Çanakkaleli Kadınlar Şiddete Karşı Yürüdü

Çanakkale'de çeşitli meslek gruplarından kadın kolları ve sivil toplum kuruluşlarına üye kadınlar; kadına yönelik şiddete dikkat çekmek için pankart ve sloganlar eşliğinde yürüyüş düzenledi.

Çanakkaleli kadınlar; Kent Konseyi Kadın Meclisi, El Emeğini Değerlendirme Derneği (ELDER) Kadın Dayanışma Merkezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve çeşitli sivil toplum kuruluşları üyeleri ile Çanakkale Belediye Başkan Vekili Ali Uyanık, Çanakkale Baro Başkanı Av. Bülent Şarlan'ın da katılımıyla kadına yönelik şiddete karşı protesto yürüyüşü düzenledi.

Bugün saat 12.00'de Salı Pazarı Mevkii'nde bir araya gelen yaklaşık 60 kişi, ellerindeki pankart ve döviz ile sloganlar eşliğinde yürüyüşe başladı. İnönü Caddesi üzerinde süren yürüyüş Cumhuriyet Meydanı'na kadar yürüdü. Topluluk adına basın açıklamasını yapan Çanakkale Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Sevgi Uluşal kadına karşı şiddeti sorgulamak, kadına şiddete karşı ortak söylem ve programlar oluşturmak, kadınlar arası dayanışmayı yükseltmek, şiddetin farkında olmak ve farkındalık yaratmak için bir dizi etkinlik düzenlediklerini söyledi.

Uluşal, Erkek kaynaklı şiddeti, mümkün kılan, sosyal yapılarda yer alan kodlamalardandır. Bunun neticesinde erkekler şiddeti içselleştirmekte, ataerkil toplumsal yapılarda da şiddete yol açmaktadır. Sonuç olarak; şiddeti sonlandırmak için bütüncül bir işleyiş gereklidir. Erkek iktidar ve ayrıcalığına dayanan yapılara karşı durmak, ortadan kaldırmak ve de şiddet hareketlerinin kültürel ve sosyal manada onay görmesinin önüne geçilmelidir. Toplumda, toplumsal cinsiyet ayrımcılığını ortadan kaldırmak gerekir. Bu sadece kadın sorunu değil, toplumsal bir sonuçtur dedi.ELDER Kadın Dayanışma Merkezi adına konuşan Seda Mendilci, Kadına yönelik her türlü ayrımcılığı, emeğine bedenine ve kimliğine yönelik şiddeti reddediyor, demokrasiye ve eşit yurttaşlığa gönülden bağlı herkesi bu utancı silmek için mücadeleye çağırıyoruz. Evde, işte, okulda, sokakta, fiziksel, cinsel ve duygusal şiddete uğrayan çocuk yaşta evlenmeye zorlanan kızların namus veya töre adı altında yaşam hakları elinden alınıyor. Kadınlarımız daha çocuk yaşlardan itibaren en büyük şiddeti en yakınlarından babalarından, eşlerinden hatta oğullarından görüyor. Şiddete uğrayanların değil, şiddeti uygulayanların utanç duymasını sağlamak zorundayız. Kadın katillerine 'haksız tahrik' adı altında ceza indirimi sağlayan erkek egemen adaleti değil gerçek adaleti hakim kılmalıyız dedi.