Büyükelçi iftar verdi: Müslümanlar olağan şüpheli değil

BERLİN Büyükelçisi Ali Kemal Aydın, Alman siyasetçilerin de aralarında bulunduğu yaklaşık 450 davetliye iftar yemeği verdi. Büyükelçilik binasındaki iftar yemeğine sivil toplum temsilcilerinin yanı sıra Federal Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı Oliver Wittke, Hamm Belediye Başkanı Thomas Hunsteger Petermann, Avrupa Parlamentosu eski milletvekili Ozan Ceyhun, Yeşillerli politikacı Özcan Mutlu, Berlin Süryani Cemaati ruhani lideri Murat Üzel, Elçi Müsteşarı Ufuk Gezer ve Berlin Başkonsolosu Mustafa Çelik katıldı. İftarda konuşan Büyükelçi Aydın, "Ayrıştıklarımızı değil, paylaştıklarımızı öne çıkaralım. Siyasi görüşü, dini, mezhebi ve yaşama biçimi gibi farklılıkları çatışma kaynağı değil, sosyal ve kültürel zenginliklerimiz olarak görmeliyiz. Son Avrupa Parlamentosu seçimleri Avrupa'da kimlik siyasetinin giderek baskın hale geldiğini bir kez daha gösterdi. Ötekileştirilmiş Müslüman kimlik çabalarına verilecek en iyi karşılık; özgür, adil ve insan onuruna yakışan evrensel değerlere dayalı bir toplum idealidir" dedi.

TÜRK TOPLUMU İÇE KAPANMAMALI

Almanya'daki Türk toplumuna da seslenen Büyükelçi Aydın, "Almanya'daki Türk toplumu da artan ırkçılık, yayancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı, dışlayıcı akımlar ve politikalar karşısında içine kapanmadan, bu ülkede huzur ve barıştan yana daha iyi bir gelecek için çalışan tüm kesimlerle yakın diyalog içinde olmalı. İnsanlığın temel değerlerini hedef alan ırkçı ve yabancı düşmanlığı politikaları ve popülist akımlar sadece Avrupa'da değil, dünyanın diğer bölgesinde de gün geçtikçe rağbet görmekte. Müslüman karşıtlığı, antisemitizm ve Hıristiyan karşıtlığına ait ırkçılığın ve şiddetin her türlüsüne karışı hepimizin tavizsiz bir duruş sergilemesi gerekir" dedi.

GÜVEN KARŞILIKLI SARSILDI

Büyükelçi, din ve inanç özgürlüğü konusunda hiyerarşi inşa edilmesinin yanlış olduğunu belirttiği konuşmasında, Müslümanların olağan şüpheli görülmesini de eleştirdi. Büyükelçi "Basının, toplumun ve siyasetin kamuya açık alanlarda kipa takma özgürlüğüne gösterdiği hassasiyeti, tramvaylarda saldırıya uğrayan kadınlar için de göstermesini beklemek Müslümanların en doğal hakkı. Bu talep çeşitli şekillerde saldırıya uğrayan, kundaklanan ibadet yerleri bakımından da geçerli. Bu alanda çifte standart yaklaşıma herkes karşı durmalı. Son yıllarda camilere ve Müslümanlara yönelik artan saldırlar karşısında Alman kamuoyunun daha duyarlı olmasını bekliyor İslam dinine yönelik önyargılardan ve Müslümanlara olağan şüpheli muamelesi yapılamasından derin endişe duyuyorum. DİTİB ile ilgili haksız itham ve iddiaların da artık son bulmasını istiyor, bu süreçte karşılıklı sarsılan güvenin yeniden inşası konusundaki çabaları da destekliyoruz" dedi.