Bursa'da roman yazarı Güler Buğday'ın eşi Mehmet Buğday'ın, 1.5 yıl önce bağırsağında delik bulunduğu teşhisiyle yatırıldığı Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde hayatını kaybetmesiyle başlayan hukuk mücadelesinde, Adli Tıp Kurumu'nun 'tüm aramalara rağmen bağırsakta ameliyat izine rastlanmadı' şeklindeki raporun 6 ay sonra ibarenin yanlışlıkla yazıldığı belirtilerek düzeltilmeye çalışılması şaşkınlığa neden oldu.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne bağırsakta delik bulunduğu teşhisiyle yatırılan ancak yapılan bütün müdahalelere rağmen belirgin bir teşhis konulamayan ve hayatını kaybeden Mehmet Buğday'ın ölümünde Tıp Fakültesi doktorlarının ihmali olduğuna ilişkin suç duyurusuna Üniversite Hukuk Komisyonu, mahkemeye gerek olmadığına karar verdi. Adli Tıp Kurumu otopsi raporunda, 'bağırsakta bütün aramalara rağmen ameliyat izine rastlanmadı' ibaresi sebebiyle hasta yakınları, üniversitenin doktorların yargılanmasına gerek olmadığı kararına itiraz ederek Danıştay'a müracaat etti. Danıştay da doktorların menni muhakeme kararı incelenirken, Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığı 'tüm aramalara rağmen bağırsaklarda ameliyat izine rastlanmadı' ibaresi yer alan raporunu, 6 ay sonra hiçbir kurumun ek inceleme talebi olmadan, Başsavcılığa gönderdiği ek raporla düzeltmeye çalıştı. 'Bağırsaklarda ameliyat izine rastlanmadı' ibaresinin hatalı yazıldığı ek raporla bildirildi.
Yazar Güler Buğday'ın eşinin ölümüyle alakalı savcılığa yaptığı suç duyurusundan sonra Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığı'nda otopsi yapıldığını hatırlatarak, "Hayatını kaybeden eşim Mehmet Buğday'ın Devlet Hastanesi'ndeki son doktoru Cem Toros'un da katıldığı ve batın açıldıktan sonra 3 defa bağırsaklarda elle yapılan kontrolde ameliyat izine rastlanmadı ibaresinin, ilk rapordan 6 ay geçtikten sonra bu ifadenin sehven yazıldığı belirtilerek değiştirilmek istenmesi skandaldır. Hiçbir kurumun talebi olmadığı halde 'Ek Rapor' başlığı ile böyle bir düzeltmenin Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesi kafalarda soru işaretleri oluşturdu. Böyle bir ek raporun Adli Tıp'tan çıktığından, eşi üniversitede çalışan bir yazarın yazısı üzerine haberdar olduk. Biz bu konuda mağdur taraf olarak, konunun yargıya intikal etmesini, eşimin ölümünde hastane mikrobu ve müdahalelerde ihmal olup olmadığının yargıda ortaya çıkmasını beklerken, konuyu örtbas etmeye çalışan üniversiteden, Adli Tıp Kurumu'nda çalışan doktora baskı yapılarak böyle bir düzeltme yazdırılması ve bu raporun köşe yazarına servis yapılması manidardır. Bu hareket Adli Tıp'ın da böyle bir oyunun içine çekildiğini gösteriyor. Bana daha önce ameliyatı yapan Remzi Emiroğlu'nun Adli Tıp'tan raporu düzenleyen doktorun eşini çağırıp sitem ettiğini belirten konuşmalarının şimdi nasıl neticelendiğini görüyorum. Şimdi bu ek raporun nasıl baskılar neticesinde ortaya çıkabildiğini daha iyi anlıyorum" dedi.
Avukat Ümit Emek, hukuk sisteminde hiçbir ilgi tutulmadan, ara rapor talebi olmadan, net ifadeler bulunan Adli Tıp Kurumu raporunda ek raporla düzeltme yapılmaya çalışılmasının şaşırtıcı olduğunu belirterek, "17 Mayıs 2007'deki ilk Adli Tıp Raporu'nda, 'bütün aramalara rağmen ameliyat izini rastlanmadı' ibaresinde hataya sebebiyet verebilecek bir ifade tarzı yoktur. Ancak 6 ay sonra hiçbir makamın talebi olmadan, ek rapor başlığı altında ilgi tutulmadan Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen yazı şaşırtıcıdır. Bursa Mahkemeleri'nde bu konuyla alakalı bir dava açılmadığı için savcılık ek raporu ne yapacağını bilememiştir. Ancak ek raporun üniversitede olması dikkat çekicidir. Biz bu konunun tarafı olmasına rağmen bu ek rapordan, konu üniversite tarafından basında bir köşe yazarına verilince haberdar olduk. Biz Tıp Fakültesi'nin hatalı uygulamalarının yargıya intikal edip karara bağlanması için iç hukuk yollarında mücadele verirken, Adli Tıp Kurumu'nun raporunu değiştirmeye çalışması manidardır. Teamüllere aykırı olan bu uygulama sebebiyle Adli Tıp Kurumu doktorları hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Danıştay'dan Mehmet Buğday'ın ölümü ile alakalı mahkeme olup olmamasına ilişkin çıkacak kararı bekliyoruz. Buradan da olumsuz bir netice çıkar ise konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacağız" diye konuştu.
Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkan vekili Uzman Doktor Evren Şahin ise yapılan hataların düzeltilmesi için böyle bir ek rapor yazılmasının normal olduğunu belirterek, "Biz devlet memuru olduğumuz için daha fazla açıklama yapamayız. Ancak bu konuda taraflar suç duyurusunda bulunacaklarını belirtiyorlar. Eğer dava açılırsa biz bu konuda mahkemeye gidip savunmamızı yaparız" ifadelerini kullandı.
(İRF-OMR-RA-Y)
Son Dakika › Güncel › Bursa'da Adli Tıp Raporu Karmaşası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?