CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Türkiye gemisi içindeyiz, gemi batarsa hepimiz boğulacağız" sözlerini eleştirdi. Torun, "Sayın Erdoğan biz seninle aynı gemide değiliz. Sen saltanat gemisindesin ama biz Bandırma Vapuru'ndayız. Siz saltanat gemisinde zevk sefa içinde yaşarken halkın gemisini, vapurunu batırmaya çalışıyorsunuz. Yüz yıl önce olduğu gibi o saltanat gemisi batacak ama Bandırma Vapuru kazanacak, halkın vapuru kazanacak bundan emin olun" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP Yerel Yönetimler Heyeti ile CHP Aksaray İl Başkanlığı'nda açıklama yaptı. Torun şunları söyledi:
"DAHA İYİSİNİ YAPMA ÇABASI İÇERİSİNDE GÖREVİMİZE DEVAM EDİYORUZ"
"Türkiye'de yaklaşık 249 belediyemiz var. Bunların yaklaşık yüzde 80'inini ziyaret ettik. Bugün de Aksaray'dayız. Belediyelerimizin hem sorunlarını dinlemek hem çözüm önerileri aktarmak hem de birlik ve beraberlik içerisinde daha iyisini nasıl yapabiliriz, onun çalışmalarını yapmak için ziyaretlerimizi devam ettiriyoruz. Burhanettin Bulut Adana Milletvekilimiz, Cavit Arı Antalya Milletvekilimiz ayrıca şu anda aramızda bulunmayan Bilecik Milletvekilimiz Yaşar Tüzün'de yerel yönetimler ekibimizde. Hep beraber bu sorumluluğu üstlenmeye çalışıyoruz. Daha iyisini yapma çabası içerisinde görevimize devam ediyoruz.
"YOKSULLUK, YASAKLAR VE HER TÜRLÜ OLUMSUZLUKLAR ARTTI"
Gerçekten çok zor günlerden geçiyoruz. Çok önemli günlerden geçiyoruz. 20 yıldır ülkeyi yöneten iktidar geçmişte birçok vaatte bulunmuş olmasına rağmen, birçok konuda bize söz vermiş olmasına rağmen 20 yılın sonunda geldiğimiz nokta maalesef tam tersi. Yoksulluk, yasaklar ve her türlü olumsuzluklar arttı. Verilen sözlerin bir kısmı da unutuldu. Aksaray'a geçmişte Aksaray Ulukışla Demiryolu sözü verildi 2004'ten bu yana maalesef yapılmadı bekliyor. 18 yıldır her geldiklerinde söz verdiler maalesef bir çivi dahi çakmadılar. Geçen yıl sayın Genel Başkanımız ziyaretinde konuyu gündeme getirdi, bunun üzerine bir ihale süreci başlattılar ama hala bir yıldır en ufak bir gelişme yok.
"TIP FAKÜLTESİ DEKAN YARDIMCILIĞINA MAALESEF SON OLARAK BİR VETERİNER HEKİM ATANDI"
İktidarın Türkiye'de olduğu gibi Aksaray'da da sağlık politikalarındaki hatalar, yanlışlar maalesef vatandaşlarımızın önüne büyük bir fatura olarak geliyor. Aksaray Üniversitesi'ne bağlı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde maalesef birçok branşta hekim açığı var, doktor açığı var. Üstelik Aksaray birçok ilçenin hizmet aldığı kent olmasına rağmen bu eksikler hala giderilmiş değil. Bir garabet var ki anlamak mümkün değil. Tıp fakültesi dekan yardımcılığına maalesef son olarak bir veteriner hekim atandı. Bu hangi akla hizmet etmek, nasıl bir anlayıştır anlamak mümkün değil. 'Liyakat' diyoruz. Liyakat çok önemli, eğer devlette liyakati bitirirseniz çözümleri de üretemezsiniz, sorunları da çözemezsiniz. Aksaray halkına yaşattığınız bu olay kaderi olmamalı, bunu yaşamamalı. Otuz- otuz beş yıl önce de söz verilmiş bir havaalanı var. Temeli atılmıştı artık bildiğim kadarıyla otlar yükseldi, orada hayvanlar otluyor. Az önce yaptığımız toplantı da partililerimiz dedi ki, 'Aksaray'ın yurt dışında çalışan hemşerisi çok fazla ve önemli ekonomik geliri de oradan sağlıyor. Maalesef bu anlamda bir havaalanı ulaşımı yok.' Bu kadar gurbetçisi olmasına rağmen bir havaalanı hala kazandırılamadı.
"AFRİKA'DA ÜRETİM YAPMAKTAN BAHSEDİYOR AMA BENİM ÜRETİCİMİ MAALESEF HİÇ DÜŞÜNMÜYOR"
Aksaray bir tarım ili, ilçeleriyle birlikte önemli bir katma değer oluşturuyor. Ama maalesef tarım adına en ufak bir gelişme yok. Venezuela'da tarım yapmaktan bahsediyor Tarım Bakanı, Afrika'da üretim yapmaktan bahsediyor ama benim üreticimi maalesef hiç düşünmüyor. Aksaray'ın çiftçisini de hiç düşünmüyor. Hayvancılıkta ve diğer tarım ürünlerinde ciddi bir potansiyeli olan Aksaray her geçen gün maalesef bu gücünü kaybediyor. Bir tarım ülkesiyken artık bir ithalatçı konumuna geldik. Samandan tutunda, etinden tutunda birçok tarım ürününü ithal eder duruma geldik. Bu kabul edilebilir bir durum değil.
"BİZ SENİNLE AYNI GEMİDE DEĞİLİZ"
Bütün bu sorunları yaşarken geçenlerde Erdoğan, 'Türkiye gemisi içindeyiz, gemi batarsa hepimiz boğulacağız' dedi. Erdoğan'a buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum: Sayın Erdoğan biz seninle aynı gemide değiliz. Sen saltanat gemisindesin ama biz Bandırma Vapuru'ndayız. Sen o saltanat gemisinde yandaşlarınla zevk sefa içinde yaşarken, bolluk içinde yaşarken biz Bandırma Vapuru'nda yoksul halkımızın ve her geçen gün sorunları büyüyen halkımızın çözümlerini üretmek için mücadele ediyoruz. Siz saltanat gemisinde zevk sefa içinde yaşarken halkın gemisini, vapurunu batırmaya çalışıyorsunuz. Yüz yıl önce olduğu gibi o saltanat gemisi batacak ama Bandırma Vapuru kazanacak, halkın vapuru kazanacak bundan emin olun.
"2022 BÜTÇESİNDEN SADECE KARAYOLLARININ GEÇİŞ GARANTİSİNE AYRILAN PARA 27 MİLYAR TL"
Geçtiğimiz günlerde de bir ifade kullandı, 'TL'ye güvenin, dövize yatırım yapmayın' diyor. Hangi akla hizmet ederek bu cümleyi kuruyorsun anlamak mümkün değil. Köprüyü müteahhide dövizle vereceksin, yolu dövizle vereceksin ondan sonra vatandaşa diyeceksin ki, 'TL'ye güvenin.' Sen niye güvenmiyorsun o ihaleyi verirken, niye döviz üzerinden veriyorsun? Bu vatandaşın aklıyla alay etmektir. 2022 bütçesinden sadece karayollarının geçiş garantisine ayrılan para 27 milyar TL. Bu hepimizin parası. O köprülerden, yollardan geçmediğimiz halde cebimizden çıkan para bunlar. Bu ayrılan paranın daha da ayrılacağı kesin. Böyle bir hastalıklı anlayışı kabul etmemiz mümkün değil.
"FAİZİ 'YÜZDE 13'E DÜŞÜRDÜK' DİYE MİLLETİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Bir de faizi 'yüzde 13'e düşürdük' diye milleti kandırmaya çalışıyorlar. Kimi kandırıyorsunuz? Bankalara yüzde 13'ten vereceksiniz, o bankalara vatandaşlara yüzde 30'dan 40'tan verecek. Ondan sonra faizi düşürdük diyeceksiniz. Düşen vatandaşın faizi değil ki, bankaların faizi. Böyle olmamış olsaydı yüzde 400 kar açıklar mıydı? Ama maalesef vatandaşı faiz boyunduruğu altında yaşatırken birileri kazançlarını her gün artırıyor. Vatandaşın artık icra dosyaları, icra dairelerine sığmaz halde. Son bir yılda 1,5 milyon arttı icra dosyası, 24 milyonu geçti. 85 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde 24 milyon maalesef icra dosyası var. Kredi kartı borç takibine düşen kişi sayısı 4 milyon 100 bin kişi olmuş. Türkiye'nin 20 yıl sonunda geldiği nokta bu.
"TÜRKİYE'DE ORTALAMA KONUT FİYATI NEREDEYSE 2 MİLYON TL CİVARINDA"
Bir ekonomi bakanımız var hayal dünyasında yaşayan, uyuyup uyanan bize çeşitli vaatler, rakamlar veren. Geçtiğimiz günlerde de 'konut fiyatları ve kiralar normalleşiyor' demiş. Sayın bakan senin herhalde kiradan, vatandaşın derdinden haberin yok. Şu anda fiyatlar yüzde 300 arttı. Türkiye'de ortalama konut fiyatı neredeyse 2 milyon TL civarında. İstanbul'da kiralar 6 bin 500 liraya çıktı. Hala bakan çıkmış, 'kiralar normalleşiyor' diyor. Artık şu hayal dünyasından çıkıp, Türkiye'nin gerçeklerini görse ve Türkiye'de ne oluyor ne bitiyor, vatandaşımız ne durumda bunu bir bilse gerçekten çok daha iyi olacak. Bu bakan görüldü ki geldiği günden bu yana ortaya koyduğu hiçbir rakam, hiçbir öngörü gerçekleşmedi. Şimdi de 'yılbaşından sonra enflasyon tek haneli rakamlara düşecek' diyor. Üstelik hedef açıklıyorlar yüzde 18 diye, şimdi çıkmış diyor ki, 'tek haneli rakamlara düşecek.' Anlaşılan sayın bakana metinler veriliyor, 'sen bunu oku, bunu anlat bu milleti de ikna et' deniliyor. Böyle bir anlayışın kabulü mümkün değil. Artık aklımızla alay ediyorlar ve bu ülkenin de gerçeğinden uzaklar.
"GÖRÜLÜYOR Kİ YURT SORUNUYLA İLGİLİ EN UFAK BİR GELİŞME YOK"
Üniversite sınavları yapıldı. Tercihler yapılıyor, kayıtlar başladı. Görülüyor ki yurt sorunuyla ilgili en ufak bir gelişme yok. Öğrencilerimiz sürekli bizi arıyorlar. Geçen yıl bu sorunu yaşadık, öğrenciler bankta kaldı. Gerçekten çok zor bir süreç yaşandı. Belediyelerimiz bu anlamda evler, binalar kiraladılar. Hiç değilse ellerinden geldiğince illerine gelen öğrencilerimiz açıkta kalmasın diye çabaladılar. Ama geçen yıl bu iktidar, bu sorunu yaşadığı halde üniversiteye girecek öğrenci sayısı belli, üniversitelerin durumu belli, yurt sayısı belli maalesef doğru dürüst bir önlem alamadı. Yine aynı sorunla karşı karşıyayız. Şimdi, '850 TL kredi verdim' diye övünüyor. İyi de şu anda özel yurtlar, ev kiraları 2-3 katına çıkmış. Senin yurt kapasitende mümkün değil. Verdiğin krediyle övünüyorsun ama bu krediyle öğrencilerimizin yaşaması ve barınması söz konusu değil. 2019'dan bu yana belediyelerimiz bu soruna çözüm bulabilmek için yurt sayısını 22'den 83'e kapasitesini de 3 binlerden 15 binlere çıkardı. Yaklaşık 4 kat artırdı, yine imkanları ölçüsünde de öğrencilerimizin açıkta kalmaması için barınma sorununa mutlaka ellerinden geldiğince katkıda bulunacaklar.
"HER GEÇEN GÜN EKONOMİNİN ÜZERİMİZE YÜKÜ ARTIYOR"
Her geçen gün ekonominin üzerimize yükü artıyor. Üretici fiyatlarındaki artış, tüketici fiyatlarındaki artış, ortalamalar, TÜİK'in açıklamaları… Görülüyor ki artık belirsiz bir sürece girdik ve her geçen gün maliyetimiz artıyor. 'Enflasyonda düşüş sağlayacağız' dediler. Şimdi işi attılar şubat, marta. Ama hala, 'işte aralıkta düşecek, şurada düşecek' televizyonlarda bir haberi verecekleri zaman alt yazı geçer ya 'az sonra' diye, hep 'az sonra' diyorlar ama o az sonralar bitmiyor her geçen günde enflasyon artıyor. Yüzde 48 olduğunda demişlerdi ki, 'bu pik seviyesi, bundan daha fazla artmayacak.' Ama şimdi resmi rakam hani TÜİK verilerini biliyoruz ya yüzde 80 ama vatandaşın enflasyonu üç haneli rakama ulaştı. Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon tahmini de her geçen gün maalesef artıyor.
"DIŞ POLİTİKADA SIFIR SORUNLA ALDILAR BU ÜLKEYİ AMA ŞU ANDA SORUNLU OLMADIĞIMIZ ÜLKE KALMADI"
Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, tek adam yönetimi 'ben yaparım' anlayışı içerisinde, 'ben ne yaptıysam doğrudur' anlayışı içerisinde hareket ediyor. Dış politikada sıfır sorunla aldılar bu ülkeyi ama şu anda sorunlu olmadığımız ülke kalmadı. Bir Suriye politikası ortaya koydular, bir ihvancı dış politika ortaya koydular. Önce, 'Esad'dı beraber tatil yaptılar. Komşu kapısı gibi gittiler, geldiler. 'Kardeşim Esad'dı, 2011'den sonra 'Esed'e dönüştü, 'katil' dedi. Yıllarca 'terörist Esed'le yürümek imkansız' dedi, 'inşallah rejim bir cesede dönüşecektir' dedi, 'zalim Esed'in hükümdarlığını bitireceğiz' dedi ve 4 milyona yakın Suriyeliyi aldık, milyarlarca dolar harcama yaptık, her kentte ciddi sorunlar yumağı içerisinde kaldık, 11 yıl sonra, 'bizim Esad'ı yenmek gibi bir derdimiz yok' diyor.
"KEMAL KILIÇDAROĞLU DEYİNCE YAPMADINIZ AMA PUTİN DEYİNCE ŞİMDİ TIPIŞ TIPIŞ, 'GÖRÜŞECEĞİZ, DİYALOG KURACAĞIZ' DEDİNİZ"
Sayın Genel Başkan 2-3 yıl önce 'Orta Doğu Barış İş Birliği Teşkilatı'nı kuralım, tarafları bir araya getirelim bu sorunu emperyalist güçlere bırakmadan kendi aramızda çözelim' dedi. Hiçbir öneriyi kabul etmediniz. 'Bir diyalog kurulsun, bir iş birliği kurulsun' dedi. Yani Kemal Kılıçdaroğlu deyince yapmadınız ama Putin deyince şimdi tıpış tıpış, 'görüşeceğiz, diyalog kuracağız' dediniz. Erdoğan maalesef artık başkalarının talimatlarıyla hareket eder noktaya gelmiştir. Bu ülkemiz içinde gerçekten üzücü bir durumdur. Göreceksiniz önümüzdeki günlerde geçmişte söylediği iddiaları, hakaretleri, her şeyi bir yana bırakacak sanki hiçbir şey olmamış gibi hareket edecek. Faturayı biz ödüyoruz. 100 milyar dolara yakın Suriyelilere harcama yapıldı. Bu ara senden, benden, bizden çıktı. Sen bir karar alacaksın ama bu karar senin keyfi kararından dolayı bu ülke insanı bedel ödeyecek. Bunu kabul etmemiz mümkün değil.
"KENDİSİNDEN OLMAYANLARI MAALESEF ÖTEKİLEŞTİRİYOR VE DIŞLIYOR"
İnşallah bu seneyi kazasız belasız, yangınlar, seller, deprem olmadan atlatırız. Bir anlayış var ki yıllardır bizi ayrıştırıyor. Kendisinden olmayanları maalesef ötekileştiriyor ve dışlıyor. Şimdi geçen yıl biliyorsunuz canımız yandı. Her birimiz ciddi yangınlarla karşı karşıya kaldık. Tuttu, bu yangınlarla ilgili, 'Antalya ve Muğla'da yangınlar oldu, belediyeleriniz ne yaptı' diye söylemiş. Allah'tan kork Erdoğan. Sonuçta orman yangınlarını söndürmek Orman Genel Müdürlüğü'nün yetkisinde. Eğer bir yerleşim alanına gelirse elbette ki belediye gerekeni yapar. Ama orman olmasına rağmen gece gündüz can siperhane belediyelerimiz müdahale etti. Her türlü imkanlarıyla, uçak da kiraladı, helikopter de kiraladı bütün kapasitesinin üstüne çıktı. O yangıları söndürmek içinde mücadele etti. Hiç değilse emeğe saygın olsun. O insanların alın terine, çabasına saygın olsun. Bunun üzerinden siyaset yaparak ayrıştırma, bölme. Bu ülkede yaşayan 84 milyon seni cumhurbaşkanı olarak biliyor ama sen maalesef o görevi istismar ederek ayrıştırıyorsun, ötekileştiriyorsun bunu da kabul etmemiz mümkün değil.
"BİZ BU MİLLETİN HAKKINI ARIYORUZ, TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİMİN HAKKINI ARIYORUZ"
Bu yaşadığımız süreç bizim kaderimiz değil. Türkiye'nin sorunları çözülebilir. Tek sorun bu iktidarın yanlış tercihler kullanmasından, kaynaklarını yanlış değerlendirmesinden. Bire mal olacak işi, beş liraya mal etmesinden. Biz sana hastaneyi 'niye yaptın' diye sormuyoruz. Biz diyoruz ki 'kaça yaptın, kaç yıllığına verdin' diye soruyoruz. Hemen çıkıp, 'bunlar hastaneye karşı' diyor. Biz, 'bu yolu kaça yaptın, bu köprüyü kaça yaptın, kaç yıllığına verdin' diyoruz, 'bunlar yola, köprüye karşı' diyor. Hayır biz bu milletin ödediği vergilerin nereye harcandığını soruyoruz. Biz bu milletin hakkını arıyoruz, tüyü bitmemiş yetimin hakkını arıyoruz. Bunu söylediğimizde ya 'terörist' oluyoruz, ya 'dış güçlerin adamı' oluyoruz. Ne olursa olsun peşini bırakmayacağız. Gelecek süreçte yapılacak ilk seçimde iktidar olacağız. Bu ülkenin parasını peşkeş çeken, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen sarayın o beslemelerine, beşli çetelerine de hesabını soracağız. Bu milletten aldıklarını, bu millete tekrar iade edeceğiz. Hiç kimse zannetmesin ki 'yaptım yanıma kaldı, yurt dışına kaçırdım' onların hepsi mutlaka bu ülkenin hakkı, bu ülkeye teslim edilecek bundan da emin olun.
"SADECE MİLLETİN İRADESİ ÜZERİNDEN ZENGİNLEŞENLER MUTLAKA BUNUN DA HESABINI VERECEK"
Çok çalışmamız lazım, sürekli illerdeyiz, sürekli vatandaşlarımızla beraberiz. Batısından, doğusuna, kuzeyinden güneyine her yerdeyiz. Vatandaşlarımızın dertlerini dinliyoruz, çözüm önerilerimizi aktarıyoruz, çözümlerinde mümkün olduğunu ifade ediyoruz. Birileri iline gelemiyor çünkü onlar ihale, rant peşinde. 'Giderayak ben neyi, nasıl götürürüm' onun çabası içinde. Aksaraylının oyunu alarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gideceksin, Meclis'te doğru düzgün hiçbir oturuma katılmayacaksın ne Aksaray sokağında varsın ne Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde varsın. Eminim ki Aksaraylı hemşerilerimizde bu durumu değerlendirecek. Halkın iradesini alarak, halkın hakkını yiyenden bizde hesap soracağız, inanıyorum ki Allah'ta hesap soracak. Hiçbir endişeniz olmasın. Sadece milletin iradesi üzerinden zenginleşenler mutlaka bununda hesabını verecek.
"SORUNLARI ÇÖZECEK KAYNAĞIMIZ DA İNSAN BİRİKİMİMİZ DE VAR"
Güzel günler yakında hep birlikte o güzel günleri göreceğiz. Bunu hak ediyoruz. Biz büyük bir devletiz, büyük bir ülkeyiz. Sorunları çözecek kaynağımız da insan birikimimiz de var. Tek sorun bu tek adam yönetimi ve bu basiretsiz iktidar, yönetim bizi ayrıştırarak, yoksullaştırarak yönetmeye çalışıyor. Ama biz halkın hakkını mutlaka teslim edeceğiz. Birlikte çalışacağız, birlikte paylaşacağız. Bu ülkede hep birlikte güzelliği yaşayacağız. Geliyor gelmekte olan."
Son Dakika › Güncel › Seyit Torun: 'Erdoğan Biz Seninle Aynı Gemide Değiliz, Sen Saltanat Gemisindesin Ama Biz Bandırma Vapuru'ndayız' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?