HACER BAL - Cibuti'ye 150 yıl sonra atanan ilk Büyükelçi Dr. Hasan Yavuz, "Cibuti halkı Türkleri bekliyor, bize 'Neden bu kadar geciktiniz?' diye soruyorlar" ifadesini kullandı.
Afrika açılım vizyonu çerçevesinde 15 Şubat 2013'te Cibuti'de büyükelçilik görevine getirilen Yavuz, AA muhabirine, Cibuti- Türkiye ilişkilerinin geçmişten bu yana geçirdiği sürece dair açıklamalarda bulundu.
Göreve geldiği andan itibaren kendisine büyük ilgi gösterildiğini dile getiren Yavuz, ziyareti sırasında, Genelkurmay Başkanı'nın künyesine "Osmanlı evladı" tabirini ekleyip kendisine hitap ettiğini söyledi.
Cibuti'nin ilk Cumhurbaşkanı olan ve kendisini "Son Osmanlı" olarak niteleyen Ali Arif Burhan Bey'i ziyareti esnasında yaşadığı bir anısını da paylaşan Yavuz, şunları aktardı:
"Burhan Bey, 'Siz bizi unuttunuz, terk ettiniz' şeklinde bana sitemde bulundu ve başından geçen bir olayı anlattı. Burhan Bey'in bir general dostu, her hafta onu ziyaret eder ve Türkler nerede kaldı? Neden gelmiyorlar? diye sorarmış. Rahatsızlanıp hastahaneye kaldırıldığında Burhan Bey'e son sözü 'Arif müjdeler olsun Türkler geliyor' olmuş ve aradan bir ay geçmeden biz gelmişiz."
"Cibuti halkı Türkleri bekliyor, bize neden bu kadar geciktiniz diye soruyorlar" diyen Yavuz, Osmanlı'nın Afrika'yı her açıdan kontrol ettiği merkezin Cibuti olduğunu hatırlatarak, "Cibuti küçük ama stratejik öneme sahip bir yer. Osmanlı bunun için oraya yerleşmiş Afrika'yı oradan gözetlemiş, korumuş, oradan idare etmeye çalışmış" değerlendirmesinde bulundu.
"Sömürge ülkelerinin Afrika'daki madenleri, yer altı ve yer üstü zenginliklerini gördüklerini" söyleyen Yavuz, "Ancak biz o gözle bakmıyoruz. Afrika'da mazlum coğrafyada insani ve kültürel diplomasiyle hareket ediyoruz, paylaşmak ve ortak değerlerimizle kalkınmak için gidiyoruz. Tek amacımız var, o da adalet ve eşit paylaşımın sistematiği kurulsun" görüşünü dile getirdi.
Osmanlı hatıralarına sahip çıkılarak tarihi doku korunacak
Osmanlı'nın 380 yıl boyunca bölgede barış ve adaleti temsil ederek hakimiyetini koruduğunu dile getiren Yavuz, "Fransızlardan önce biz varmışız, 380 yıl Afrikalı dost ve kardeşlerimizle barış içerisinde yaşamışız. Onların güvenliğini korumuşuz, onların insan kaçakçılığı ve kaçakçılık ticaretini önlemek için adalet dağıtmışız. O günkü toprakların en büyük başkenti olan Zeyla bizim ecdadımızın ticari başkentiydi, Tacura bölgesi de o günkü askeri ve idari başkentimizdi. Bölgede ecdadımızın bıraktığı tarihi eserler var, hala su sarnıçları ayakta ve hizmet etmektedir" şeklinde konuştu.
Osmanlı'nın 1916-1920 yıllarında orada Başkonsolos Ahmet Mazhar Bey'i görevlendirdiğini hatırlatan Yavuz, Ahmet Mazhar Bey'in tevhidi esas alan ve Osmanlı'yı orada yeniden canlandıran bir diplomasi yürüttüğünü belirtti. Ahmet Mazhar Bey'in sömürgeciler tarafından Cibuti'de şehit edildiğini söyleyen Yavuz, "Mezarını bulamadık ama kendisine orada güzel bir şehitlik inşa edeceğiz" diyerek, Ebubekir Paşa'nın Zeyla'da mezarını yaptırdıklarını, onun oğlu ilk Cibuti Valisi Burhan Bey'in de mezarını araştırmak için ilgili kurumlarla iletişime geçtiklerini kaydetti. Yavuz, Burhan Bey adına güzel bir cadde yapacaklarını ve bölgedeki Osmanlı tarihi dokusunu korumaya özen gösterdiklerini vurguladı.
"Türkiye'de Afrika algısı analize muhtaç"
Türkiye'de Afrika algısının tetkik ve analize muhtaç olduğunu savunan Yavuz, Türkiye'nin yüzyıllar boyunca unuttuğu Afrika'yı 8'nci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın yeniden gündeme taşıdığını kaydederek sözlerine şöyle devam etti:
"Daha sonra 2005 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Dışişleri Bakanımızın ortaya koyduğu Afrika vizyonuyla birlikte bölge, gündemimize hızla girmiştir. Ben o topraklara vardığım ilk gün Cumhurbaşkanı bana, 'hoş geldiniz ama 150 yıl geciktiniz' dedi. Oradaki entellektüeller, kanaat önderleri ve yabancı misyon şeflerinin giremedikleri mahallelere biz Türk bayraklarıyla onurla girdik."
-Türk iş adamları bölgeye gelmeli
Cibuti'nin güvenli bir yer olduğunu söyleyen Yavuz, Türk iş adamlarının bölgeye gelmesi gerektiğini vurgulayarak Türk Hava Yolları'nın (THY) haftada 4 seferi olduğunu ve bunun da iş adamları için büyük kolaylık sağladığını ifade etti.
Yavuz, şunları söyledi: "Cibuti, finansal yönden özgür, şiddet olaylarına sahne olmayan son derece güvenli bir bölge, iş adamlarımız, entelektüel dünyamız, medya mensuplarımız, üniversitelerimiz ve kanaat önderleri hızlı bir şekilde oraya gitmeli. Orada bize ait çok şey görecekler. Altı aylık tecrübemde şunu çok rahat söyleyebilirim ki Cibuti halkı bizi çok iyi tanıyor. Osmanlı sevdalısı insanlar ama biz onları tanımıyoruz. Çok gidip çok görüşmemiz, tanışmamız lazım."
Cibuti'de göreve geldiği andan itibaren yaşanan gelişmelere de değinen Yavuz, "2 şirket vardı, 12 şirket oldu. 250-300 Türk olarak buradayız. 20 milyon ticaret hacmimiz vardı şu anda yaklaşık 100 milyon dolar ticaret hacmine sahibiz. 6 ayda 6 anlaşma, 6 tane de mutabakat zaptı anlaşması imzaladık. Bahçeşehir Üniversitesi ve Cibuti Üniversitesi iş birliğiyle oraya Mühendislik Fakültesi kurduk" dedi.
Türkiye'nin Afrika açılım politikasının, bölgeden çekilen diğer ülkeleri tekrar oraya dönmek için cesaretlendirdiğini savunan Yavuz, "Türkiye'nin açılımdan önce Afrika'da 12 büyükelçiliği vardı bu sayı 26'ya çıkarıldı. 2 milyar dolarlık ticaret hacmi 20 milyar dolara yükseldi" diye konuştu.
Cibuti'de Osmanlı gelenekleri korunuyor
Yavuz, Cibuti'nin, Mekke'de zulüm gören insanların özgürlük ve barış için ayak bastıkları Habeş ülkesi sınırlarında yer aldığını kaydederek, her zaman barışın ve medeniyetin merkezinde olan bölgenin, Osmanlı tarafından, barış ve kardeşlikle yönetildiğini dile getirdi.
Yavuz, Tacura'da gelinlik kızların hala İstanbul şarkılarıyla evlerine uğurlandığını belirterek, kızlara, "İstanbul gibi uğurlu ol, İstanbul gibi güzel ol" temenilerinde bulunulduğunu kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ecdadımız, oraya İstanbul'daki Kız Kulesi'ne benzeyen bir deniz feneri inşa etmişler. O deniz feneri yandıkça yol göstermiş. Oradan insanlık, barış ve medeniyet ışıkları yükselmiş. Tacuralılar bunun hatırasına İstanbul ve Osmanlı'yı hala unutmadı. Ecdadımız orada bir fener yakmış orayı andınlatmış. Onlar, o fenerin tekrar yakılmasını ve eski güzel günlere yeniden dönülmesini istiyor" ifadelerini kullandı.
Cibuti'nin ilk Cumhurbaşkanı Ali Arif Burhan Bey ile Türk Tarih Kurumu (TTK) başta olmak üzere, üniversiteler ve STK'lara ziyaretler gerçekleştirdiklerini aktaran Yavuz, 80 yaşında olmasına rağmen büyük bir gayretle hareket ettiğini belirterek, kendisini "Son Osmanlı" olarak niteleyen Burhan Bey'in 80 yaşında olmasına rağmen sabah erkenden kalkıp söz konusu görüşmeler için hazırlandığını, "Türklerin bölgeye yeniden dönmesi arzusunu sürekli dile getirdiğini" sözlerine ekledi. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Cibuti Türkleri Bekliyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?