Bursa Uludağ'da Mahsur Kalan Dağcılar, Böyle Kurtarıldı

Uludağ'da mahsur kalan dağcılar, böyle kurtarıldı

Nefes kesen kurtarma operasyonunun görüntüleri paylaşıldı

Bursa Uludağ'da 7 Ocak'ta doğa yürüyüşü sırasında mahsur kalan 5 kişiden 3'ü, askeri helikopterle 14 saat sonra bulundukları bölgeden kurtarıldı. Gruptaki 2 profesyonel dağcı ise yürüyerek yerleşim merkezine ulaştı. Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kurtarma operasyonuna ait görüntüler paylaşıldı.

Kış turizminin önemli merkezlerinden Uludağ'da dün oteller bölgesinden Çobankaya Bakacak bölgesine yürüyüş yapan 5 kişilik grup, Bakacak'tan patika yolu takip ederek orman içerisinden yürüyüşüne çıktı. 6 metrelik şelaleden inen grup havanın kararması üzerine yürüyüşlerine son verdi. Geldikleri yöne de tırmanamayan dağcılar durumu saat 18.00'de jandarmaya bildirdi. Gruba telefonla ulaşan Jandarma Arama Kurtarma (JAK), AFAD ve Nilüfer Arama Kurtarma (NAK) ekiplerinden oluşan 130 kişi 5 kişiyi kurtarmak için seferber oldu.

Ekipler bölgenin ormanlık olması ve gece karanlığından dolayı grubun yanına ulaşılamayınca Eskişehir 1'inci Hava Kuvvet Komutanlığı'ndan havalanan kurtarma helikopteri, şiddetli rüzgar nedeniyle mahsur kalan grubun bulunduğu bölgeye iniş yapamadı. Gruptaki 2 profesyonel dağcı, yürüyerek yerleşim merkezine ulaştı. Aşırı soğuk nedeniyle donmamak için yanlarında bulunan eşyaları yakarak kurtarılmayı bekleyen diğer dağcılar Hüseyin Karal, Cengiz Konuk ve Abdullah Tanerdiler ise 8 Ocak sabahı saat 08.00 sıralarında tekrar havalanan askeri helikopter ile 14 saat sonra 20 dakika süren çalışman ardından bulundukları bölgeden alınarak Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürülerek tedavi altına alındı.

ÖNÜMÜZ UÇURUM VE ŞELALEYDİ'

Uludağda helikopter ile kurtarılan 3 kişiden Hüseyin Karal, fotoğraf çekmek için dere yatağına indiklerini ve ardından koşulların sert olmasından dolayı dönemediklerini söyledi. Karal, geceyi çok rahat geçirdiklerini anlattı.

Karal, 14 saatlik esaretin ardından gazetecilere açıklama yaparken kendileri ile birlikte olan profesyonel 2 dağcıyı tanımadığını söyledi. Hüseyin Karal, "Onların yanıltmasından dolayı bu hale düştük. Şelale Deresi'ni çekmek için indik. İndiğimiz yerde ipimizi bırakmak zorunda kaldık. Biz inmeyecektik. Dere yatağından devam edip Cumalıkızık'a çıkabileceğimizi söyleyerek bizi yanılttılar. Önümüz uçurum ve şelaleydi. Sıkıntı olmasın diye çocukları tepeye aldım. Kaygan ve sıkıntılı tepeydi. O yüzden orada konaklamaya karar verdik. Jandarma, AFAD ve helikopterimiz geldi. Türbülanstan dolayı helikopter bizi alamadı. Diğer kurtarma ekiplerini de ben istemedim. Zemin kaygan ve dikti. Gece herhangi bir problem görmediğimizden dolayı sağ ve sağlam kalırız diye düşündük. Yakacak malzemelerini topladık. Hazırlığımızı yaptık. Sabahtan helikopter geldi. Allah, devletimize zeval vermesin. Jandarma ve kurtarma ekiplerine teşekkür ediyoruz. Hepsi gereken yardımı yaptı. Böyle geç kalmasının sebebi onlar değildi. Ben istemedim. Zor bir bölgeydi. Geceyi çok rahat geçirdik. Sabaha kadar ateş yaktık. Yıkılmış çam ağaçlarını kullandık. Su ve yemek götürmediğimiz için arkadaşlarıma kar yememesini tavsiye ettim. Kar yemiş olsalardı vücut ısısı düşecekti. Sıkıntı olabilirdi. O yüzden su sıkıntısı oldu. Mahsur kalmadık. Dereyatağında telefon çekmiyordu. Onun için en tepeye ben çıktım. Oradan bir daha inme şansımız yoktu. Hem bölgede ayı izleri de vardı. Yaralı arkadaşımız düşerek dizinden sakatlandı. Ameliyatlı falan değildi. Sadece dizini vurdu. Geceyi çok rahat geçirdik ve kurtarıldık. Kurtarma ekiplerine tekrar teşekkür ediyorum."