Brand Week Istanbul, Cem Yılmaz, Burcu Burkut Erenkul ve Eda Erdem'i ağırladı

Senarist, yapımcı, yönetmen ve komedyen Cem Yılmaz, ralli pilotu Burcu Burkut Erenkul ve milli voleybolcu Eda Erdem Dündar, "21. Yüzyılda Farklı Olmak-Kadın Gücü" başlıklı oturuma katıldı.

Opet Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Zengin'in moderatörlüğünü üstlendiği etkinlikte konuşan Cem Yılmaz, kadın-erkek ayrımcılığıyla ilgili her şeyin çok demode olduğu bir dünyada yaşamayı hayal ettiğini söyledi.

Yılmaz, ralli pilotu Erenkul ile trafiğe kapalı alanda yaşadığı sürüş deneyimini komik bir dille anlatarak, Erenkul'un başarısından övgüyle söz etti.

Mizahın insan yaşamındaki yerine de vurgu yapan Yılmaz, "Herkes, mizahın, komedinin, komikliğin, en yumuşak haliyle hayatının bir parçasında olmasını istiyor. İnsanların, en ciddi ortamlarda bile, kağıda bakarak konuşsa da bir fıkra anlatma çabası, bir mecliste, bir ortamda arkadaş arasında, iş arkadaşları olabilir, okul hayatında kantinde olabilir, farklı bir espriyle oranın ilgi odağı olmaya çalıştığını görüyoruz. Profesyonel komedyenliğin bundan farklı olduğu düşünülmesin. Olmaya çalışılandan farklı olarak, aslında işin ne anlam ifade ettiğine çok kafa yordum. Dolayısıyla anladım ki bu iş aslında 21. de olsa, 19., 17 ya da 25. yüzyıl da olsa, kökünde aynı olması gereken bir prensibe bağlı çalışıyor." dedi.

Reklamcı, pazarlamacı ya da yönetici, farklı meslek grubunda çalışan kişilerin Taş Devri'ne gidecek olsa ne yapacağını bilemeyeceğini dile getiren ünlü isim, "Benim hiç böyle bir kaygım yok. Cilalı Taş Devri'ne de göndersen, ben orada güldürürüm. 4. ya da 5. boyutun yaşandığı, 26. yüzyıla da göndersen, yine güldürürüm. Bu bir iddia değil, realite." ifadelerini kullandı.

Cem Yılmaz, her işin zorlukları olduğunu kaydederek, şunları söyledi:

"Kendinizi adamakla ilgili bir konudur bu. Benim hayatım, ben güle oynaya gezeyim diye çok ciddi bir çaba sarf edilen bir hayat. Ben biraz daha gülmek için, hepinizden daha fazla zahmet göstermek zorundayım. Çünkü insan kendi kendine gülemez.

Aslında sizinle paylaşmaya çalıştığım şey, sizinle hayatın farklı, eğlenceli taraflarına bakmak, eksik görmek, sempati duymak, empati yapmak ya da hoşgörü geliştirmek, insan ilişkilerinde manevra kabiliyetine sahip olmak, insanı ve hayatı anlamakla ilgili bir sürü şey barındıran bir formül."

Çalışma hayatında şakacı olmakla özünde şakacı olmak arasında bir ayrım yapmak gerektiğinin altını çizen komedyen, gençliğinden beri, özünde şakacı olduğu kadar işini de iyi yapma gayreti içinde olduğunu söyledi.

"Milli takım söz konusu olunca herkes bir bütün oluyor"

Antrenmanda olduğu için çevrim içi olarak programa katılan Eda Erdem Dündar da Filenin Sultanları'nın kazandığı başarı ve gördüğü ilgiye ilişkin "İnanılmaz bir ilgi ve destek gördük. Hala görmeye devam ediyoruz. Sokakta yürürken bizlere geri dönüşler inanılmaz güzel." ifadelerini kullandı.

Gördükleri sevgi ve başarının bir anda olmadığına dikkati çeken Dündar, şu bilgileri verdi:

"Son 5-6 yıldır grafiği yükselen bir takımız. Filenin Sultanları olarak her katıldığımız turnuvadan madalya kazanıyoruz zaten. Ama pandeminin olması, insanların sosyal hayatının engellenmesi, bunun üzerine olimpiyatların oynanması ve devamında Avrupa Şampiyonası olması aslında bizim için biraz şans oldu diyebilirim. Ülkemizin içinde bulunduğu durum da çok iç açıcı değildi, haliyle yaz aylarında ciddi yangınlarla mücadele ettik. O dönemde insanlar bize sığındı. Birkaç saatliğine akıllarını başka yöne kanalize ederek, onlara voleybolu sevdirmeye çalıştık."

Başarılı voleybolcu, Filenin Sultanları'nın birbirini seven, sayan bir ekip olduğunu vurgulayarak, "Hepimiz voleybolu çok seviyoruz. Sahada asla mücadeleyi bırakmayan, son topa kadar mücadele eden, pes etmeyen bir karakterimiz var. Bence insanların hoşuna giden bu oldu. Bizim sahadaki mücadelemizi ve içten olduğumuzu gördüler. Konu milli forma olduğu zaman hiçbir şey düşünmediğimizi ve yaptığımız fedakarlıkları da gördüler bence. Bunun yanında başarılı olunca, pastanın üstündeki çilek misali keyifli bir yaz geçirdik. Baktık ki biz, voleybol özelinde ülkeyi birleştirebiliyoruz. Milli takım söz konusu olunca herkes bir bütün oluyor. Bu aslında bizim ihtiyacımız olan bir şey. Biz aslında voleybolun yanında bunu da başardık. Bu bizim için çok önemliydi. Bu başarının altında yapılanma var. Federasyonumuzun bir dediğimizi iki etmemesi var. Çok iyi bir antrenör ve bunun yanında imkanlarımızın çok iyi olması ve ligimizin çok kaliteli olması gibi etkenler de bu başarıda pay sahibi." dedi.

"4 yaşından beri otomobille bir bağım vardı"

Burcu Burkut Erenkul ise otomobil sporlarının erkek egemen spor olduğuna işaret ederek, "Kız çocukları bebeklerle, erkekler de otomobillerle oynuyor. Herhalde ben bunun erkek egemen bir spor olduğunu fark etmeden başladım. Çünkü 7 yaşında karting yaparak başladım. Büyüdükçe kadın-erkek arasındaki o bağı öğrendim. Çünkü benim otomobille bir bağım vardı 4 yaşından beri. Büyürken bazı zorlukları fark etmeye başladım." ifadelerini kullandı.

Önemli konukları ağırlayan Brand Week, yarın gerçekleşecek oturumların ardından sona erecek.