AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, "Hani 'tek adam' diyorsunuz ya insanlar bütün coşku ve heyecanlarıyla 'Ey Erdoğan, sen siyasetin tekisin, biriciğisin ve vallahi adam gibi adamsın.' diyorlar." dedi.
Bostancı, 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin son gün görüşmelerinde AK Parti Grubu adına konuşma yaptı.
CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici'nin, konuşmasında, son 17 yıla ilişkin son derece başarısız bir ekonomik tablo çizdiğini belirten Bostancı, "Benim anlayamadığım, AK Parti nasıl oluyor da 17 yıldır siyasette başarılı oluyor, ekonomide sınıfta kalıyor? Bu denklem nasıl mümkün? Acaba ekonomi bilgileri mi noksan, yeteri kadar rakamlara mı bakmadılar?" diye sordu.
Demokrasilerde ekonomik başarısızlığın, beraberinde siyasi başarısızlığı getirdiğini söyleyen Bostancı, siyasette başarılı ve uzun bir dönemden bahsedip ekonomiye ilişkin çok dramatik bir tablo çizmenin bir paradoks oluşturduğunu ifade etti.
Demokratik ülkelerde insanların ne olup bittiğine bakarak karar verdiklerini dile getiren Bostancı, "Sayın Kesici'nin bir saatlik konuşmasından sonra ben beklerdim ki bu konuşma üzerine şapkadan tavşan çıkarmak olmazdı, Boeing-737 çıkacak mı diye bekledim. 'Öyle yapmayın, böyle yapın.' Böyle bir şeyi duymayı çok isterdim." diye konuştu.
"AK Parti büyücülük mü yaptı?"
Bütçeye ilişkin değerlendirmeler yapılırken "Bu bütçe yüzde 1'in, bir azınlığın, zenginlerin bütçesi." eleştirileri yöneltildiğini aktaran Bostancı, "Burada da bir haksızlık ve hakikate uymayan bir değerlendirme var. Bunlar slogan. Bunu söyleyen arkadaşların bildiği hakikati millet bilmiyor mu? Millet, 'yüzde 1'in bütçesini gördü ama AK Parti'ye destek verdi: 'Git bütçeyi yeniden yap.' O zaman, AK Parti büyücülük mü yaptı acaba, hokus pokusla mı götürüyor işi? Böyle bir şey yok." ifadelerini kullandı.
Demokratik bir siyasette yüzde 1'in çıkarlarını esas alan bütçe yapanın sınıfta kalacağını, AK Parti'nin 17 yılda yaptıklarının ortada olduğunu dile getiren Bostancı, AK Parti'nin, dezavantajlı gruplardan alt kesimlerdeki insanlara, orta sınıfa kadar herkesi ilgilendiren alanlarda önemli işler yaptığını anlattı.
"İnfial stratejisine dayalı propaganda dili"
Fransız İhtilali sırasında yaşananlara işaret eden Bostancı, "Bu infial stratejisine dayalı propaganda dilinin tarihte de çok insanca örnekleri vardır. Onu alırsınız, elbette devrim yapmak için değil ama demokratik siyaset, o rekabet içerisinde bir yerlere yerleştirerek aynı yöntemle gidersiniz. Eşitlik, kardeşlik, özgürlük diye sokaklara dökülenler ne yaptılar, özgürlük düşmanlarına karşı özgürlüğün tiranlığını kurdular. Demek ki yalnızca güzel sözler söylemek, slogan atmak yetmiyor. Sen ne yapacaksın, bunun sonunda ne gerçekleştireceksin?" değerlendirmelerinde bulundu.
"Fransız İhtilali'nin bulduğunun cumhuriyet düşmanlarına karşı 24 saat çalışan giyotin" olduğunu belirten Bostancı, "Çünkü o kadar çok çalışan düşman vardı ki özgürlük, eşitlik, kardeşlik sloganlarıyla iktidara gelenler bunu yaptı." dedi.
Sovyet Devrimi'nin, 1917'de "ekmek ve barış" diye yola çıktığını, insanları ekmeğe de barışa da muhtaç ettiğini ifade eden Bostancı, Stalin'in 27 milyon kişiyi öldürdüğünü söyledi.
Bostancı, "1991'de Bolşevik rejimi biterken onlar da başka bir rüyanın peşine düştüler. Sonuçta Sovyetler Birliğini yıktılar ama yerine harabe halinde yeni bir düzen kurdular. Son derece dramatik ve acıklı. Kastım şu; insanların arzularına hitap eden ama gerçeklerle ilişkisiz siyasal dil trajediler yaratıyor, gerçekçi olmak lazım. Bu ülkenin imkanlarına bakacaksınız, yapılanlara bakacaksınız. Hakikatçi siyasi bir dille elbette eleştirilerde bulunacaksınız." diye konuştu.
"Ey Erdoğan, sen siyasetin tekisin, biriciğisin"
Bütçe görüşmelerinde, "CHP'nin bütün eleştirilerinin 'tek adam' ve 'saray' çevresine yürüdüğünü" söyleyen Bostancı, "Bu da slogan atmanın bir başka biçimi. Sonuçta 'saray' dediğiniz yer bu ülkede insanların seçimle gittikleri ve meşruiyeti milletin oyuyla aldıkları yerdir." ifadesini kullandı.
Muhalefete, seyirci olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mitinglerine gitmeleri tavsiyesinde bulunan Bostancı, şöyle devam etti:
"Orada Sayın Erdoğan ile insanlar arasındaki ilişkinin mahiyetine yönelik gözlemler yapsanız. Rakibinizi öğrenmeniz gerekmiyor mu? O bakımdan çok önemlidir bu. Ne tür bir bağ var ki insanlar Sayın Erdoğan'ı bu kadar seviyorlar. Yerinde görseniz daha iyi olur ama o bağı ben size söyleyeyim; hani 'tek adam' diyorsunuz ya oradaki insanlar bütün coşku ve heyecanlarıyla 'Ey Erdoğan, sen siyasetin tekisin, biriciğisin ve vallahi adam gibi adamsın.' diyorlar. Bir başka propaganda dili, tekil birtakım olayları alarak oradan bir ülke kompozisyonu çıkarmak. Bu arkadaşları dinlerken aklıma hep eleştirmenlerin ilk başta ne yapacaklarını bilemedikleri resimdeki dadaizm geliyor. Bir sürü şeyden kolaj yaparsın, ortaya parlak renklerle örülü resimler koyarsın. İnsanların aklı ermez, 'Ne oluyor, ne bu kompozisyon?' diye. Çok dadaist bir yaklaşım diyeyim."
"Yalnızca siyasal kasta yönelik"
Muhalefetin "intiharlara" ilişkin eleştirilerine yanıt veren Bostancı, intiharların, dünyanın birçok ülkesinde, daha çok kuzey ülkelerinde yaşandığını kaydetti.
Bostancı, muhalefetin, "insanların hayat şartlarıyla intihar arasında kurduğu bağlantının, yalnızca siyasal kasta yönelik, propaganda diline yaslanan bir değerlendirme" olduğunu savundu.
Kimi insanların, şartlar zorlaştıkça bu durumdan kendilerini bileyerek çıktıklarına, kimi insanların ise psikolojileri itibarıyla farklı bir yere savrulabildiğine dikkati çeken Bostancı, "Bu işleri kürsülerden konuşmak da doğru bir iş değil. Literatüre bakarsanız böylesine siyasal kasta yönelik 'intihar' konuşmalarının haberciliğinin de bir faydası yok." dedi.
Kadın cinayetlerine ilişkin eleştirilere değinen Bostancı, AK Parti'nin kadınlar konusunda önemli işler yaptığını anlattı.
Birçok ülkede kadın cinayetlerinin yaşandığını aktaran Bostancı, "Arkasında birçok toplumsal hikaye, kadınların tarihine ilişkin uzun bir geçmiş varken meseleyi getirip 'Bu, AK Parti ile bağlantılı' demek en azından ayıp bir şey." ifadesini kullandı.
"Stratejik ürünleri tüccarın insafına terk ettiğiniz için buğday ucuz, ekmek pahalı"
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Bostancı'nın "gözünün üstünde kaşın var konuşması" yaptığını ileri sürerek, şöyle konuştu:
"Sayın Kesici'nin 'Siyasi başarı vardı ama ekonomik başarısızlık var.' demesini büyük bir çelişki olarak değerlendirmesi kendi çelişkisidir. Evet, AK Parti 17 yıl boyunca toplumun teveccühüne mazhar olmuştur ama her şeyin sonu olduğu gibi bunun da bir sonu vardır ve bu gerçekleşti. Sayın Bostancı, milletin AK Parti'nin siyasi kredisini yenilenen İstanbul seçimlerinde kestiğini, AK Parti'ye 'İşin tadını kaçırdın, ülkeyi yönetme ehliyetine el koyuyorum.' dediğini sanıyorum atladı ya da o günlerde yurt dışındaydı."
Bostancı'nın 20 dakikalık konuşmasında 12 kez "Sayın Kesici" ifadesini kullanmasının, Kesici'nin Türkiye gerçeklerini yansıtan ve hükümete yapıcı eleştiriler getiren bir konuşma yaptığının delili olarak değerlendiren Altay, başarılı konuşması gerekçesiyle İlhan Kesici'ye teşekkür etti.
İktidarın bütçeyi savunmak yerine muhalefeti eleştirdiğini öne süren Altay, Bostancı'nın muhalefeti "köylüye buğday ucuz, kentliye ekmek pahalı dediği" gerekçesiyle eleştirdiğini de anımsattı.
Altay, "Doğru. Dünyanın bütün ülkelerinde tarım destekleri var. Sayın Bostancı, felsefeci olduğu için ekonomik kavramlardan belki biraz uzak kalmıştır. GSYH'nin yüzde 1'ini, yasaya koyduğunuz halde çiftçiye vermediğiniz için; mazot, gübre, tohum, ilaç ve yem gibi girdi maliyetlerinden ÖTV, KDV aldığınız için buğday ucuz, ekmek pahalı. Stratejik ürünleri tüccarın, çiftçiyi, köylüyü de tefecinin insafına terk ettiğiniz için bu ülkede buğday ucuz ekmek pahalı." sözlerini sarf etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mitinglerinden birinin rötarlı başladığını anlatan Altay, "O vilayetteki teşkilatlarımızı aradık. 'Sayın Cumhurbaşkanı geldi, otelde, meydan boş onun için miting başlamıyor' dediler." dedi.
"Bilinç altında öyle bir özdeşleşme de var"
AK Parti Grup Başkanı Bostancı ise felsefeci değil Mülkiye mezunu olduğunu ve "Her şeyi bildiği" yönünde bir iddiası bulunmadığını söyledi.
Şevket Süreyya Aydemir'in "Tek Adam" adlı üç ciltlik eserinde bahsettiği kişiyi CHP'lilerin bildiğini belirten Bostancı, "Sanıyorum, arka planda bilinç altında öyle bir özdeşleşme de var." diye konuştu.
Naci Bostancı, iktidar ve muhalefetin birbirini eleştirebileceğini, bundan her iki tarafın faydalanabileceğini, ayrıca İlhan Kesici'nin eski dostu olduğunu sözlerine ekledi.
CHP'li Altay, " Mustafa Kemal Atatürk'ün çift adam olduğunu söylemedik. Onun cumhuriyetin tek kurucusu olduğunu herkes, herhalde Sayın Bostancı da kabul ediyor." dedi.
CHP'nin, cumhuriyetin kuruluşundan 1950'ye kadar olan süreçte bir devlet partisi olduğunu dile getiren Altay, "Ama siz bugün parti devletisiniz." iddiasında bulundu.
Son Dakika › Güncel › Bostancı: 'AK Parti büyücülük mü yaptı acaba, hokus pokusla mı götürüyor işi? Böyle bir şey yok' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?