"Ceviz Ağacı" filminin galası yapıldı

Yönetmen ve senarist Faysal Soysal'ın uzun metrajlı ikinci filmi "Ceviz Ağacı"nın galası, Atlas 1948 Sineması'nda yapıldı.

Gösterim öncesi basın mensuplarına açıklamada bulunan Soysal, hazırlıkları 2015'te başlayan filmin çekimlerinin ise 2018'de Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleriyle gerçekleştiğini söyledi.

Soysal, filmin festival sürecinin 2020'de başladığına işaret ederek, uluslararası prömiyerin Moskova Film Festivali'nde, Türkiye prömiyerinin ise İstanbul Film Festivali'nde yapıldığını aktardı.

Dram türündeki yapımın, uluslararası festivallerden farklı dallarda ödülle döndüğünü anlatan Soysal, "Festival yolculuğu devam ediyor. Bu ay içerisinde de Buenos Aires Uluslararası Bağımsız Sinema Festivali'ne seçildi. Orada gösterilecek. Ay sonunda da Uluslararası Nepal Film Festivali'nde yarışacak. Küçük küçük başka festivaller de var. Onlara da katılmaya devam ediyoruz." dedi.

"Festivallere katılmaya devam ediyoruz"

Faysal Sosyal, edebiyat ve sinema alanındaki yazarların ve sanatçıların, modern dönemde içerik üretme konusunda bir kriz yaşadığını savunarak, şunları kaydetti:

"Belki bunun bir sebebi, yaşadığımız toplumsal olaylar, bunlara karşı kayıtsız kalamayışımız ve bir şey yapamıyor oluşumuz, gittikçe, bizi biraz daha bunaltan ve ümitsizliğe sürükleyen meselelerin var oluşu. Bu sebeple Ceviz Ağacı aslında hem geçmişten gelen yüklerimizi hem de modern dönemde yaşadığımız sosyal sorumlulukları ve aynı zamanda ses çıkaramadığımız, itiraz geliştiremediğimiz şiddet ve çaresizliğimizin yansımasını sembolize ediyor. Filmdeki 'Hayati' karakteri de bunu yeniden diriltmeye çalışıyor. Bu nedenlerle böyle bir hikaye gelişti. Filmin kenarında, kadına şiddet olaylarına, darbe travmasına daha özel bir perspektiften bakıldı. Bugüne kadar darbe filmlerinde daha çok mağdur olan, ezilen, işkence gören insanların dünyaları ele alındı. Ama ben biraz daha içeriden, bu işlere tanık olan bir gardiyanın tarafında ne olmuş, bunun dikkate alınması gerektiği yönüyle baktım."

"Edebi olarak çok güçlü bir senaryo"

Filmin başrol oyuncularından Sezin Akbaşoğulları da senaryoyu çok beğendiğini dile getirerek, "Çok iyi çalışılmış bir senaryoydu. Serdar Orçin'in oynuyor olması beni çok ikna etti. Çünkü filmdeki o karakteri kimin oynayacağı, yorumlayacağı çok önemliydi. Üstüne bir de Göynük'te çekiliyor olması da çok hoştu. Orayı da görmek, bir film çekmiş olmak güzel bir maceraydı." ifadelerini kullandı.

Filmde "Hayati" karakterini canlandıran Serdar Orçin, "Hayati için kendini var etme çabası içerisinde olduğunu söyleyebiliriz. Filmde acı bir hikayeden bahsediyor gibi olsak da sonunun yine iyi bittiğini düşünüyorum, acılarla yüzleşmeyi başarabildiği için. O anlamda herkesin kendisinden ait bir şeylerin bulabileceği, edebi olarak çok güçlü bir senaryo." diye konuştu.

Galaya konuk olan Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız ise filmin temelde bir kadının hikayesinden öte, aileyi konu edindiğine işaret ederek, "İnancımız şu ki kadın varsa insanlık var. Kadına şiddetin olmadığı, kadının hakir görülmediği, haklarının verildiği bir dünya hepimizin özlemi. Filmde emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Faysal Bey'i ayrıca tebrik ediyorum. Bir yönetmen olarak Türk sinemasına değer katan bir anlayışla filmler çeviriyor." dedi.

Film hakkında

Türk- İran ortak yapımı filmin yönetmenliğini ve senaryosunu Faysal Sosyal üstlendi. TRT'nin de destek verdiği yapımın oyuncu kadrosunda, Kübra Kip, Ali Mert Yavuzcan, Şebnem Dilligil, Murat Mahmutyazıcıoğlu ve Rıza Akın da yer aldı.

Filmin görüntü yönetmenliğini Vedat Özdemir yaparken, post prodüksiyonda İranlı sanatçılar görev aldı.

Kurgusunu Mostafa Khergepoosh'un üstlendiği filmin konusu kısaca şöyle:

"Birçok açıdan silik ve pasif bir karaktere sahip edebiyat öğretmeni Hayati, karısı tarafından hor görülüp terkedilir. Bir süre sonra ataerkil özellikteki kasabada kimliği belirlenemeyen bir kadın cesedi bulunur. Hayati cesedin karısına ait olduğunu iddia edip başkasının işlediği cinayeti üstlenir."