CHP'den "Pirus Zaferi" Benzetmesi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası'nı düşük emek maliyetleri ve emek hakları üzerinden elde edilen bir "Pirus zaferi" olarak değerlendirdi CHP Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası'nı düşük emek maliyetleri ve emek hakları üzerinden, "büyük yıkımlara yolaçarak" elde edilen bir "Pirus zaferi" olarak değerlendirdi.

Sarı yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası'nı sendikaları dışlayarak ve iş çevreleri ile anlaşarak hazırladığını ve bu şekilde TBMM'nden geçirdiği ileri sürdü. Yasanın Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasıyla, "melez demokrasinin ileri evrelerinden birine daha geçildiğini" ifade eden Sarı, "AKP'nin işgücü piyasasını esnekleştirmek konusundaki diğer kararlı uygulamalarıyla birlikte Türkiye, ucuz emek cenneti olarak bir kez daha tescil edilmiş; düşük emek maliyetlerine dayalı niyet uluslararası derecelendirme kuruluşları aracılığıyla dünyaya ilan edilmiştir" dedi.

Söz konusu yasanın, 12 Eylül'ün yasakçı anlayışını koruduğu gibi, 30'dan az işçi çalıştıran işletmelerde çalışan 6,5 milyon işçinin sendikal güvencesini de yok ettiğini belirten Sarı, yasayla 3 milyondan fazla işçinin toplu sözleşme hakkının fiilen ortadan kaldırıldığını kaydetti. Bu yasanın uygulanmasıyla, gelecekte 12 milyon işçinin sadece 2 milyon 700 bininin örgütlenme ve toplu sözleşme hakkından yararlanabileceğini ifade eden Sarı, yasanın Avrupa Sosyal Şartı ve Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 87 sayılı Örgütlenme Özgürlüğü ve Örgütlenme Hakkını Koruma Sözleşmesi ile 98 sayılı Örgütlenme ve Toplu Sözleşme Hakkı Sözleşmesi hükümlerine açıkça aykırı olduğunu belirtti. Temel haklara ilişkin bu uluslararası sözleşme hükümlerinin iç hukuka uyarlanmasını gerektiğini savunan Sarı şöyle devam etti:

" Hükümet, bu yasaya yansıttığı anlayış ile sendikal haklar alanına nasıl baktığını göstermiş, Anayasa hükümlerini yok saymış ve demokrasi anlayışı ile temel hak ve özgürlük alanlarını bağdaştırmanın olanaklı olmadığını bir kez daha kanıtlamıştır. Çalışma barışını olumsuz etkileyecek, sendikaları küçültecek ve hükümet güdümüne sokacak, örgütlü toplumu daraltacak, emek haklarını geriletecek, toplu iş sözleşmeleri aracılığıyla gerçekleşen gelir dağılımını bozacak bu yeni yasa, ülkede demokrasinin düzeyini telafi edilemeyecek bir noktaya taşıyacaktır.

Çağdaş değerlerden bu kadar uzak, emek hakların gaspı ve emek düşmanlığına dayalı bir çalışma yaşamı ancak hak ve özgürlük değerlerine ikiyüzlü ve çifte standartla yaklaşan bir anlayış tarafından oluşturulabilirdi. Bu gerçek, 12 Eylül'de cuntanın yapamadıklarını da yapan AKP tarafından kanıtlanmıştır.

Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının, Türkiye'nin kredi notunu neden yükselttiği anlaşılmıştır. İşveren kesimi için de hükümetle işbirliği yaparak elde ettikleri bu sonuç; sosyal damping uygulayarak, düşük emek maliyetleri ve emek hakları üzerinden elde edilen üstünlük, bir Pirus zaferidir. Sendikal hakları budayarak elde ettikleri rekabet gücü, kapitalist sistemin ahlakı ile ve kapitalist sistem içinde bile sorgulanacak bir durumdur." - Ankara