. Bunu tabii ki hukuk ve yasaların verdiği çerçevede yapacağım. Bunu nasıl suç görürsünüz. Üstelik terör suçu. Terör kavramının ele alınışı da sakat. Terörle mücadele yasası alabildiğine antidemokratik." ifadesini kullandı.
Cihaner, "CHP'li belediyeler inanılmaz baskı altında. 10 tane çalışanı bulunmayan CHP'li belediyelerde 10 tane kontrolör var. Muhalif belediyelerin üzerine gidilirken, AKP'li belediyelerin yanına bile yaklaşılamaması siyasallaşmış yargının en somut örneğidir. Kayseri örneği ortada." dedi.
Son Dakika › Güncel › Cihaner: Başbakan Birdenbire Askersever Kesildi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?